Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/349 E. 2019/485 K. 11.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/349 Esas
KARAR NO : 2019/485

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/06/2019
KARAR TARİHİ : 11/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22.11.2016 tarihinde … poliçe no ile davalı ….’ye sigortalı … adına kayıtlı ve aynı şahıs sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, müvekkili …’in sevk ve idaresindeki elektrikli bisiklete çarptığını ve müvekkili …’in yaralanmasına sebebiyet verdiğini, kazanın ardından sevk edildiği … Hastanesi ve … Devlet Hastanesi’nde düzenlenen genel adli muayene raporuna göre …’in yaralanması basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceğini, hayati tehlikesinin mevcut olduğunu, trafik kazası tespit tutanakları ve olay yeri basit krokisine göre … plakalı aracın sürücüsü …’in 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 57/1-a maddesinde yer alan “Kavşaklara yaklaşırken kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamamak, geçiş hakkı olan araçlara ilk geçiş hakkını vermemek.” kuralını ihlal etmek suretiyle asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkili …’in ise kazada kusurunun bulunmadığı tespit edildiğini, ayrıca kaza nedeniyle … 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/36 E ve 2018/104 K sayılı dosyası ile yargılaması gerçekleşmiş bulunup sürücü … kusurlu bulunarak mahkumiyetine karar verildiğini, müvekkili bu kaza dolayısıyla vücudunda hayati fonksiyonlarını ağır derecede etkileyen kırık oluşturacak düzeyde yaralandığını, müvekkilinde kalıcı sakatlık söz konusu olup, geçirdiği ameliyatlara ve tüm tedavilere rağmen ayağının üzerine tam basamamakta, bacağındaki kırık nedeniyle bastonsuz yürüyemediğini, müvekkili kaza nedeniyle uğradığı maddi zararlar nedeniyle gördüğü tedavi masraflarına kendisi ve ailesi katlanmak zorunda kaldığını, BK’nın 49.maddesine göre “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.“ aynı kanunun 54. maddesinde haksız fiilden doğan zarar sonucu ödenecek tazminatın nedenleri ve mahiyeti düzenlenmiş olup, işbu kanun maddesi gereği tedavi giderleri, çalışma gücünün azalmasından doğan zararlar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar bedensel zararlar kapsamında olup sigorta şirketi tarafından da giderilmesi gereken zararlardan olduğunu, müvekkilinin bu zararlarının karşılanabilmesi için davalı … şirketine başvurulduğunu ancak davalı şirket başvurularını “raporlarda yer alan maluliyet ile kaza arasında illiyet bağı kurulamaması” sebebiyle reddettiğini, bu nedenle işbu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, alacaklarının belirli olmaması nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla, müvekkili için şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın davalıdan haksız fiil tarihi 22.11.2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
G E R E K Ç E:
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre;
”MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile “Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
Anılı yasal değişiklik ışığında dava dilekçesinin tetkiki neticesinde; dava konusu maddi tazminat talebi bakımından arabuluculuk dava şartı mevcut olmakla davacı yanın arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı tespit edilmekle davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-1-Davanın 6325 sayılı Kanunun 18/A-2., HMK’nın 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alınmakla yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tensiben karar verildi.11/06/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza