Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/228 E. 2019/898 K. 18.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/228 Esas
KARAR NO : 2019/898
DAVA : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/01/2013
KARAR TARİHİ : 18/10/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacılar vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkiller … ve …’un çocuğu, … ve …’un kardeşi olan … 27/01/2012 tarihinde … kontrolündeki … marka … Plakalı aracın karıştığı kaza sonucu hayatını kaybettiği, anılan aracın ruhsat sahibi … Tic. A.Ş. Olduğu, kaza sonrası yapılan tahkikat neticesinde … hakkında taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyalı ile kamu davası açılmış olup işbu davanın halen derdest olduğunu, davalılardan … Sigorta A.Ş. Anılan aracın ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olup diğer davalı …Ş. İse zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu, … kaza anında henüz 8 yaşında olduğu, araç sürücüsü anılan kazanın gerçekleşmesinde tam kusurlu olup kaza neticesinde müvekkillerden …, … ve …’un yaralandığı, …’un ölümüne neden olduğu için destekten yoksun kalacak müvekkillerin zararın tespiti ile şimdilik 1.000 TL maddi tazminat ve … ve … için 10.000 TL, … ve … için 5.000 TL olmak üzere toplam 30.000 TL manevi tazminatın davalı …Ş. Ve araç sürücüsü …’den tazminini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …Ş. Mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; … plakalı araç müvekkil şirket nezdinde … numaralı Tüm Oto Sigorta Poliçesi ile 10/11/2011-2012 tarihleri arasında sigortalıdır bedeni zararlarda kişi başına teminat tutarı manevi tazminat dahil 50.000,00 Tl olduğu, poliçeden dolayı sorumluluğu Trafik sigorta hadleri üzerinde kalan kısım için poliçe limitiyle sınırlı olduğu, 27/01/2012 tarihinde meydana geldiği, zorunlu mali mesuliyet sigortasında 2012 yılı ölüm halinde kişi başına teminat tutarı 225.000,00 TL olduğu, bu nedenle davacının 225.000,00 LT ye kadar olan maddi tazminat taleplerinden dolayı müvekki şirketin sorumluluğu bulunmadığı, zorunlu trafik sigortası sorumluluk sigortası olduğu, bu nedenle bu sigorta ile sigorta ettiren kişini işleteni olduğu motorlu araçların üçüncü kişilere verdikleri zararların karşılanmasının amaçlandığını, davacının manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, alkollü kişi tarafından kullanılan araç nedeniyle meydana gelen zarar sonucunda müvekkil şirket aleyhine hükum kurulması halinde işletene rücu edileaceğini bildirdiğini, davacılar vekilinin taleplerini kesinlikle kabul etmediğini, davanın reddine karra verilmesini masraf ve ücreti vekaletin davacıya tahmilini talep ederiz.
Davalı …Ş. Vekilinin mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf … plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacının sigortalının kusurunu ispat etmesi gerektiğini, karayolları trafik kanunun 96. Madde gereğince teminatın paylaştırılmasını, müvekkili şirketin faizden dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu, müvekkil şirkete davadan önce başvuru yapılmış şirketin aktüer hesabı yaptırılmış ve davacılar için toplam 16.235,47 TL destekten yoksunluk tazminatı belirlendiğini, iş bu tazminat 12/03/2012 tarihinde başvurucuların hesabına gönderildiğini ancak karşı tarafça gönderilen tutar çekilmeden davanın açıldığını, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trafik kazası neticesinde destekten yoksun kalma sebebine dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosyanın mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ceza dava dosyası, mirasçılık belgesi, poliçe / hasar dosyası, araç tescil kayıtları celp edilmiştir.
SGK’ya yazı yazılarak davacılara ödeme yapılmadığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce alanında uzman bilirkişiler … ve … tan alınan raporda özetle; “… Kusur yönünden; 27/01/2012 günü saat 20.30 sularında Bayrampaşa, … Mahallesi, … Sokak Uıerinde davalı sürücü … yönetiminde seyretmekte olan davalı … Sigorta A-Ş.’ye 10.11.2011/2012 vadeli Tüm Oto Sigorta (kasko ve İhtiyari Mali Sorumluluk) ve davalı …Ş aynı vadeli Zorunlu Mali Sorumluluk sigortası poliçeleri İle sigortalı … plaka sayılı arazi taşıtı (…) kontrol dışına çıkarak 21 sayılı yer önlerinde yayalar …, …, … ve …’a ve yol kenarında park halinde bulunan … plaka sayılı minibüse çarptığı, çarpma sonucu araç İle istinat duvarına sıkıdan 2003 doğumlu … hayatını kaybetmiş … ve … da yaralandığını, elde edilen bilgilerden kaza mahallinde yolun viraj karakterinde olduğu olduğu, yol şerit çizgisinin bulunmadığı, trafik ışık sistemi ve işaret Ievhası bulunmadığı, görüşün viraj koşulları net açık olduğu, yaya kaldırımının mevcut olduğu, banketin bulunmadığı, kaza sırasında vaktin gündüz, zeminin buzlu olduğu anlaşıldığı, olayla İlgili olarak trafik kazası tespit tutanağı düzenlenmediği veya ibraz edilmediği anlaşıldığı, mevcut olay yeri inceleme raporu ekinde bir adet kroki düzenlendiği, bilirkişi … düzenlediği 26.11.2013 tarihli raporunda …’nln tam ve asil kusurlu olduğu, maktül … ve mağdurların kusursuz olduklan kanaatine varıldığı, sonuç olarak: hukuki durumun ve delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 27/01/2012 tarihinde meydana gelen Trafik kazası sonucu vefat eden … un geride kalan hak sahiplerinden; davacı baba …’un nihai ve gerçek maddi zararının 24.921,42 TL ibaret bulunduğu, davacı anne …’un nihai ve gerçek maddi zararının 29.020,84 TL’den ibaret bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığını…” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Davacılar vekilinin ıslah dilekçesi sunduğu, dilekçenin tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davacılar vekilinin davalı … hakkındaki davasından feragat ettiğini bildirir dilekçe ibraz ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 02/10/2015 tarihli, … Esas … karar sayılı; ” Davanın kısmen kabulü ile davalı … hakkındaki davanın tüm talepleri yönünden feragat nedeniyle reddine, davacılar … ve … yönünden tüm talepler açısından davanın reddine, davacı … için 24.921,42TL’nin … için ise 29.020,84TL’nin faizsiz olarak davalı … şirketlerinden müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, davacılar … ve … için 10.000-TL’er manevi tazminatın faizsiz olarak davalı …Ş’den tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine…” dair kararının Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … esas, … karar sayılı ilamı kapsamında; ”… Davacılar vekilince vefat eden …’in kardeşleri için de manevi tazminat talebinde bulunulmuş, mahkemece; gerekçesi de gösterilmeden kardeşlerin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesinde özetle “ağır bedensel zarar yada ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar para ödenmesine karar verilebileceği” hükmü getirilmiştir. Bu yeni düzenlenme ile 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun yürürlük zamanında içtihatlarla düzenlenen husus yasa koyucu tarafından açıklığa kavuşturulmuştur.
Somut olaya gelince; gerek haksız fiil zamanında yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda gerekse bu kanun zamanında gelişen içtihatlar ışığında düzenlenen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda trafik kazası nedeniyle vefat eden çocuğun kardeşleri olan davacıların da manevi tazminat talep etme hakkı bulunduğu hususunda tartışma bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davacı kardeşler … ve … için de uygun miktarda manevi tazminata karar verilmesi gerekirken gerekçesiz olarak davacıların manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davalı sürücü idaresindeki araç davalı …Ş’ye trafik (ZMSS) sigortası ile davalı …Ş’ye de ihtiyari mali mesuliyet sigortası ile sigortalıdır. Motorlu Kara Taşıtları ihtiyari mali sorumluluk sigortası genel şartlarının “sigorta teminatının kapsamı” başlıklı 1. maddesine göre sigortacı aracın işletenine yükletilebilecek hukuki sorumluluğu poliçe teminatı kapsamında olmak şartıyla zorunlu mali sorumluluk sigortası haddi üstünde kalan kısmını poliçede yazılı azami miktara kadar temin eder. Motorlu Kara Taşıt Araçları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortasının hukuki dayanağı KTK 100. maddesi ile Türk Ticaret Kanunundaki genel hükümlerdir. Kapsamı ise Hazine Müsteşarlığı tarafından hazırlanan Sigorta Genel Şartlarında düzenlenmiştir.
Somut olayda, hükmedilen maddi tazminat miktarı zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesinde belirtilen kişi başı teminat limiti dahilinde kaldığı, ZMSS poliçe limiti aşılmadığından aracın ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olan davalı …Ş.’nin ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesi sebebi ile sorumluluğu bulunmamaktadır.
Bu nedenle davalı …Ş’nin maddi tazminat yönünden sorumluluğunun bulunmadığı gözetilmeden her iki davalı için müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçeleri ile bozulması üzerine mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Huzurdaki davada ileri sürülen talepler kapsamında tatbiki gereken 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesi de; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesi ise; ” Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumludur.” şeklinde düzenlenmiş ve Kanunun 85/son maddesi gereğince işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu tutulmuştur.
Destekten yoksun kalma tazminatı 6098 sayılı TBK’nın 53. maddesinde düzenlenmekte olup haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kişilerin anılan düzenleme gereğince uğradığı zararın tahsilini talep hakkı bulunmaktadır. Ancak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekmektedir. Esasında destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, düzenli bir yardımı ifade etmektedir. Mevcut olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak kimse destek olarak kabul edilmektedir. Huzurdaki davada 27/01/2012 tarihinde trafik kazası neticesinde vefat edenin, davacı … ile …’un çocuğu olduğu, diğer davacıların ise kardeşi olduğu, ölenin, ölüm meydana gelmeseydi davacı anne ve babaya destek olacağı açık olduğundan davacı anne ve babanın desteğini yitirdiği ve zarara uğradığı kabul edilmiştir. Ayrıca destekten yoksun kalma tazminatına konu davacıların zararı, desteğinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalan sıfatıyla doğrudan kendisi üzerinde doğan zarar olduğu, ölen desteğin kusurunun bu hakka etkili olmasının da düşünülemeyeceği, davacı ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarından, ölen desteğin kusuruna rağmen bu kusurun anılı davacılara yansıtılamayacağı sonucuna varılmıştır. Bu kapsamda alınan ayrıntılı, gerekçeli aktüerya bilirkişi raporunun hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla; davacı anne yararına 29.020,84-TL, davacı baba yararına 24.921,42-TL destekten yoksun kalma tazminatının tahsiline dair karar vermek gerekmiştir. Davacılar vekilinin feragat ettiği davalı sürücü yönünden davanın reddi gerektiği, tespit edilen maddi tazminat miktarı zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesinde belirtilen kişi başı teminat limiti dahilinde kalması nedeni ile ZMSS poliçe limiti aşılmadığından davalı ZMMS … şirketinin maddi tazminat kapsamında sorumlu olduğu, ancak aracın ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olan davalı …Ş.’nin ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesi sebebi ile sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla; anılı davalı … yönünden maddi tazminat talepleri yönünden açılan davanın reddini gerektiği anlaşılmıştır.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse yukarıda açıklanan kanuni düzenleme gereğince uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilmektedir. Ancak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekmektedir. Bu kapsamda destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülmektedir. Bununla birlikte, destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Ayrıca kardeşlerin birbirine karşı kural olarak bakım görevi yoktur. Ancak, bir kardeşin diğer kardeşine eylemli ve düzenli olarak yardım etmesi halinde, bu kardeş diğerinin desteği sayılabilecektir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 364/1. maddesinde; “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.” düzenlemesine; aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda ise tüm dosya kapsamından davacı … ve …’un murisin kardeşleri olup murisin, davacı kardeşlerine düzenli ve eylemli maddi anlamda bir katkısı bulunduğu, murisin yardım etmediği takdirde davacı kardeşlerinin yoksulluğa düşeceği, bakıma muhtaç halde olacağı, murisin desteğine ihtiyaç halinde olduğu ispatlanamadığından, davacı kardeşlerin destekten yoksun kalma tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Davacı taraflar aynı manevi tazminat isteminde bulunmakla tatbiki gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarının adalete uygun olması gerektiği, hükmedilecek bu paranın, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşıması gerektiği anlaşılmıştır.
Bu kapsamda takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakim manevi tazminat yönünde takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerekmektedir. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmış ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmıştır.
Anılı düzenlemeler ve içtihatlar ışığında somut olaya bakıldığında; ölümlü trafik kazası neticesinde oğul ve kardeşlerini kaybeden tüm davacıların manevi olarak zarara uğradığı ve yasal düzenlemeler gereğince davalı … şirketinin (davalı ihtiyari mesuliyet sigortacısı … sigorta şirketi yönünden manevi tazminat taleplerinin poliçe kapsamında teminat kapsamında olmakla) davacıların manevi zararını gidermekle yükümlü oldukları sonucuna varılmıştır. Manevi tazminat miktarının belirlenmesi noktasında anılı düzenleme ve içtihatlar kapsamında değerlendirme yapılmış, olayın ağırlığı ve verdiği üzüntünün bir nebze olsun telafisi bakımından meydana gelen olayın oluş şekli, kusur oranı, tarafların mali ve sosyal durumları dikkate alınarak manevi tazminat isteminin kabulü ile davacı baba … yararına 10.000,00-TL manevi tazminatın, davacı anne … yararına 10.000,00-TL manevi tazminatın, davacı kardeş … yararına 5.000,00-TL manevi tazminatın, davacı kardeş … yararına 5.000,00-TL manevi tazminatın davalı … Sigorta Şirketinden tahsili ile davacılara ödenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
A-Davalı … yönünden açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
B- Davacı … yararına 24.921,42-TL destekten yoksun kalma tazminatının, davacı … yararına 29.020,84-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Şirketinden tahsili ile davacılara ödenmesine, davacılar … ve … yönünden açılan destekten yoksun kalma maddi tazminat isteminin REDDİNE,
C- Maddi tazminat talepleri yönünden davalı …’ne yönelik açılan davanın REDDİNE,
D-Manevi tazminat talepleri yönünden davalı …’ne yönelik açılan davanın KABULÜ ile,
Davacı … yararına 10.000,00-TL manevi tazminatın, Davacı … yararına 10.000,00-TL manevi tazminatın, Davacı … yararına 5.000,00-TL manevi tazminatın, Davacı … yararına 5.000,00-TL manevi tazminatın davalı … Sigorta Şirketinden tahsili ile davacılara ödenmesine,
2-Karar tarihi itibarıyla kabul edilen miktar üzerinden hesaplanarak alınması gereken 5.734,09 TL nispi karar ve ilam harcının davacılar tarafından yatırılan 289,9 TL harçtan mahsubu eksik kalan 5.447,19 TL harcın 3.479,70 TL’nin davalı …’dan geriye kalan 1.967,49 TL’sinin … Sigorta Şirketinden tahsiline,
3-Davacılar tarafından yapılan 1415,8 TL yargılama gideri, 24,90 TL başvurma harcı ve 289,9 TL peşin harç olmak üzere toplam 1760,13 TL yargılama giderinden kabul ve red edilen miktarlar dikkate alınarak hesaplanan 1.124,37 TL’nin …’dan, 635,75 TL’nin ise … Sigorta Şirketinden tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Davalılardan … tarafından yapılan yargılama giderinin kabul ve red kısımları dikkate alınarak kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince destekten yoksun kalma maddi tazminatı üzerinden hesaplanan 6.290,28TL nispi vekalet ücretinin davalılardan …’den tahsili ile davacılara verilmesine,
6-Kendisini vekille temsil ettiren davalılardan … lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince maddi tazminat yönünden hesaplanan 6.290,28 TL’nin davacılardan alınarak davalılardan …’ne verilmesine,
7-Kendisini vekille temsil ettiren davalılardan … ve … lehine hüküm tarihinde bulunan AAÜT gereğince 500,00 TL maddi tazminatın davacılar … ve …’dan alınarak … ve …’ne verilmesine,
8-Kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine manevi tazminat yönünden hüküm tarihinde bulunan AAÜT gereğince 3.600-TL vekalet ücretinin davalı …’nden alınarak davacılara verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK nın geçici 3. Maddesi uyarınca 15 günlük süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/10/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır