Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/188 E. 2021/975 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C
. İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/188 Esas
KARAR NO : 2021/975

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

DAVA TARİHİ : 01/04/2019
KARAR TARİHİ : 28/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14/06/2017 tarihinde davalı …’nın kullanıcısı, davalı …’nun maliki olduğu … plaka sayılı takside yolcu olarak bulunan müvekkilinin, taksinin fren yapması sebebi ile … plakalı araca çarpması sonucu oluşan trafik kazasında sol kolunda zedelenme ve sol kaburgasında kırık oluşacak şekilde yaralandığını, fiziksel sıkıntılarının yanın da psikolojik rahatsızlıklarının da baş gösterdiğini, panik atak hastalığı yaşadığını, müvekkilinin olayda hiç bir kusurunun bulunmadığını beyanla uzun süre çalışamaması ve tedavi sürecinde yapmış olduğu masraflar sebebiyle uğramış olduğu maddi kayıp ve geçici iş görmezlik tazminatı ile işgücü kaybından dolayı toplam 1.000 TL maddi ve meydana gelen olay neticesi teşhisi konmuş panik atak, yaşamış olduğu elem ve üzüntü nedeniyle 50.000 TL manevi tazminat olmak üzere şimdilik 51.000 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davcıya ödenmesine talep ve dava etmiştir.
Daval…Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirkete başvuru yaptığını, ancak gerekli olan ve kendinde istenen evrakları temin etmediğinden dava şartını yerine getirmemiş olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçede belirtilen limit ile sınırlı olduğunu, kusur durumunun ve maluliyet oranının belirlenmesi için ATK’dan rapor alınması gerektiğini, aktüer hesabı için de bilirkişiden rapor alınması gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kazanın tarafı olmadığını, pasif husumet itirazlarının bulunduğunu, davacının kemerini takıp takmadığının, zararın artmasına sebebiyet verip vermediğinin araştırılmasının gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının tespitinin gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı …’nın usulüne uygun tebligata rağmen davaya yanıt vermediği görülmüştür.
TAHKİKAT , DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce delillerin ibrazına müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememiz dosyasının delillerini, SGK kayıtları, Trafik tescil kayıtları, hastane evrakları, ATK ön raporu ve tüm cevabi yazılar oluşturmaktadır.
Davacı vekili bila tarihli dilekçesi ile taleplerini; 500 TL geçici iş görmezlik tazminatı, 500 TL (tedavi giderleri sebebi ile) maddi tazminat, 50.000 TL manevi tazminat olarak açıklamıştır.
Davacı vekili 03/09/2019 tarihli dilekçesi ile, davalı … Sigorta yönünden takip ettikleri maddi tazminat taleplerinin sulh nedeniyle konusuz kaldığını beyan ettiği, akabinde 12/11/2020 tarihli dilekçesi ile müvekkilinin maddi zararının karşılanması sebebiyle davanın manevi tazminat yönünden davalı sürücü ve araç sahibine karşı devam ettirildiğini ifade ettiği anlaşıldı.
Davalı …Sigorta A.Ş. vekili 16/08/2019 tarihli dilekçesi ile, davacı ile sulh olduklarını, sulh protokolü kapsamında davadan feragat edilmesi halinde vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını beyan ettiği anlaşıldı.
Dava; trafik kazasından kaynaklı geçici maluliyet ile tedavi gideri taleplerinden oluşan maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; taraflar arasındaki maddi tazminat davasının sigortalı ile araç sürücüsünü de kapsar şekilde davalı sigorta şirketi ile davacı arasında yapılan sulh protokolü sonucunda konusuz kaldığı, sulh protokolünde yargılama gideri, vekalet ücreti ve diğer tüm talepler bakımından tarafların birbirlerini ve davacı tarafın sigortalı ile araç sürücüsünü de ibra ettiği anlaşıldığından maddi tazminat istemi bakımından konusuz kalan davada davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin mümkün olmadığı ancak dava öncesinde yapılan dava şartı arabulculuk görüşmesi sırasında devletçe ödenen arabuluculuk ücretinden dava tarihi itibarıyla davacının haklı olması sebebiyle maddi tazminata ilişkin başvuru bakımından davalı sigorta şirketi sorumlu olduğundan ilgili hüküm fıkrasında arabuluculuk ücretinin yarısının davalı sigortadan tahsiline dair karar verilmiştir.
Eldeki davada, manevi tazminat talebi trafik kazası sonucu yaralanmaya bağlı olduğundan TBK’nun 56. maddesinin “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmü kapsamında değerlendirilebileceğinden, davacı vekilinin manevi tazminat talebine ilişkin “kaza sebebiyle ani şok sebebiyle meydana gelen psikolojik rahatsızlık” dolayısı ile talepte bulunulduğuna ilişkin açıklamasının TBK’nun 56. maddesine uygun nitelikte olmadığı, trafik kazasının bir diğer manevi tazminat hali olarak düzenlenen TBK’nun 58. maddesi anlamında kişilik hakkının zedelenmesi sonucunu da doğurmayacağı nazara alındığında, somut olayda davacı yanın manevi tazminat talebinin kabulü için trafik kazası sebebiyle maluliyete uğradığının ve bu kazada aleyhine manevi tazminat istenen davalıların kusurlu bulunduğunu ispatla mükellef olduğu, ancak davacı tarafça maluliyetinin tespiti için ATK ön raporunda belirtilen işlemlerin mahkememizin 2 nolu celse 7 nolu ara kararı ile verilen kesin süre içinde ikmal edilmediği anlaşıldığından TBK’nun 56. maddesi uyarınca manevi tazminat talebinin ön koşulu olan maluliyetin varlığının ispatlanamaması sebebiyle manevi tazminat talebinin reddine, maddi tazminata ilişkin başvuru bakımından devletçe karşılanan arabuluculuk ücretinin yarısının davacıdan tahsiline dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;

1-Maddi tazminat davası konusuz kalmakla, esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Manevi tazminat davasının REDDİNE,
3-Peşin yatırılan 174,20 TL harçtan alınması gerekli 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 114,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Maddi tazminat yönünden talep edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Manevi tazminat yönünden davalı …Sigorta ve…, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 5.100 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile bu davalılara verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin yarısı olan 660 TL’sinin davalı Mapfre Sigorta’dan, 660 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı Mayil Mutlu vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/12/2021

Katip
e-imza

Hakim
e-imza