Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/143 E. 2019/1109 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/558 Esas
KARAR NO : 2019/1079
DAVA : Tespit / Müdahalenin Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 31/10/2016
KARAR TARİHİ : 04/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tespit / Müdahalenin Önlenmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında aktedilmiş olan 01/03/2016 tarihli kira sözleşmesi gereği müvekkilinin “Kiracı” sıfatıyla …’nun Maltepe İskelesinde, Kira sözleşmesinin ekindeki E k -l’de belirtilen yerde, vaziyet planında tanımlanmış mevkide sözleşmede belirtilen faaliyet konusu ile iştigal ettiğini, taraflar arasındaki kira sözleşmesi halen yürürlükte olup taraflarca feshedilmediğini ve davacı müvekkilinin kiracı şirket aleyhine verilmiş herhangi bir tahliye vb. Mahkeme karan da mevcut olmadığını, davalı şirket, özel bir şirket olııp … ile hiçbir kurumsal ve resmi bağlantısı da olmadığını, tamamen ticari mahiyette ve statüde faaliyet gösteren bir Özel şirket olduğunu, sözleşme ilişkisi devam ettiği ve davacı şirket de sözleşme konusu yerde faaliyet alanıyla ilgili işlerine devam ettiği halde davalının çakışanlannca davacı kiracı şirketin faaliyetini engellemeye matuf şekilde genellikle gece saatlerinde alana girişi engellemek için girişe moloz dökülmesi kira konusu yere konteyner vb. malzemeler yığmak ve bu surette kiracı davacı şirketin faaliyetini engellemeye dönük yasaya ve sözleşmeye uygun olmayan hareketlerle davacı kiracı şirket faaliyetini yürütemez hale getirilmekte ve her fırsat ve vesileyle sorun çıkanlarak muaraza yaratıldığını, taraflar arasındaki kira sözleşmesi devam ettiğini, davalı şirketin müvekkil davacı kiracıya çıkardığı haksız ve dayanaksız sorunların engellenmesi, kira sözleşmesinin devam ettiğinin ve taraflar arasındaki sözleşme gereği davacının kiracılık sıfatının varlığının ve devam ettiğinin tespiti ve bu sayede davalı yahut başka üçüncü kişilerin davacı müvekkil şirketin faaliyetini engellenmesinin önüne geçilebilmesi için öncelikle ve ivedilikle müdahalenin önlenmesi hususunda ihtiyati tedbir karan verilerek dava tarihinden itibaren davacıya yönelik müdahalenin önlenmesine, davacının kiracılık sıfatının varlığının ve devam ettiğinin tespitine, bu husustaki müdahalenin önlenmesi için dava tarihinden itibaren davacının sözleşmede belirtilen adreste kiracı olduğuna dair ihtiyati tedbir kararı verilmesine, bu husustaki müdahalenin önlenmesine, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; palamar- iskele abonman ve kiralama sözleşmesi kapsamında kiracılık sıfatının devam ettiğinin tespiti ve müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir.
… Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin … esas, … karar sayılı; ”…Uyuşmazlığın taraflar arasındaki palamar- iskele abonman ve kiralama sözleşmesinden kaynaklı kiracılık sıfatının tespiti ve müdahalenin önlenmesi isteminden kaynaklandığı, davalının davacıya iskele- palamar hizmeti verilmesi noktasında itirazının bulunmadığı, yalnızca yanlar arasında itiraza uğramayan sözleşmenin sona erdiğini savunduğu, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2013/5146 esas, 2013/7891 karar sayılı ilamı ile de uygun bulunduğu üzere palamar hizmetine ilişkin uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nun 5. kitabında düzenlenen deniz hukukundan kaynaklanan alacaklardan olduğu, tespit ve müdahalenin önlenmesi isteminin hukuki menfaat irdelenmesi ve sözleşme ilişkisinin akıbeti noktasında mali sorumlulukları gündeme getireceği ve TTK 1352/n maddesinin uygulama alanı bulacağı, bu nedenlerle mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine, kararın kesinlemesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın TTK 5. kitapta düzenlemesini bulan Deniz Ticaretine ilişkin davalara bakmakla görevli İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahekemesi’ne (Denizcilik İhtisas Mahkemesi) gönderilmesine dair…” kararına yönelik karşı görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosyanın gönderildiği … Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 10/09/2019 tarihli, … esas, … karar sayılı kararı ile mahkememizin yargı yeri olarak belirlenmesine dair karar verilmesi üzerine yargılamaya devam olunmuştur. Bu kapsamda yapılan inceleme ve toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; yanlar arasında akdedilen 01/03/2016 tarihli palamar- iskele abonman ve kiralama sözleşme suretinin dosyada mübrez olduğu anlaşılmış olup anılı sözleşmenin konusunu, davalı …’nun Maltepe iskelesinden, kiracının (davacının) işletmesinde olan gemiler için vaziyet planında belirtilen yerde … Maltepe iskelesi liman işletme izninde belirtilen faaliyet konuları içerisinde olmak kaydıyla ve kiracının faaliyet belgesinde yer alan faaliyet konusu kapsamında iskele hizmetinin verilmesine ilişkin taahhüdün oluşturduğu görülmüştür. Sözleşmenin geçerli olarak akdedildiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlığın bulunmadığı, ihtilafın ise kira sözleşmesinin dava tarihi itibari ile yürürlükte olup olmadığı, yürürlükte ise davalı yanın sözleşmeye uygun olmayan hareketlerle davacı kiracı şirketin faaliyetlerini engelleyip engellemediği, bu kapsamda davacının kiracılık sıfatının devam ettiğinin tespiti ve davalının mevcut ise haksız müdahalesinin önlenmesi istemlerinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır. Bu noktada 01/03/2016 tarihli palamar/ iskele abonman ve kiralama sözleşmesinin tetkikinde; akdin 7. maddesinde sözleşmenin başlangıç tarihinin 01/03/2016 , bitiş tarihinin ise 31/05/2016 olarak kararlaştırıldığı ve ancak kiracının işletme süresinin ilgili makamlarca uzatılması halinde sözleşmenin bitiş tarihinin de tarafların mutabakatına göre uzatılabileceğinin bağıtlandığı, bu hali ile sözleşmenin belirli süreli olup ancak ön koşul ile birlikte tarafların iradelerinin karşılıklı uyuştuğu hallerde sözleşme süresinin uzayabileceğinin serbest iradeleri ile hüküm altına alındığı tespit edilmiştir. Sözleşmenin bitiş süresi 31/05/2016 tarihi olarak kararlaştırılmış ve davalı tarafın aynı tarihli ihtarnamesi ile sözleşmenin anılı tarih itibari ile sona erdiğini ve bu tarihten sonra uzatılmayacağı yönündeki iradesini ortaya koyduğu görülmüş olup basiretli hareket etmesi gereken tacirler arasındaki ahde vefa ilkesi gereğince bağlayıcı olan sözleşme hükümleri kapsamında taraf iradelerinin aynı anda sözleşmenin uzaması yönünde uyuşma sağlayamaması nedeni ile dava tarihi (31/10/2016) itibari ile sözleşmenin yürürlükte olmadığı tespit edilmiştir. Bu kapsamda her davanın, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere ilişkin koşullara göre hükme bağlanması gerektiği yönündeki ilke de gözetildiğinde dava tarihi itibari ile yürürlükte olmayan sözleşme kapsamında davacının kiracılık sıfatının devamı ve tespiti ile müdahalenin önlenmesi istemlerine cevaz verilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmakla; davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibarıyla alınması gerekli 44,40 TL maktu red karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 51,24 TL peşin harçtan mahsubu ile arta kalan 6,84 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan toplam 50,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/12/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır