Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/965 E. 2021/931 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/965 Esas
KARAR NO : 2021/931
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2018
KARAR TARİHİ : 21/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin “…”, “…”,” …”, “… ” v.s. markalar ile boya ısı yalıtım malzemeleri üreticisi olduğunu, müvekkili şirketin toptancı bayisi davalı borçlu … ile girdiği ticari faaliyet kapsamında sattığı ürünlerin bedelinin ödenmesini temin üzere borçlu tarafından müvekkil şirket lehine ipotek tesis edildiğini, davalı borçlunun, müvekkil şirketten almış olduğu malların ödemelerini yapmaması üzerine, müvekkili şirketin cari hesaplarında oluşan ve yaklaşık olarak 107.721,70 TL miktarındaki alacağın ödenmesi aksi takdirde borcun teminatını teşkil etmek üzere verilen ipoteğin paraya çevrileceği ihtarını içeren … Noterliği’nin … yevmiye nolu 6 Haziran 2018 tarihli bir muacceliyet ihbarnamesi gönderildiğini, ancak, davalı/borçlu taraf bu ihtarnameye rağmen borcunu ödemeyince, …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip başlatıldığını, davalı ipotek borçlusunun, bu sefer de yapılan icra takibine haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini, davalının bu itirazlarının iptali, takibin devamı ve ipotekli taşınmazın satışının yapılabilmesi için huzurdaki davayı açma |zarureti hasıl olduğunu, davalı borçlunun borca itiraz dilekçesinde “Alınan malzemeler karşılığında, müşteri senetleri, kredi kartı ve nakit ödemeler yapılmıştır. … müşteri senetlerini aldığı halde müvekkile malzeme vermeyi durdurmuştur.” şeklinde beyanda bulunduğunu, davalı borçlunun bu beyanlarının gerçek dışı olduğunu, şöyle ki; müvekkili şirketin bayisi konumundaki borçlu …’un müvekkili şirketten almış olduğu ürünlerin karşılığı olarak verdiği senetlerin vadeleri geldiğinde ödenmemiş olduğundan icra takibine konu olduğunu ancak icra dosyalarının tahsili kabil olmadığından dosyaların semeresiz kaldığını, hal böyleyken alacağını tahsil edemeyeceğini anlayan müvekkili şirketin, borçlu bayisinden doğmuş ve doğacak alacaklarının teminatı olarak almış olduğu ipoteği paraya çevirme yoluna başvurduğunu, borçlunun ayrıca “ Aldığı malzemelerin karşılığını büyük oranda ödediğini, İpotek konusu ev üzerindeki hacizlerden dolayı kendisine malzeme verilmediğini ve malzeme verilmemesi sonucu işlerinin yarım kaldığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri kapsamında ipotek konusu ev üzerinde haciz bulunması halinde malzeme verilmeyeceğine dair bir hükmün bulunmadığı” şeklinde afaki beyanlarda bulunduğunu, borçlunun bu beyan ve itirazlarının maddi hukuktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu, davalı borçlunun müvekkil şirketten satın almış olduğu ürünlerin bedelinin ödenmemesi sebebi ile müvekkil şirketin cari hesaplarında 6 Haziran 2018 tarihi itibariyle 107.721,70- TL’lik bir borç oluştuğunu, yukarıda zikredildiği üzere borçluya borcunu üç gün içerisinde ödemesi için noter kanalı ile muacceliyet ihbarı gönderildiğini ancak borçlu tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, tüm deliller incelendiğinde görülecektir ki müvekkili şirketin alacağı likit olup, davalı/borçlunun ipotek limitini ve dolayısı ile borcunu bilmesine rağmen haksız ve kötü niyetle takibe itiraz ederek, ipotekli taşınmazın satışını engellemek ve/veya sürüncemede bırakmak istediğini beyanla, davanın kabulü ile icra takibinde davalı borçlunun sorumlu olduğu ipotek limitinin %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına da hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar müvekkilinin alacağı malların ödemesini yapamayacağı durumda ipotek tesis etmişse de müvekkilinin malzeme geldikçe ödemeleri gerçekleştirdiğini, müvekkili ile yapılan 240.000,00 TL bedelli ipotek karşılığında alacaklı, müvekkiline yapacağı işlerde malzeme vermeyi taahhüt etmiş bulunduğunu, alınan malzemeler karşılığında müvekkili tarafından müşteri senetleri, kredi kartı ve nakit olarak ödemeler yapıldığını, müşteri senetlerinin müvekkilinin yapacağı işlerin sahibi olan kişilerce verildiğini ve müvekkilinin bu senetlerde kefil konumunda olduğunu, ayrıca … … A.Ş.’nin müşteri senetlerini aldığı halde müvekkiline malzeme vermeyi durdurduğunu ve sonrasında bu senetleri icraya koyduğunu, müvekkiline malzemelerin verilmemesi nedeniyle işlerin yarım kaldığını ve maddi anlamda zorluğa düşerek ödemelerde bulunamadığını, bu sebeplerle ipotek olmasına rağmen sözleşme gereği malların tamamını müvekkiline verilmemiş olup sonrasında haksız yere icra takibi başlatıldığını, haksız yere açılmış olan icra takibinin durdurulmasına ve alacaklı aleyhine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine 107.721,70 TL alacağın avans faizi ile birlikte tahsili için yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 02/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Dava dosyasına celp olunan … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden gelen cevabi yazıya göre, davacı …, davalı …’a 2016 yılında 139.361 TL+KDV, 2017 yılında 23.391 TL+KDV, 2018 yılında 17.666 TL+KDV satış yaptığını BS formları ile vergi dairesine beyan etmiştir.
Dava dosyasına celp olunan … Müdürlüğü’nden gelen cevabi yazıya göre; davalı …’ın ilgili dönemlerde BA formu vermediği tespit edilmiştir. … Vergi Dairesinden gelen yazıda ise davalının,davacıdan 2017 yılında 23.391 TL+KDV lik mal aldığını BA formu ile beyan ettiği görülmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Ticari defterlerin ibrazı ve delil olma başlıklı 222 inci maddesinin 2 inci fıkrasında, Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olma şart olduğu, 3 üncü fıkrasında, ikinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtları bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtların birbirinden ayrılamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Davacı …nin ibraz ettiği ticari defter, belge ve kayıtların usulüne uygun tutulmuş, defter beratlarının zamanında alınmış ve dava konusu faturaların defterlere günü gününe işlenmiş olduğu tespit edilmiştir.
Davalı … ticari defter ve belgeler ile ödemeleri tevsik edici belgeler ibra etmemiştir. İlgili bedellerin davacı alacaklıya ödendiği hususundaki ispat yükü davalıyı düştüğü halde, davalı taraf ödemeye ilişkin ispata yarar bir belge sunmamıştır.
Davacı …Ş.’un, davalı … aleyhine başlatmış olduğu ….İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyasına yapılar itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun sorumlu olduğu ipotek limitinin %20’sinden aşağı olmamak üzere icra ve inkar tazminatı, ücret-i vekalet ile yargılama giderlerini de davalı tarafa tahmiline karar verilmesi hususunda hukuki takdir Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere, işbu raporum takdirlerinize arz olunur.” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 27/11/2019 tarihli ek raporda; “Davalı taraf daha önce yapılan incelemeye defter sunmadığı gibi, bu defa da incelemeye katılmamış ve defter sunmamıştır. Yapılan ek inceleme sonucunda, kök rapordan farklı bir tespit yapılamamış olup, aynı sonuca ulaşıldığı hususunda, hukuki takdir Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere, işbu raporum takdirlerinize arzolunur.” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 10/03/2020 tarihli 2.ek raporda özetle;
Davalının; davacıdan olan alacakları dönem sonları itibari ile aşağıdaki gibidir;
Cari Şüpheli Alacak Toplam
31.12.2016 53.101,91 1.248,65 54.350,56
31.12.2017 28.618,50 50.268,00 78.886,50
31.12.2018 22.107,41 86.526,50 108.633,91 ” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Dava; davacı şirketin bayisi olan davalının taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında borçlarını ödemediğinden bahisle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibine davalı yanın itirazının iptali isteminden ibarettir.
TMK’nun 887. maddesi hükmü gereğince, ipotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya, hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır. Dosyanın tetkikinde; ipotekli taşınmazın malikinin davalı olduğu ve takip konusu borcun da davalının ticari işletmesinden kaynaklandığı anlaşılmakla, davacı tarafça TMK’nun 887. maddesine uygun ödeme isteminin Beyoğlu 8. Noterliğinin 08097 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 07/06/2018 tarihinde davalıya ulaştırıldığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktalarında icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince, davacı tarafın açık hesaba/faturaya dayalı alacak istemine dayalı olarak başlattığı icra takibinin davalının ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmasına karar verilmekle, davacı tarafın alacak talebine konu faturaların ait olduğu dönem itibari ile 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ait ticari defter ve belgelerini ibraz ettiği, ibraz edilen ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, davacı tarafça ibraz edilen usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerin delil vasfını haiz olduğu, davalı tarafın ise ticari defter ve belgelerini ibraz etmeyerek ibrazdan kaçındığı saptanmıştır.
Davalı yan, malların teslim edilmediğini ve teslim edilenlerin de bedellerinin ödendiğini savunmakta olup, dosya kapsamında ödemeye ilişkin savunmalarını ispatlayamadığı, fatura konusu mal/hizmetin verildiğini ispat yükü davacı üzerinde bulunmakla, davacının açık hesap alacağını oluşturan faturaların/irsaliyelerin bir kısmının teslim alan isim ve imzasını havi olduğu, her ne kadar SGK’ya yazılan müzekkereye fatura/irsaliye imza tarihleri itibarıyla faturalarda imzası bulunanların davalı şirket çalışanı olmadığı yanıtı verilmiş ise de, sigortasız çalışmanın ülkemizde yaygın olduğu ve mahkememizce emniyete yazılan müzekkereye imzası bulunan kişilerin davacının bayisinin çalışanları olduğu cevabının verildiği ve nitekim davalı yanca teslim alan isim ve imzası bulunmayan bir kısım davacı faturalarının vergi dairesine beyan edildiği görüldüğünden, SGK’ya bildirilmemiş ise de teslim alan isim ve imzası bulunan fatura/irsaliyeler yönünden davacının alacaklı olduğunun sabit olduğu, böylece aşağıdaki 11.399,98 TL bedelli fatura dışındaki teslim alan isim ve imzaları mevcut 2016 yılı içinde kesilmiş toplam bedeli 23.558,31 TL olan 8 fatura alacağının varlığının kabulünün gerektiği, davalının bağlı olduğu vergi dairesine yazılan müzekkerenin cevabına göre; 2017 yılı içinde 6 fatura karşılığı KDV hariç 23.391,00 TL (KDV dahil 27.601,38 TL) bedelli mal/hizmet alındığının davalı yanca vergi dairesine beyan edildiği, bu faturaların irsaliyelerinin 5 tanesinde isim ve imza bulunmadığı, 11.399,98 TL bedelli faturaya ilişkin irsaliyede Merve Çobanbaşı isim ve imzasının bulunduğu, faturaların vergi dairesine beyan edilmesi ile faturaya konu mal/hizmetin alındığının karine olarak ispatlandığı, davalı yanın dosya kapsamında bu karinenin aksini kanıtlar delil ibraz edemediği, teslim alan imzaları bulunmayan fatura/irsaliyeler yönünden ise davacı alacağının ispata muhtaç kaldığı, davacının meblağı itibarıyla tanıkla ispatı mümkün olmayan faturalar bakımından yemin deliline de dayanmamış olması nedeniyle tespit edilenler dışında kalan bakiye alacağını kanıtlayamadığı anlaşıldığından, 23.558,31 TL + 27.601,38 TL olmak üzere toplam 51.159,69 TL’ye ilişkin davalı itirazının haksız olduğu ve iptali gerektiğinden davanın kısmen kabulü ile itirazın iptaline, açık hesaba/faturaya dayanmakla likit olan alacağa istinaden başlatılan takibe haksız itiraz nedeniyle alacağına geç kavuşan davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
… İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 51.159,69 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile asıl alacak 51.159,69 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alacağın % 20’si oranındaki 10.231,94 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 3.494,72 TL karar harcından davacının peşin yatırdığı 1.301,01 TL’nin mahsubu ile 2.193,71 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.301,01 TL peşin, 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.336,91 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre davanın kabul kısmı üzerinden hesaplanan 7.450,76 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın ret kısmı üzerinden hesaplanan 8.153,06 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 900,00 TL bilirkişi ücreti, 123,20 TL tebligat vs.posta masrafı olmak üzere toplam 1.023,20 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre hesap edilen 485,94 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır