Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/282 E. 2020/412 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/282 Esas
KARAR NO : 2020/412

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2019
KARAR TARİHİ : 29/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin şirket iş yerinde bulunan çelik para kasası kırılmak suretiyle içinde bulunan …Ltd.Şti. Firması emrine düzenlenmiş ve teslim edilmek üzere imzalanıp kasada muhafaza edilen … Bankası Şişli şubesi 24/09/2018 tarihli 14.800 TL tutarındaki … nolu çek diğer çekler ve boş çek yapraklarıyla birlikte çalındığını, çalınan mezkur çekin arkasının sahte kaşe ve sahte imzalarla ciro edilmek suretiyle piyasaya sürülmüş olup çek müteakip iki adet cirodan sonra çekin hamili olarak davalı şirket tarafından icraya konulduğunu, dava konusu çekin müvekkilinin elinden rızası dışında çıktığından…Ltd.Şti.cirosunun sahte olup, sahte kaşe kullanılmak ve sahte imza atılmak suretiyle cirolandığını, sonraki tüm cirolar ve aralarındaki ticari ilişkilerin şüpheli olduğunu, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyası ile müvekkili şirkette başlanılan haciz esnasında icra dosyasına ihtirazi kayıt ile ödenen 21.700 TL’nin faiz, mahkeme masrafı ve vekalet ücreti ve kötü niyet tazminatı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından keşide edilen 24/09/2018 vadeli 14.800,00 TL çeki müvekkilinin kendi alacaklısına ciro ettiğini, ancak bu firma tarafından çekin bankaya ibraz edildiğinde Bakırköy …ATM 11/07/2018 ve … sayılı ödemeden men tedbir kararı gereğince çek bedelini tahsil edilemediğini, bunun üzerine çek bedelinin müvekkili şirket tarafından anılan firmaya ödenerek çekin geri alındığını, daha sonra ilgili mahkeme dosyası incelendiğinde davanın çek iptali davası olduğu, ancak işbu çek yönünden çek iptali talebinin reddedildiğinin görüldüğünü, talepleri üzerine mahkemece ilgili çek üzerindeki ödemeden men şerhinin kaldırıldığını, davacının çek üzerinde yer alan yazı ve imzasına bir itirazda bulunmadıkları, kendisinden sonraki imzaların sahte olduğunun bildirildiğini, bu durumda imzaların istiklali prensibi gereğince çekten doğan sorumluluğunun devam etmekte olduğunu, davacı tarafça müvekkili aleyhine açılan ve İstanbul …İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası üzerinden görülen kambiyo takibine itiraz davasında mahkemece davacı yanın takibin durdurulmasına yönelik tedbir talebinin reddedildiğini, davanın halen derdest olduğunu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Eldeki dava, İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasında takibe konu edilen çekin davacı keşideci uhdesinde iken çalındığı ve lehtar adına atılan sahte imza ile cirolandığı iddiası ile çekin son olarak davalı tarafça takibe konulduğu icra dosyasında yapılan ödemenin davalı taraftan istirdadı istemine ilişkindir.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası celp edilmiştir. Anılı takip dosyasının tetkikinde; davalı tarafından arasında davacının da bulunduğu çek borçluları aleyhine toplam 17.406,65-TL alacağın takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %19,50 oranında avans faizi ile birlikte tahsili talebinde bulunduğu görülmüştür.
Eldeki davada davacı vekili; çekin lehtara verilmek üzere tutulduğu sırada lehtar tarafından henüz cirolanmadan kaybedildiğini, çekteki cironun sahte olduğunu belirterek çek nedeniyle takip dosyasında davalıya yapılan ödemenin istirdadını talep etmiş, davalı taraf ise çeki şeklen düzgün olan ciro silsilesine göre iktisap eden davalının yetkili hamil olduğunu belirtmiştir. Davacı tarafça lehtar cirosunun sahte olduğu ileri sürülmüş, keşidecinin imzası inkâr edilmemiş ve tartışma konusu yapılmamıştır.
“Ticari senetteki geçersiz imza sadece imza sahibi yönünden hükümsüzlük sonucu doğurur ve senetteki her imza diğerlerinden bağımsız olarak sadece imza sahibini bağlar. İmzaların bağımsızlığı ilkesi olarak adlandırılan bu ilke gereğince de geçerli imzaların sahipleri başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kendi sorumluluğundan kurtulamazlar. Bu nedenle de kendi imzasını inkâr etmeyen davacı keşideci, lehtarın imzasının sahte olduğuna dayanarak sorumluluktan kurtulamaz. Eş söyleyişle; lehtar imzasının sahte olması hâli, keşidecinin senetten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Öte yandan; Senedi şeklen düzgün silsileye dayalı olarak ele geçiren hamilin son cirodan önceki cirolardaki imzaların sahte olduğunu bilmesi mümkün olmadığı gibi, böyle bir sorumluluk da kendisine yüklenemez. Senet borçlusu ile senet alacaklısı arasındaki kişisel itiraz ve savunmalar senedi şeklen düzgün ciro silsilesi yolu ile ele geçirmiş olan iyi niyetli hamile karşı da ileri sürülemez.
O hâlde, imzaların bağımsızlığı ilkesi gereğince imzası inkâr edilmeyip tartışma konusu yapılmayan davacı keşidecinin davaya konu çekten dolayı mahkemece sorumlu tutulmaması yerinde görülmemiştir.” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/19-1636 Esas, 2019/319 Karar sayılı ilamı)
Anılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun emsal içtihadından anlaşıldığı üzere, kendi imzasının sahteliğini iddia etmeyen davacı keşidecinin, lehtarın imzasının sahteliğine dayanarak, usulüne uygun ciro silsilesi ile çeki iktisap eden davalı hamile ödeme yapmaktan kaçınamayacağından davacı keşidecinin sorumluluğunun devam ettiği anlaşılmakla, açıklanan gerekçelerle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 370,59 TL peşin harçtan 54,40-TL’in mahsubu ile fazla yatan 316,19 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. Maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/09/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza