Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/269 E. 2020/583 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/269 Esas
KARAR NO : 2020/583
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/04/2018
KARAR TARİHİ : 19/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında davalı aleyhine başlatılan ….İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı dosyasında davalı borçlunun takibin durmasına sebebiyet veren itirazın iptali ile takibin devamına, borçlu davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve öncelikle alacaklarının temini bakımından hasara sebebiyet veren … plakalı aracın trafik kaydına teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki ve görev itirazlarının bulunduğunu, yetkili mahkemenin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla … Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkili … ‘nın davacı sigorta şirketince ödenen tazminattan sorumlu tutulmaması gerektiğinden, sorumlu olunmayan bir konuda davacı sigorta şirketinin müvekkili … ‘na rücu ederek, kendilerince ödenen tazminat bedelinin müvekkilinden tahsiline yönelik icra takibine bu yönüyle de itiraz ettiklerini, haksız davanın esastan reddine, dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine 26.176,86 TL alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişiler …, … ve … tarafından düzenlenen 16/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda;
“Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 01.05.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında;
1-Davacı tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış bulunan … plakalı aracın dava dışı sürücüsü … ‘in % 90 oranında,
2-Araç içinde yaralanan … % 10 oranında kusurlu olduğu,
3-Araç sürücüsü … ‘in 1,73 promil alkollü olması, bu tutarın yasal sınırlarının (0,50 promil) üzerinde olması, kazanın “araç sürücüsünün kontrolsüz ve tehlikeli şekilde seyrine devam ederken, aracın zik zak çizerek olay yerinde sağa savrulup aracın hakimiyetinin kaybedilmesi sonucu kaldırım üzerinde bulunan aydınlatma direğine aracın sağ yan kısmı ile çarpması şekilinde” gelmiş olması, söz konusu kontrolsüz hareketlerin ancak alkolün etkisi ile meydana gelebilecek nitelikte olması ve buna göre Sayın Mahkemece olayın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gediğinin kabulü halinde davacının, aracı sigorta ettiren davalıya rücu hakkının bulunacağı,
3-Araç sürücüsünün %90 kusur oranındaki sorumluluk durumuna ve ödeme tarihine kadar gerçekleşen verilere göre;
-Kazalı … ‘ın sürekli iş göremezlik dönemine ait %6,3 maluliyet oranı ilgili maddi zararının – 31.157,57 TL olduğu,
-Kazalının müterafik kusur oranının %20 kabul edilmesi halinde %80 kusur durumuna göre maddi zararının 27.695,62 TL. ye tekabül ettiği,
-Her iki kusur durumunda da davacı tarafından yapılan 26.176.86 TL.lık ödemenin kazalının gerçek zararının altında kalması nedeniyle davacının ödediği tutarın tamamını rücu edebileceği,
4-Davacı sigorta şirketi tarafından 07.07.2017 tarihinde hak sahibi … ‘a yapılan 26.176,86 TL’lik ödemenin hak sahibinin gerçek zararının altında kalması nedeniyle,
….icra Müdürlüğünün 2017/… E. sayılı icra tarihi ile ilgili olarak davacının;
26.176,86 TL’yi icra takip tarihinden İtibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsilini talep edilebileceği, sonuç ve kanaati ile tarafımızca tanzim olunan işbu raporu saygı ile arz ederiz.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Bilirkişi Uzman Dr. … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda;
“Somut olayda … plakalı araç sürücüsü … 01.05. 2016 tarihinde yaptığı kaza anında 1,41 promil alkollü olup 1,00 promil üzerinde alkollü olduğundan alkol etkisiyle güvenli sürüş yeteneğini kaybetmiştir. Oluş şekli itibarıyla ceza dosyasındaki 23.11.2016 ATK Ankara Trafik ihtisas Daire Başkanlığı ile 16.01.2020 tarihli heyet bilirkişi raporlarında yapılan değerlendirmeye göre kazanın meydana gelmesinde sürücü … asli kusurludur. Kaza sonucu araçta ölenler kendi ölümlerinden tali, yaralananlar ise kendi yaralanmalarından alt düzeyde tali kusurludur. Bu durumda kazanın meydana gelmesinde alkol dışında herhangi başka bir faktör rol oynamadığından kaza münhasıran alkole bağlı olarak meydana gelmiştir.
1-… plakalı araç sürücüsü … ‘ in kaza anında 1,41 promil alkollü olduğu,
2-Sürücü … ‘ in kaza anında güvenli araç sürüş yeteneğini kaybettiği,
3-Kazanın münhasıran alkole bağlı olarak meydana geldiği,
Kanaatlerimi; son karar ve takdir yüce mahkemenin olmak üzere saygılarımla arz ederim.” şeklinde mütalaada bulunmuştur.
Dava, 01.05.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle ZMSS sigortacısı davacı tarafından zarar görene yapılan ödemenin kazada sigortalı araç sürücüsünün alkollü olması nedeniyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4-c’de düzenlenen sigortalıya rücu koşulu oluştuğundan bahisle başlatılan icra takibine davalı yanca yapılan itirazın iptali isteminden ibarettir.
Eldeki dava, sigorta şirketinin mevzuattan doğan rücu hakkına ilişkin olup halefiyete dayanmadığından, Türk Ticaret Kanunu’nun Altıncı Kitabındaki Sigorta Hukuku hükümleri çerçevesinde görüleceğinden, aynı kanunun 4-a ve 5. maddeleri uyarınca ticari dava olması nedeniyle eldeki davada mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 110/2. maddesi uyarınca “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” Huzurdaki uyuşmazlıkta davacı sigortanın adresi mahkememiz yargı çevresi dahilinde bulunduğundan, davalı yanın yetkiye ilişkin itirazı yerinde görülmemiş ve davanın esastan incelenmesine geçilmiştir.
Davalı yan, aracın uzun süreli kiralama sözleşmesi ile kiralandığı sırada üçüncü kişi tarafından kaza yapıldığını, bu nedenle işleten sıfatı bulunmadığından zarardan sorumlu olmadığını savunmuş ise de, dosya kapsamına sunulan araç kiralama sözleşmesinin uzun süreli kiralamaya ilişkin olmaması nedeniyle davacının işleten sıfatının devam ettiği ve KTK’nun 85. maddesi uyarınca kazaya neden olan sürücü ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi sonucunda; davalıya ait … plakalı sigortalı aracın dava dışı sürücü … yönetiminde iken 01/05/2016 tarihinde meydana gelen kazada dava dışı … ın yaralandığı ve davacı sigorta şirketince 26.176,86 TL maluliyet tazminatı ödendiği, hükme esas alınan ve alanında uzman bilirkişiler tarafından hazırlanan raporlarda tespit edildiği üzere, kazanın meydana geldiği mahal ve zamanda iklim şartları ve yol durumunda kazaya neden olabilecek farklı bir hususun bulunmadığı, hava ve görüşün açık, zeminin kuru ve meyilsiz olduğu, olay mahallinin bölünmüş tek yönlü, her yönde 7 metre genişliğinde düz ve asfalt kaplama yol olduğu, kazanın meydana geldiği anda dava dışı sürücünün 1.0 promil üzerinde alkollü olduğu, alkolün etkisi nedeniyle güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği, cam ve kapıdan sarkan yolcular bulunmasına rağmen kontrolsüz ve tehlikeli şekilde seyrine devam eden ve aracı zik zak çizerek kullanan ve olay yerinde sağa savrulup aracın hakimiyetini kaybederek kaldırım üzerinde bulunan aydınlatma direğine aracın sağ yan kısmı ile çarparak kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu, kazanın münhasıran alkolün etkisi nedeniyle gerçekleştiği, davacı sigorta tarafında dava dışı zarar görene yapılan ödeme aktüer bilirkişi tarafından hesaplanıp denetlenmekle kadri maruf bulunduğu, davacının ödediği tazminatın tamamı için sigortalısına rücu edebileceği anlaşıldığından bu ödemenin tahsili için başlatılan takibe davalı yanın itirazının haksız olduğu, itirazın iptalinin gerektiği, dava dışı … ‘a yapılan ödeme miktarı belirli olduğundan alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
…. İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 26.176,86 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren takipte belirtilen oranlarda faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
Alacağın % 20’si oranındaki 5.235,37 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 1.788,14 TL karar harcından davacının peşin yatırdığı 447,04 TL’nin mahsubu ile 1.341,10 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 447,04 TL peşin, 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 482,94 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.926,53 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.750,00 TL bilirkişi ücreti, 187,00 TL tebligat vs.posta masrafı olmak üzere toplam 1.937,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır