Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/969 E. 2020/684 K. 29.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/969 Esas
KARAR NO : 2020/684
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/11/2018
KARAR TARİHİ : 29/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02/09/2018 günü saat 15:40 sıralarında … istikametinden … istikametine seyir halinde olan … plakalı araç sürücüsü …’nın direksiyon hakimiyetini kaybederek aracının sol ön kısımlarıyla orta refüje çarpması, çarpmanın etkisiyle savrularak ters istikamete takla atıp düşmesi sonucu … istikametinden gelip Akçokaca istikametine seyretmekte olan … sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet … sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ve … sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletlere çarpması neticesinde ölümlü yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, … plakalı motosiklet sürücüsü olan müvekkili …’nin oğlu …’nın vefat ettiğini, desteğinin ölümü nedeniyle müvekkilinin maddi açıdan mağdur olduğunu, … ve müvekkilinin kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş.’ye ait … numaralı Karayolları Motorlu Araçlar zorunlu poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçenin kaza tarihi itibariyle kişi başına ölüm halinde 360.000,00 TL teminat sağlamakta olduğunu, fazlaya ilişkin talep ve ek dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla maddi zararın tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere, davacı …’nin müteveffa …’nın desteğinden yoksun kalması sebebiyle şimdilik 50.000,00 TL maddi tazminat bedelinin belirsiz alacak davasına ilişkin geçici talepleri olduğunu, temerrüt tarihi olan 05/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte diğer kusurlu kişilerin kusurlarına düşen sorumluluk dahil olmak üzere limit sınırları içerisinde 6098 sayılı TBK’nun 61, 2918 sayılı KTK’nun 85/1 ve TBK’NUN 163.maddeleri gereği teselsül hükümleri uyarınca davalıdan müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından tanzim edilen zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza tespit tutanağı ve diğer delillerin taraflarına tebliğ edilmediğini, öncelikle davacı yanın iddia ettiği kazanın meydana geldiğini ve zarar görenin de bu kazaya karıştığını ispat etmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalasının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davanın araç sigorta ettirenine ihbarını talep ettiklerini, davacı tarafın sigortalıdan herhangi bir ödeme almışsa aynı ödemeyi mükerrer şekilde taraflarından tazmin ettiği takdirde sebepsiz zenginleşme olacağını, davacı yanın kazaya ilişkin maluliyet iddialarının değerlendirilemesi için Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek maluliyet durumu ve maluliyetin kaza ile illiyeti hakkında rapor alınmasını talep ettiklerini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 09/11/2020 tarihli ıslah dilekçesinde; …’nin destekten yoksun kalma zararı için talep edilen 95.439,92 TL’nin HMK’nun 176.maddesinin uyarınca 4.683,45 TL ıslah ile arttırılarak 100.123,37 TL maddi tazminat bedelinin temerrüt tarihi olan 05/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte diğer kusurlu kişilerin kusurlarına düşen sorumluluk dahil olmak üzere limit sınırları içerisinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 61, 2918 sayılı KTK’nın 88/1 ve Türk Borçlar Kanununun 163.maddeleri gereği teselsül hükümleri uyarınca davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen 30/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Delillerin ve hukuki durumların takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere; 02/09/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında;
1-Davalı tarafından kaza tarihini kapsar şekilde zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış bulunan … plakalı aracın dava dışı sürücüsü …’nın %100 oranında asli kusurlu olduğu,
2-Dava dışı motosiklet sürücüsü …’ın kusursuz olduğu,
3-Dava dışı motosiklet sürücüsü …’ın kusursuz olduğu,
4-Davacı murisi motosiklet sürücüsü …’nın kusursuz olduğu,
Davalının %100 kusur oranındaki sorumnluluk durumuna göre …’nın vefatı nedeniyle;
a) Davacı anne …’nin destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 82.565,93 TL olduğu,
b) Davacının maddi zararının poliçe limit içinde kaldığı,
c) Davalı bakımından temerrüt tarihinin 05/10/2018 olarak belirlendiği,
d) Sigortalı aracın kullanım amacı hususi nitelikte olup, avans faiz talebine ilişkin takdirin sayın mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaati ile tarafımızca tanzim olunan işbu raporu saygı ile arz ederiz. ” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen 04/03/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle;
“Delillerin ve hukuki durumların takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere; 02/09/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında;
Değişiklik gerektirmeyen 30/10/2019 tarihli raporda belirlendiği gibi;
1-Davalı tarafında kaza tarihini kapsar şekilde zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış bulunan … plakalı aracın dava dışı sürücüsü …’nın %100 oranında asli kusurlu olduğu,
2-Dava dışı motosiklet sürücüsü …’ın kusursuz olduğu,
3-Dava dışı motosiklet sürücüsü …’ın kusursuz olduğu,
4-Davacı murisi motosiklet sürücüsü …’nın kusursuz olduğu,
Değişen asgari ücretlere göre yeniden yapılan hesaplama sonucu işbu raporda belirlendiği gibi;
Davalının %100 kusur oranındaki sorumnluluk durumuna göre …’nın vefatı nedeniyle;
a) Davacı anne …’nin destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 95.439,92 TL olduğu,
b) Davacının maddi zararının poliçe limit içinde kaldığı,
c) Davalı bakımından temerrüt tarihinin 05/10/2018 olarak belirlendiği,
d) Sigortalı aracın kullanım amacı hususi nitelikte olup, avans faiz talebine ilişkin takdirin sayın mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaati ile tarafımızca tanzim olunan işbu raporu saygı ile arz ederiz. ” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen 07/10/2020 tarihli 2.ek bilirkişi raporunda;
“Delillerin ve hukuki durumların takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere; 02/09/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında;
Değişiklik gerektirmeyen 30/10/2019 tarihli raporda belirlendiği gibi;
1-Davalı tarafında kaza tarihini kapsar şekilde zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış bulunan … plakalı aracın dava dışı sürücüsü …’nın %100 oranında asli kusurlu olduğu,
2-Dava dışı motosiklet sürücüsü …’ın kusursuz olduğu,
3-Dava dışı motosiklet sürücüsü …’ın kusursuz olduğu,
4-Davacı murisi motosiklet sürücüsü …’nın kusursuz olduğu,
Davalının %100 kusur oranındaki sorumnluluk durumuna göre …’nın vefatı nedeniyle;
1.seçenekte; eşlere eşit çocuklar ile anne/babaya aynı oranda destek payı verileceğinin kabulü halinde 04/03/2020 tarihli raporda belirlendiği gibi;
a) Davacı anne …’nin destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 95.439,92 TL olduğu,
2.seçenekte; eşlere eşit çocuklar ile anne/babaya aynı oranda destek payı verileceğinin ve baba destekten çıkınca, babanın payının anneye aktarılacağının ve buna göre de söz konusu dönemde anne ile muhtemel eşin aynı oranda destek göreceğinin kabulü halinde işbu raporda belirlendiği gibi;
Davacı anne …’nin destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 100.123,37 TL olduğu,
b) Davacının maddi zararının her iki seçenekte de poliçe limit içinde kaldığı,
c) Davalı bakımından temerrüt tarihinin 05/10/2018 olarak belirlendiği,
d) Sigortalı aracın kullanım amacı hususi nitelikte olup, avans faiz talebine ilişkin takdirin sayın mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaati ile tarafımızca tanzim olunan işbu raporu saygı ile arz ederiz. ” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
GEREKÇE:
Dava, 29/08/2013 tarihli kaza sonucu ölüm nedeniyle, ölenin yakınının, 6098 sayılı TBK’nun 53/3. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 45/2.) maddesi gereği, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamında toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek orta refüje çarpması sonucu savrularak takla atarak karşı şeride geçmesi suretiyle davacının desteği …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı motorsiklete çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası neticesinde desteğin vefat ettiği, … plakalı aracın trafik sigortacısının davalı şirket olduğu, davacı desteğinin kusuru olmaksızın gerçekleşen kazada sigortalı araç sürücüsünün şerit izleme şartlarını ihlal ederek, hızını şartlara uygun tutmayarak ve şerit değiştirme kurallarına aykırı davranarak KTK’nun 46/a,c, 52/b, 56/a, ile KTY’nin 94/f,g,k,l maddelerini ihlal etmek suretiyle kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yan müteveffanın annesi olmakla Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yaygın içtihatları nazara alınarak çocuk ile anne-babaya aynı oranda pay ayırılan hesaplamanın mahkememizce tercih edildiği, bu kapsamında 07/10/2020 tarihli ek raporun ikinci seçeneğine göre davacı yanın 100.123,37 TL tazminat talep hakkının bulunduğu, akteür hesabı TRH 2010 yaşam tablosuna göre yapılmış ise de, davacı yanın Anayasa Mahkemesi’nin 2019/… esas, 2020/… karar sayılı, 09/10/2020 tarihli iptal kararı kapsamında yeniden inceleme talebinin bulunmadığından TRH 2010 yaşam tablosuna göre yapılan hesaplamanın mahkememizce benimsendiği, davadan önce davacı tarafça 24/09/2018 tarihinde sigorta şirketine başvuru yapılmış olmakla, KTK’nun 99. maddesi gereğince başvurudan itibaren 8 iş günü içinde davacının tazminat talebi karşılanmadığından 05/10/2018 tarihi itibarıyla davalı sigortanın temerrüde düştüğü, dava dilekçesinde avans faizi talebinde bulunulmuş ise de, sigortalı aracın tescil kaydında kullanım amacının hususi nitelikte olması nedeniyle yasal faize hükmedilmesinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davacı yan, davasını belirsiz alacak davası olarak açmakla, 19/03/2020 tarihli dilekçesi ile talep artırımı talebinde bulunarak toplamda 95.439,92 TL tazminata hükmedilmesini talep ettiği, akabinde 09/11/2020 tarihinde ıslah dilekçesi sunarak toplamda 100.123,37 TL tazminata hükmedilmesini talep ettiği, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2016/… Esas, 2019/… Karar sayılı emsal ilamındaki; “özellikle belirsiz alacak davası olarak açılan davada harcın yatırılarak bedel artırma talebinde bulunulabilmesi yanında bundan bağımsız olarak HMK’nın 176.maddesi gereği ıslah yapmak hakkının da mevcut olması nedeniyle mahkemece ikinci ıslah dilekçesine göre karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına… usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA” şeklindeki gerekçe ile belirsiz alacak davasında talep artırımla birlikte ıslahın da yapılabileceği anlaşıldığından, açıklanan gerekçelerle 100.123,37 TL destekten yoksun kalma tazminatının 05/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, şeklinde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
100.123,37 TL destekten yoksun kalma tazminatının 05/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 6.839,43 TL karar harcından davacının peşin yatırdığı 170,78 TL, 156 TL tamamlama harcı ve 54,40 TL ıslah harcının mahsubu ile 6.458,25 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 170,78 TL peşin, 35,90 TL başvurma harcı, 156 TL tamamlama harcı ve 54,40 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 410,08 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 13.461,72 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 180,00 TL tebligat vs.posta masrafı olmak üzere toplam 1.680,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır