Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/233 E. 2019/678 K. 12.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/233
KARAR NO : 2019/678

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 29/12/2011
KARAR TARİHİ : 12/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin 03/04/2006 tarihli acentelik sözleşmesiyle davalı şirketin … bölgesinin acenteliğini üstlendiğini, müvekkil sözleşmenin 13.maddesine göre mucibince ve haklı sebeplerle sözleşmeyi feshettiğini, müvekkilinin faaliyet bölgesinde, posta tekeli dışında kalan hesap bildirim cetvelleri, faturalar, paketler, koliler, kredi kartları, broşür nev’inden süre tahditli gönderilerin dağıtımı, toplama, teslim etme, abone yenileme, tahsilat vb işleri davalı şirket adına yaptığını, her ayın bitiminde yapılan iş bedelini ve kendisine peşin olarak ödenen posta ücretlerini aynı ay içerisinde düzenli olarak davalı şirkete fatura ettiğini, 2010 ve 2011 senelerinde kalan toplam hak ediş alacağı 58.406,78 TL olduğunu, davalı şirketin, fatura öncesi ve fatura sonrası olmak üzere AÇM SMS kesintisi CALL davalı hizmeti kesintisi, KKT fon kesintisi gibi haksız kesintiler yapmakta olduğunu, müvekkilinin hak ediş alacağından doğan 58.406,78 TL’lik alacağın fesih tarihinden itibaren işleyen temerrüt faiziyle birlikte tahsilini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haksız kesintilerden kaynaklanan 2.000,00 TL’lık alacağın ait oldukları tarihten itibaren işleyen faizeyle birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının talep ettiği hak ediş bedellerinin gerçeği yansıtmadığını, hakkedişlere ilişkin faturalarını davacı tarafından düzenlenip müvekkile gönderildiğini, faturaların sözleşmeye uygn olarak ödendiğini, davacının dilekçesinde iddia edildiği gibi hakkedişlerin haksız kesintilerden yapıldığının iddiasını kabul etmediğini, kesintilerin sözleşmeye dayalı yapıldığını, dava dilekçesinde şimdilik 2.000 TL’lik kesinti toplamı talep ve dava edildiğini, bu talebin hangi yıllara ait olduğunu, zamanaşımına uğramış olup olmadığını, talep ettikleri rakamın net olarak belirlenmesi için bilirkişi raporu alınması gerektiğini, sonuç olarak davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; acentelik sözleşmesinin feshinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizin 29/06/2016 tarihli, 2011/465 esas, 2016/551 karar sayılı davanın kısmen kabulüne dair kararının Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24/12/2018 tarih ve 2018/5207 esas, 2018/8155 karar sayılı ilamıyla bozulmakla, davanın mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin anılı kararının Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2018/5207 esas, 2018/8155 karar sayılı bozma ilamı ile; ”…1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, acentelik ilişkisinden kaynaklı alacak istemine ilişkin olup mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davalı tarafından haksız yapıldığı iddia olunan kesintiler bakımından davanın reddine, hak ediş bedeli olarak talep edilen miktar yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, mahkemece de benimsenen bilirkişi raporu ve dosya muhteviyatı uyarınca, davacının hak ediş kalemi altında yaptığı toplam talep miktarının önemli bir kısmının davalı yanca dava açıldığı tarih olan 29.12.2011 tarihinden sonra ödendiği ve bu kısım yönünden davanın konusu kalmadığından HMK 331/1 maddesi uyarınca davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken bu hususta hüküm kurulmaması doğru olmamıştır.
Öte yandan mahkemece, dava sırasında ödenen meblağla ilgili olarak dava tarihi itibariyle dava açmakta haklı olduğuna göre anılan HMK 331/1. maddesi hükmü uyarınca bu kısım yönünden de davacı lehine vekalet ücretine hüküm olunması gerekirken, bu kısım yönünden de dava reddedilmişcesine davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi de doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir…” gerekçeleri ile bozulması üzerine usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Taraflar arasında davalı şirketin … Merkez Bölgesi Acenteliği konusunda 03/04/2006 tarihinde acentelik sözleşmesinin düzenlendiği, 24/12/2011 tarihi itibari ile davacı tarafça sözleşmenin feshedildiği, sözleşmenin feshi nedeni ile 58.406,78-TL hak ediş alacağı ile haksız kesintilerden kaynaklanan 2.000 TL alacağın tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır. Tarafların defterlerinin de incelenmek suretiyle alınan raporlara göre davacının haksız kesinti tutarı adı altında talep edebileceği bir alacağının bulunmadığı anlaşıldığından bu yöndeki talebin reddinin gerektiği kanaatine varılmıştır. Mahkememizin önceki kararının bu yöndeki kabulü Yargıtay ilamı kapsamında da uygun bulunmuştur. Hak ediş alacağı yönünden ise 20/03/2013 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, “Dava tarihi itibariyle davacı firmanın davalı firmadan ne tutarda alacağı olduğunun tespiti için dava dosyasında, sadece davalı firmanın davacı firma ile olan borç alacak ilişkilerini takip ettiği 320 Satıcılar hesabının 320.C11.C151.CH059 nolu… isimli alt hesabına ait cari hesap ekstresi mevcut olup işbu ekstre kayıtları incelendiğinde de 29/12/2011 dava tarihi itibariyel davacı firmanın davalı firmadan 56.666,96-TL alacaklı olduğu, davacı firmaca itiraz edilen ödemelerden ikincisinin ise davalı firmanın davacı firmaya borcuna karşılık 31/12/2011 tarihinde yaptığı ve borç meblağını bu tutarda azaltan 1.704,18 TL tutarındaki mahsup işlemi olup bu mahsup işlemi ile ilgili tespit ve değerlendirmelerin de işbu raporun 6 ve 7.sayfalarında açıklandığı, burada yapılan açıklama kapsamında fatura öncesi yapılan bu kesintinin 944,00 TL’sinin 23/12/2011 tarihinde gerçekleştirildiği, ancak bu raporun 7 sayfasında izah edildiği gibi taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin 22/12/2011 tarihi itibariyle hükümsüz hale geldiğinden sonraki bir tarih olan 23/12/2011 tarihinde yapılan 944,00 TL kesinti işleminde sözleşme hükümlerinin dayanak gösterilmesinin yerinde olmayacağı, bundan dolayı davalı firmanın davacı firmaya olan borcundan 760,18 TL kesinti tutarının düşülmesi neticesinde davacının 2.227,82-TL alacağının bulunduğu, dava tarihinden sonra davalı tarafından davacıya yapılan 54.439,14-TL yönünden ise bozma ilamında belirtildiği üzere bu miktar yönünden talebin konusuz kaldığı anlaşılmakla; haksız yapıldığı iddia olunan kesintiler bakımından davanın reddine, hakediş alacağı yönünden davanın kısmen kabulü ile, dava tarihi itibariyle davacının 56.666,96-TL alacaklı olduğu tespit edilmiş ise de, vaki ödeme nedeniyle neticeten 2.227,82-TL’nin 28/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, dava tarihinden sonra yapılan ödeme nedeniyle 54.439,14-TL yönünden talep konusuz kalmakla karar tesisine yer olmadığına, bakiye istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Haksız yapıldığı iddia olunan kesintiler bakımından davanın REDDİNE,
2-Hakediş alacağı yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile,
Dava tarihi itibariyle davacının 56.666,96-TL alacaklı olduğu tespit edilmiş ise de, vaki ödeme nedeniyle neticeten 2.227,82-TL’nin 28/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, dava tarihinden sonra yapılan ödeme nedeniyle 54.439,14-TL yönünden talep konusuz kalmakla karar tesisine yer olmadığına, bakiye isteminin reddine,
3-Alınması gereken 152,18-TL ret harcından 897,05-TL peşin harç, 797-TL ıslah harcı ve 10-TL tamamlama harcının mahsubu ile artan 1.551,87-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan 18,40-TL başvuru harcı, 897,05-TL peşin harç, 797-TL ıslah harcı ve 10-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.722,45-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 2.950-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 528,50-TL olmak üzere toplam 3.478,50-TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 3.263,14 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan miktarın davacı üzerine bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan 27,40-TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 26,38-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- Kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 6.583,37 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK nın geçici 3. Maddesi uyarınca 15 günlük süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/07/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır