Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/962 E. 2019/156 K. 26.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/962 Esas
KARAR NO : 2019/156
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 11/10/2018
KARAR TARİHİ : 26/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı yana ait …, …, …, …, … ve … plakalı araçlar muhtelif tarihlerde ücret ödenmeksizin ihlalli geçişler yapmış olup, geçiş ücretlerinin tahsili amacyla ilamsız takibe geçildiğini, … ve …nun işletmesi davacı müvekkil şirket tarafından yürütüldüğünü, davalıya ait araçların muhtelif tarihlerde ücret ödenmeksizin ihlalli geçişler yapıldığını, geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerine, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri hakkında kanunun 30. Maddesinin 7. Fıkrası gereğince, ihlalli geçiş tarihinden itibaren on beş günlük süre içerisinde geçiş bedellerini cezasız olarak ödeyebilme imkanı verilmekte ise de, davaya konu ihlalli geçiş ücretlerinin anılan süre içerisinde ödenmediği tespit ediliğini, ücretlerin ödenmemesi üzerine müvekkil şirketçe davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ödenmeyen geçiş ücretleri ve geçiş ücretlerine 6001 sayılı kanunun 30/5 maddesi uyarınca tahakkuk ettirilen geçiş ücretinin 10 katı tutarındaki gecikme cezası alacağının tahsili amacıyla 22/01/2017 tarihinde icra takibi başlattığını, ancak davalı şirket “yetkiye, borca ve faize” itiraz ettiğini, bu itirazların hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davalı şirketin takip tarihindeki adresinin İstanbul/Ataşehir sınırlarında olması nedeniyle İstanbul Anadolu Adliyesi icra müdürlüklerinin yetkili olduğu yönündeki yetki itirazı yerinde olmadığını, davalı tarafın borca yönelik itirazlarının asılsız olduğunu, davalı şirketin kendi ihmal ve kusurunun sonuçlarından müvekkil şirketin sorumlu tutmaya çalışması kabul edilemez nitelikte olduğunu, ücret ödemeden geçiş yaptığı tespit edilen araç sahiplerine ilişkin tesis edilen işlemler 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün hizmetleri hakkında kanuna uygun şekilde yürtüldüğünü, bu kapsamda başvuranın yaptığı ihlalli geçişler ile ilgili ceza uygulanması hukuka uygun olduğunu, 6001 sayılı kanunun 30. Maddesinin 7. Fıkrasında “geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere, bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz.” hükmü düzenlendiğini, bu sebeple araç sahiplerine, ihlalli geçiş tarihinden itibaren on beş günlük süre içerisinde geçiş bedellerini cezasız olarak ödeyebilme imkanı sunduğunu, düzenlemeler kapsamında davacı müvekkil şirket tarafından, geçiş yapan araçlara ait OGS veya HGS hesaplarından geçiş ücreti tahsil edildiğini, OGS veya HGS cihaz ve hesaplarının uygun olmaması halinde araç sahipleri ihlalli geçiş tarihinden başlayarak on beş günlük süre içerisinde geçiş bedellerini cezasız olarak ödeyebildiğini, belirtilen süre içinde ücreti ödemeyenler hakkında ise kanunun açık hükmü uyarınca ücretin dört katı tutarında ceza uygulandığını, ihlalli geçiş yapan araç sahibi birçok kanaldan ihlalli geçiş sorgulaması yaparak yasal takip aşamasına gelmeden borcunu ödeyebildiğini,
Davalının icra takibine konu faize yönelik itirazlarının mesnetsiz olduğunu, İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatı şartları oluşmuş olup, davalı şirketin aleyhine alacak ile birlikte en az %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, müvekkil şirketin uğramış olduğu zararın tahsilinin tehlikeye girmemesi için davalı şirkete ait araçların borca yetecek kısmının kaydına ihtiyati haciz konulması gerektiğini, davanın kabulü ile yetki itirazının reddine, …, …, …, …, … ve … plakalı araçların borca yetecek kadar olan kısmının ihtiyaten haczine, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı …Anonim Şirketi’n … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyası ile müvekkil şirketin aleyhine icra takibi başlatmış olup, davalı şirketin adına kayıtlı olan
…, …, …, …, … ve … plakalı araçların muhtelif tarihlerde ücret ödenmeksizin geçişler yaptıkları gerekçesi ile ihlalli geçiş bedelleri talep edildiğini, … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasında başlatılan haksız ve hukaka aykırı takibe ilişkin olarak müvekkil şirket yetkilileri tarafından süresi içerisinde itiraz edilip takibin durmuş olduğunu, müvekkil şirketin icra takibine itiraz edilmesi sebebiyle itirazın iptali davası açmış olduğunu, müvekkil şirketin takip sırasındaki adresi İstanbul/Ataşehir olması nedeniyle, ilamsız takiplere ilişkin genel yetki kuralları gereğince işbu davaya konu icra takibinin İstanbul Anadolu Adliyesi icra müdürlüğü nezdinde açılması gerektiğini, yetkisiz icra dairesinde açılan icra takibine müvekkil şirket tarafından bu sebeple yetki itirazında bulunulmuş olup davacı tarafın yetki itirazına yönelik itirazları haksız ve hukuka aykırı olduğunu,
Müvekkil şirketinin yıllardan beri nakliye sektöründe hizmet veren ve sektöre saygınlık kazanmış bir şirket olduğunu, işlerinin yoğunluğunun Marmara Bölgesi içerisinde yer alması nedeniyle davalı şirketinin hizmet veren araçlarına otoyol ve köprü geçişleri için OGS cihazları temin edilmiş olup bu cihazlara ilişkin olarak … AŞ’ye otomotik ödeme talimatı verildiğini, nakliye hizmeti veren müvekkil şirketinin taşımacılık yapan araçlarının köprü geçişleri ve otoyol kullanımlarına ilişkin ödemelerini gişelerde beklemek suretiyle nakit olarak yapmalarının kabulü takibi imkansız ve ticari gereklere aykırı bir durum oluşturduğunu, davacı şirketin ifade ettiği icra takibine konu faizlere yönelik itirazları da hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davalı şirketin ticari iş gereği ücretli otoyolu kullandığını, ancak davacı tarafça göz ardı edilen hususun taraflar arasında bir ticari işin söz konusu olmadığını, Davacı … Anonim Şirketin hizmet sağlayıcı konumunda olup, davalı ise sunulan hizmetten ücret karşılığı yararlanan tüketici konumunda olduğunu, iki taraf arasında herhangi bir ticari ilişki söz konusu olmadığını, buna bağlı ticari işlerde temerrüt faizinin, TCMB’nin uyguladığı faiz oranı üzerinden belirlenmesinin istenmesi haksız bir talep olduğunu, iddia edilen geçişler hakkında mahkemeye veya müvekkil şirkete ulaşmış herhangi bir kamera kaydı, görüntü veya tanık beyanı bulunmamış olduğunu, müvekkil şirkete ait araçların ücret ödemeden ihlalli geçiş yapıldığına dair somut verilerin ortaya konması gerektiğini, davacı tarafça talep edilen icra inkar tazminatı koşullarının oluşmadığını, ayrıca müvekkilinin araçlarının borca yetecek kısmına ihtiyati haciz konulması talebi hukuka uygun olmadığını,
Muaccel bir para alacağından bahsedildiğini, somut olayda araçlar tarafından gerçekleştiği öne sürülen ihlalli geçiş söz konusu olmadığını, davalı müvekkil şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, herhangi bir bildirim yoluyla haberdar edilmediğini, tamamıyla Karayolları Genel Müdürlüğü ve davacı şirket tarafından yönetilen süreç nedeniyle 4 katı ceza ödemeye zorlandığını, bunun kabulünün hukuk devleti ilkeleri açısından mümkün olmadığını, söz konusu ihlalin para cezası olduğunu, bu nedenle davalı şirketin kanun gereği bildirim yapılması gerektiğini, haksız ve kötü niyetli davanın reddini, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; ihlalli otoyol geçişlerinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
… ne müzekkere yazılarak …, …, …, …, … ve … plakalı araçların trafik kayıt bilgileri celp edilmiştir.
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
Davaya konu icra dosyası incelendiğinde; davalı takip borçlusu vekilinin, süresinde sunmuş olduğu itiraz dilekçesi ile icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ederek yetkili icra müdürlüğünün İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü olduğunu ileri sürdüğü, İİK’nun 67. maddesi çerçevesinde görülen işbu itirazın iptali davasında takibin yetkili icra müdürlüğünde başlatılmış olması, dava şartı olduğundan davalı takip borçlusunun icra müdürlüğünün yetkisine itirazının öncelikli olarak incelenmesi gerektiği, bu yoldaki itirazın tetkikinde; İİK’nun yetkiyi düzenleyen 50. maddesinde para veya teminat borcuna ilişkin takiplerde 6100 sayılı HMK’nun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla uygulanacağının belirtildiği, ilgili atıf nedeniyle HMK’nun 6. maddesinin uygulanma alanı bulduğu, HMK’nun 6/2. maddesinin yerleşim yerine ilişkin TMK hükümlerinin uygulanacağı atfı gereğince de tüzel kişilerin yerleşim yerinin tüzel kişiliğin işlerinin yönetildiği yer olacağı, işbu maddeye göre takibin başlatıldığı tarihte davalı takip borçlusu tüzel kişiliğin merkezi icra müdürlüğünün genel yetkili icra müdürlüğü olduğu, somut olayda davalı takip borçlusunun merkezinin Ataşehir/İstanbul olduğu, davalı takip borçlusunca icra müdürlüğünün yetkisine vaki itirazında yetkili icra müdürlüğünü ayrıca belirtmiş olduğunun görüldüğü, yetkiye dair yapılan itirazlarda yetkili icra müdürlüğünün gösterilmesi ve gösterilen icra müdürlüğünün mevzuat kapsamında doğru gösterilmiş olmasının usulüne uygun yetki itirazının şartlarını oluşturduğu, HMK’nun 6. maddesi gereğince takibin İstanbul Anadolu İcra müdürlüğü bünyesinde başlatılması gerekli iken İstanbul İcra Müdürlüğünde başlatıldığı, bu itibarla icra müdürlüğünün yetkisine usulünce yapılmış itirazın yukarıdaki yasal düzenlemeler ışığında yerinde olduğu, yetkili icra müdürlüğünde yapılmayan takip nedeni ile dava şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla; davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Takibin yetkili icra müdürlüğüne yapılmadığı anlaşılmakla, DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Alınan 598,83 TL peşin harçtan, alınması gereken 44,40 TL ret harcının mahsubu ile artan 554,43 TL’nin, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan; yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 7/2. maddesi gereğince hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin, davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra talep halinde ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/02/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır