Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/302 E. 2020/665 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/302 Esas
KARAR NO : 2020/665

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2019
KARAR TARİHİ : 22/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı ile ticari münasebetine konu fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle İstanbul …İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra takibine girişildiğini, davalı borçlunun dayanaksız olarak itiraz ettiği takibin durduğunu, haksız ve kötüniyetli itiraz sonrası zorunlu arabuluculuk sürecine başvurulduğunu, ancak iki ayrı toplantıya katılmayan davalı nedeniyle anlaşma sağlanma imkanı kalmamış olup iş bu davanın açıldığını, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalı şirket tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, 35.380,81 TL alacaklarının takip tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont avans faiz ile birlikte tahsiline haksız itiraz nedeniyle alacağının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün…takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine fatura alacağına istinaden toplam 39.219,60 TL alacağın faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 08/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda;
“Davalı…LTD ŞTİ Defter Belge İncelemesi : Davalı duruşma günü gelmemiş yerinde incelemeye dair herhangi bir talepte bulunmamış ve defter ve kayıt ibraz etmemiştir.
42- Takip Konusu Alacağın Defter Kayıtları ve Dayanağı :
42.1 Davacı … LTD ŞTİ ’nin incelenen 2017 Yılına ait resmi defter kayıtlarında davalı Davalı …LTD STİ kayıtlanmış bulunduğu hesabının borç bakiyesinin 31.12.2017 itibariyle 30.267,13 TL olduğu tespit edilmiştir.
4.2.2. – Davalı… LTD STİ ’nin defter ve kayıt ibraz etmediği için inceleme yapılamamıştır.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME: Sayın Mahkemenin görevlendirmesi kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirmeler ile davacı …LTD. ŞTİ ’nin incelenen 2017 yılma ait kayıtlarında Davalı … LTD STİ’ nce düzenlenen tüm faturaların ve tahsilatların cari hesabına işlendiği, …Vd marifetiyle dosya kapsamına sunulan B formlarına uygun bildirimlerinin yapıldığı tespit edilmiştir.
Davacı …LTD STİ’nin Anadolu …İcra Müdürlüğü … Esas takibini yaptığı 30.267,13 TL tutarında anaparanın davacı defter ve kayıtlarında borç aslı olarak bulunduğu tespit edilmiş olup iş bu bilirkişi raporu dosyası ile birlikte saygıyla arz olunur.” şeklinde mütalaada bulunmuştur.
Dava; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında faturaya dayalı alacak istemi ile başlatılan icra takibine davalı yanın itirazının iptali isteminden ibarettir.
Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktalarında icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; davacı tarafın faturaya dayalı alacak istemine dayalı olarak başlattığı icra takibinin davalı şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, davalı şirketin ticari defterlerin ibrazı çıkarılan meşruhatlı davetiyenin tebliğine rağmen ticari defterlerini ve sair herhangi bir delili dosyaya ibraz etmediği, bu nedenle yalnızca davacı tarafın ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılabildiği, davacı tarafın alacak talebine konu faturaların ait olduğu dönem itibari ile 2018 yılına ait ticari defter ve belgelerini ibraz ettiği, ibraz edilen ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, ibraz edilen ticari defterlerin davacı lehine delil vasfını haiz olduğu saptanmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi sonucunda; davaya konu uyuşmazlığın 09/10/2017 tarihli 39.219,60 TL bedelli faturanın ödenmesine ilişkin olduğu, davacı ticari defterlerine göre davacı yan davalı yandan 30.267,13 TL tutarında alacaklı olmakla, davalı yanın ticari defter ve kayıtlarının meşruhatlı davetiyenin tebliğine rağmen ibraz edilmemesi nedeniyle anılı faturanın davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı hususunun tespit edilemediği, bu kapsamda davalı yanın bağlı olduğu vergi dairesine söz konusu faturanın davalı yanca işleme alınıp alınmadığının belirlenmesi için mahkememizce müzekkereler yazıldığı, davacı faturasının davalı yanca vergi dairesinde BA bildirimine konu edilmediğinin 2017 yılı 10. ayının BA kayıtlarına ilişkin müzekkere cevabından saptandığı, ayrıca 2017 yılında davalı yanca 3 adet fatura karşılığı KDV hariç 111.785,00 TL tutarında mal/hizmet alımına dair bildirimde bulunulduğu görülmekle, davalı vekili 21/02/2020 tarihli 2 nolu ve 16/06/2020 tarihli 4 nolu celselerde 2017 yılında yapılan mal alımına ilişkin bedellerin taraflarınca ödendiğini ve davaya konu fatura hakkında herhangi bir siparişlerinin olmadığını ifade etmekle, ödeme beyanlarının 2017 yılı 10. ayına ilişkin fatura hakkında olmadığını söylediği, söz konusu ödemelere ilişkin kayıtlar davalı yanca dosya kapsamına dekont olarak sunulmuş olmakla, davacı yanca da itiraza uğramayan bu ödemelerin USD üzerinden yapıldığı nazara alındığında ödemelerin 2017 yılı BA kayıtlarında bildirilen KDV hariç 111.785,00 TL’lik tutarı karşıladığı anlaşılmış ise de, bu ödemelere ilişkin faturaların dava konusu olmadığı, davaya konu 09/10/2017 tarihli 39.219,60 TL bedelli faturanın teslim alan imzalı sevk irsaliyesi dosya kapsamında bulunmadığından ve davalı yanca anılı fatura vergi dairesine bildirilmediğinden mevcut delillerle fatura konusu malları teslim ettiğini ve söz konusu fatura nedeniyle alacaklı olduğunu ispatlayamayan davacı yana, dava dilekçesinde dayandığı yemin delili hatırlatılmak suretiyle yemin teklif etmek üzere süre verildiği, yemin metninin sunulması üzerine meşruhatlı davetiye marifetiyle davet edilen davalı şirket yetkilisi…’ın mahkememiz huzurunda “İstanbul … İcra dairesinin … esas sayılı dosyasında takibe konu edilen 09/10/2017 tarihli… seri nolu 39.219,06 TL tutarlı faturada yer alan fatura içeriği malları davacı şirketten sipariş etmedik, sipariş etmediğimiz içinde sipariş bedelini ödemedik, davacı şirket ile daha önceki ticari ilişkimiz kapsamında siparişlerimiz olmuş ve bunları ödemiştik, ancak dava konusu fatura hakkında herhangi bir siparişte bulunmadık, ayrıca bu faturaya konu mallarda tarafımıza gönderilmemiştir, anılı fatura da tarafımıza tebliğ edilmemiştir, aramızda bu fatura kapsamında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığından ödemede yapmadık” şeklinde yemin ettiği, fatura içeriği malların sipariş edilmediği bu nedenle ödeme de yapılmadığı beyan edildiğinden, kesin delil olan yemin delili ile de davaya konu fatura alacağını ispatlayamayan davacı yanın davasının reddine karar vermek gerekmekle, süresinde sunulmuş bir cevap dilekçesi ile istenmeyen kötü niyet tazminatının sonradan talep edilmesi savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olduğundan davalı yanın bu talebi yerinde görülmeyerek açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 669,78 TL peşin harçtan 54,40-TL’in mahsubu ile fazla yatan 615,38 TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11. maddesi gereğince mazeretsiz olarak arabuluculuk toplantısına katılmayan davalı yan yargılama giderlerinin tamamından sorumlu olduğundan, davacı tarafça yapılan 812,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11. maddesi gereğince mazeretsiz olarak arabuluculuk toplantısına katılmayan davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin dava haklı çıksa dahi mazeretsiz olarak toplantıya katılmayan davalı tarafça karşılanması gerekmekle, 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
22/12/2020Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır