Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/252 E. 2021/41 K. 27.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/252 Esas
KARAR NO : 2021/41
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2019
KARAR TARİHİ : 27/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı dava dilekçesinde özetle; … Mah. … Cad. … Sok. No: … Şişli/İstanbul adresinde kiracı olarak bulunduğunu, şikayet edilen kurumun … müşteri numarası ile kayıtlı elektrik abonesi olduğunu, bu adresi kuaför olarak kullanmakta olduğunu, 17/12/2018 tarihinde sabah saat 07:00 sularında işyerine geldiğinde elektriklerin bir kaç kez gittiğini, sonradan da tamamen gittiğini, 186 elektrik arızayı arıza olup olmadığını öğrenmek için aradığında görevliler orta gerilim arızası olduğunu, gün içinde enerji verileceğinin söylendiğini, ancak elektrik gelmemesi üzerine birkaç kez daha arayarak aynı cevabı olduğunu, ayrıca binadaki diğer komşuların da bir kaç kez arıza kaydı bıraktığını, onlara da orta gerilim arızayı nedeniyle enerji verilmediğinin söylendiğini, elektrik gelmesini beklerken arızayı tespit etmek amacıyla birkaç kişinin geldiğini gördüğünü, bu şahıslar arızayı bulacakları söyleyecekler binanın önünü kazdıklarını, zira, arızanın binaya elektrik dağıtımı yapan ana kablodan kaynaklandığını söylediklerini, binanın önünü kazmalarından sonra arızanın bina önünden kaynaklanmadığının ortaya çıktığını, bir alet getirildiğini ve yerin altından arıza tespit yapıldığını, bunun üzerine arızanın sokağın başköşesindeki ana dağıtım hattından kaynaklandığının açığa çıktığını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla davalı kurumun hatasından kaynaklanan 2.848,92-TL maddi zararının davalı kurumdan tahsili ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Abonelerin kendi sorumluluk alanı içinde olan dahili elektrik hatlarında kullanılan kablo, sigorta gibi elemanların gerekli olan standartlarda ve ölçümlerde olmaması da arızaların hatta yangınların meydana gelmesinde etkili olabileceğini, bir başka arıza sebebi ise elektrikli cihazların gerekli standartlara sahip olmaması olduğunu, gerekli standart ve ölçülere sahip olmayan elektrikli cihazlar zaman zaman elektrik akımından olumsuz etkilenebilmekte olduğunu, bihazların uzun süreden beri kullanımından kaynaklanan yıpranma, ömürlerini doldurma gibi nedenlerle arızalanmalarının da söz konusu olabileceğini, cihazların içinde bulunan bobin, elektronik devreler ve bunun gibi yapılar zaman içinde elektrik akımı taşıdıkça yıpranmakta ve arızalanmakta olduğunu, izah edilen arızalar hayatın olağan akışı içinde meydana gelebileceğini, müvekkil şirketin sunduğu hizmetin kusurundan kaynaklanmayan arızalar olduğunu, haksız ve yersiz davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; haksız fiilden kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Taraf delillerinin ibraz edildiği, abonelik işlem dosyası ile voltaj tablosuna ilişkin kayıtların davalı kurumdan celp edildiği görülmüştür.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi kapsamında zamanaşımı defini ileri sürdüğü görülmekle birlikte olay tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nın 72/1. gereğince haksız eylem nedeniyle açılacak tazminat davaları, failin ve zararın öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl, herhalde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık zamanaşımına tabi olup somut olayda haksız eylemin 17/12/2018 tarihinde öğrenildiği ve davanın 29/04/2019 tarihinde ikame edildiği, böylece zamanaşımı süresinin somut olayda dolmadığı anlaşılmakla; anılı savunma yerinde görülmeyerek yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen elektrik mühendisi bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 21/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinin “Dağıtım Sistemine Bağlantı ve Sistem Kullanımına İlişkin Dağıtım Tesisleri Sınırları” başlıklı 15.maddede dağıtım şirketi ile kullanıcı arasındaki tesis ve teçhizatın mülkiyet sınırlarının belirlendiğini, dağıtım sistemine bağlı tüketiciler açısından, bağlantı noktasından kullanım yerine kadar olan tesis ve teçhizat tüketicinin mülkiyetinde olduğunu, bağlantı noktası dahil olmak üzere bağlantı noktasından itibaren hattın geri kalan kısmı dağıtım tesisi olduğunu, yönetmeliğin 13.maddesinin l/b fıkrasında “Dağıtım sistemine bağlı tüketiciler açısından, bağlantı noktasından kullanım yerine kadar olan tesis ve teçhizat (bağlantı hattı) tüketicinin mülkiyetindedir. ” denildiğini, binanın elektrik kofra ve panosu ile bina içindeki kablolar, müşteri (davacı veya mal sahibi) tarafından tesis edildiğini ve müşterinin mülkiyetinde yani sorumluluğunda olan kısımlar olduğunu, bu kısımlarda meydana gelebilecek arıza ve yangın olaylarında … ‘ın sorumluluğu bulunmayacağını, ancak sunulan fotoğraflardan arıza mahallinin davalı şirket sorumluluğunda kaldığı anlaşılmakta olduğunu, hasara sebep arıza davacının kofra ve sayacından önce sokakta bulunan yeraltı kablosu kaynaklı meydana gelmiş olması nedeniyle yukarıda detayına yer verilen mevzuat hükümleri kapsamında sorumluluk davalı … uhdesinde olduğunu, davacının işyerinde bulunan elektrik/elektronik cihazlar kaçak akım koruma rölesi takılı olsa dahi korunamayacağını, kaçak akım koruma rölesi hata akımlarına (hayat koruma, yangın) karşı koruma sağlamakta olup davacı şirketin kusurundan kaynaklı voltajı dengeleyemeyeceğini, kablo arızası nedeniyle gerilim dalgalanmalarına bağlı elektrik tesisatı, klima iç/dış ünite kartları, uydu ve ses sistemlerinin hasarlanmış olduğu anlaşılmakla oluşan zarar ile neden (yer altı kablo arızası) arasında illiyet bağı kurulabileceği, gerekçe olarak mücbir sebep, davacı veya 3.kişi kusurundan bahsedilemeyeceğini, davalı … ‘ın arızanın oluşumunu engelleyici gerekli tedbirleri almamış olması, koruyucu bakım onarım hizmetlerinin planlanması ile uygulanması konularında gerekli iletişim alt yapısını kurma yükümlülüğü ve davacıya yeterli, kaliteli, sürekli elektrik enerjisi sunacak şekilde hizmet verme yükümlülüğü bakımından olayın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğunu, teknik servislerce yapılan incelemelerde; Elektrik/ Elektronik cihazlara ait kart devreleri üzerinde tespiti yapılan arıza kaynağının voltaj dalgalanmasına bağlı gerçekleşmiş olduğu hususu açıkça tespit edildiğini, hasarın giderimine yönelik fatura örneklerinden; davacı KDV dahil 2.448,92-TL. tutarındaki zararını teknik servis raporları ve faturaları ile belgelendirildiğini, fatura tutarlarının olay tarihi itibariyle serbest piyasa rayiçlerine uygun kabul edilebileceğini, sunulan elektrik fatura içeriğinden davacının sözleşme gücünün 8500 watt olduğu anlaşılmakla işletmedeki elektrikli cihazların gerekli standart ve ölçülere sahip kabul edilebileceğini, güç aşımından bahsedilemeyeceğini, elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği kapsamında 12 saati geçen bir elektrik kesintisi bulunmaması nedeniyle davacı tarafın iş kaybına yönelik bedel talebi olamayacağını…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davada; elektrik enerjisi dağıtım hattından kaynaklandığı iddia olunan yüksek voltaj nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini isteminin ileri sürüldüğü, görevsizlik itirazında bulunulmuş ise de davacının işyerine ait elektrik abonelik sözleşmesi mevcut olup her iki tarafın da tacir olmakla haksız fiilden kaynaklı davada mahkememizin görevli olduğu, EPDK Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Kalitesi Yönetmeliğinin 26. maddesi gereğince kullanıcının (somut olayda davacının) 10 iş günü içerisinde başvuru yapmak imkanı bulunmakla birlikte bu düzenlemenin dava şartı niteliğinde olmadığı, bu hali ile anılı başvuru yapılmadan açılan davanın reddi gerektiği yönündeki davalı savunmasına itibar edilemeyeceği anlaşılmıştır. Bu kapsamda uyuşmazlığın; davalı … şirketinin ana dağıtım hattından kaynaklandığı iddia edilen arıza/yüksek voltaj nedeniyle davacının işyerinde uydu cihazı, ses sistemi, klima iç ve dış ünite kartı, led panel ve adaptöründeki yanma nedeni ile 2.448,92-TL zarara uğrayıp uğramadığı, 400-TL günlük iş gücü kaybının mevcut olup olmadığı, davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır. Yargılama kapsamında toplanan delillere, bilirkişi tarafından düzenlenen ayrıntılı, gerekçeli ve hüküm vermeye yeterli bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre; davacının iş yerinin bulunduğu adrese enerjinin verildiği trafo merkezinde otomatik sayaç okuma sistemi ile yapılan kontrollerde gerilim değerlerinin ülke standartlarında ise de alınan gerilim değerlerinin 1 saatlik periyotlara ait olduğu, hasara sebep arıza davacının kofra ve sayacından önce sokakta bulunan yeraltı kablosu kaynaklı meydana gelmiş olması nedeniyle mevzuat hükümleri kapsamında sorumluluğun davalı … uhdesinde olduğu, davacının iş yerinde bulunan elektronik cihazlara kaçak akım koruma rölesi takılı olsa dahi korunmayacağı, kaçak akım koruma rölesinin hata akımlarına karşı koruma sağlamakta olduğu ve davalı şirketin kusurundan kaynaklı voltajı dengeleyemeyeceği, kablo arızasına bağlı gerilim dalgalanmalarına bağlı elektronik aletlerin hasarlanmış olduğunun anlaşıldığı, oluşan hasar ile yer altı kablo arızası arasında illiyet bağının mevcut olduğu, bu nedenlerle davalının %100 oranında kusurlu olduğu, hasarın giderimine ilişkin 2.448,92-TL tutarındaki belgelendirilmiş ödemenin piyasa rayiçlerine uygun olduğu anlaşılmış olup bu hali ile anılı hasar bedelinin TBK’nın 49 ve devamı maddeleri gereğince davalı … şirketinden tahsil edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Son olarak davacı tarafça iş durmasından kaynaklı günlük iş gücü kaybına dayalı 400-TL’lik maddi tazminat istemi yönünden inceleme yapılmış olup bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde; kanunda aksi öngörülmedikçe kural olarak herkes iddiasını ispatla yükümlü olup HMK’nın 190. maddesi gereğince; ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu görülmüştür. Dolayısıyla somut olayda anılı talep yönünden zarara düçar olduğunu ispatla yükümlü olan taraf davacı olmakla birlikte mahkememizin kesin süre ihtarlı ara kararına rağmen günlük iş kaybına yönelik talebini ispata elverişli yazılı delillerini/ ticari defter ve sair ispata elverişli kayıt ve delillerin ibraz edilmediği, bu hali ile anılı tazminat isteminin tüm dosya kapsamında ispata muhtaç kaldığı ve neticeten sübut bulmadığı anlaşılmış olup bu yöndeki tazminat talebinin reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla; davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
2.448,92-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 167,29-TL ilam harcından peşin alınan 48,66-TL’nin mahsubu ile bakiye 118,63-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 48,66-TL peşin harç ve 44,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 93,06-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5- Davacı tarafça yapılan 718,10-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 617,28-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. Bendine göre; arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda anlaşamamaları hallerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinde ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre hazineden ödenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 1.134,67-TL’sinin davalıdan, 185,33-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı asil ile davalı vekilinin yüzüne karşı, dava miktarı itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır