Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/102 E. 2021/70 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/102 Esas
KARAR NO : 2021/70
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2019
KARAR TARİHİ : 09/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında su alışverişinden kaynaklı müvekkilin alacağının tahsili için takibe vaki davalının haksız itirazını iptalini, takibin devamını ve davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin gıda, temizlik ürünleri satışı kapsamında marketçilik işi ile uğraştığını, davacı şirketten su aldığını, almış olduğu suların tamamının bedelini fazlasıyla ödediğini, davacanın haksız ve kötüniyetli olarak takip başlattığını, davacı şirket yetkilisinin kendi el yazısıyla yapılan ödemeleri ve … ismindeki şahsın tahsilat yapma yetkisinin bulunduğu kabul ettiğini, ancak sonrasında yapılan görüşmede çalışanı …’ın zimmetine para geçirdiğini beyan ettiğini, davacı şirketin iş yaptığı şirketleri zarara uğratmak için aldığı ödemeleri inkar ettiğini, satmadığı suları satmış gibi göstererek müvekkilini zarara uğratma telaşı içinde olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine cari hesap ve fatura alacağına istinaden faizler dahil toplam 30.922,29 TL alacağın avans faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda mali müşavir bilirkişi … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 21/06/2019 tarihli bilirkişi kök raporu teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi anılı kök raporunda özetle;
“İncelenen davacı şirkete ait 2018 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin/beratlarının yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu görülmüştür.
Davacı ticari defterlerinde tespit edilenler: Davacı şirket ticari defterlerinde, davalı ile aralarındaki ticari ilişkiye ait muhasebe hareketlerinin 120.20.0179 numaralı “alıcılar” hesabında takip edildiği, davaya dayanak oluşturan faturaların bu hesap altında kayıtlı olduğu, 05/12/2018 takip tarihi itibariyle anılan hesap bakiyesine göre davacı yanın davalı yandan 30.922,29 TL alacaklı olduğu görülmüştür.
Davalı ticari defterleri; davalı yan incelemeye gelmemiş, ticari defterlerini ibraz etmemiştir.
Değerlendirme;
Dava dosyasında davacı yan tarafından davalı şirket unvanına düzenlenmiş nolu 19/09/2018 tarihli KDV dahil 10.277,85 TL, … nolu 21/09/2018 tarihli KDV dahil 202,50 TL, … nolu 16.09.2018 tarihli KDV dahil 10.092,24 TL ve … nolu 18.10.2018 tarihli KDV dahil 11.576,90 TL tutarındaki irsaliyeli faturaların sunulu olduğu görülmekle, … nolu 19.09.2018 tarihli KDV dahil 10.277,85 TL ve 26.08.2018 tarihli … nolu 10.092,24 TL ve faturaların “teslim alan” kısımlarında isim ve imzaların bulunduğu, bu anlamda isim ve imzaların davalı şirket yetkilisi ya da çalışanına ait olması halinde, fatura ve muhteviyatı ürünlerin muhatabına teslim edilmiş olduklarının kabul edilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. … nolu 21.09.2018 tarihli KDV dahil 202,50 TL, … nolu 18.10.2018 tarihli KDV dahil 11.576,90 TL bedelli faturaların “teslim alan” kısımlarında isim ve imzaların bulunmadığı görülmekle, bu hususta takdir sayın mahkemeye aittir.
Davalı yanın cevap dilekçesinde beyan ettiği davacı yanın çalışanlarına yapmış olduğu ödemelere ilişkin dava dosyasında herhangi bir belge sunulu olmadığından, herhangi bir belge sunulu olmadığından, herhangi bir değerlendirme yapılamamıştır.
Sonuç olarak;
İncelenen davacı şirkete ait 2018 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davacı yanın kendi kayıtlarına nazaran, 05/12/2018 takip tarihi itibariyle davalı yandan 30.922,29 TL alacaklı olduğu, davalı yan incelemeye gelmeyip, ticari defterlerini ibraz etmediğinden, davacı yan alacağının davalı defterlerindeki durumu yönünden herhangi bir tespit ve değerlendirme yapılma imkanının bulunmadığı, davalı yanın düzenlenmiş olduğu, … nolu 19.09.2018 tarihli KDV dahil 10.277,85 TL ve 26/08/2018 tarihli … nolu 10.092,24 TL ve faturaların “teslim alan” kısımlarında isim ve imzaların bulunduğu, bu anlamda isim ve imzaların davalı şirket yetkilisi ya da çalışanına ait olması halinde, fatura ve muhteviyatı ürünlerin muhatabına teslim edilmiş olduklarının kabul edilmesi gerektiği, … nolu 21.09.2018 tarihli KDV dahil 202,50 TL, … nolu 18.10.2018 tarihli KDV dahil 11.576,90 TL bedelli faturaların ” teslim alan” kısımlarında isim ve imzaların bulunmadığı görülmekle 2 adet fatura muhteviyatı ürünlerin karşı tarafa teslim edilip edilmediği hususunda bir değerlendirme yapılamadığı” şeklinde mütaalada bulunduğu görülmüştür.” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce dosyanın raporu sunan bilirkişiye tevdii ile bankalar ve SGKya cevapları ile dosya üzerinde davalı taraf itirazlarının karşılanması, davalı yanın 23.05.2019 tarihli dilekçesinde ibraz ettiği delillerin değerlendirilmesi amacıyla ek rapor düzenlenmesinin istenilmiş ve konuya ilişkin 24/01/2020 tarihli 1. Ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi 1. Ek raporunda özetle;
“Davalı yanın, uyap üzerinden 23/05/2019 tarihinde sunmuş olduğu fotokopi belgeler ile özellikle mali anlam taşıyan muavin hesap ekstresinde yer alan işlemlerin, ticari defter kayıtları ile doğrulanamamış olmaları hususu mahkemenin takdirinde olmak üzere, dosyaya celp edilen banka yazıları da dikkate alınmak sureti ile yapılan inceleme, tespit ve değerlendirmeler ile rapor içerisinde yer verilen nedenlere binaen,
24/09/2018 tarihinde davalı borcundan mahsup edilen 10.330,00 TL’nin 30/10/2018 tarihinde tekrar ters kayıt yapılarak davalı borcuna ilave edilmesinin işlem tarihleri dikkate alındığında, davacı şirketin dava dışı … … ile aralarındaki ihtilaftan kaynaklanmış olabileceği değerlendirilmiş olmakla, bu anlamda da davacı yanın bu tutarı davalı yan borcundan mahsup etmesi gerektiği, davalı yanın kendi müşterilerine ait kredi kartları ile davacı yana ait mobil pos cihazından yapıldığı anlaşılan 1.500 TL+2.300 TL+6.800 TL olmak üzere toplam 10.600 TL’nin davacı yan alacağından düşülmesi gerektiği, dava dosyasına davalı yana ait 2018 yılı BA/BS formları celp edilmediğinden, kök raporda da yer verilen … nolu 18/10/2018 tarihli KDV dahil 11.576,90 TL bedelli fatura ve muhteviyatı ürünlerin karşı tarafa teslim edilip edilmediği hususunda bir değerlendirme yapılamadığı, bu anlamda davacı yanın bu fatura yönünden alacaklı olduğunu bu aşamada da ispatlayamadığı, netice itibariyle 30.922,29 TL davacı alacağından öncelikle ters kayıtla iptal edilen 10.330 TL tutarındaki tahsilatın, sonrasında davacı şirket mobil pos cihazı marifeti ile tahsil edildiği anlaşılan 10.600 TL’nin mahsubu sonrasında davacı alacağının 9.992,29 TL’ye düşeceği, 11.576,90 TL bedelli fatura muhteviyatı ürünlerin davalı yana teslim edildiğinin ispatlanamaması halinde de bu tutarın da davacı alacağından düşülmesi gerekeceğinden, davacı yanın davalı yandan herhangi bir alacak talebinde bulunamayacağı” şeklinde mütaalada bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce bilirkişiden davacı vekilinin ek rapora beyan ve itirazlarının karşılanması, mahkeme kasasına aslı alınan tahsilat makbuzlarından 10.330 TL olarak ifade edilenin aslında 11.233 TL olduğuna dair yeni beyanın, kasadaki evrak asılları ile birlikte gerektiğinde ticari defterler üzerinde yeniden tetkik edilerek değerlendirilmesi, ayrıca celp edilen banka ve vergi kayıtlarının incelenmesi suretiyle ayrıntılı, hüküm kurmaya ve İstinaf ile Yargıtay denetimine elverişli ek rapor düzenlenmesi istenilmiş ve anılı 30/11/2020 tarihli 2. Ek rapor teminle dosyamız arasın alınmıştır.
Bilirkişi anılı 2. Ek raporunda özetle;
“Garanti bankasının 11/08/2020 tarihli cevap yazısı ekinde, … ‘ün … nolu kartı ile 25/09/2018 tarihinde … adli iş yerinden yapılan harcamayı gösteren kredi kartı ekstresinin sunulu olduğu, anılan ekstrede 6.800 TL tutarında ödeme yapıldığı görülmüştür.
Dava dosyasına celp edilen davalı yana ait BA/BS formlarından, davacı yanın davalı yana keşide ettiği halde, davalı yanın dava dosyasına sunmuş olduğu delilleri arasındaki, davacıya ait muavin hesap ekstresinde yer almayan … nolu 18/10/2018 tarihli KDV dahil 11.576,90 TL bedelli faturanın, 1 adet belge karşılığı mali idareye bildirilmiş olduğu, 26/08/2018 tarihli … nolu 10.092,24 TL tutarındaki faturanın ilgili dönem BA bildiriminde yer almadığı, ancak bu faturanın 663132 nolu 19/09/2018 tarihli KDV dahil 10.277,85 TL ve … nolu 21/09/2018 tarihli KDV dahil 202,50 TL tutarındaki faturalar ile birlikte 2018/9 dönem BA bildiriminde 3 adet belge karşılığı bildirilmiş olduğu görülmektedir. Bu anlamda davalı yanın, davacı yanın kendisine keşide ettiği tüm fatraları kayıtlarına aldığı anlaşılmaktadır.
Ayrıca davalı yan 06/07/2020 tarihli dilekçesi ile 19/09/2018 tarih, … numaralı 10.346,00 TL bedelli tahsilat makbuzunun aslı ile 19/09/2018 tarihli, … numaralı 11.233,00 TL bedelli tahsilat makbuzunun okunaklı suretini dava dosyasına sunduğunu beyan etmiş olmakla, mahkeme kasasında bulunan belgelerin incelenmesinde davacı şirket antetini taşıyan 19/09/2018 tarih, … numaralı 10.346,00 TL bedelli tahsilat makbuzu aslının sunulu olduğu teslim alan kısmında da imzanın yer aldığı görülmüştür. Diğer yandan davalı yanın bahse konu ettiği 19/09/2018 tarih, … numaralı 11.233,00 TL bedelli tahsilat makbuzun alt kısmında el yazısı ile ödeme yapılan makbuzun aslının teslim edilmediği ibaresinin yer aldığı görülmüştür.
Bu durumda, davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarında tespit edilen 30.922,29 TL alacak tutarından, banka cevap yazıları ile tevsik edilen, davalı yanın kendi müşterilerine ait kredi kartları ile davacı yana ait mobil pos cihazından yapıldığı anlaşılan 1.500 TL+2.300 TL + 6.800 TL olmak üzere toplam 10.600 TL’nin davacı yan alacağından düşülmesi ile davacı alacağının tahsilat makbuzu marifeti ile yapılan nakit ödemelerin geçerliliğinin mahkemece kabul edilmesi durumunda, mahsup edilmeleri sonrasında davacı yanın davalı yana 20.322,29-10.346,00-10.330,00=353,71 TL borçlu olacağı, bu anlamda davalı yandan herhangi bir alacak talebinde bulunamayacağı, aksi halde davacı yanın davalı andan bu nakit ödeme tutarları göz ardı edilerek 20.322,29 TL alacaklı olacağı değerlendirilmiştir.
Sonuç olarak;
Tüm inceleme, tespit ve değerlendirmeler ile rapor içerisinde yer verilen nedenlere binaen;
Davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarında tespit edilen 30.922,29 TL alacak tutarından, banka cevap yazıları ile tevsik edilen, davalı yanın kendi müşterilerine ait kredi kartları ile davacı yana ait mobil pos cihazından yapıldığı anlaşılan 1.500 TL+2.300 TL+6.800 TL olmak üzere toplam 10.600 TL’nin davacı yan alacağından düşülmesi ile davacı alacağının 30.922,29-10.600=20.322,29 TL olacağı,
Bu tutardan 10.346 TL ve 10.330 TL bedelli tahsilat makbuzu marifeti ile yapılan nakit ödemelerin geçerliliğinin mahkemece kabul edilmesi durumunda, mahsup edilmeleri sonrasında davacı yanın davalı yana 20.322,29-10.346-10.330=353,71 TL borçlu olacağı, bu anlamda davalı yandan herhangi bir alacak talebinde bulunamayacağı, aksi halde davacı yanın davalı yandan bu nakit ödeme tutarları göz ardı edilerek 20.322,29 TL alacaklı olduğu” şeklinde mütaalada bulunduğu görülmüştür.
Dava; faturaya/açık hesaba dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali davasından ibarettir.
Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktalarında icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; davacı tarafın açık hesaba dayalı alacak istemine dayalı olarak başlattığı icra takibinin davalının ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, davalı şirketin ticari defterlerin ibrazı oluşturulan meşruhatlı ara karara rağmen ticari defterlerini ve sair herhangi bir delili dosyaya ibraz etmediği, bu nedenle yalnızca davacı tarafın ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılabildiği, davacı tarafın alacak talebine konu faturaların ait olduğu dönem itibari ile 2018 yılına ait ticari defter ve belgelerini ibraz ettiği, ibraz edilen ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, ibraz edilen ticari defterlerin davacı lehine delil vasfını haiz olduğu saptanmıştır.
Tüm dosya kapsamında toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafça davalıya kesilen 10.277,85 TL, 202,50 TL, 10.092,24 TL ve 11.576,90 TL’lik irsaliyeli faturalar nedeniyle oluşan alacak bakiyesinin eldeki davaya konu edildiği, her ne kadar davalı yanca ticari defterler ibraz edilmemiş ise de, dosya kapsamına sunulan cari hesap ekstresi örneğinde 11.576,90 TL’lik fatura dışındaki faturaların kabul edilmiş olduğu, 10.277,85 TL ve 10.092,24 TL bedelli irsaliyeli faturalarda teslim alan imzaları mevcut olmakla, 11.576,90 TL’lik fatura hariç 10.277,85 TL, 10.092,24 TL ve 202,50 TL bedelli faturaların davalı yanca vergi dairesine de beyan edildiği, bilirkişi raporunun aksine vergi dairesinden gelen BA/BS karşılaştırma tablosundan anlaşıldığı üzere 11.576,90 TL’lik faturaya ilişkin davacı yanca BS bildiriminde bulunulduğu halde davalı yanın BA formu vermediği, böylece 11.576,90 TL’lik fatura bedelinin irsaleyeli fatura altında teslim alan imzasının olmamamsı, davalı yanca kabul edilmemesi ve vergi dairesine bildirilmemesi nedeniyle mahkememizce davacı alacağı olarak kabul görmediği, diğer faturalar yönünden davalı yan faturaların ödendiği savunmasında bulunmuş olmakla, bir kısmının tahsilat makbuzu ile bir kısmının ise kredi kartı ödemeleri ile yapıldığının beyan edildiği, davalı cari hesap ekstresinde de yer aldığı anlaşılan bankalardan celp edilen kayıtlara göre davacı yana ait mobil pos cihazı üzerinden davacıya toplamda 10.600,00 TL ödeme yapıldığı, davacı ticari defter ve kayıtlarına göre davacı yanın kredi kartından tahsilat açıklaması ile 24/09/2018 tarihinde 10.330 TL’yi davalı borcundan düştüğü ancak 30/10/2018 tarihli ters kayıt ile davalının tekrardan borçlandırılalark bu meblağ kadar … sorunlu cariler hesabının alacaklandırıldığı görülmekle, davalının kredi kartı ödemesi yaptığının davacı yanca da kabul edildiği, ters kayıt ve … sorunlu cariler hesabına yapılan aktarmanın davacı şirket ile … arasındaki ihtilaftan kaynaklandığı, ayrıca dosya kapsamına aslı sunulmuş olan tahsilat makbuzu ile 10.346,00 TL ödeme yapıldığı görülmekle, davacı yanca tahsilat makbuzu altındaki imzanın şirketçe yetkili kılınan kişi tarafından atılmadığı beyan edilmiş ise de, söz konusu tahsilat makbuzunun … isimli kişinin imzasını ve davacı şirketin antetini taşıdığı, davacıya ait SGK kayıtlarında … isimli çalışanı olmakla, davacının ticari defterlerinde şüpheli alacak olarak dava dışı çalışanı … hakkında izlediği bir hesabıının mevcut olduğu, davacı şirket antetli kağıdı kullanılarak tahsilat makbuzu düzenlendiği hususu nazara alındığında, taraflar arasında ödemenin belli bir kişiye yapılacağı konusunda anlaşma da olmadığından davalı yanın davacı çalışanı olan …’ın tahsilat yetkisini araştırma yükümlülüğünün bulunmadığı, davacı yan tacir olmakla tacirin basiretli olması gerektiğinden tahsilat konusunda güvendiği çalışanlarını görevlendirmekle mükellef olduğu, … ile davacı şirket arasındaki husumetin davalı yanın ödeme yaptığı hususunu ortadan kaldırmayacağı, davalı yanın dayandığı bir diğer ödeme olan 11.233,00 TL’lik tahsilat makbuzu ise fotokopi olmakla, davalı şirketin dosyaya ibraz ettiği kendi cari hesap ekstresinde dahi bu ödemenin bulunmadığı görüldüğünden bu ödeme mahkememizce kabul edilmeyerek, davalı yanın ödemeler toplamının 20.946,00 TL, davacı yanın mal/hizmet verdiği ispatlanan fatura alacakları toplamının ise 20.572,59 TL olduğu, böylece davacı yanın davalı yandan talep edebileceği bir alacağının bulunmadığı anlaşılmakla, davanın reddine, davacı yanın takip başlatmada kötü niyetli olduğu hususu davalı yanca ispatlanamadığından davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
Davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan 373,47 TL peşin harçtan 59,30 TL’nin mahsubu ile arda kalan 314,17 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.638,34 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/02/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza