Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/267 E. 2021/718 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/267 Esas
KARAR NO : 2021/718
DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 06/05/2019
KARAR TARİHİ : 26/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu ile ilgili arabuluculuk başvurusu yapılıp taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında Abonelik Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin ilgili maddesi uyarınca, davalı şirket tarafından müvekkili şirkete … hizmet numaralı abonelik tesis edilmiş olup, davalı şirket çoklu hat kurulumu yapmayı üstlenirken, müvekkili şirketin ise kurulum tamamlandıktan ve sistemi kullanmaya başladıktan sonra abonelik hizmeti karşılığı ücret ödeme borcu altına girmiş olduğunu, ancak davalı yanın sözleşmesel edimini henüz ifa etmemesine ve sözleşmeden kaynaklı herhangi bir hizmet vermemiş olmasına rağmen, müvekkili şirketin borçlu olduğunu iddia ederek huzurdaki davaya konu faturayı tanzim etmiş olduğunu, bu nedenle taraflar arasında hiçbir borç ilişkisinin bulunmadığının tespiti için huzurdaki davanın açılması zaruretinin doğmuş olduğunu, 29.08.2018 tarihinde müvekkili şirketin, davalı şirket yetkililerinden … ‘a testlerin yapıldığını ve sorun kalmadığını, artık test ortamından çıkartılarak canlı ortama alınabileceği ve bu konuda yardımlarının beklendiğini e-mail yolu ile bildirmiş olduğunu, ancak davalı şirket tarafından henüz kurulum tamamlanmamış olmasına rağmen, müvekkili şirkete tanımlanan … numaralı hatta fraud çağrısı tespit edildiği ve hattın müşterilerin mağduriyetini engelleme amacıyla yurtdışı aramalarına kapatıldığı bilgisinin verilmiş olduğunu, her ne kadar engellemenin detayları ile Log kayıtlarının incelenmesi talep edilmiş ise de bu hususların müvekkili şirket ile paylaşılmamış olduğunu, daha sonra fraud aramalarının devre üzerinden 18.08.2018 saat 00:34’te başladığı, aralıklarla 19.0.2018 saat 11:04’e kadar devam ettiği ve aranan ülkeler ile arama süreleri davalı şirket tarafından e-mail yoluyla paylaşılmış olduğunu oysa ki söz konusu dönemlerde henüz kurulum tamamlanmamış olup, müvekkili şirketin sistemi kullanmaya başlamamış olduğunu, yani söz konusu aramaların müvekkili şirket tarafından yapılmadığını, henüz kurulum gerçekleşmediğinden her türlü güvenlik önleminin davalı şirkete ait olduğunu, müvekkili şirketin güvenlik zafiyetinin sebebini öğrenme çabalarına rağmen, davalı yanın sözleşmenin ilgili maddesi uyarınca hat ile ilgili güvenlik önlemlerinin müvekkili şirketçe alınması gerektiğini ileri sürdüğünü, ancak davalı tarafın fraud çağrı tespiti ile birlikte hattın yurtdışı aramalarına engellediğini, müvekkili şirketin bir sorun olduğunu fark etmesine kadar paylaşmamış olduğunu, müvekkili şirketin talebi doğrultusunda … pilot numaralı IP Çoklu Hat aboneliğinin iptal edilmiş olduğunu, davalı tarafın huzurdaki davaya konu faturalar bakımından bu vakıalara maruz kalan müşteriler için hiçbir gelir edinmemek üzere alacaklarından vazgeçtiklerini, söz konusu fatura bedelinin ise ilgili suiistimal işlemleri netiçesinde yurt dışı servis sağlayıcılara/operatörlere ödenen arabağlantı tutarının ve davalı şirket tarafından ödenen verginin tahsil edilmesi nedeniyle oluştuğunu iddia ettiğini, ayrıca arabağlantı tutarı ile ödenen verginin fatura tutarından yüksek çıkmasından kaynaklı olarak fatura düzeltme yapılamayacağını, müvekkili şirketin ödeme yükümlülüğü bulunduğunun belirtilmiş olduğunu, davalı tarafça tanzim edilen faturanın müvekkili şirket tarafından …. Noterliği’nin 05.09.2018 tarih, … yevmiye no’lu ihtarnamesi ile davalı şirkete süresi içerisinde iade edilmiş olduğunu, bunun üzerine davalı şirket tarafından 05.02.2019 tarihli fesih mektubu alındığını, fesih mektubu uyarınca davalı şirketin olduğunu iddia ettikleri borcun ödenmesi için mühlet vermiş olup, aksi takdirde sözleşmenin feshedilebileceğini ve hizmetin tamamen iptal edileceğini ihtar etmiş olduğunu, abonelik sözleşmesinden beklenen faydanın sağlanmamış ve davalı yanın henüz vermemiş olduğu hizmete karşı herhangi bir bedel hak etmemiş olduğunu, bu hususlar gözetildiğinde müvekkili şirketin davalı şirketçe tanzim edilen fatura bedeli bakımından borçlu olmadığının çok açık olduğunu, Müvekkili şirketin davalı tarafça gönderilen 05.02.2019 tarihli fesih mektubu nedeni ile haksız icra tehdidi altında olduğunu, söz konusu faturanın icra takibine konulması halinde müvekkil şirketin mevcut bir borç olmadığından fatura sebebi ile telafisi güç zararlara maruz kalacağını, tüm bunların haricinde internetin kesilmesi riski mevcut olduğunu, internet hizmeti sonlandığı takdirde telafisi imkânsız zarar oluşacağını, bu itibarla İİK m.72/7 uyarınca mümkünse teminatsız aksi halde icra takibinden önce dava açıldığı dikkate alınarak Sayın Mahkeme tarafından uygun görülecek bir teminat mukabilinde faturanın ödenmemesi, icra takibine konu olmaması ve bu arada icra takibine konu olması halinde icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, yukarıda açıklanan sebepler dikkate alınarak, ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve bilirkişi marifetiyle inceleme yapılarak huzurdaki davaya konu faturadan dolayı borçlu olmadığını tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;… Tic. A.Ş. adına kayıtlı … hizmet numaralı abonelikten 18-19 Ağustos 2018 tarihinde fraud’a konu milletlerarası aramalar yapıldığı tespit edilmiş olup hattın müvekkili şirket tarafından kapatılmış olduğunu, şirketin vakıanın ortaya çıkmasında herhangi bir kusuru bulunmadığı halde ve bu yönde bir sorumluluğu da bulunmadığı halde fraud çağrılarını tespit eder etmez müşterinin mağduriyetini engellemek adına hattı milletlerarası çağrılara kapatmış ve bu şekilde çok daha yüksek tutarlarda çıkabilecek bir faturanın da önüne geçmiş olduğunu, abonelik sözleşmesinin aşağıdaki ilgili maddesinde hat ile ilgili güvenlik tedbirlerinin sağlanmasının müşterinin sorumluluğunda olduğunun belirtilmekte olduğunu, “4.35 … ‘dan kaynaklanmayan nedenlerle oluşabilecek trafik artışları sebebiyle, maddi ve manevi herhangi bir zarara uğramamak için, antivirüs, antispam ve firewall (güvenlik duvarı) gibi gerekli güvenlik tedbirlerini almak Abone’nin sorumluluğundadır. …’dan kaynaklanmayan nedenlerle oluşacak trafik artışları sonucunda Abone’nin uğrayacağı zararlardan … hiçbir şekilde sorumlu olmayacaktır. Abone, gerekli duyurular ile … tarafından sunulan ücretli/ücretsiz güvenlik hizmetlerine ait bilgilere www … com, tr adresinden ulaşabilecektir. ” denilmekte olduğunu, ekte sunulu IP Çoklu Hat Hizmet Formu’nun ilgili maddesinde “3.6. …, abone tarafındaki Cihaz’ın mülkiyetinin …’a ait olması durumu hariç olmak üzere, sadece bina ankastresine kadar olan kısımda hat arızaları konusunda bakım ve onarım hizmeti verecek olup bina içerisindeki bağlantı(lar)dan ve modem, PC, ve diğer cihaz ayarlarından sorumlu değildir. ABONE tarafındaki CİHAZ’ın mülkiyetinin … ‘a ait olması durumunda, Cihaz ile ilgili her türlü arıza ve bakım hizmeti … tarafından verilecektir. Bina içi dağıtım şebekesinin (ankastre) standartlarına uygun olarak yapımı ile bakımı ve onarımı ABONE’nin sorumluluğundadır. Abone’nin bu konudaki yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle meydana gelebilecek aksaklıklardan dolayı … sorumluluk kabul etmez. … Abone ye yönelik olarak, ürün teminini, kurulumunu ve/veya servis desteğini içeren uygulamaları yürürlüğe sokabilecektir.” denilmekte olduğunu, şirketlerinin bu vakalara maruz kalan müşteriler için, hiçbir gelir edinmemek üzere fraud fatura itiraz sürecini uygulamakta olduğunu, süreç kapsamında şirketin kendi alacağından vazgeçip, ilgili suiistimal işlemleri neticesinde yurtdışı servis sağlayıcılara/operatörlere ödenen arabağlantı tutarının ve şirketçe ödenen verginin (KDV*ÖİV) tahsil edilmesi (toplam maliyetin tahsil edilmesi), kalan tutarın müşteriye tahakkuk eden ilgili dönem faturasından silinmesi şeklinde olduğunu, dolayısıyla şirketin söz konusu fraud vakası neticesinde hiçbir gelir edinmemek üzere, aksine müşteri mağduriyetini gidermek adına gelirinden vazgeçmekte olduğunu, ilgili vakada arabağlantı tutarı ile şirketlerince ödenen verginin fatura tutarından yüksek çıkmasından kaynaklı olarak faturada düzeltme yapılmamış olduğunu, söz konusu fraud işleminin orlaya çıkmasına sebep olan asıl unsur, şirketin müşteriye sunmuş olduğu güvenli hatlardan, müşterinin konumlandığı bina içerisine kendisinin kurmuş olduğu santralle faydalanmak istemesi ve ilgili santral üzerinde gerekli güvenlik önlemlerini tesis etmemesi olduğunu, vakanın ortaya çıkmasında şirketlerinin herhangi bir kusuru bulunmamakta olduğunu, müşterinin lokasyonu içerisine konumlandırdığı santral üzerinde teknik olarak şirketin alabileceği bir önlem bulunmamakta, ancak müşteri isterse kendi antivirüs, antispam, firewall vb. yöntemlerle güvenlik önlemlerini tesis edebilmekte olduğunu, benzer nitelikli İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/315 E. 2018/209 K. Sayılı ve İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/507 E. 2017/741 K. Sayılı Emsal kararlarında davanın reddine karar verilmiş olduğunu, arz olunan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini bildirmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Bilirkişiler … tarafından düzenlenen 12/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda;
“a. … aramalarını başlamış olduğu 18 Ağustos 2018 tarihinde davalı şirket tarafından hat aktivasyonu işleminin tamamlanmış olduğu, 13 Ağustos tarihinde bahse konu devre üzerinde outbound yönünde aramaların gerçekleştiğinin anlaşıldığı, ancak gelen çağrılar yönünde abone tarafındaki İP santral üzerinde tanımlamaların yapılmaması yönüyle hattın tam anlamıyla aktif olmadığının görüldüğü, bu itibarla, dava tarafları arasındaki sözleşmenin ilgili hükümleri kapsamında, davacı tarafın davalı tarafa almış olduğu hizmet karşılığında ücret ödeme hususundaki borcumun da doğmuş olduğu,
b.Davacı abone şirketin güvenlik açıkları dolayısıyla oluştuğu anlaşılan fraud aramalar dolayısıyla sözleşmenin m. 3.6. ve 4.35 hükümleri dolayısıyla davacı tarafın sorumlu olduğu,
c. Bununla birlikte davalı tarafin hukuki düzenlemeler kapsamında davacı tarafin mutat kullanımını aşan kullanımları tespit etmek suretiyle davacıyı uyarmak ve gecikmeksizin gereken tedbirleri almakla yükümlü olduğu, somut olayda fraud aramaların yaklaşık 10 saat 30 dakika boyunca sürdüğü, bu şekli ile davalı şirketin bu aramaları makul bir sürede tespit edemediği, dolayısıyla fraud aramaları makul sürede tespit edememesi dolayısıyla davacı şirketin uğramış olduğu zararın ortaya çıkmasında etkili olduğu, bu sebeple söz konusu zarardan Sayın Mahkeme tarafından takdir edilecek kusuru oranında sorumlu tutulabileceği,
d. Davalı tarafın somut olayda kendi alacağından vazgeçip, ilgili suiistimal işlemleri neticesinde yurtdışı servis sağlayıcılara/operatörlere ödenen ara bağlantı tutarının ve şirketçe ödenen verginin (KDV-*ÖİV) tahsil edilmesi (toplam maliyetin tahsil edilmesi), kalanı tutarın müşteriye tahakkuk eden ilgili dönem faturasından silinmesi şeklinde hesaplandığı hususundaki iddiasının, dava dosyası kapsamında Davalı … tarafından ara bağlantı ücreti olarak ne kadar ödeme yapıldığına dair bir bilgi belge sunulmaması sebebiyle incelenemediği, hususlarında sonuç ve kanaate varılmıştır.”şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Bilirkişiler … tarafından düzenlenen 08/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda;
“Heyetimizce hazırlanan kök rapora karşı tarafların itirazları incelenerek yapılan değerlendirme sonucunda, kök rapor üzerinde herhangi bir değişikliğe yer olmadığı kanaatine varılmıştır.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Bilirkişiler … tarafından düzenlenen 27/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda;
“Tüm dosya kapsamında geçen mevcut bilgi, belge ve deliller ile sınırlı olarak yapılan incelemeler ve değerlendirmeler neticesinde; “Davacı şirket ile davalı kurum arasında Çerçeve Abonelik Sözleşmesi, Yedi Rakamlı (… nodan oluşan) Özel Servis Numarası Hizmet Formu belgesi, Telefon Hizmet Formu (Kuramsal Abone) ve eki Telefon Hizmet Ek Formu,… ‘lü Özel Servis Numaraları ve 3 Rakamlı Kısa Numaralar İçin Bağlantı Ücreti Kampanyası Kapsamı, Koşulları ve Taahhütnamesi, IP Çoklu Hat Hizmet Formu ve IP Çoklu Hat DID İndirim Kampanyası Katılım Koşulları ve Taahhütnamesi belgeleri imzalandığı, 13.07.2018 tarihinde IP Çoklu Hat başvurusunun yapıldığı, 01.08.2018 tarihinde bağlantı siparişinin oluşturulduğu, 13.08.2018 tarihinde davacıya ait santral tanımlamaları yapıldığı, yani dışarıya çıkış olarak yapılan aramalar (outbound) yönünde santralden çağrı çıkabildiği, ancak çağrı alan, gelen çağrılara yanıt veren (inbound) yönünün ise davacı yanın dahili ayarlamaları ve geçiş tanımlamaları tamamlayamaması nedeniyle aktif edilemediği, 29 Ağustos tarihinde davacı müşterinin tüm kullanıcı testlerini tamamladığı, test ortamından canlı ortama geçiş için gerekli aksiyonların alınmasını istediği, bu talebe karşılık davalı kurumun kurulumu onaylayarak ilgili ekibe bilgi verildiğini belirttiği, bu bilgiler ışığında somut olayın gerçekleştirildiği 18.08.2018 günü 00.34:27 saati ile 19.08.2018 günü 11.04:21 saati arasında halihazırda tüm kurumların tamamlanmadığı, halen test ortamında bulunulduğu ve canlı ortama geçişin sağlanamadığı tespit edildiği, “Henüz kurum aşamasında olan ve gerekli kullanıcı testleri tamamlanmamış ve canlı ortama alınmamış bir haberleşme sistemi üzerinde aktif edilmiş dışa arama servisinin ve ilgili hattın güvenliğinden davalı işletmecinin sorumlu olduğu, ayrıca dışarıya çıkış olarak yapılan aramalar yönündeki hizmetin (outbound) aktif edildiğinin ve hattın milletlerarası görüşmelere de açık olduğunun davacı abonenin bilgisi ve onay dahilinde bulunduğuna dair dosya kapsamında herhangi bir bilgiye de ulaşılamadığı, ayrıca yaklaşık 35 saat süren fraud aramaların tespitinde erken uyarı sisteminin geç devreye girdiği, bu durumun da mevcut zararın büyümesine yol açtığı, nitekim taraflar arasındaki mail yazışmalarında da görüleceği üzere davacı tarafın söz konusu aramalardan, olayın gerçeklemesinden yaklaşık 10 gün sonra haberi olduğu görüldüğü, Davacı yanın ise bina içerisine konumlandırdığı, kendisinin kurdurmuş olduğu santral üzerinde gerekli güvenlik önlemlerini tesis etmediği, oysa davacının antivirüs, antispam, firewall vb. yöntemlerle güvenlik önlemlerini alması, sistemde mutlaka kriptolama özelliğini bulundurması, haberleşme ağının güvenliği için geliştirilmiş bazı özel güvenlik çözümlerinin uygulanmasını tercih etmesi ve IP ağı altyapısı üzerinden erişimleri denetleyebilecek kendi güvenlik politikalarını belirlemesi gerektiği, yine yukarıda detaylı olarak anlatılan tüm güvenlik aksiyonlarını almasının da büyük bir önem taşıdığının gözlenebildiği, tüm bu tespit ve veriler ışığında, dava konusu fraud aramalarının gerçekleştirilmesi olayında her iki tarafın da zamanında alması gereken aksiyonların bulunduğu, ancak somut olayda yukarıda detaylı olarak anlatılan aksiyonların alınmadığı veya eksik uygulandığı, somut olayda gözlenen söz konusu güvenlik zafiyeti nedeniyle ortaya çıkan zararda her iki tarafın da eşit oranlarda kusurlu/sorumlu oldukları değerlendirilebileceği, bu bağlamda tarafların sorumlulukları nispetinde dava konusu fatura bedelinden sorumlu olup olmadıkları noktasındaki nihai takdirin ise Sayın Mahkemenize ait olduğu,” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Dava; davalı tarafça tanzim edilen … nolu 31/08/2018 tarihli 77.074,50 TL bedelli fatura konusu 18/08/2018 00:34:27 ila 19/08/2018 11:04:21 arasındaki fraud aramalarının davacının bilgisi ve rızası dışında gerçekleştiğinden bahisle ilgili fatura sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talebi ile açılmıştır.
Mahkememizce, öncelikle bilgisayar mühendisi, elektronik haberleşme mühendisi ile mali müşavir ve hukukçu bilirkişiden oluşan heyetten kök ve ek raporlar alınmış ancak raporların taraf beyan ve itirazlarını tam olarak karşılamaması sebebiyle bu defa bu raporlar iptal edilmeksizin mahkememizce dava konusu teknik alanda uzman üç bilirkişi atanarak yeni bir heyet oluşturulması suretiyle rapor temin edilmiştir. Nitekim raporlardaki teknik belirlemeler aynı doğrultuda olup, hukuki değerlendirme kapsamında olan görüşler bakımından farklılık mevcut ise de, hukuki değerlendirme hakime ait olduğundan raporlar arasındaki bu farklılığın çelişki olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.
Tüm dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde, taraflar arasında akdedilen 21/02/2018 tarihli Çerçeve Abonelik Sözleşmesi ile ihtilafsız form ve taahhütnameler uyarınca davacı şirkete … hizmet numaralı abonelik tesis edilerek çoklu hat kurulumu konusunda anlaşmaya varıldığı, davalı tarafça düzenlenen faturaya konu fraud aramalarının davacı nezdinde hat kurulumunun henüz tamamlanmadığı ve sistemin canlıya alınmadığı dönemde gerçekleştiğinin taraflar arasındaki mail yazışmaları ve bilirkişi raporları ile tespit edildiği, taraflar arasındaki mail yazışmalarından da görüldüğü üzere, sistemin açılmasının belli teknik ayarlamaların yapılmasını gerektirdiği, davalı yan her ne kadar fraud aramalarının yapıldığı tarih itibarıyla outbond (giden) aramalar aktif olup hattın milletlerarası görüşmelere açık olduğunu beyan ederek taraflar arasındaki sözleşmenin 4.35. maddesi uyarınca gerekli güvenlik önlemlerini almayan davacı şirketin ortaya çıkan zarardan sorumlu olduğunu beyan etmekte ise de, dosya kapsamında outbond aramaların aktif halde olduğunun davacı şirkete bildirildiğine dair bir delile rastlanmadığı, davalı şirketin kendi çalışanları arasında davacı şirketin outbond aramalarının açıldığına dair yazışmalar mevcut ise de, davacı şirkete bu yönde gönderilmiş bir mail bulunmadığından, davacının outbond aramaların devrede olduğu bilgisine sahip olmadığı bir tarihte meydana gelen fraud aramalardan sorumlu tutulamayacağı, bilirkişilerce davacı şirketin fraud aramalarının önlenmesi için alabileceği güvenlik önlemlerinin bulunduğu ifade edilmiş ise de, henüz sistemin aktif olduğu bilgisinin davacıya iletilmediği ve sistemin henüz test aşamasında olduğu tarihte taraflar arasındaki sözleşmenin 4.35. ve IP Çoklu Hat Hizmet Formu’nun 3.6. maddesi gereğince davacı şirkete söz konusu güvenlik önlemlerini alma yükümlüğünün yüklenemeyeceği, davacının alması gereken güvenlik önlemi bulunup bulunmadığının ancak sistemin aktif hale geldiğinin tarafların kabulünde olduğu dönemde yapılan fraud aramalarından kimin sorumlu olduğuna dair yapılacak incelemede araştırılabileceği, bu nedenle yeni bilirkişi heyet raporunun davacının da yeterli güvenlik önlemi almadığı gerekçesi ile tarafların eşit kusurlu olduklarına dair belirlemesine mahkememizce itibar edilmediği, davalı tarafça itiraz dilekçesinde bahsedilen IP Çoklu Hat Hizmet Formu’ndaki … Açık şeklindeki işaretlemenin, davacı yanın sözleşme kapsamındaki talebini gösterdiği, söz konusu işaretlemenin sözleşmenin imza tarihi itibarıyla dış aramaların aktif olduğunu, dolayısıyla davacı yanın da bilgisi dahilinde olduğunu kabule yeterli olmadığı, sonuç olarak sistem test aşamasında iken yapılan fraud aramalardan davalı şirketin yüzde yüz kusuru ile sorumlu olduğu ve davacı şirket adına tanzim ettiği fatura nedeniyle alacak talebinde bulunamayacağı, nitekim 35 saat kadar süren aramaların daha erken farkedilmemesi nedeniyle zararın boyutunun arttığı anlaşıldığından davacı yanın ilgili fatura nedeniyle davalıya borçlu olmadığı, davanın kabulünün gerektiği, her ne kadar davacı vekilince dilekçeler teatisinden sonra davacı şirketinin güvenlik önlemi almaması halinde zarardan sorumlu olacağına dair sözleşmenin 4.35. maddesinin TBK’nun 115/3. maddesine aykırı olduğundan bahisle kesin hükümsüz olduğu iddia edilmiş ise de, davanın kabulü sonucuna tesir etmese dahi bu yeni iddianın, iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı kapsamında mahkememizce değerlendirmeye alınamayacağı anlaşılmış olup, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmişir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
… nolu 31/08/2018 tarihli 77.074,50 TL bedelli fatura nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Alınması gerekli 5.264,96 TL karar harcından davacının peşin yatırdığı 1.316,24 TL harcın mahsubu ile 3.948,72 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.316,24 TL peşin, 44,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.360,64 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisine vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 10.819,69 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 4.950,00 TL bilirkişi ücreti, 111,90 TL tebligat vs. posta masrafı olmak üzere toplam 5.061,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır