Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/328 E. 2021/206 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/198 Esas
KARAR NO : 2021/190
DAVA :Menfi Tespit(Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2020
KARAR TARİHİ : 01/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … Turizm Tic. ve San. A.Ş. tarafından diğer davalı … San. ve Tic. A.Ş. aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası ile 33.764.780,65 TL cari hesap alacağı bulunduğundan bahisle icra takibi başlatıldığını, borçlu şirket yetkilisi …’ın icra takibinin başlatıldığı aynı gün icra dairesinde hazır bulunarak ödeme emrini tebliğ aldığını, takibin kesinleştirilmesini istediğini, lehe işleyecek sürelerden feragat etmek suretiyle taraflar arasındaki icra takibinin kesinleştiğini, alacaklı yanca onlarca kişiye haciz ihbarnamesi gönderildiğini, bu kişilerden birisinin de müvekkili olduğunu, müvekkilinin dosya alacaklısı ile yaptığı görüşmeler neticesinde haciz ihbarnamelerine itiraz etmeyerek dosya borçlusu konumuna geldiğini, davanın İİK’nın 89. maddesindeki özel nitelikle menfi tespit davası açma süresinin kaçırılmış olması nedeni ile borcun bulunmadığına ilişkin genel hükümlere dayanılarak açılmış olan menfi tespit davası olduğunu, müvekkilinin bu davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunduğunu, davalıların kötü niyetli olarak müvekkilini kandırdıklarını, icra dosyasındaki borçlu ile alacaklı davalı şirketlerin aralarında fiili ve hukuki organik bağ bulunduğunu, davalı borçlu şirketin, davalı alacaklı şirketin ortaklarından olduğunu, her iki şirketin de temsilcisi olan kişinin biri lehine diğeri aleyhine olmak üzere işlem tesis ettiğini, durumdan haberdar olan davalı borçlu şirketin diğer yetkilisinin icra dosyasından yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, borcu kabul etmediklerini beyan ederek haciz işleminin iptalini istendiğini, icra müdürlüğünce talebin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle reddedildiğini, bunun üzerine …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/… Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve bu davadan feragat edildiğini, davalı dosya alacaklısının müvekkilinin diğer davalı dosya borçlusuna ne kadar borcu olduğunu bildiğini, bilerek ve isteyerek müvekkilini oyalatıp dosya borçlusu haline getirdiğini, davalı alacaklı şirket tarafından … Mail Hukuk adresinden müvekkiline 03/08/2019 tarihinde mail atıldığını, maille birlikte haciz ihbarnamesi gönderildiği ve gelince şirketleri ile irtibata geçilmesinin istendiğini, müvekkilinin maile cevap verdiğini, aradan bir hafta geçmeden birinci haciz ihbarnamesi gelmesi üzerine müvekkilinin davalı şirketi aradığını, yazının geldiğini arızalı ürünü alıp almayacaklarını ve ona göre ödeme yapacağını bildirdiğini, davalı şirketin ürünün alınacağını, ürün alınmadan ödeme yapmasına ve gelen yazıya da cevap vermesine gerek olmadığı bildirmesi ve şirkette işlerin yoğun olduğu ürün iadesi için arayacaklarını söylemesi üzerine müvekkilinin haciz ihbarnamesine karşı beyanda bulunmadığını, arızalı ürün ile birlikte dahi 8.331,29 TL borcu olan müvekkilinin, iyi niyetli inanışının kurbanı olarak 33.764.780,65 TL bedel ile hukuken sorumlu hale getirildiğini, müvekkilinin davalı alacaklı şirket nedeni ile İİK’nın 89.maddesindeki özel nitelikli menfi tespit davası açma süresini kaçırdığından genel hükümlere dayanarak menfi tespit davası açmasında hukuki menfaatinin bulunduğunu beyanla müvekkilinin davalılara davaya konu … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasından ötürü 33.764.780,65 TL borçlu olmadığının tespitine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı … Tur. Tic. ve Ltd. Şti.’nin alacağının tahsili amacıyla müvekkili şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkili şirketin üçüncü şahıslar nezdindeki tüm hak ve alacaklarının haczi için banka hesaplarında bulunan paralara, üçüncü şahıs şirketlerine ve şahıslara haciz ihbarnameleri gönderildiğini, davacıya İİK’nın 89. maddesi kapsamında haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz edilmediğini ve alacağın ödenmediğini, itiraz sürelerinin kaçtığını ve takibin kesinleştiğini, davacının dosya borcunun tamamından sorumlu olduğunu, yasal süresinde açılmayan menfi tespit davasının yalnızca icra takibini sürüncemede bıraktığını ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı şirket tarafından işbu davanın müvekkiline yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin bu davada husumetinin olmadığından müvekkili yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Tur. Tic. ve Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından alacağının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyası üzerinden … Paz. San. ve Tic. A.Ş. aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleşmesiyle müvekkili şirketin alacağının tahsili amacı ile borçlu şirketin üçüncü şahıslar nezdindeki tüm hak ve alacaklarının haczi için borçlunun ticari ilişkisinin bulunduğu ve ticari ilişki sebebi ile alacaklı bulunduğu şirketlere ve şahıslara haciz ihbarnameleri gönderildiğini, davacının İİK’nın 89. maddesi kapsamında gönderilen ihbarnameye cevap vermediğini ve itiraz etmediğini, davacının işbu menfi tespit davasını yasal süresinde ikame etmediğini, müvekkili şirketin alacaklarını kanuni yollarla tahsil etmeye çalıştığını, davacı 3. şahsın …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosya borcunun tamamından sorumlu olması gerektiğini, davacının müvekkili şirketin mağdur olmasına sebebiyet verdiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK’nın 89/3. maddesi uyarınca menfi tespit talebine ilişkindir.
Davalı … Tic. ve Ltd. Şti. tarafından diğer davalı … San. ve Tic. A.Ş. aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyası ile; 33.746.751.56 TL asıl alacak ve 18.029,09 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 33.764.780,65 TL cari hesap alacağının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 30/07/2019 tarihinde davalı borçlu şirket yetkilisi tarafından tebliğ alındığı ve şirket yetkilisinin aynı tarihli işleyecek sürelerden feragat ettiğine dair dilekçesi üzerine takibin kesinleştiği, davalı alacaklı … Tur. Tic. ve Ltd. Şti.’nin talebi ile davalı borçlu şirkete borçlu olan davacı ve diğer üçüncü şahıslara İİK’nın 89/1. maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi gönderildiği, birinci haciz ihbarnamesinin davacıya 08/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacının yedi günlük süre içerisinde itiraz etmemesi nedeniyle ikinci haciz ihbarnamesinin gönderildiği ve davacıya 20/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının bu ihbarnameye de süresi içerisinde itiraz etmemesi nedeniyle üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderildiği ve davacıya 16/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından davadan önce arabuluculuk kurumuna başvurulduğu, taraflar arasında anlaşma sağlanamadığına dair 27/02/2020 tarihli arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği ve iş bu davanın 12/03/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
İcra ve İflas Kanunu’nun 72/1. maddesi uyarınca borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İİK’nın 89/1. maddesi uyarınca kendisine haciz ihbarnamesine gönderilen üçüncü şahıs mezkur maddenin 3. fıkrası uyarınca, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. İİK’nın 89/5. maddesi uyarınca, üçüncü şahıs, kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde haciz ihbarnamesine itiraz etmediği takdirde, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir.
Açıklanan mevzuat hükümleri karşısında her ne kadar dava dilekçesinde; davanın İİK’nın 72. maddesi kapsamında genel hükümlere göre menfi tespit talebine dayanılarak açıldığı belirtilmiş ise de davanın hukuki nitelendirmesi Mahkememize ait olup dava İİK’nın 89/3. maddesine dayanan menfi tespit talebine ilişkindir. İİK’nın 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davasının, takip borçlusunun takip alacaklısına karşı açacağı bir dava türü olduğu ve somut olayda davacı takip borçlusu olmadığından, belirtilen kanun hükmünün uygulanması mümkün olmadığı gibi davacı tarafından icra dosyasına yapılmış bir ödeme bulunmadığından İİK’nın 89/5. maddesinin de uygulanması mümkün değildir. Bu minvalde davanın, üçüncü haciz ihbarnamesinin davacıya tebliğ edildiği 16/09/2019 tarihinden itibaren onbeş günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 12/03/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmakla davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde oyçokluğu ile karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 59,30 TL peşin alındığından yeniden alınmasına yer oladığına,
3-Zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabuluculuk ücreti olarak Hazine tarafından karşılanan 1.980,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır
(muhalefet)

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

Muhalefet : Dava; davalı borçlu şirket hakkında diğer davalı takip alacaklısı tarafından başlatılan icra takibi kapsamında gönderilen haciz ihbarnamelerine itiraz sürelerinin kaçırılması sonucu davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 4949 sayılı Yasa ile değişik 89/3. maddesinde; “Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu süre içinde 106 ncı maddede belirtilen süreler işlemez. Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur…” hükmüne yer verilmiştir. Anılı madde gereğince üçüncü kişi, menfi tespit davasını üçüncü haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren on beş gün içinde açmak zorundadır. (md.89/III c.3) Bu süre hak düşürücü nitelikte olduğundan, mahkemenin, davanın süresi içinde açılıp açılmadığını re’sen araştırması gerekmektedir.
Bununla birlikte somut olayda davacı tarafından, haciz ihbarnamelerine itiraz ve İİK’nın 89/3 maddesi kapsamındaki menfi tespit davası açma süresinin davalı yanların dürüstlük kuralına aykırı davranışları nedeni ile kaçırıldığı belirtilerek, İİK’nın 72. maddesi kapsamında menfi tespit istemi ileri sürülmüştür. HMK’nın 31. maddesi kapsamında davanın nitelendirilmesinin resen yapılması gerekmiş olup davalı şirketler arasındaki organik bağ iddiası ile yanlar arasındaki yazışmalarda belirtilen borç miktarı ile takip dosyası kapsamında şeklen kesinleşen borç miktarı arasındaki farklılığın iddia ve savunmalar kapsamında aydınlatılması gerekmekle bu durumda uyuşmazlığın hukuksal temelinin İİK’nın 89. maddesine dayalı olmayıp İİK’nın 72. maddesine dayalı olduğu sonucuna varıldığı, takip alacaklısı ile takip borçlusu şirkete karşı TMK’nın 2. maddesi ışığında İİK’nın 72. maddesine dayalı olarak hak düşürücü süreye tabi olunmadan dava açılmasında davacının hukuki menfaatinin bulunduğu görüşünde olduğumdan aksi yöndeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım. 01/04/2021

HAKİM …
e-imzalıdır