Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/226 E. 2020/90 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/226 Esas
KARAR NO : 2020/90
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 12/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerin murisi … …; davalı şirket tarafından … poliçe numaralı 10/10/2005-10/10/2006 poliçe vadeli Motorlu Kara Taşıt Araçları ZMMS poliçesi ile sigortalanmış … plaka sayılı araç ile 09/08/2006 günü meydana gelen tek taraflı trafik kazası neticesinde hayatını kaybettiğini, geriye veraset ilamından da anlaşıldığı üzere murisin çocukları ve …’in eşi olan davacılar kaldığını, dava konusu kaza sebebiyle destekten yoksun kalmış olduğunu, trafik kazasının meydana gelmesinde müvekkilin tamamen kusursuz olduğunu, muris … …’in davacıların maddi geçimini tek başına sağladığını, murisin vefatından sonra müvekkilerin ekonomik olarak çöküntü yaşadığını, vefat ettiği tarih itibariyle çocukları olan davacıların hepsinin murisin desteğine muhtaç olduklarını, murisin eşi olan davacı … …’in çocuklarının yaşları itibariyle çalışmasının mümkün olmadığını, davalı sigorta şirketi aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun 29/08/2014 tarihinde borcu bulunmadığı, gerekçesiyle takibe itiraz ettiğini itirazın iptalini, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazanın 09/08/2006 tarihinde meydana geldiğini, dava tarihi itibariyle 2 yıllık sürenin hayli aşılmış olduğunu, bununla birlikte somut olayda ölüm olması sebebiyle uzamış zamanaşımı olduğu düşünülse dahi söz konusu kazada yalnızca bir ölüm meydana geldiğini bunun dışında başka ölüm veya yaralanmanın bulunmadığını nazara alındığında kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan Ceza Kanuna göre uzamış zamanaşımı süresi 8 yıl olduğunu, davanın ise 8 yıllık bu süre geçtikten sonra 15/09/2014 tarihde açıldığını, dolayısıyla bu halde dahi taleple ilgili zamanaşımı süresinin dolduğunu, davanın zamanaşımı sebebiyle reddini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; destekten yoksun kalma tazminat istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 11/11/2015 tarihli, 2014/299 esas, 2015/863 karar sayılı davanın zamanaşımı nedeni ile reddine dair kararının, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/2809 esas, 2018/11558 karar sayılı ilamı ile ; ” … KTK’nın 109/II. maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için kamu davasının açılmış olması veya mahkûmiyet kararı verilmiş bulunması aranmamakta olup cezayı gerektiren fiilin varlığı yeterlidir. Ölümle sonuçlanan söz konusu trafik kazası da bu anlamda cezayı gerektiren bir fiil niteliğindedir ve sürücü davacılar desteğinin vefat etmiş olması sonuca etkili değildir. Yasa koyucunun amacı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca tehlike sorumluluğunu doğuran olaylarda sorumlulara karşı daha uzun zamanaşımı süresi içerisinde yönelmeyi sağlamaktır. KTK’nın 109. maddesinin 2. fıkrasındaki “cezayı gerektiren fiil” ifadesi ile fiili tarif ettiği zamanaşımı yönünden yukarıda da açıklandığı gibi soruşturma veya kovuşturma yapılması koşullarının aranmadığı sonucunu doğurmaktadır.
Buna göre eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 66/1-d maddesinde öngörülen 15 yıllık ceza zamanaşımı süresi dikkate alındığında dava tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece işin esasına girilip tarafların delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ve hatalı gerekçeyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçeleri ile bozulması üzerine usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam edilmiştir.
İtirazın iptali istemine konu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Davacılara ait mirasçılık belgesi, poliçe / hasar dosyası, araç tescil kayıtları celp edilmiştir.
SGK’ya yazı yazılarak davacılara ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 27/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…09/08/2006 kaza tarihinde yürürlükteki tarifeye göre, davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk limitinin 57.500,00-TL olduğunu, tüm hak sahiplerinin maddi zarar toplamı poliçe limiti aştığından buna göre, belirlenen zararın limit orantılanması sonucu poliçe limiti ile sınırlı olarak bir hak sahibinin talep edibleceği tutarın 57.500,00-TL olduğunu, dava dosyasında davalı sigorta şirketin icra takibinde önce yapılmuş başvuru belgesi bulunmadığından davalı bakımından en erken temerrüt 21/08/2014 icra takibinin yapıldığı tarihte gerçekleşmiş olacağını, icra takibine yasal faiz talebinde bulunulduğunu, davacı eş ve çocuklar ile dava dışı anne ve baba dahil tüm hap sahiplerinin destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zarar toplamının 437.900,48-TL olarark belirlendiğini, davacılar ile dava dışı tüm hak sahiplerinin maddi zarar toplamının kaza tarihi itibariyle geçerli olan ZMMS poliçesi limitini aştığından, davalının 57.500,00-TL limit ile sınırlı olarak sorumlu olacağı ve bu tutarın her bir hak sahibinin payına isabet eden tutarlarının 57.500,00-TL olduğunu, icra takibi ile hak sahipleri eş … ile çocuklar …, …, … ve … … bakımından toplam 50.000,00-TL maddi tazminat talebinde bulunulmuş olduğunu, davacı hak sahiplerinin destekten yoksun kalma nedeniyle poliçe limit ile sınırlı ve orantılı olarak davalıdan talep edilebilir maddi zarar toplamının 51.146,84-TL olduğunu, icra takibine konu edilen 50.000,00-TL’lik tutar davacı hak sahiplerinin davalıdan talep edebileceği 51.146,84-TL’nin altında olduğundan …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile yapılan icra takibi nedeniyle taleple bağlı kalınarak davacıların, 21/08/2014 takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlitke davalıdan 50.000,00-TL’yi talep edebileceğini…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; 09/08/2006 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazası nedeniyle davacı eş ve çocukların destekten yoksun kalma sebebine dayalı olarak takip dosyası kapsamında ileri sürdüğü maddi tazminat isteminin yerinde olup olmadığı, davalı yanın itirazının iptaline karar verilip verilemeyeceği, alacağın likit olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır. Somut olayda ileri sürülen talepler kapsamında tatbiki gereken 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesi de; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir. Destekten yoksun kalma tazminatı ise 6098 sayılı TBK’nın 53. maddesinde düzenlenmekte olup haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kişilerin anılan düzenleme gereğince uğradığı zararın tahsilini talep hakkı bulunmaktadır. Ancak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekmektedir. Esasında destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, düzenli bir yardımı ifade etmektedir. Mevcut olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak kimse destek olarak kabul edilmektedir. Huzurdaki davada 09/08/2006 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası neticesinde vefat edenin, davacı … …’in eşi, diğer davacıların ise babası olduğu, ölenin, ölüm meydana gelmeseydi davacılara destek olacağı açık olduğundan davacı eş ve çocukların desteğini yitirdiği ve zarara uğradığı kabul edilmiştir. Ayrıca destekten yoksun kalma tazminatına konu davacıların zararı, desteğinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalan sıfatıyla doğrudan kendisi üzerinde doğan zarar olduğu, ölen desteğin kusurunun bu hakka etkili olmasının da düşünülemeyeceği, davacı ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarından, ölen desteğin kusuruna rağmen bu kusurun anılı davacılara yansıtılamayacağı sonucuna varılmıştır. ( Emsal karar: HGK’nın 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK’nın 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK’nın 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamları) Bu kapsamda alınan aktüerya bilirkişi raporunun hükme esas alınmaya elverişli olup, müteveffanın belgelendirilmiş geliri üzerinden kaza tarihindeki kanuni düzenlemelere uygun olarak poliçe limiti gözetilerek talep edilebilecek maddi tazminat miktarının davacı … yönünden 36.034,59 -TL, davacı … yönünden 4.720,09-TL, davacı … yönünde 4.083,23 TL , davacı … yönünden 3.154,46-TL , davacı … yönünden 3.154,46-TL olarak hesaplandığı, davacıların icra takibine konu ettiği alacak miktarlarının ise toplam 50.000-TL olup poliçe limitini ve aktüer hesaplama miktarını aşmadığı tespit edilmiş olup taleple bağlılık ilkesi gözetilerek davacıların takip tarihi itibari ile 50.000-TL alacak isteminde haklı oldukları sonuç ve kanaatine varılmıştır. Tüm bu nedenlerle; davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası kapsamında, takip tarihi itibari ile davacıların davalıdan 50.000,00-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 50.000,00-TL takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, gerçek zarar miktarının tespiti ile davacının talepte bulunması için gerekli şartların oluşup oluşmadığının saptanması, yargılama ve bilirkişi incelemesi yapılmasını gerektirmekle alacak likit olmadığından davacıların icra inkar tazminat isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası kapsamında, takip tarihi itibari ile davacıların davalıdan 50.000,00-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 50.000,00-TL takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2- Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı isteminin REDDİNE
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.415,50-TL ilam harcından peşin alınan 170,80-TL’nin mahsubu ile bakiye 3.244,70-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacılar tarafından yatırılan 170,80-TL peşin harç ve 25,20-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 196,00-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.300,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan 768,85-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın geçici 3. maddesi uyarınca 15 günlük süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/02/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır