Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/130 E. 2019/628 K. 03.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/130
KARAR NO : 2019/628

DAVA : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/01/2014
KARAR TARİHİ : 03/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/06/2013 tarihinde müvekkili davacılardan … ve …’in oğulları, … ve …’in kardeşleri olan … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı traktör ile seyri sırasında aracın takla attığını ve kendisinin de traktör üzerinden savrularak banket üzerine düşerek hayatını kaybettiğini, kazaya karışan traktörün sigortası bulunmadığından müvekkillerinin uğradığı maddi zararın (destekten yoksun kalma) giderilebilmesi amacıyla bu davayı açtıklarını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte 3.000,00 TL maddi tazminatın (destekten yoksun kalma tazminatı) davalıdan tahsil edilerek, müvekkillere verilmesine, Sulh olma ihtimaline binaen hazırlık aşamasında dosyanın hesap bilirkişisine tevdi edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili 18/08/2014 tarihinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle ; … hesabı’nın temerrüdünden söz edilebilmesi için davacı tarafın … Hesabı Yönetmeliği uyarınca istenen belgeleri tamamlayıp, zamanaşımı süresi içinde … Hesabına başvurması gerektiği davacı tarafından işbu davadan önce söz konusu zararın tazmini için müvekkil kuruma herhangi bir başvuru yapılmadığını , müvekkil … Hesabına herhangi bir başvuru olmadığı için müvekkil kurumun temerrüdünden de bahsedilemez bu nedenle müvekkil kurum aleyhine karar verilmesi halinde ancak dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekmektedir. Hükmedilecçek faiz türü ise yasal faiz olduğunu bildirmiş davacıların alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşmesi nedeniyle reddine, davanın sigortasız araç işleteni …’e ihbar edilmesine, haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
… 6.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/27 esas, 2014/7 karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosyanın mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma dosyası, mirasçılık belgesi, trafik kayıtları, hasar dosyası, araç tescil kayıtları celp edilmiştir.
SGK’ya yazı yazılarak davacılara ödeme yapılmadığı tespit edilmiştir.
Aktüer bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizin 03/06/2015 tarihli, 2014/152 Esas 2015/400 karar sayılı davanın kabulüne dair verilen kararın, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/10695 esas, 2017/8481 karar sayılı ilamı kapsamında; ”Davacılar vekili; davacılardan … ve …’in oğulları, … ve …’in kardeşleri olan …’in sürücüsü olduğu sigortasız araç ile 21/06/2013 tarihinde yaptığı tek taraflı kazada vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 3.000,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili, 26.03.2015 tarihli dilekçesi ile dava değerini … için 49.879,07 TL ve … için 48.955,50 TL olmak üzere toplamda 98.834,57 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; davacıların alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacı baba … için 49.079,07 TL ve davacı anne … için 48.955,50 TL maddi tazminatın davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiliyle davacılara ödenmesine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacılar, müteveffa küçüğün annesi …, babası … ile kardeşleri … ve …’dir. Dava dilekçesinde tüm davacılar yönünden 3.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmiştir. Mahkeme, sadece anne … ve baba … yönünden davayı kabul etmiş, diğer davacılar kardeşler … ve … yönünden herhangi bir hüküm tesis etmemiştir.
Dava dilekçesinde nelerin yer alması gerektiği hususu 6100 sayılı HMK’nun 119. maddesinde düzenlenmiştir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesinde ise; “Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir” hükmüne yer verilmiştir. O halde açıklık bulunmayan hallerde hakim, dava dilekçesinin açıklanmasını ilgili taraftan her zaman isteyebilir.
Mahkemece; davacıların dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde hangi davacı için ne miktarda tazminat istenildiği açıklattırılıp, davacılar … ve …’in talepleri hakkında da olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden bu davacılar yönünden taleplerinin değerlendirilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir…” gerekçeleri ile bozulması üzerine mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Bozma ilamı gereğince davacılar vekiline her bir davacı yönünden talep edilen tazminat miktarını ( netice-i talebini) somutlaştırması amacı ile süre verilmiş, davacılar vekilinin bu hususta açıklayıcı beyan dilekçesi sunduğu görülmüştür.
Destekten yoksun kalma tazminatı 6098 sayılı TBK’nın 53. maddesinde düzenlenmekte olup haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kişilerin anılan düzenleme gereğince uğradığı zararın tahsilini talep hakkı bulunmaktadır. Ancak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekmektedir. Esasında destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, düzenli bir yardımı ifade etmektedir. Mevcut olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak kimse destek olarak kabul edilmektedir. Huzurdaki davada 21/06/2013 tarihinde trafik kazası neticesinde vefat edenin, davacı … ile …’in çocuğu olduğu, diğer davacıların ise kardeşi olduğu, ölenin, ölüm meydana gelmeseydi davacı anne ve babaya destek olacağı açık olduğundan davacı anne ve babanın desteğini yitirdiği ve zarara uğradığı kabul edilmiştir. Ayrıca destekten yoksun kalma tazminatına konu davacıların zararı, desteğinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalan sıfatıyla doğrudan kendisi üzerinde doğan zarar olduğu, ölen desteğin kusurunun bu hakka etkili olmasının da düşünülemeyeceği, davacı ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarından, ölen desteğin kusuruna rağmen bu kusurun anılı davacılara yansıtılamayacağı sonucuna varılmıştır. Bu kapsamda alınan ayrıntılı, gerekçeli aktüerya bilirkişi raporunun hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla; davacı anne yararına 48.955,50-TL, davacı baba yararına 49.879,07-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline dair karar vermek gerekmiştir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse yukarıda açıklanan kanuni düzenleme gereğince uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilmektedir. Ancak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekmektedir. Bu kapsamda destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülmektedir. Bununla birlikte, destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Ayrıca kardeşlerin birbirine karşı kural olarak bakım görevi yoktur. Ancak, bir kardeşin diğer kardeşine eylemli ve düzenli olarak yardım etmesi halinde, bu kardeş diğerinin desteği sayılabilecektir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 364/1. maddesinde; “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.” düzenlemesine; aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda ise tüm dosya kapsamından davacı … ve …’in murisin kardeşleri olup murisin, davacı kardeşlerine düzenli ve eylemli maddi anlamda bir katkısı bulunduğu, murisin yardım etmediği takdirde davacı kardeşlerinin yoksulluğa düşeceği, bakıma muhtaç halde olacağı, murisin desteğine ihtiyaç halinde olduğu ispatlanamadığından, davacı kardeşlerin destekten yoksun kalma tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
A-Davacılar … ve … yönünden davanın REDDİNE,
B-Davacılar … ve … yönünden davanın KABULÜ ile,
-Davacı … yararına 48.955,50-TL destekten yoksun kalma tazmianatının dava tarihi olan 13/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
-Davacı … yararına 49.879,07-TL destekten yoksun kalma tazmianatının dava tarihi olan 13/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 6.751,38-TL harçtan peşin alınan 25,20-TL harç ve 328-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 6.398,18-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 25,20-TL başvuru harcı, 25,20-TL peşin harç, 328-TL ıslah harcı, 400-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 653,85-TL olmak üzere toplam 1.432,25-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılan masrafın kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 10.656,77-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davalı yararına yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 2-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK nın geçici 3. Maddesi uyarınca 15 günlük süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/07/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸