Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/243 E. 2021/901 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/243 Esas
KARAR NO : 2021/901
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2018
KARAR TARİHİ : 14/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket adına davalı şirket aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın icra takibine haksız ve mesnetsiz yere itiraz ederek takibin durdurulduğunu, müvekkili şirket tarafından davalı yana online destek hizmeti ve yerinde kurulum eğitim hizmeti verildiğini, anılan hizmetlere konu faturaların davalı yana teslim edildiğini, davalı yanın da buna ilişkin en ufak bir itirazı bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından santral bakım hizmetlerinin sunulmuş olmasına rağmen, davalı yanın mallara ilişkin fatura bedellerini ödemekten imtina ettiğini, müvekkili şirketin alacağının ticari kayıtlarda yer alan, likit ve muaccel bir alacak olduğunu, davalı tarafından sırf alacaklıyı zarar kastı ile icra dosyasına itiraz edilmesininin kötü niyet göstergesi olduğunu beyan ederek haklı davalarının kabulü ile icra takibine kötü niyetli olarak itiraz eden davalının %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddiaların tümüyle gerçeğe aykırı olduğunu, davacı tarafça başlatılan icra takibinde takip mesnedi “akdi ticari ilişkiden kaynaklanan borç” olarak göründüğünü, buna karşılık icra takibine taraflarınca yapılan itirazda belirtmiş oldukları üzere davacı tarafın akdi ilişki çerçevesinde üzerine düşen ifa yükümlülüğünü hiç yerine getirmediğini, taraflar arasındaki hukuki ilişki bir eser sözleşmesinden kaynaklandığını, Anılan sözleşme davacı tarafça satış/pazarlama ve uyarlaması yapılan “…” isimli doküman yönetim yazılımının müvekkilinin ihtiyaçları doğrultusunda bir program oluşturarak satışını, çalışır şekilde teslimini, bakımını ve 1 yıl süre ile ücretsiz teknik desteğini içerdiğini, … isimli programın işletmelerin daha iyi organize olmasını sağlayacağını vadeden bir evrak yönetim programı olduğunu, Müvekkil şirketin de böyle bir programa ihtiyaç duyması sebebiyle davacı tarafla iletişime geçerek ihtiyaçlarını belirmesinin ardından, davacı tarafça buna ilişkin bir yazılım oluşturacağını vadetiği için müvekkili ile sözleşme imzaladığını, davalı Tarafça Satışı Yapılan Ürünün Ayıplı olduğunu, Müvekkilinin sözleşme kapsamında üzerine düşen ödeme yükümlülüklerinin büyük bir kısmını yerine getirdiğini, imzalanan sözleşmenin 4.maddesinde yazılım projesinin bedelinin 20.000 TL olup, 10.000 TL yazılımın kurulumu ile; bakiye kalan kısım ise sistem analizi ve implementasyonu (icraya geçirilmesi) sonunda ödeneceği belirtildiğini, davacı yüklenicinin borcunun sadece ürünün satışını değil, çalışır şekilde teslimini içerdiğini Ancak müvekkilinin satın almış olduğu programın satın alındığı günden beri çalıştırılamadığını, Davacı tarafın satmış olduğu ürünün çalışmaması üzerine müvekkilinin davacı tarafla iletişime geçerek programın çalıştırılmasını talep ettiğini, Bunun üzerine programın çalıştırılabilmesi için sürekli bir şekilde teknik gereksinimler ile ilgili çalışmaların tamamlandıktan sonra müvekkili firmaya gelinerek program kurulumunun tamamlanacağı ve faaliyete geçirileceği vadedilmesine rağmen hiçbir zaman söz konusu vaatlerin yerine getirilmediğini, programın çalıştırılmasına ilişkin davacı tarafa müvekkili tarafından yapılan ısrarlı talepler üzerine sırasıyla; önce söz konusu problemlerin çözümlenmesi için yurtdışından destek almaları gerektiği, çözümün bu şekilde sağlanacağı, ardından bu sorunların çözümünün yeni versiyonda olduğunu, onun da İngilizce versiyonunun Haziran 2016 tarihinde, Türkçe versiyonunun da Temmuz 2016 tarihlerinde yükleneceğini belirtilerek biraz daha beklenmesi gerektiği şeklinde bahanelerle müvekkilinin taleplerinin sürekli olarak ertelendiğini, Problemlerin çözümüne ilişkin yapılan bütün görüşmeler ve yazışmalar üzerine, söz konusu problemlerin çözümü davacı tarafça sürekli olarak ertelenmesinin ardından davacı şirkete Fetö/Pdy soruşturmaları kapsamında kayyum atanması üzerine; ilgili problemin çözümü ile ilgilenecek herhangi bir sorumlu da bulunamadığını, Davacı tarafın edimini ifa etmemesinden kaynaklı olarak müvekkilinin zarara uğrayıp uğramadığı ve herhangi bir alacağı bulunup bulunmadığı hususundaği talep ve dava haklarını saklı tuttuklarını, Davacı Tarafça Sözleşme Şartlarına Uyulmadığını, Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 4.maddesinde yapılan ticari iş kapsamında ödenmesi gereken ücretler belirlendiğini, proje bedelinin 20.000 TL olup, 10.000 TL yazılımın kurulumu ile ödenecek; geri kalan kısım ise implementasyon sonunda ödeneceğini, Davacı tarafın her ne kadar yazılımı kurup çalıştıramamış olsa dahi müvekkil şirket üzerine düşen toplam sözleşme bedelinin büyük bir bölümünü ödediğini, İşbu ödemelerin sözleşmenin davacı tarafından ifa edilmesi sebebiyle olmayıp, müvekkilin ihtiyacı olan programın biran önce kurulup çalıştırılabilmesi için davacı şirketi teşvik etme amaçlı olarak yapıldığını, Nitekim 4.madddede belirtilen “. implementasyon sonunda ödenecektir” ibaresi, sözleşmede imzası bulunan davacı tarafı da bağlayıcı olsa da, davacı taraf üzerine düşen söz konusu yükümlülüğünü yerine getirmemiş olup buna ait ücretin kendisine ödenmesini talep ettiğini, Yine sözleşmenin 7.maddesinde “Fins Bilişimden yazılımın çalışmasını engelleyecek kritik hatalara 48 saat içinde, çalışmayı engellemeyecek ancak taahhüt edilen görevleri yapmamasına neden olacak kritik hatalara 15 gün içinde müdahale yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumunda sözleşmenin feshedilebileceği” yazdığını, Müvekkili şirketin satın almış olduğu eser sözleşmesi kapsamındaki hizmetin davacı tarafça ifa edilmediğini, defalarca davacıya başvurulmuş olmasına rağmen satın alınan programın davacı tarafça bir türlü çalışır hale getirilemediğini, Huzurdaki davada davacı taraf ifa etmemiş olduğu edimine karşılık gelen borcu talep ettiğini, Ancak davacı tarafın üzerine düşen edim yükümlülüğünü ifa etmemesinden dolayı, müvekkili şirketin de buna bağlı olarak doğmuş herhangi bir borcu bulunmadığını, Tüm bu nedenlerden dolayı davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER , TAHKİKAT VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki akdi ilişkiye dayanılarak başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyasında; davacı … Tarafından 16.04.2018 tarihinde 4.500,24 TL asıl alacak ve 923,77 TL geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 5.424,01 TL alacak üzerinden davalı … aleyhine icra takibi başlatıldığını, borcun sebebi olarak cari hesap alacağı gösterilmiş, davalı vekilinin itirazı ile takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda özetle;
“…
Dosya içeriğindeki mail ve yazışmalarda elde edilen verilerden davacının davalı için sözleşmede belirttiği program ve yazılım için gereksinimlerini karşılamayadığı,
Davalı …’nin eksik/ayıplı/kötü ifa savını teyit edecek bir dönenin dosya içeriğinden istidlal edilemediği,
Davalının daha evvel davacı yanca usulünce temerrüde düşürüldüğüne dair mali tespitte bulunulamadığı,
Davacı … Kanuni defter kayıtlarında davalı …’nden takip tarihi 16.04.2018 itibariyle 500,23 TL alacaklı olduğu, sayın mahkeme tarafından davacı defter kayıtları esas alınırsa davalı …’nin …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmi iptali ile takibin 500,23 TL üzerinden devam etmesinin düşünülebileceği,
Sayın mahkeme tarafından davacı … ‘nin mali müşavir bilirkişi tarafından yukarıda izah edilen kanuni defter kayıtlarına itibar etmeden bir değerlendirme yapmanın mümkün olacağını mütalaa edecek olursa; fatura ve ödeme belgesi arasındaki fark esas alındığında, davacının davalı …’nden takip tarihi 16.04.2018 itibariyle 4.500,24 TL alacaklı olduğu, davalı …’nin … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmi iptali ile takibin 4.500,24 TL asıl alacak üzerinden devam etmesinin bu seçenekte düşünülebileceği,
Bu meyanda …esasen, davalı … Kanuni defter kayıtlarında görüldüğü haliyle, davacı …’ne takip tarihi 16.04.2018 itibariyle 4.500,24 TL borçlu olduğu, sayın mahkeme tarafından davalı defter kayıtları esas alınırsa davalı …’nin …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmi iptali ile takibin 4.500,24 TL asıl alacak üzerinden devam etmesinin değerlendirilebileceği, seçenekleri takdir makamının muhterem mahkemede olduğu ” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce bilgisayar mühendisi bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilerek davaya konu programın davalı tarafça kullanılıp kullanılmadığı hususunda rapor alınmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda özetle davalı tarafın başka bir program kullandığı, sözleşme uyarına programda olması gereken tek tıkla otomatik çalışma , versiyon kontrolleri güncelleme, uyumluluk ve hassas kontrollerin tam ve gerekli bir şekilde çalışmadığı, uygulamanın dil problemi yaşadığı, davaya konu “…” isimli programın davalı bilgisayarında kullanımda olmadığı hususlarının belirlendiği görülmüştür.
Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafın taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkiye dayalı olarak takibe giriştiği, davalı tarafın itirazı üzerine işbu davanın ikame edildiği, davalı tarafça davaya konu programın ayıplı olduğu ve taraflarınca kullanılamadığı hususunun iddia edildiği, mahkememizce bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmesi sonucu alınan bilirkişi raporunda da ” …” isimli programın eksikleri olduğu, bu nedenle davalı bilgisayarında kullanımda olmadığı ve davalının başka bir program kullandığı hususlarının belirlendiği, yine davalı tarafça sunulan mail kayıtlarından anlaşıldığı üzere programın sürekli hata verdiği ve düzenli bir şekilde kullanılamadığı, hataların ve eksiklerin davalı tarafça sürekli davacı tarafa bildirildiği, bu durumda davalının davaya konu hizmeti taraflar arasındaki sözleşme uyarınca belirlenen şartlarda ve gereği gibi alamadığı, programı kullanamadığı iddiasının ispatlanmış olduğu anlaşılmakla davanın reddine ve şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yargılama sonucu verilen karar miktar itibari ile kesin olmakla birlikte mahkememizce verilen kısa kararda İstinaf kanun yolunun açık olarak belirtilmiş olması nedeniyle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulamayacağından bu hususa değinilmek suretiyle gerekçeli kararın yazımı cihetine gidilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
Kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-59,30 TL karar-ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3- Dava ret ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına
4- Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yerolmadığına,
5- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6- Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır