Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/284 E. 2021/523 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/284 Esas
KARAR NO : 2021/523

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/05/2019
KARAR TARİHİ : 06/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17/01/2018 tarihinde … karayolu … mevkiinde … isimli şahsın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın hakimiyetini kaybederek yolun sağında bulunan tabelaya çarpmak suretiyle ölümlü ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilleri …’un eşi …’un babası olan …’un mesleki faaliyetlerini sürdürdüğü sırada kaza yapan araçta bulunmakla kaza tarihinden kısa bir süre sonra vefat ettiğini, müvekkilinin eşi/babası …’un meydana gelen kazanın oluşumunda da hiçbir kusurunun bulunmadığını, nitekim müteveffanın kaza yapan araçta yolcu konumunda olduğunu, davalı …. Sigorta A.Ş.kazaya karışan … plakalı aracın … sayılı poliçe numarası ile ZMMS sigortacısı konumunda olup meydana gelen kaza nedeniyle hukuken sorumlu durumunda olduğunu, sigorta şirketine yapılan bildirimde sigorta bedelinin kısmen ödendiğini ve yapılan ödemede %25 hatır taşımacılığı ve %25 alkol indirimi yapılarak taleplerinin dikkate alınmaksızın 80.391 TL ödeme yapıldığını, ancak sigorta şirketinin bu ödemeyi kısmi olarak yaptığını, sigorta şirketi tarafından uzlaşı teklifinde 170.000 TL uzlaşı bedelinin teklif edildiğini, ancak sigorta şirketinin müvekkilinin ticari ve mesleki gerekçelerle araçta bulunduğunu göz ardı ettiğini, ATK incelemesinde müvekkilinin kanında alkole rastlanılmadığını, hasar dosyası oluşturularak destekten yoksun kalan müvekkiline toplamda 80.391,00 TL ödeme yapıldığını, adli yardım taleplerinin kabulü ile toplanacak delillere göre destekten yosun kalma tutarlarının belirlenerek şimdilik toplamda 1000 TL’nin işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden sigortacı yönünden temerrüt tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tespit tutanağı ve varsa ceza soruşturma evrakları gibi kazanın tarihi ve nasıl meydana geldiği hakkında tarafımıza tebliğ edilen hiçbir delil olmadığından ilk itiraz haklarımıza halel gelmemesi açısından öncelikle zamanaşımı defi’inde bulunduklarını, eğer dava süresinde açılmadıysa davanın reddini talep ettiklerini, dava konusu kazada … plaka sayılı aracın müvekkili nezdinde 06/12/2017- 2018 tarihlerini kapsayan … nolu Zorunlu Mali Sorumluluk(Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda poliçede belirtilen azami oran ile sınırlı olduğunu, teminat limitini bildirmelerinin davayı kabul anlamında olmadığını, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı dışında olduğunu, davacı taraf vekilinin müvekkil şirkete 16.05.2018 tarihinde başvurmuş olup, yapılan başvuru neticesinde … No’lu hasar dosyası açılmış, başvuruya süresi içerisinde cevap verildiğini, konusunda uzman kişilerce hesaplama yapılarak, 07.06.2018 tarihinde … ‘ın hesabına 80.391,00 TL ödeme yapıldığını, davaya konu olayın 17/01/2018 TARİHLİ KAZA Tutanağına göre müvekkil şirket nezdinde sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’in direksiyon hakimiyetini kaybederek tek taraflı, ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın gerçekleşmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusur tespitine ilişkin uzman bilirkişilerce heyet oluşturularak yargılamaya ve Yargıtay denetimine elverişli kusur raporu alınmasını talep ettiklerini, hatır Taşımasının Varlığı Halinde Hesaplanacak Tazminatta İndirime Gidilmesi gerektiğini, davaya konu olayla ilgili SGK tarafından herhangi bir ödemenin yapılıp yapılmadığının sorulması gerektiğini, muhtemel SGK rücu davası ( 506 S.Y. m.26 ) sonucunda oluşabilecek mükerrer ödemenin ve sebepsiz zenginleşmenin önlenebilmesi için, trafik kazası sonucu vefat eden, yaralanan yada malul kalan sigortalının kendisine yada geride kalan hak sahiplerine SGK tarafından iş kanunu uyarınca herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığına ve yahut gelir bağlanıp bağlanmadığına ilişkin bilgi ve belgelerin toplanması gerektiğini, davacıların sosyal ve ekonomik durumları ile hangi Sosyal Güvenlik Kuruluslarına tabi olduklarının sayın mahkemenizce tespit edilmesi gerektiğini, bilindigi üzere eğer davacılar Sosyal Güvenlik Kurumundan ölüm/cenaze masrafı, tedavi gideri ya da pesin sermaye degeri almıs ise, bu Sosyal Güvenlik kuruluslarının kendi özel kanunlarına göre müvekkil sirket … SİGORTA’dan rücu imkanı doğmakta olduğunu, … SİGORTA ‘ nın davacıların dışında, Sosyal Güvenlik Kuruluslarının da aynı kazadan dolayı aynı rücu talepleriyle karşı karşıya kalmaması için bu konudaki araştırmaların re’sen yapılması gerektiğini, sosyal güvenlik kurumu tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarı tespit edilerek müvekkil şirket tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, ayrıca, müteveffanın kendi can güvenliği nedeniyle gerekli güvenlik tedbirlerini alıp almadığı ve müterafik kusur durumunun tespiti bakımından yargıtay denetimine elverişli rapor alınmasını talep ettiklerini, kazada vefat eden …’ un , kendi can güvenliği için gereken güvenlik önlemlerini alıp almadığının araştırılmasını talep ettiklerini, müteveffanın, zararın meydana gelmesinde/artmasında müterafik kusuru bulunduğu tespit edilmesi halinde TBK 51-52 (Mülga BK.43 ve 44) maddelerinin uygulanması ve hesaplanacak maddi tazminattan ayrıca müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin hiçbir mesuliyeti olmamakla birlikte, tazminat hesabı yapılması halinde davacının geliri somut belgelerle ispatlanması gerektiğin, kabul anlamına gelmemek kaydıyla sayın mahkemece faize hükmedilecek olması halinde, faiz başlangıcı olarak dava tarihinin esas alınması gerektiğini, müvekkili şirket aleyhine tazminata hükmedilmesi halinde davacının iddiasının aksine dava tarihinden başlamak üzere yasal faize hükmedilmesini talep ettiklerini, teminatın tek, hasar görenlerin birden fazla olması durumunda Karayolları Trafik Kanunu 96. Madde gereğince teminatın paylaştırılması gerekli olduğunu, yukarıda izah edildiği üzere trafik kazası nedeni ile uğranılan zararda; Sosyal Güvenlik Kurumunun bağladığı geçici ve kalıcı iş göremezlik ödeneğinin, peşin değeri üstündeki ve dışındaki zarar olarak, doğrudan hak sahibinin kişisel zararı, zarar gören şahıs için bağladığı geçici ve kalıcı iş göremezlik ödeneğinin, peşin değeri olarak, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun zararı olmak üzere 2 ayrı zarar gören olduğunu, ancak her iki zarar için poliçede tek bir ” bedeni kişi başına ” teminat bulunmaktadır. Dava konusu talep karşısında müvekkili şirketin bedeni kişi başı teminatı ile sınırlı olduğunu, bu durumda Karayolları Trafik Kanunu’nun 96. Maddesi uyarınca ” bir teminat için birden fazla zarar görenin olması durumunda, teminatın zarar görenler arasında hasar oranında paylaştırılması gerekir”, hükmü uyarınca ”proporsiyon” yapılarak teminatın paylaştırılması gerektiğini, öncelikle müvekkili şirket bakımından davanın reddine, aksi taktirde davanın zamanaşımı, husumet yönünden reddine, aksi taktirde, tüm delillerin toplanması ve bunu takiben “ Adli Tıp Kurumu ve Trafik İhtisas Dairesi ’’ tarafından kusur tespitinin yapılamasından sonra müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda; yine “ Aktüer” sıfatına sahip bir bilirkişi kanalı ile tazminatın hesaplanmasına, müvekkil şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda; sorumluluğunun yukarıda açıkladığımız çerçevede ve azami limit ile sınırlı olacağına, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğinden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, Müvekkil şirket dava açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde ; dosyada alınan söz konusu bilirkişi raporunda dava konusu destekten yoksun kalma tazminatı olarak hak kazanmış oldukları tutar bilirkişi tarafından … için 101.707,07-TL, … için 41.050,67-TL olmak üzere toplam 142.757,74- TL olarak tespit edildiğini, bu nedenle müvekkilleri için dava dilekçesi ile talep edilen toplam 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatını … için 101.707,07-TL ve … için 41.050,67-TL arttırılarak toplam 142.757,74- TL’nın davalılardan alınarak davacı müvekkillere verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen 23/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 17.01.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında;
1-Davalı sigorta şirketi tarafından kaza tarihini kapsar şekilde zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış bulunan ve davalı …’in maliki olduğu … plakalı araç sürücüsü davalı …% 100 (yüzdeyüz) oranında kusurlu olduğu,
2- Araçta yolcu olarak bulunan davacılar desteği müteveffa …’un müterafik kusurunun bulunduğu,
3- Davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumu dikkate alınarak belirlenen zarar tutarından %20 müterafik kusuru indirimi yapıldıktan sonra olayda vefat eden …’un geride kalan hak sahiplerinin;
Ödeme Tarihindeki Verilere Göre:
Davacıların ödeme tarihindeki verilere göre maddi zarar toplamı (118.816,65+47.048,54)=165.865,19 TL olarak belirlenmiş iken davalı tarafından toplam 80.391,00 TL ödeme yapıldığı, buna göre de ödeme ile ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zarar arasında fark bulunduğu,
Sayın Mahkemece ödeme ile ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zarar arasında fark bulunduğu ve buna göre de; ödeme ile borcun sona ermediği ve ödemenin kısmı ifayı içeren makbuz olarak kabul edilmesi halinde ise;
Günümüze Kadar Gerçekleşeli Veriler Esas Alınarak Belirlenen Zarar Tutarından Ödemenin Güncel Tutarın Tenzili Sonucu:
A) Davacı Eş … un destekten
yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının = 101.707.07 TL,
B) Davacı Kızı …’un destekten
yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının = 41,050.67 TL. olduğu,
c) Davacılar desteğinin araç sürücüsünün halasının oğlu olması nedeniyle bu konudaki Yargıtay kararlarına(ekte emsal olarak sunulmuştur) göre yakın akrabalık ilişkisi nedeniyle hatır taşıması koşullarının gerçeklemediği kabul edilerek hatır taşıması nedeniyle indirim yapılmadığı,
Sayın Mahkemece aksi kanaate varılarak olayda hatır taşıması indirim koşullarının gerçekleştiğinin ve indirim oranın %20 olduğunun kabulü halinde ise; yukarıda maddi zarar hesabında %20 müterafik kusur indirimi olarak belirlenen tutar kadar hatır taşıması indirimi yapılması gerekeceğinden buna göre; davacı Eş …’in talep edilebilir hatır taşıması indirimli bakiye maddi zararının 101.707,07- 50.480.67)= 51,226,40 TL ve davacı kızı …’nın talep edilebilir hatır taşıması indirimli bakiye maddi zararının(41.050,67- 17.185,04)= 23.865,63 TL olacağı,
4-Davacılar ile birlikte dava dışı anne dahil tüm hak sahiplerinin talep edilebilir maddi zararlarının zorunlu trafik sigorta poliçe limiti içinde kaldığı,
5-Davalı sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihinin 07.06.2018 ödeme, sigorta şirketi dışındaki davalılar bakımından 17.01,2018 olay tarihi olarak belirlendiği,
6-Sigortalı aracının kullanım amacının hususi gözüktüğü,
7-Dava dosyasında davacıların bizzat sarf ettiği zorunlu cenaze ve defin giderlerini ispata yarar bir belgenin bulunmaması nedeniyle cenaze ve defin gideri zararlarının belirlenemediği, sonuç ve kanaati ile tarafımızca tanzim olunan işbu raporu saygı ile arz ederiz.”şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Bilirkişiler …ve …. tarafından düzenlenen 12/02/2021 tarihli ek raporda özetle;
“Delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere: 17.01.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında;
1-Davalı sigorta şirketi tarafından kaza tarihini kapsar şekilde zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış bulunan ve davalı …’in maliki olduğu … plakalı araç sürücüsü davalı …% 100 (yüzdeyüz) oranında kusurlu olduğu,
2-Araçta yolcu olarak bulunan davacılar desteği müteveffa …’un müterafik kusurunun bulunduğu, 
3-İlk raporda belirlendiği üzere davalı tarafından yapılan ödemenin ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen destek zararının oldukça altında kalması nedeniyle;
Günümüze kadar bilinin verilere göre davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumu dikkate alınarak belirlenen zarar tutarından %20 müterafik kusuru indirimi yapıldıktan ve ödemelerin güncel tutarı tenzil edildikten sonra olayda vefat eden …’un geride kalan hak sahiplerinden;
a) Davacı Eş …’un destekten
yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının = 152.726,79 TL,
b) Davacı Kızı …’un destekten
yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının = 64.603,01 TL. olduğu,
c) Davacılar desteğinin araç sürücüsünün halasının oğlu olması nedeniyle bu konudaki Yargıtay kararlarına(ekte emsal olarak sunulmuştur) göre yakın akrabalık ilişkisi nedeniyle hatır taşıması koşullarının gerçeklemediği kabul edilerek hatır taşıması nedeniyle indirim yapılmadığı,
Sayın Mahkemece aksi kanaate varılarak olayda hatır taşıması indirim koşullarının gerçekleştiğinin ve indirim oranın %20 olduğunun kabulü halinde ise; yukarıda maddi zarar hesabında %20 müterafik kusur indirimi olarak belirlenen tutar kadar hatır taşıması indirimi yapılması gerekeceğinden buna göre; davacı Eş …’in talep edilebilir hatır taşıması indirimli bakiye maddi zararının (l52.726,79- 65.554,80)= 87.171,99 TL ve davacı kızı …’nın talep edilebilir hatır taşıması indirimli bakiye maddi zararının(64.603,01- 23.570,08)= 41.032,93 TL olacağı,
4-Davacılar ile birlikte dava dışı anne dahil tüm hak sahiplerinin talep edilebilir maddi zararlarının zorunlu trafik sigorta poliçe limiti içinde kaldığı,
5-Başvuru tarihine göre davalı sigorta şirketi bakımından temerrüdün 29.05.2018 tarihinde,
Sigorta şirketi dışındaki davalılar bakımından 17.01.2018 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
6-Sigortalı aracın kullanım amacının hususi gözüktüğü,
7-Dava dosyasında davacıların bizzat sarf ettiği zorunlu cenaze ve defin giderlerini ispata yarar bir belgenin bulunmaması nedeniyle cenaze ve defin gideri zararlarının belirlenemediği, sonuç ve kanaati ile tarafımızca tanzim olunan işbu EK raporu saygı ile arz ederiz. ” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Dava; 17/01/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle vefat eden …’un desteğinden yoksun kalan davacıların davalılardan destekten yoksun kalma ve cenaze gideri taleplerine ilişkin olarak davalı sigorta şirketince yapılan ödemenin eksik olduğundan bahisle açılmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından 07/06/2018 tarihinde ödeme yapılmış ise de, davacıların davalı sigortayı ibra ettiklerine dair ibraname dosya kapsamına yansımadığından davanın KTK’nun 111/2. maddesi uyarınca hak düşürücü süreye uğramadığı anlaşılmıştır.
Davalı sigorta vekilince zamanaşımı definde bulunulmuş ise de, kaza tarihi 17/01/2018 olup, KTK’nun 109. maddesi uyarınca 2 yıllık zamanaşımı süresi geçmeden 07/06/2018 tarihinde yapılan kısmi ödeme ile TBK’nun 154/1-1 maddesi uyarınca zamanaşımının kesilerek yeniden işlemeye başladığı ve dava tarihi itibarıyla yeniden işlemeye başlayan 2 yıllık sürenin sona ermediği görülmüştür. Nitekim ölümlü trafik kazasına ilişkin olarak açılan eldeki davada daha uzun olan ceza zamanaşımı süresi evleviyetle geçmemiştir.
Davalı … mahkememiz duruşmasına katıldığı son celsede, davadan henüz haberdar olduğuna ilişkin beyanlarda bulunmuş ise de, dava dilekçesinin aynı konutta ikamet ettiğini beyan eden annesine 01/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve 13/09/2019 tarihinde bu davalının vekilinin dosyaya vekaletnamesini ibraz ettiği görüldüğünden söz konusu beyanlara mahkememizce itibar edilmemiştir.
Davalılardan …’in destek …’un yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın 17/01/2018 olay tarihinde sürücüsü olup haksız fiil faili sıfatıyla, davalı …’in söz konusu aracın maliki olması nedeniyle işleten sıfatıyla ve davalı …’nın …plakalı aracın ZMSS sigortacısı sıfatıyla zarardan sorumlu oldugu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamında toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; davalı sürücü … sevk ve idaresindeki ….plakalı aracın davacılar desteğinin de içinde yolcu olarak bulunduğu sırada sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi suretiyle yol kenarında bulunan tabelaya çarpması şeklinde meydana gelen kazada, davalı sürücünün ileri derecede alkollü araç kullanmak suretiyle %100 oranında asli kusurlu olduğu, davacılar desteğinin ise alkollü olduğunu bildiği davalının kullandığı araca binmesi nedeniyle kazada müterafik kusurlu olduğu, davalı sigorta tarafından davacılara 07/06/2018 tarihinde yapılan ödemenin davacıların maddi zararlarını tam olarak karşılamadığı, hesaplanan zararla yapılan ödeme arasında fahiş fark bulunduğu, mahkememizce aktüer bilirkişiden TRH 2010 yaşam tablosu + 1,8 teknik faiz yöntemi ile birlikte PMF yaşam tablosu + %10 artış ve iskonto yöntemine göre alternatifli olarak rapor alınmış olup, davacı yanca TRH 2010 yaşam tablosu + 1,8 teknik faize göre yapılan hesaplama uyarınca dava ıslah edilmiş olmakla, yargılama sırasında Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin içtihat değişikliği uyarınca yaşam süresinin TRH 2010 yaşam tablosuna göre belirlenmesi, ancak Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar sayılı, 09/10/2020 tarihli iptal kararı uyarınca genel şartlardan önce kullanılan %10 artış ve iskonto yöntemine göre tazminatın hesaplanmasının gerektiği anlaşılmış ise de, davacıların daha lehine olan %10 artış ve iskonto yöntemi yerine 1,8 teknik faiz yöntemine göre ıslah yapılması suretiyle talepte bulunulduğundan taleple bağlılık ilkesi uyarınca hüküm kurulmasının gerektiği, davacıların, desteğin eşi ve kızı oldukları, talebe dayanak bilirkişi raporunda davacının yeniden evlenme şansı dikkate alınarak, Yargıtay içtihatlarına uygun pay dağıtılmak suretiyle ve desteğin müterafik kusur durumu da nazara alınarak yapılan hesaplamada davacı …’in 101.707,07 TL, davacı …’nın 41.050,67 TL tutarında destekten yoksun kalma zararının bulunduğu, davacı olmayan desteğin annesine ayrılan payla birlikte hesaplanan tazminatın davalı sigortanın teminat limitini aşmadığı, davalı sigorta yönünden temerrüdün ilk ödemenin yapıldığı 07/06/2018 tarihi itibarıyla gerçekleştiği, diğer davalılar yönünden ise 17/01/2018 olay tarihi itibarıyla temerrüdün söz konusu olduğu, sigortalı aracın kullanım amacının hususi olması nedeniyle avans faizi yerine yasal faize hükmedilmesinin gerektiği anlaşılmakla, cenaze gideri yönünden uğranılan zararın ispatlanamaması nedeniyle, açıklanan gerekçelerle destekten yoksun kalma tazminatı yönünden davanın talep nazara alınarak kısmen kabulüne, cenaze giderlerine ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, somut olayda yalnızca sigorta şirketi yönünden açılan davanın ticari dava olması, diğer davalı gerçek kişilerin ihtiyari dava arkadaşı sıfatıyla bu davalı yanında bulunmaları nedeniyle yalnızca davalı sigorta şirketi yönünden arabuluculuğun dava şartı olduğu kabul edilerek bu kapsamda yapılan giderlerin kabul ve ret oranına göre davacılar ile davalı sigorta şirketinden tahsiline dair aşağıya ilgili hüküm fıkrası ihdas edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davacı … yararına 101.707,07 TL ve davacı … yararına 41.050,67 TL olmak üzere toplam 142.757,74 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta A.Ş. (…A.Ş.) yönünden 07/06/2018 ödeme tarihinden, diğer davalılar …ve …yönünden 17/01/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
Cenaze giderine ilişkin fazla taleplerin reddine,
2-Alınması gerekli 9.751,78 TL karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre davanın kabul kısmı üzerinden hesaplanan 13.612,17 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili bu davacıya verilmesine,
4-Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre davanın kabul kısmı üzerinden hesaplanan 6.136,59 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili bu davacıya verilmesine,
5-Davalı ..A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın ret kısmı üzerinden hesaplanan 250 TL vekalet ücretinin davacı …’dan 250 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 95,40 TL tebligat vs.posta masrafı olmak üzere toplam 2.095,40 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre hesap edilen 2.088,06 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili davacılara verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320TL arabuluculuk ücretinden 4,62 TL’sinin davacılardan, 1.315,38 TL’sinin davalı …A.Ş.’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı asilin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır