Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/278 E. 2020/19 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/278 Esas
KARAR NO : 2020/19
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/05/2019
KARAR TARİHİ : 21/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Sigorta şirketinde sigortalı bulunan işyerine 30/10/2018 tarihinde hırsız girmesi sonucu dış kısımda 1.000 TL’lik hasar meydana geldiğini, demirbaş eşyaların çalındığını, 28.000 TL’lik demirbaş eşya hasarı meydana geldiğini, olayın polis tutanakları ile tespit edildiğini, sigorta şirketi tarafından yönlendirilen eksperin inceleme ve değerlendirme yaptığını, eksper ve davalı şirket çalışanı tarafından müvekkilinden hırsızlığa konu eşyalara ilişkin defter kayıtlarının istendiğini, ancak müvekkilinin VUK 253. Maddesine göre yasal defterlerini 5 yıl saklamak zorunda olduğunu ve demirbaşların 5 yıldan daha eski olduğu için demirbaşlara ilişkin defter kayıtlarını ibraz etmek yükümlülüğü içerisinde olmadığını, sigorta şirketinin defter ibrazı yapılamaması nedeniyle sigorta poliçesinin hırsızlık klozu şartları gereği hırsızlık teminatına ilişkin tazminat ödemesi yapmadığını, sadece dış kısımda meydana gelen 1.000 TL’lik hasarın ödendiğini beyanla ödenen kısmın düşülmesi ile kalan 28.000 TL zararın davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; poliçe şartları gereği davacının resmi kayıtlarında tespit edilebilen demirbaşlarının teminat dahilinde olduğunu, davacı tarafça demirbaşlara ilişkin alış faturalarının veya demirbaş listesinin bulunmadığının beyan edildiğini, davacının iddialarının aksine demirbaşlarını kayıt altına alma yükümlülüğünün bulunduğunu, davacının taleplerinin miktar bakımından da kabulünün mümkün olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları ile dosya üzerinde sigortacı bilirkişi … … tarafından inceleme icra edilerek konuya ilişkin 28/11/2019 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi raporunda özetle;
“Teminatın Konusu: Olay Yeri İnceleme Raporuna göre, bahçe demir korkulukların sökülmesi yoluyla hırsızlık işleminin gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Hırsızlık Sigortası Genel Şartlarının A.I. Maddesinde sayılan hallerden kırma, delme, yıkma, devirme ve zorlamayla girilerek hükmü gereği, meydana gelen hadise Genel Şartlarda belirtilen sigortanın konusuna girmektedir.
Tazminatın Hesabı: Hırsızlık Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesine göre, her türlü makine ve tesisat, alet-edevat ve demirbaşlarda, yenilerinin satın alınması için ödenecek bedel esas tutulur. Ancak, bu bedelden eskime ve aşınma ve başka sebeplerden ileri gelen kıymet eksilmeleri düşüleceği gibi yenilerinin randıman ve nitelik farkları varsa bu farklar da dikkate alınır.
Genel şartlar açısından değerlendirildiğinde, hırsızlık olayı, oluş şekli itibariyle Hırsızlık Sigortası Genel Şartlarının konusuna girmektedir.
Esnafım paket sigortası poliçesinin özel şartlarında ise, demirbaş tanımı aşağıdaki şekilde yapılmıştır.
Demirbaş Tanımı: Poliçede yazılı riziko adresinde bulunan ve resmi defterlere demirbaş adı altında kayıtlı olan taşınabilir değerlerdir.
Yine poliçe özel şartlarında Hırsızlık Klozu: Sigortalı yerde Hırsızlık Sigortası Genel Şartları hükümlerinde tanımlanmış şekilde icra olunmuş hırsızlıklar ve hırsızlar tarafından verilecek tahribatlar teminata dahildir. Çalınan malların değer ve miktarlarının tesbitinde sigortalı beyanının ve sigortalının TTK ve VUK hükümleri çerçevesinde tutmakla yükümlü olduğu her türlü ticari defter ve mali kayıtlar ile şirket giriş ve çıkış kayıtlarının, stok kayıtlarının, KDV beyannameleri, faturaların belgelenmesi birbiriyle ve talep tutarı ile uyumlu olması şarttır. Mesai saatleri dışında sigortalı işletmenin tüm pencere ve kapılarında bulunması kaydı ile kepenk parmaklık, dış cephesinde darbelere dayanıklı güvenlik camı, alarm sistemi, özel güvenlik ya da gece bekçisi koşullarından en az birinin bulunması ve aktif durumda olması kaydı ile hırsızlık teminatı geçerlidir. Aksi durumda herbir hırsızlık hasarında minimum 500 USD olmak üzere hasarın % 10’u oranında muafiyet uygulanacaktır.
Poliçedeki özel şartlar açısından, vukuu bulan hasar neticesinde çalındığı iddia edilen demirbaşların şirket kayıtları ile karşılaştırılması gerekmektedir. Dosyanın incelenmesinde, davacı tarafından dosyaya sunulan herhangi bir resmi defter kaydı ya da faturaya rastlanılamamıştır.
Sigorta eksperi tarafından yapılan incelemede;
Hırsızlık olayının oluş şekli bakımından poliçe özel şartlarında belirtilen güvenlik önlemleri şartlarından birinin yerine getirilmiş olması nedeniyle hasar hesaplamasında muafiyet oranı (500 USD veya hasarın % 10’u) uygulanmasına gerek olmadığı;
Çalındığı beyan edilen demirbaşların birçoğunun özel sipariş ve ölçülere göre yapıldığı anlaşıldığından ve marka/model bilgisi temin edilemediğinden hasar değerlendirmesi sigortalının ibraz ettiği fiyat teklifi üzerinden yapılmış, ancak çalındığı beyan edilen demirbaşlara ilişkin resmi kayıt belgeleri ibraz edilmemiş olduğundan hırsızlık hasarının teminat dışı kabul edilmesi tavsiyesinde bulunulmuştur.
Hırsızlık Teminatı Kapsamına Giren Demirbaşların Teknik Açıdan İncelenmesi
Hırsızlık hadisesine ilişkin olarak Olay Yeri İnceleme Raporu, Şikayetçi İfade Tutanağı, Sigorta Şirketinden hasar talebinde bulunulan demirbaş listesi ve Ekspertiz Raporu incelendiğinde;
Talep edilen demirbaşlar içerisinde yer alan yedek havalandırma motorunun okul bahçesinde olduğu belirtilmiştir. Hırsızlık Sigortası Genel ve Özel Şartlarına göre, demirbaş ve emteanın işyerinin dışında olmaması gerekmektedir. Bu nedenle, ekspertiz raporunda belirtilen ve sigortalı tarafından talep edilen yedek havalandırma motorunun teminat kapsamında değerlendirilmemesi gerektiği kanaati hasıl olmuştur. Ekspertiz raporunda Yedek Havalandırma için tespit edilen 6.800 TL’lik tutarın toplam hasar tutarından indirilmesi gerekmektedir. Aşağıda yedek havalandırma tutarının toplam hasar tutarından indirilmesi sonucunda ulaşılan tazminat tutarı toplam12.169,60 TL.’dir.
Hesaplanan ve ulaşılan 12.169,60 TL teknik açıdan inceleme sonucunda ulaşılmış olup, taraflar arasında yapılan sigorta sözleşmesinin aşağıda ayrıntılı bir şekilde ele alınmış olan diğer şartları da dikkate alınmalıdır.
Taraflar arasında yapılan sigorta sözleşmesi özel şartlarına göre, özetle hasar vukuu bulduğunda sigortalının çalınan mallarla ilgili her türlü ticari defter ve mali kayıtlar ile şirket giriş ve çıkış kayıtlarını, stok kayıtlarını, KDV beyannamelerini, faturaları belgelenmesi gerekmektedir.
Dava dosyası incelendiğinde, davacının yasal defter kayıtlarını dosyaya sunmadığı görülmüştür. Her ne kadar VUK’a göre yasal defterlerin saklanma süresi 5 yıl olsa bile, gerek TTK ve gerekse de SGK mevzuatına göre yasal defterlerin 10 yıla kadar saklanması gerekmektedir.
VUK’nun 313. Maddesi doğrudan gider yazılacak demirbaş ve peştemallıklar’ı ihtiva etmektedir. Bu sınır her yıl yeniden değerleme oranı ile güncellenmektedir. Muhasebe tekniği açısından, doğrudan gider yazılacak demirbaş sınırının altında bir satın alım söz konusu olduğunda, satın alınan demirbaşlar sabit varlık olarak aktifleştirilebilmekte ya da doğrudan gider olarak yazabilmektedir. Şayet, yasal gider sınırlarının üzerinde bir varlık edinimi söz konusu ise, bu işlem duran varlık olarak kayıtlara alınıp, sabit varlıkların ekonomik ömrüne göre amortismana tabi tutulmaktadırlar. İkinci sınıf tacirlerde ise, satın alınan demirbaşların sabit varlık olarak değerlendirilmesi durumunda, demirbaşın maliyeti işletme hesabı defterine kayıt edilmemektedir. Ancak, satın alınan bu mallara ilişkin KDV tutarları defterin gider kısmına kaydedilmektedir. Yine, maliyeti işletme hesabı defterine kaydedilmemekle birlikte, VUK Genel Tebliğlerinde düzenlenen ekonomik ömürlerine göre bu sabit varlıklar amortismana tabi tutulmakta ve bu amortisman tutarları işletme hesabı defterinin gider kısmına yazılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında, muhasebe tekniği açısından, işletmenin sahip olduğu demirbaşlara doğrudan ya da dolaylı olarak resmi defterlerinden ulaşılabilineceği kanaatindeyim.
Şikayetçi ifade tutanağı incelendiğinde, çalınan malların bir kısmı markasına kadar ifade tutanağında belirtilmiştir. Markası net bir şekilde bilinen malların, alış faturalarına ulaşılması da gayet doğal bir süreçtir. Ayrıca, hırsızlığa konu malların ekonomik ömürlerine bakıldığında, birçoğunun 10 yıldan daha az ekonomik ömrü olduğu ve satın alım tarihlerinin çok eski tarihlere gitmeyeceği ve dolayısıyla resmi defterlerin TTK hükümleri gereği 10 yıllık saklanma süresi de dikkate alındığında bu malların alış tutarlarına ve alış faturalarına ulaşılabileceği;
Demirbaşların 10 yıldan daha eski olduğu varsayımı altında, bu demirbaşlara ayrılan amortisman kayıtlarından da dolaylı olarak demirbaşların satın alma bedeline ulaşılabileceği kanaati hasıl olmuştur.
Taraflar arasında yapılan sigorta sözleşmesi özel şartları açısından, resmi defterler ibraz edilmediği için meydana gelen hırsızlık hadisesinin teminat dışı olduğu kanaatindeyim. Genel ve özel şartlarda düzenlenen bu hususa ilişkin olarak, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarafından 2015/7866 E. Dosya ile ilgili verilen kararda özetle “…. Defterlerin usule uygun düzenlenip düzenlenmediği, karara esas alınan faturaların ticari defterlerde kayıtlı olup olmadığı hususları da belirlenerek alınacak rapor neticesinde karar vermek gerekirken, sadece dosyaya ibraz edilen hırsızlık eksper raporunda ve karakol tutanaklarına belirtilen faturalara göre karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir” şeklinde karar alınmıştır. Yine, aynı dairenin 2014/12052 E. Dosyada verdiği kararda özetle “….kayıtların düzgün ve anlaşılabilir olmadığını ve zararını ispat edemediğini beyanla davanın reddine karar verilmiştir” şeklinde karar alınmıştır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından 2011/11898 E. Dosyada verilen kararda ise “….davaya konu hırsızlık olayında çalınan malların miktar ve değeri itibariyle gerçek bedelinin tespiti gerektiği, hırsızlık sigortalarında sigorta kapsamına giren rizikonun gerçekleşmesinden sonra zarar miktarının iddia ve ispatının sigorta ettirende olduğu, ….giriş ve çıkışa ait fatura ve irsaliye belgelerini ibraz edemediği, ibraz edilen defterlerin de kapanış tasdiklerinin bulunmadığı…. bu nedenle temyiz itirazın reddi” yönünde karar verilmiştir. Ayrıca, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2013/11546 E. Dosyasında da verilen kararda, “davacının defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçındığı, poliçe özel ve genel şartları doğrultusunda gerçek zararının tespiti bakımından davacının ticari defterleri ve kayıtlarını ibraz etmesi gerektiği, ancak bunun davacı tarafından yerine getirilmediği, davacının iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle verilen kararın onaylanması” yönünde karar vermiştir.
Her ne kadar yukarıda 5 nolu başlıkta sigortalının beyan ettiği tutar üzerinden 12.169,60 TL’lik hasar tutarı bulunmuşsa da, çalınan demirbaşların belgelerle uyumlu olup olmadığı tespit edilememiştir. Dava dosyasında, davacının resmi defter ve belgeleri olmadığından, taraflar arasında yapılan sigorta poliçesinin özel şartlarına göre hasarın teminat dışı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.” şeklinde mütalaada bulunduğu görülmüştür.
Dava; hırsızlık sigortasına istinaden davalı şirketçe yapılan ödemenin yetersiz olduğundan bahisle açılan alacak davasıdır.
Davacı taraf, davalı … şirketinin çalınan demirbaşların defterlerde kayıtlı olmadığını gerekçe göstererek ödeme yapmamasının hukuka aykırı olduğunu, VUK gereğince defter tutma yükümlülüğü 5 yıl ile sınırlı olduğundan defter ibraz etme zorunluluğunun ortadan kalktığını beyan ederek eldeki davayı ikame etmiştir.
Davacının tarafı olduğu sigorta poliçesine göre demirbaş tanımı; poliçede yazılı riziko adresinde bulunan ve resmi defterlerde demirbaş adı altında kayıtlı olan değerler olarak tanımlanmıştır. Anılı poliçe kapsamında demirbaşları hırsızlığa uğrayan davacıya ödeme yapılabilmesi için demirbaşların riziko adresinde bulunuyor olması ve resmi kayıtlar ile bunların varlığının ispatlaması gerekir. Hem riziko adresinde bulunma hem de resmi defterlerde kayıtlı olma koşulu, çalınan emtiaların demirbaş tanımı kapsamında sayılması için bir arada bulunmak zorunda olmakla, talep konusu ‘yedek havalandırma motoru’ riziko adresi dışında olduğundan, ayrıca diğer emtialara ilişkin resmi defterlerde kayıt bulunduğu ortaya konulamadığından davacının taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar VUK gereğince defter tutma yükümlülüğü 5 yıl ile sınırlı ise de TTK kapsamında ticari defterleri 10 yıllık saklama yükümlülüğü mevcut olup davacı taraf, anılı kanunlara uygun düzenlenmiş ticari defterlerini ibraz edememiş, nitekim demirbaşların saklama müddeti içinde defterlere yazıldığı, daha önce kayıtlı olduğuna dair bir beyan da ileri sürmemiştir. Davacı tarafça dosyaya sunulan belgelerin resmi nitelikte olmayan fiyat tekliflerinden ibaret olduğu, satış faturalarının dahi dosya kapsamına ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/7866 esas sayılı dosyasında verilen benzer davaya ilişkin emsal kararda; defterlerin ibrazı sağlanarak bunların usulüne uygun tutulup tutulmadıklarının ve çalınan emtialara ilişkin faturaların defterlerde kayıtlı olup olmadığının araştırılması gerektiğine, yalnız eksper raporu ve karakol tutanakları esas alınarak verilen hükmün hatalı olduğuna işaret etmekle uygun delillerle zararının varlığını ispatlayamayan davacının davasının yukarıda açıklanan gerekçelerle reddine dair aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 478,17 TL peşin harçtan 54,40-TL’in mahsubu ile arda kalan 423,77 TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.200 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/01/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza