Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/167 E. 2021/227 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/167 Esas
KARAR NO : 2021/227
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/03/2019
KARAR TARİHİ : 13/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, uzun yıllardan beri Türkiye’de eğlence sektörüne öncülük eden firma olup; faaliyet göstermeye başladığı günden bugüne kadar gerek yerel gerekse yabancı basında özellikle kokteylleriyle oldukça ses getirdiğini, müvekkili şirketin faaliyet gösterdiği işkolu da düşünüldüğünde, müvekkilinin kokteyl tariflerinin ticari sır sayılacağını ve ticari itibarına en çok zarar verecek eylemin bu tariflerin çalınması suretiyle olacağını, davalı … …’ın 08.01.2010 tarihinde, müvekkili şirket … Bar’da barmen pozisyonunda çalışmaya başladığını, işten çıkışının yapıldığı 05.04.2018 tarihine kadar müvekkili şirket tarafından yetiştirildiğini ve mesleğin bütün inceliklerini müvekkili şirket bünyesinde öğrendiğini, davalının, müvekkili şirket tarafından defalarca kokteyl eğitimlerine ve yurt dışı seyahatlerine gönderildiğini, söz konusu seyahatlerde davalıdan çeşitli kokteyl tarifleri öğrenmesinin istendiğini, Anlatılan bilgiler dahilinde müvekkilinin, davalının da içinde bulunduğu çalışanlarını yurt dışı seyahatlerine gönderip değişik kokteyl tarifleri geliştirdiğini ve bu geliştirdiği kokteyller ile ününe ün kattığını, eğitimler ve geliştirilen kokteyller göz önüne alındığında, davalının müvekkili şirketin bütün kokteyl tariflerini; yani en önemli ticari sırlarını haiz olduğunu, müvekkili şirketin işbu eğitimleri kapsamında, … Barın tanınan kokteyllerinin, davalının da içinde bulunduğu müvekkili şirketin çalışanları ile geliştirildiğini, davalı tarafın, müvekkili şirketten ayrıldıktan sonra, aynı işkolu alanında faaliyet gösteren rakip firmalarda çalıştığını ve müvekkili şirket …’nın tanınmış kokteyllerini bu firmalarda hazırlayıp satışa sunmaya başladığını, daha önce ilk defa müvekkili şirkette paylaşmış olduğu kokteyl fotoğraflarından sonra, aynı kokteylleri rakip firmada hazırladığını, yine bu rakip firmalarda da bu kokteyllerin fotoğrafını paylaştığını, söz konusu kokteyllerin, davalının da içinde bulunduğu barmenlerin ortak çalışması sonucu müvekkili firma bünyesinde geliştirildiğini, davalının müvekkili şirketten edindiği tariflerle müvekkili şirkete has kokteylleri rakip firmada satışa sunduğunu, davalının, müvekkili şirkette çalıştığı süre boyunca edindiği her türlü formülleri, tarifleri ve bilgileri rakip firmaya aktararak müvekkiline haksız rekabet konusunda en büyük zararı verdiğini, Türk Ticaret Kanunu’nun rekabet yasağını düzenleyen 54/2. Maddesine göre, davalının dürüstlük kuralına aykırı davranışlar sergileyerek haksız ve hukuka aykırı şekilde hareket ettiğini, davalının, müvekkili şirkette barmen pozisyonunda çalıştığını ve çalıştığı bu süre zarfında müvekkili şirketin bütün kokteyl tariflerine, yine işbu kokteyllerle alakalı formülasyon, üretim teknikleri, prosesleri, üretilen ürünlerin kullanım bilgisi de dahil olmak üzere bütün teknik özel bilgilerin, müvekkili şirket tarafından edinilen hammaddeler ve bu hammaddelerin alış fiyatlarının, ürünlerin içerik oranları ve o ürünlere değer katan tüm teknik ve mali bilgileri haiz olduğunu, bunun yanı sıra müvekkili şirketin müşteri portföyü ile know-how bilgisine de vakıf olduğunu, ayrıca davalının, müvekkili şirkette çalıştığı 10 yıllık süreç İçerisinde çeşitli eğitimlere gönderildiğini, bir başka deyişle müvekkili firma tarafından yetiştirildiğini, davalının, müvekkili firma ile aynı işkolunda faaliyet gösteren rakip firmada, müvekkili şirkette edindiği bütün bu bilgileri kutlanmasının müvekkilini önemli zarara uğrattığını, fazlaya ve haksız rekabetin getirdiği ve getireceği her türlü zarar ve ziyana ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, arz ve izah ettikleri ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle; rekabet yasağını ihlal nedeniyle; müvekkili şirketin uğramış olduğu 15.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini bilvekale talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı vekili, dava konusu ürünlerin (Kokteyller) 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname çerçevesinde değerlendirilmemiş olup Türk Patent Enstitüsü tarafından da koruma altına alınamayacak nitelikte olduğunu, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu “Tanımlar” başlığı altında bulunan 1-B maddesinde koruma altına alınabilecek fikir ve sanat eserleri belirtilmiş olup, teknik yönü olmayan yemek karışımları ve işbu dava konusunu oluşturan alkollü veya alkolsüz kokteyllerin koruma kapsamında değerlendirilmediğini, kaldı ki davacı firma adına işbu davanın konusunu oluşturan ürünlerin reçeteleri hakkında TPE’ye geçerli bir patent başvurusu dahi bulunmadığını, davacı firmanın “Placebo, Chili, Passion, Margarita ve Pablo” isimli kokteyller üzerinde hangi belgelere dayanarak hak talep ettiğinin de açıklığa kavuşturulması gerektiğini, davacı firma, müvekkilinin rekabet yasağını İhlal etmiş olduğunu İddia ederek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş olsa da davacının bu talebini herhangi bir yasal dayanağa dayandıramamış olup bunun yerine Sosyal Medya yorumlarını delil olarak paylaşmayı tercih ettiğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 444 uyarınca işçinin rekabet yasağı bulunabilmesi yazılılık şartına bağlanmış olup müvekkili ile davacı arasında rekabet yasağına ilişkin herhangi bir sözleşme bulunmadığını, taraflar arasında yazılılık esasına dayalı bir sözleşme olmamasına rağmen haksız rekabet ihlaline dayalı bir tazminat talebinin, işbu davanın konusuz olduğunun ispatı niteliğinde olduğunu, davacı firmanın, müvekkilinin sözde yapmış olduğu ihlal nedeniyle zarara uğradığını iddia etmiş olsa da bu zararını kanıtlar nitelikte herhangi bir belge sunamadığını, davalı … …’ın şuanda Dalyan/İzmir bölgesinde sadece yaz sezonunda hizmet veren bir plajda bar koordinatörü olarak çalıştığını, bahsi geçen firmalar farklı coğrafi bölgelerde bulunduğundan rekabet yasağının şartlarından biri olan coğrafi benzerlik şartının olayda bulunmadığını, dolayısıyla sadece senede 3 ay hizmet veren ve davacının hizmet verdiği ( …/İstanbul) dükkandan 590 km uzakta yerleşik olan yazlık bir firmanın 3 adet kokteyl nedeniyle davacıya önemli bir zarar verdiğinin iddiasının kötü niyetli bir iddiadan öteye geçemeyeceğini, davacı firmanın uğradığı zararı kanıtlar nitelikte herhangi bir somut delil sunmadığını, bunun yerine farklı Sosyal Medya hesaplarının yorumlarını ve dava dışı içeriğe sahip haberleri paylaştığını ve bununla neyi kanıtlamaya çalışmış olduklarının anlaşılamadığını, özetle, davacı firma ile müvekkilinin şuanda çalıştığı firmanın birbirlerine rakip olmadığını, davacının, müvekkili … …’ın paylaşımlarından benzer içkilerin satışı yapıldığını ve bu sebeple zarara uğradığını iddia ettiğini, oysa 2018 tarihli … Menüsünden açıkça görülebileceği üzere aynı isimlerde ve içeriklerde herhangi bir kokteyl satışı yapılmadığını, davacı firmanın sunmuş olduğu fotoğraflarda benzerlik olduğunu İddia ederek tazminat talebinde bulunmuş olsa da kokteyl içerikleri hakkında teknik analiz yaptırmadığını, sadece görüntülerinin benzer olmasının aynı kokteylin satışının yapıldığını ispatlar nitelikte kabul edilemeyeceğini, sunulan fotoğraflarda hazırlanan kokteyllerin içerdiği alkol türleri ve oranlarının tamamen farklı olduğunu, kaldı ki davacı firmanın ülke sınırları içerisinde bu kokteylleri yapan ilk firma olmadığını, tüm İstanbul’da dahi benzer görüntüyle servis edilen fakat birbirlerinden tamamen farklı içeriğe sahip birçok kokteyl satışı yapıldığını, davacı firmanın müvekkilinin yurt dışına gönderilmiş olmasının kendi iddialarını kanıtlar nitelikte olmasını düşünmüş olsa da kokteyl geliştirme ile alakalı herhangi bir ispat bulunmadığını, herhangi bir ikrar anlamı taşımamakla birlikte müvekkilinin yurt dışına gönderilip yeni kokteyllerin reçetelerini öğrenmesinin ve bunların davacı firmada satışa sunulmasının başlı başına tüm dünyada kokteyllerin herhangi bir telif korumasında olmadığının da İspatı olduğunu, davacı firmanın, müvekkilini şirkete ait sırları ifşa etmekle suçlamış olsa da işbu davada üzerinde durdukları kokteyl tariflerinin bir şirket sırrı niteliğinde olmaması sebebiyle atıfta bulunulan fiilin gerçekleşmediğini, izah olunan ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Bilirkişiler … , tarafından düzenlenen 23/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“-Ürünlerin içerik oranları ve o ürünlere değer katan tüm teknik ve mali bilgileri ile know- how bilgilerini ilgili kokteyllerin patent veya marka tescillerinin bulunmaması sebebiyle, davalının, davacı firmada çalıştığı süreçte edinmiş olduğu tüm kokteyl tariflerini, işbu kokteyllerle alakalı formülasyonların, üretim tekniklerini, proseslerini, tarif ve birikimlerini başka bir işyerinde kullanmasının yasal olarak engel teşkil etmediği,
-TTK m.54 deki genel hükmün ve TTK m.55’deki özel hükümlerin herhangi birine giren haksız rekabetin bulunmadığı, ayrıca Türk Borçlar Kanununun 444. maddesine uygun bir rekabet yasağının taraflar arasında akdedilmediği, davalının davranışlarının haksız rekabet oluşturmadığı”şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Dava; davacı şirkette iş akdi ile çalışan davalının iş akdinin sona ermesinden sonra davacı şirketten edindiği bilgileri ifşa ettiği ve rekabet yasağını ihlal ettiği iddiasıyla haksız rekabete davalı olarak açılan maddi ve manevi tazminat davasından ibarettir.
Davacı yan davasını; TTK’nun 54/2. maddesindeki “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükmü ile TTK’nun 55/1-d maddesindeki “Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek; özellikle, gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildiren dürüstlüğe aykırı davranmış olur.” hükümüne dayandırmakta ve davalı yanın, davacının ticari sırlarını ifşa ederek haksız rekabette bulunduğunu iddia etmektedir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2016/6958 Esas, 2019/4349 Karar sayılı ilamında ticari sır; tacirin ticari faaliyetleri esnasında kullandığı, aynı olanağa sahip olmayan veya kullanamayan rakiplerine karşı kendisi için avantaj teşkil eden herhangi bir formül, düzen, model vs. toplam bilgiler olarak tanımlanmıştır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2004/7827 Esas, 2005/5755 Karar sayılı ilamında ticari sır kavramının en önemli unsurunun toplumun bilgisi dahilinde olmama veya ilgili alanda rakip firmalarca bilinmeme şartının olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi sonucunda; davalının davacı şirkette iş akdi ile çalıştığı sırada kokteyllere ilişkin edindiği bilgilerin ticari sır mahiyetinde olduğu ve davalının bu sırları başka bir barda çalıştığı sırada ifşa ederek haksız rekabette bulunduğu iddiasına dayanan eldeki davada, ticari sır teşkil ettiği ileri sürülen kokteyllerin coğrafi işaretli olmadıkları müddetçe Türk Patent Enstitüsü tarafından koruma altına alınamayacak nitelikte oldukları, dava dilekçesinde bahsi geçen davacı barında servis edilen … gibi kokteylere ilişkin patent yahut tescil belgelerinin bulunmadığı, nitekim davacı firmanın rakibi olan İstanbul … ‘ta bulunan dava dışı … Bar’da servis edilen kokteyllerin de görsel ve içerikler itibarıyla davacı barında yapılan kokteyllerle benzerlik içinde olduğu, rakip firmalarca da bilinen ve uygulanan bir durumun ticari sır teşkil ettiğinden bahsedilemeyeceği, davacı yanın dayandığı TTK’nun 55/1-d maddesinde gizlice ve izinsiz olarak ele geçirilen ya da hukuka aykırı olarak öğrenilen bilgilerin ifşa edilmesinin dürüstlük kuralına aykırı haksız rekabet olarak tanımlandığı, ancak davalı yanın kokteyl bilgisini davacı şirkette iş akdi ile çalıştığı sırada edindiği nazara alındığında öğrenmenin gizlice, izinsiz ya da hukuka aykırı olduğu değerlendirilemeyeceğinden anılı yasa maddesinin somut olayda uygulama yerinin olmadığı, yine nitekim davacı şirkete ait barın İstanbul Bebek’te bulunması ve davalının çalıştığı barın ise İzmir Çeşme’de olması karşısında davalı tarafça davacıya ait bardan farklı bir barda kokteyl yapılmış olmasının müşteriler arasındaki ilişkileri etkilemeyeceği, bu nedenle TTK’nun 54/2. maddesine aykırı bir durumun oluştuğundan da söz edilemeyeceği, aksi düşüncenin anayasal bir hak olan davalının çalışma hürriyetinin ihlali sonucunu doğuracağı, böylece dosya kapsamında davalı yanın fiillerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin davacı yanca ispatlanamadığı ve davacı yanın davalı fiillerinden doğan maddi veya manevi zararının bulunmadığı anlaşılmakla, açıklanan gerekçelerle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 341,55 TL peşin harçtan alınması gereken 59,30-TL’nin mahsubu ile fazla yatan 282,25 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır