Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/216 E. 2019/338 K. 16.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/216
KARAR NO : 2019/338
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 15/04/2019
KARAR TARİHİ : 16/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 01/07/2016 tarihli dilekçesinde özetle: Davacı …’in davalı şirket ile … Mah. … Caddesi … No: … /Şişli/İstanbul adresinde ki mesken niteliğinde ki gayrikenkule ilişkin olarak … Noterliği nezdinde 20/04/2015 tarih ve … numaralı Gayrimenkul Satış Vaadi ve İnşaat Sözleşmesinin kanunda belirtilen şekil şartına uygun olarak imzalandığını, davacının Satış Vadi Sözleşmesi kapsamında ödeme dahil tüm yükümlülüklerini sözleşmeye uygun bir biçimde ve zamanında yerine getirdiğini, sözleşme bedelinin KDV hariç tutarı tamamen ve nekdin ödendiğini, davalı şirketin ise, Satış Vaadi Sözleşmesi uyarınca satıcı olarak yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalının gayrimenkulu Satış Vaadi Sözleşmesinde belirlenen ve taahhüt ettiği 31/05/2015 tarihinde teslim etmediğini, davacının ancak yedi ayı aşkın süre sonra 14/01/2016 tarihinde, iç dekorasyon için inşaat yapabilmek amacı ile taşınmaza giriş izni alabildiğini, herhangi bir gayrimenkulun kullanımı bakımından elektrik ve su aboneliklerinin dava tarihi itibariyle yapılamadığını belirtmiş , Satış Vadi Sözleşmesine konu olan gayrimenkulun , dava tarihi itibariyle davalı tarafından , kullanıma hazır ve hukuken geçerli bir biçimde davacıya teslim edelmediğinin tespitini, taraflar arasında imzalanan 20/04/2015 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi ve İnşaat Sözleşmesi uyarınca gecikme halinde ödenecek cezai şartın koşullarının “haksız şart” niteliğinde ve kesin olarak hükümsüz olması nedehiyle, Satış Vadi Sözleşmesi kapsamında daval tarafından teslim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi ve davalının sözleşme uyarınca temerrüde düşmesi sebebiyle , gayrimenkulun kullanılamadığı 11 ay 13 günlük dönem için rayiç kira bedeli olan 160.000,00 TL ve 139,56 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 160.139,56 TL’nin davalının temerrüt tarihi olan 26/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili 01/07/2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafın sözleşme şartlarını hiçbir şekilde müzekere edemeden pazarlık sonrasında önüne getirilmesi üzerine imzalamak zorunda bırakılması nedeniyle sözleşmenin davacı aleyhine olduğu iddia edilen hükümlerinin hükümsüzlüğü iddiasının kabul edilemeyeceğini, davacının sözleşmenin 4.4 maddesinin açıkca haksız şart niteliğinde ve davacının zararını karşılamaktan uzak olması nedeniyle gecikme tazminatı yerine rayiç kira bedeli talebininde kabul edilemez olduğunu,sözleşmede böyle bir hüküm olmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmede davacının sadece gecikme tazminatı kalep edebilceğinin kabul edildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 4.4 maddesinde , satıcı davalının davacının aldığı bağğımsız bölümü sözleşmenin 13.maddesinde düzenlenen mücbir sebepler dışında 31/05/2015 tarihine kadar teslim edememesi halinde gecikme cezasının 3 aylık süreden sonra, yani 01/09/2015 tarihinden başlamak üzere işlemeye başlayacağının kararlaştırıldığını, sözleşmeye göre davacı satıcının gecikme cezası ödeme yükümlülüğünün taşınmazın teslim tarihinde değil , bu tarihten 3 ay sonra başladığını, davacı tarafca 11 ay 13 günlük ryiç kira bedeli ve ihtarname masrafı için 26/04/2016 tarihinden itibaren talep edilen avans faizinin de hiçbir hukuki dayanağının olmadığını, davacının sözde kira bedeli alacağına 26/04/2016 tarihinden itibaren faizin işletilemeyeceğini, faiz talep edilen tarihte temrrüt olgusunun gerçekleşmediğini belirtmiş, görevsiz mahkemede açılan davanın görevsizlik nedeniyle dava şartı eksikliğinden reddine, usule ilişkin itirazın kabul görmemesi ve esasa girilmemesi ve esasa girilmesi halinde haksız ve davalı şirket aleyhine ikame edilen davanın esastan reddini talep etmiştir.
… Tüketici Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında 16/11/2018 tarihinde dosyanın görevsizliğine ilişkin karar verilmiş olup, işbu dosya Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
… Tüketici Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında 16/11/2018 tarihinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine ilişkin görevsizlik kararı verilmiş olup, kararın davacı vekilinin istinaf etmesi üzerine … Mahkemesi … Hukuk Dairesi Başkanlığının … Esas ve … Karar sayılı 25/02/2019 tarihli istinaf kararında; “Taraflar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık … Mahkemesi … Hukuk Dairesi 2/11/2018 tarih … esas … karar sayılı ilamı ile ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasından sonra mahkemenin Asliye Hukuk mahkemesinin görevsizlik kararı vermesinin yerinde olup olmadığı hususlarındadır.
İlk derece mahkemesince 15/6/2017 tarihinde taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemelerinin değil ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği bu kararın istinaf incelemesi sonucunda da görevsizlik kararının kaldırıldığı anlaşılmıştır.
Ancak dairemizce verilen kaldırma kararının içeriğinde de açıklandığı gibi davacının 6502 sayılı kanunun 3. Maddesinde tanımı yapılan tüketici vasfının bulunmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlık Ticaret Kanunu anlamında mutlak ve nisbi ticari dava niteliğinde taşımamaktadır. Bilirkişi raporunda da sözleşmeye konu taşınmazın hukuk bürosu olarak kullanıldığı tespiti yapılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olduğundan bahisle Ticaret Mahkemesine verilen görevsizlik kararı kaldırılmıştır. Mahkemenin karara uyarak taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde görevli olan Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı vermesi yerindedir. Davacı vekili her ne kadar hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini iddia etmiş ise de 15/11/2018 tarihli dilekçesi ile dairenin kararına karşı beyanda bulunduğu anlaşılmıştır bu nedenle bu yöndeki istinaf talebi de yerinde değildir. Açıklanan tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür. ” gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıdaki açıklanan nedenlerle; gerek … Tüketici Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı dosyasına ilişkin verilen 16/11/2018 tarihli kararı, gerekse İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi Başkanlığının … Esas ve … Karar sayılı 25/02/2019 tarihli istinaf kararı doğrultusunda Mahkememiz işbu dosyasının sehven tevzi edildiği anlaşılmakla, dosya esasının kapatılarak, ilgili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi Tevzi Bürosuna gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açtığı davada, Mahkememize sehven tevzi olduğu anlaşılmakla, dosyanın ilgili Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
2-Esasın bu şekilde kapatılmasına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde karar verildi.16/04/2019

Katip …

Hakim …