Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/19 E. 2019/985 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/19 Esas
KARAR NO : 2019/985
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 05/01/2019
KARAR TARİHİ : 14/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ‘ın, merkezi İstanbul’da bulunan … A.Ş.’ ye ortak edileceği, yüksek oranda kar payı verileceği ve istediği zaman parasını çekebileceği vaadiyle (… – … örneklerinde olduğu gibi) kendisinden para alındığını ve fakat sonrasında müvekkiline yapılan vaatlerin yedire getirilmemesi dolayısıyla ödediği paraları geri istediğini ancak talebine olumlu bir sonuç alamadığını, müvekkili arşivinde yaptığı araştırmada 02.04.1995 tarih ve … sıra numaralı 800 Danimarka Kronu ödediğine dair makbuzu bildirdiğini, bu bağlamda …ne yazılan yazıya istinaden 26.07.2017 gün ve … sayılı cevabi yazıda, davalı şirketin son tescilini 15.05.2004 tarihinde yaptırdığını, şirketin tasfiyesinin sona erdiğine 09.05.2014 tarihinde karar verildiğini, 15.05.2014 tarihinde tescil olduğundan şirketin sicil kaydının terkin olduğunun bildirildiğini, … A.Ş’ nin açacakları alacak davasına münhasır olmak üzere ihya edilerek ticaret siciline tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; “Biz de cevap dilekçemizi tekrar ediyoruz, Müvekkil …, davaya konu olayın cereyan ettiği dönemde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu m.34 ve Ticaret Sicil Tüzüğü m.28 hükümleri çerçevesinde işlem yapmıştır. 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu m.34’ün karşılığı olarak, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda m.32’ye yer verilmiştir. Ticaret …, Ticaret Sicili’ne tescil konusundaki talepleri, ilgili yasa ve tüzüğün kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirir ve sonuca bağlar; yargı merci gibi hareket edemez. Nitekim, bu husus; “..Sicil memuru tescil için aranılan kanuni şartların mevcut olup olmadığını tetkikle mükelleftir. Hükmi şahısların tescilinde, bilhassa şirket mukavelesinin, emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve kanunun mecburi kıldığı esasları ihtiva edip etmediği araştırılır…Tescil edilecek hususların hakikate uygun olması, üçüncü şahıslarda yanlış bir fikir yaratacak mahiyette bulunmaması ve âmme intizamına aykırı olmaması da şarttır.” denilmek suretiyle; TTK.m.34’te ifade olunmuştur. Buna göre de; … (Memurluğu), yasal şartlar oluşmuşsa, yapılan işlemle ilgili tescil kararı verir. Aksi halde ise, tescil talebini gerekçe göstererek reddeder. Tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluk şirket “tasfiye memuru”ndadır. Tasfiye memuru tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olması memurun sorumluluğunu gerektirir. Tasfiye memurları alacaklıların haklarını korumakla görevlidir. Vadesi gelmeyen borçlardan “ihtilaflı veya şarta bağlı” borçların notere tevdii ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerekmektedir. Bu yapılmadan şirketin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiye mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kaydı sicilden terkin edilmiş ise, terkin işleminin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebilir. Tasfiye memurunun iddia edilen eksik işlemlerini, Müvekkil …’nün tespit etmesi mümkün değildir. Sayın Mahkeme’nin davanın esası ile ilgili vereceği karara müvekkil … uyacaktır. Müvekkil davanın açılmasına sebep olmamıştır, bu nedenle “yargılama giderleri” ve “vekalet ücreti”nden sorumlu tutulamaz. Müvekkil …, dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmamıştır. Tasfiye sürecinde, eksik olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerin muhatabı tasfiye memurlarıdır. Bu nedenle, “yasal hasım” konumunda bulunan müvekkil, “yargılama masrafları”ndan sorumlu tutulamaz. Nitekim, Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 09.02.2015 tarih, 2014/16398 E. ve 2015/1464 K. , 29.01.2007 tarih, 2005/14259 E. ve 2007/927 K. gibi çok sayıda ilamı ve yerleşik uygulama da bu yöndedir. Arz ve izah edilen nedenlerle; müvekkil yönünden açılan davanın reddine, yargılama giderleri / vekalet ücretinin diğer tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep ederiz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli deliller de celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Dava; tasfiye edilmiş …’nün … sicil numarasında sicile kayıtlı Tasfiye Halinde … Anonim Şirketi’nin ihyasına karar verilmesi talebinden ibarettir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya mündericatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davanın, davalı Ticaret … yönünden kabulü ile …’nün … sicil numarasında sicile kayıtlı Tasfiye Halinde … Anonim Şirketi’nin 02/04/1995 tarihli … sıra numaralı ödendi makbuzuna dayalı 800,00 Danimarka Kronuna yönelik alacak davasının açılması ve infaz işlemlerine hasren ihyasına, önceki tasfiye memuru yönetim kurulu üyesi … ‘ın tasfiye memuru olarak görevlendirilmesine, dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın, davalı Ticaret … yönünden kabulü ile …’nün … sicil numarasında sicile kayıtlı Tasfiye Halinde … Anonim Şirketi’nin 02/04/1995 tarihli … sıra numaralı ödendi makbuzuna dayalı 800,00 Danimarka Kronuna yönelik alacak davasının açılması ve infaz işlemlerine hasren İHYASINA,
Önceki tasfiye memuru yönetim kurulu üyesi … ‘ın tasfiye memuru olarak görevlendirilmesine,
2-İhyası istenilen şirkete karşı dava açılmış ise de; sicil kaydı kapalı olduğundan ve tüzel kişiliği bulunmadığından, taraf ehliyeti yokluğundan HMK 114/1-d bendi gereğince dava şartı yokluğundan davanın REDDİNE,
3-Alınması gerekli harç peşin alınmakla karar tesisine yer olmadığına,
4-Davalı Ticaret … yasal hasım olduğundan ve ayrıca ihyası istenilen davalı şirketin sicil kaydı kapalı olduğundan ve tüzel kişiliği bulunmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/11/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …