Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/121 E. 2020/352 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/121 Esas
KARAR NO : 2020/352
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/02/2019
KARAR TARİHİ : 08/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 10/01/2010 tarihinde … plaka sayılı araç sürücüsünün kusurlu hareketi sonucu meydana gelen kazada araçta yolcu olarak bulunan müvekkili …’ın ağır şekilde yaralandığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik geçici ve kalıcı iş gücü kaybı ve bakıcı giderlerine ilişkin 10.000 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 04/04/2019 tarihli mahkememizce cevap dilekçesi olarak kabul edilen dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı itirazlarının olduğunu, poliçe genel şartları ve hasar tarihinde yürürlükte bulunan TTK ve TCK gereğince 8 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, zamanaşımı itirazlarının kabulü ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, mahkememizin 05/04/2019 tarihli ara kararı ile uzatılan süre içinde esas cevap dilekçesini sunmadığından, cevap dilekçesi adı altında sunulan 09/07/2019 tarihli dilekçesi dikkate alınmamıştır.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip, celbi gerekli deliller celp edilerek dosyamız arasına girmiştir.
Mahkememiz dosyasının delillerini, hastane evrakları, hasar işlem dosya örnekleri, SGK yazı cevabı, makine mühendisi Prof. Dr. … ve hesap uzmanı … ’dan alınan bilirkişi heyet raporu, … Hastanesi’nden celp edilen maluliyet raporu ve tüm cevabi yazılar oluşturmaktadır.
… Hastanesi’nden celp edilen 24/09/2019 tarihli raporda özetle;
Şahsın kazaya bağlı olarak;
10/01/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle oluşan arızasının mevcut haliyle ve mevcut tıbbi belgeler kapsamında … sayılı sosyal sigortalar sağlık işlemleri tüzüğü hükümleri, yeni ismiyle 11/10/2008 gün 27021 sayılı resmi gazetede yayınlanan, çalışma gücü meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği hükümlerine göre ve meslek grup numarası bildirilmemekle düz işçi kabul edilerek değerlendirildiğinde
1-GR1XII (33Ca…20)A %24
E Cetvelinde yaşına göre (olay tarihindeki yaşı 24) Maluliyetinin %20.0
2-Tedavilerinin devam ettiği dönemde iyileşme sürecinin meydana gelen koplikasyonlar dikkate alındığında 18 aya kadar uzayabileceği ve bu süre zarfında %100 malul sayılacağı ” şeklinde mütaalada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya üzerinde iddia ve savunma doğrultusunda kusur uzmanı … ve aktüerya uzmanı … marifetiyle konuya ilişkin 05/06/2020 tarihli rapor teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Kusur değerlendirmesinde davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacının ise emniyet kemeri takmadan seyahat etmesi nedeniyle kendi yaralanmasında %20 müterafik kusurunun bulunduğu belirlenmiştir.
Ekte emsal olarak ibraz edilen Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/14222 ile 2015/10239 E. sayılı emsal kararlarında da müterafik kusur indiriminin %20 oranında olacağı kabul edilmektedir. Bu durumda %100 kusura göre belirlenen zarar tutarından %20 müterafik kusur indirimi yapılacaktır.
Davacı ile sürücü arasında yakın akrabalık ilişkisi bulunmamaktadır
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2017/3610, 2016/… ile 2013/… E. sayılı emsal kararlarında hatır taşıması nedeniyle yapılacak indirim oranının %20 olduğu belirtilmektedir. Bu durumda;
Bu husustaki nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; olayda hatır taşıması nedeniyle indirim koşullarının gerçekleştiğinin ve yapılacak indirim oranlarının Yargıtay kararlarında kabul gören %20 olduğunun kabulü esasına göre zarar hesabı yapılarak takdire sunulacaktır.
Sayın Mahkemece aksi kanaate varılması halinde ise tazminat hesabı bölümünde belirlenen indirimli zarar tutarına, indirim yapılan tutarların ilavesi ile indirimsiz zarar tutarlarına ulaşmak mümkündür.
… Hastanesinin 24.09.2019 tarihli raporu ile davacının iyileşme süresinin 18 aya kadar uzayabileceği ve bu sürede %100 malul sayılması gerekeceği belirlenmiştir. Bu durumda;
Davacının 18 aylık geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı %100 malul gibi hesaplanacaktır.
Davacının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararı ise geçici iş göremezlik döneminin bittiği tarihten itibaren maluliyeti ile orantılı olarak hesaplanacaktır.
… Hastanesinin 24.09.2019 tarihli raporu ile 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının maluliyet oranı %20 olarak belirlenmiş olup, anılan oran üzerinden sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararı hesaplanarak takdire sunulacaktır.
21.11.1986 doğumlu olan davacı, 10.01.2010 kaza tarihinde, 23 yıl, 1 ay, 19 günlük olup, 23 yaşında kabul edilerek P.M.F. tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (43) yıl ve muhtemelen (66) yaşına kadar yaşayacaktır.
Yargıtay’ın bu konuda yerleşmiş içtihatlarında aktif çalışma yaşı sonu 60 olarak kabul edilmekte olup buna göre davacının aktif çalışma hayatının (60)yaşına kadar süreceği kabul olunarak, olay tarihinden itibaren (60) yaşına kadar bakiye aktif hayat süresi (60-23)= 37 yıl ve pasif devresi (66-60)= 6 yıldır.
Dava dosyasında davacının elde ettiği ücret ve kazançları gösterir Yargıtay kararlarına uygun yazılı bir belge bulunmadığından zorunlu olarak hesaplamalar asgari ücretlere göre yapılacaktır. Buna göre;
Davacının 10.01.2010-10.01.2021 tarihleri arası geçici iş göremezlik dönemindeki net kazanç toplamı 10.861,36 TL ve kazalının %20 oranında malul olduğu bilinen dönemdeki kazanç toplamı 148.579,81 TL’dir.
Davacının işlemiş ve bilinen devredeki net kazançları yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artış ve iskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacaktır. Ancak;
İşleyecek ve bilinmeyen bakiye devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacaktır. Bu duruma göre,
Kazalının işleyecek devre başındaki net bir yıllık geliri ise;
2.324,70 x 12 Ay = 27.896,40 TL. olup, anılan tutar işleyecek aktif devre maddi zarar hesabına esas alınacaktır. Diğer yandan;
Davacı aktif devre sonunda pasif dönemde de emsallerine göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceğinden Yargıtay’ın bu konudaki kararları dikkate alınarak pasif dönem zarar hesabına da asgari geçim indirimi dikkate alınmaksızın belirlenen net asgari ücretin yıllık tutarı olan (2.103,97 x 12 )= 25.247,64 TL. esas alınacaktır. Buna göre;
(32)yıllık işleyecek ıskontolu aktif ve pasif devrenin peşin değeri toplamı 876.792,24 TL.’dir.
Dava dosyasında davacının 18 aylık iyileşme süresinin ne kadarında bir başkasının yardımına ihtiyaç duyduğunu gösterir bir belge mevcut değildir.
Davacıda meydana gelen arıza ve maluliyet durumu dikkate alındığında davacının 18 aylık iyileşme döneminin tamamında bakıma ihtiyaç duyması mümkün gözükmemektedir. Bu durumda davacıda meydana gelen arıza ve bu konudaki emsal Adli Tıp raporları dikkate alındığında davacının iyileşme süresinin azami 3 ayında bir başkasının yardımına ihtiyaç duyacağı kabul edilerek bu konudaki Yargıtay kararlarına göre brüt asgari ücretlere göre 3 aylık süre için bakıcı gideri zararı hesaplanarak takdire sunulacaktır. Sayın Mahkemece aksi kanaate varılması halinde ise davacının iyileşme döneminde bir başkasının yardımına ihtiyaç duyup duymayacağı, duyması halinde bu sürenin ne kadar olacağı hususunda Adli Tıp Kurumu veya başka yetkili bir kurumdan rapor alınması halinde buna göre yeniden zarar hesabı yapılması da mümkündür. Buna göre;
Kazalının geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı 6.516,82 TL ‘dir.
Kazalının sürekli(kalıcı) iş göremezlik dönemindeki maddi zararı 123.044,65 TL’dir.
Kazalının bakıcı gideri maddi zararı; 1.312,20 TL.’dir.
10.01.2010 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk limiti ölüm/sakatlık ve tedavi gideri teminatı bakımından ayrı ayrı 150.000,00 TL.dır.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2014/… ile 2013/… E sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtilmektedir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2011/… E. sayılı kararında özetle “..hastanelerce sunulan sağlık hizmet bedelleri yönünden sigorta şirketlerinin ve … nın yükümlülükleri sona erecektir. Kazazedelerin, bunun dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair harcamaları, sigorta şirketlerinin ve … nın tedavi teminatları kapsamında, yine sigorta şirketleri ve … tarafından karşılanmaya devam edecektir..” demektedir. Bu duruma göre;
Davacının indirimli maddi zararları poliçe limitleri içinde kalmaktadır.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 99.maddesinde; “….Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…” demektedir. Bu durumda;
Davacı tarafından davalıya 02.04.2018 tarihinde başvuruda bulunulmuştur. Başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası 12.04.2018 tarihinde mesai saati bitimi sona ermektedir. Bu durumda davalı bakımından temerrüt bir sonraki iş günü olan 13.04.2018 tarihinde gerçekleşmiş olacaktır.
Sonuç olarak;  
Davalı tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış … plakalı aracın dava dışı sürücüsü …’in %80 (yüzde seksen) oranında asli kusurlu olduğu,
Sigortalı araçta yolcu olarak bulunan davacı …’ın emniyet kemeri takmaksızın seyahat etmiş olması nedeniyle kendi yaralanmasında %20 (yüzde yirmi) oranında müterafik kusurunun bulunduğu,
%100 kusur oranına göre göre belirlenen maddi zarar tutarından %20 müterafik kusur indirimi ve %20 hatır taşıması indirimi yapıldıktan sonra davacı …’ın;
Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının = 6.516,82 TL,
Sürekli iş göremezlik dönemine ait
%20 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının = 123.044,65 TL,
3 Aylık bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının = 1.312,20 TL olduğu
Davacının yukarıda belirlenen maddi zararların poliçe limiti içinde kaldığı,
Başvuru tarihine göre temerrüdün 13.04.2018 tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
Dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulduğu,
Dosyada mevcut belgelere göre davacı tarafından davalı aleyhine Sigorta Tahkim Komisyonu’nun … sayılı dosyası ile de geçici ve sürekli iş gücü kaybı nedeniyle başvuruda bulunulduğu ancak dava dosyasında söz konusu başvurunun sonucuna ilişkin bir bilgi ve belge bulunmadığı, bu hususa ilişkin hukuki durumun takdir ve değerlendirmesinin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Davacı vekili bila tarihli dilekçesi ile; 9.000 TL olan sürekli iş göremezlik tazminat talebini 114.044,65 TL arttırarak 123.044,65 TL’ye, 500 TL olan geçici iş göremezlik tazminat talebini 6.016,82 TL arttırarak 6.516,82 TL’ye ve 500 TL olan bakıcı gideri talebini 812,20 TL arttırarak 1.312,20 TL olarak talebini ıslah etmiştir.
Dava; davalının ZMSS poliçesine istinaden trafik kazasından kaynaklı sürekli ve geçici maluliyet ile bakıcı gideri taleplerinden oluşan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; 10/01/2010 tarihinde dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç seyir halinde iken sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen tek taraflı trafik kazası neticesinde araçta yolcu olarak bulunan davacının yararlandığından bahisle eldeki tazminat davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında davacının davalı … şirketine başvuru evrakı mevcut olmakla KTK’nun (Karayolları Trafik Kanunu) 97. maddesi gereğince dava şartının yerine getirildiği, davacının davadan önce Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurusu bulunmakla, tahkim yargılaması esnasında itiraz hakem heyetince incelemenin süresinde tamamlanamayacağından bahisle taraflardan ek süreye muvafakat talep edildiği, davalı yanın muvafakat etmemesi nedeniyle tahkim sonlandırılarak yetkili ve görevli mahkemede dava açılması yönünde karar verildiği görülmekle, kararın niteliği itibarıyla HMK’nun 114/1-i anlamında kesin hüküm teşkil etmediği, davacı yanın 20/04/2019 tarihli KTÜ tarafından düzenlenen adli kurul raporu ile kaza nedeniyle %20 maluliyete uğradığını somut olarak öğrendiği, bu hususun KTK’nun 109. maddesi kapsamında zararın öğrenildiği tarih olarak kabulünün gerektiği, davacı açısından 2 yıllık zamanaşımı süresinin adli kurul raporunun verildiği itibaren başlayacağı, nitekim davacının rapor tarihinden itibaren 2 yıl geçmeden davasını açtığı, zira yine aynı maddede düzenlenen 10 yıllık uzun zamanaşımı süresi 2010 tarihli kaza nedeniyle 2020 senesinde dolacağından dava tarihi itibarıyla bu sürenin de geçmediği, bu nedenle davalı yanın talebin zamanaşımına uğradığına yönelik itirazı ve diğer itirazları mahkememizce kabul edilmeyerek işin esasına geçilmiştir.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan … Hastanesi’nin 24/09/2019 tarihli raporunda; davacının geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle ortopedik arızasının tıbbi iyileşme süresinin 18 aya kadar uzayabileceği ve bu sürede %100 malul sayılması gerektiği, maluliyet oranının %20 olduğunun mütalaa edildiği görülmüş, raporda kaza tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre maluliyet tespitinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişilerin 04/06/2020 tarihli raporlarının kusura ilişkin değerlendirmelerine göre; davacının araçtan fırladığına göre emniyet kemeri takmayarak kazada müterafik kusurlu bulunduğu, davacının müterafik kusurunun haricinde dava dışı sürücü …’in %100 kusurlu olduğunun tespit edildiği, aktüer hesaplamalarına göre; kaza tarihi itibarıyla uygulanması gereken PMH yaşam tablosuna göre davacının muhtemel hayat süresinin tespit edildiği, davacının hesap tarihi itibariyle talep edebileceği sürekli maluliyet tazminatının 205.074,41 TL, geçici maluliyet tazminatının 10.861,36 TL, bakıcı giderinin 2.187,00- TL olduğu, davacının emniyet kemeri takmayarak müterafik kusuru nedeniyle %20 indirim uygulanmasının gerektiği, her ne kadar soruşturma dosyasındaki ifadelerden davacının dava dışı sürücünün halasının oğlu olduğu, bu nedenle taşımada maddi ve manevi menfaat olmadığından hatır taşıması indiriminin yapılmaması gerek ise de, davacının rapor doğrultusunda talebini ıslah ettiği anlaşıldığından taleple bağlılık ilkesi gereğince raporda %20 müterafik kusur indirimine ek fazladan 43.624,55 TL’ye tekabül eden %20 hatır taşıması indirimi uygulanarak belirlenen toplam 130.873,67 TL tazminata mahkememizce hükmedilmesinin gerektiği, gerçi kaza tarihi itibarıyla davalının ZMSS poliçesine istinaden kişi başına 150.000,00- TL ölüm ve sakatlanma teminatının mevcut olduğu, raporda hesaplanan tazminatın poliçe limiti dahilinde kaldığı anlaşılmıştır. Hükme esas alınan 04/06/2020 tarihli kusur ve aktüer bilirkişi raporuna, davalı yanca somut bir itirazda bulunulmadığı, genel ifadelerle aleyhe hususların kabul edilmediği şeklinde itiraz edildiği görülmüştür.
KTK’nun 99. Maddesine göre, davalı açısından temerrüdün sigortaya yazılı başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde ödeme yapılmaması halinde söz konusu olacağı, davacı yanca bu başvurunun 02/04/2018 tarihi itibarıyla yapıldığı, 8 iş günü geçtikten sonra davalı temerrüdünün 13/04/2018 tarihi itibarıyla oluştuğu anlaşıldığından, hesaplanan tazminata bu tarihten itibaren faiz işletilmesine dair, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı nedenlerle,
1-Davanın KABULÜ İLE,
123.044,65 TL sürekli iş göremezlik, 6.516,82 TL geçici iş göremezlik ve 1.312,20 TL bakıcı giderinden kaynaklanan toplam 130.873,67 TL maddi tazminatın 13/04/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 8.939,98 TL karar harcından davacının peşin yatırdığı 2.134,40 TL’nin (ıslah harcı da dahil) mahsubu ile 6.805,58 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL peşin, 44,40 başvurma harcı ve 2.090 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.178,80 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisine vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 16.383,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.500 TL (bilirkişi ücreti de dahil) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. Bendine göre; arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda anlaşamamaları hallerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinde ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre hazineden ödenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/09/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza