Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/945 E. 2019/1144 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/945
KARAR NO : 2019/1144
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2018
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı alacaklı banka vekilinin 22.12.2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın … Şubesi/İstanbul ile dava dışı kredi lehtarı … ve San. Tic. Ltd. Şti. firması arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, davalı kefilinde işbu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, işbu sözleşmeye istinaden kredili mevduat hesabı kredisi ve BCH-Borçlu cari hesap kredisi kullandırılmış olduğunu, verilen kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemesi üzerine …Noterliğinin 05.07.2017 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile hesabın kesilip kat edildiğini, borcun verilen süre içinde ödenmemesi üzerine bu kez … İcra Md. … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi açıldığını, davalı kefillerin; asıl borca, işlemiş faize ve faiz oranına itiraz ettiği ve takibin durduğu beyan edilerek, müvekkil bankanın 61.0398,47 TL alacağı üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmiş; davalı tarafça Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacının dosyaya, icra takibine borcun nedeni olarak sunduğu 30.06.2014 tarihli kefalet sözleşmesi incelendiğinde açıkça göründüğü üzere eş rızasının alınmadığını, davalının gerçek kişi olup, kefalet tarihinde evli olduğunu, Borçlar Kanunu 584. maddesinin ek fıkrasında düzenlenen istisnai haller için kefil olunmadığını, yine kefaletin süresinin belirlenmediğini, 30.06.2014 tarihli kefalet sözleşmesinin yasanın amir hükümlerine aykırı olup geçersiz olduğundan aleyhine açılan davanın reddini talep etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 18/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı banka ile dava dışı kredi lehtarı/borçlusu … Tic. Ltd. Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, anılan sözleşmeyi davalı/kefilinde “müteselsil kefil ” sıfatıyla imzalamış oldukları, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalı/kefil hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiğini, davalı/kefilin kefalet limiti ve sorumluluğu: davalı kefilin/lerin, sözleşmede gösterilen kefalet limitleri toplamının 50.000,00-TL olduğunu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan toplam asıl alacak tutarının 52.641,36-TL olduğu kabul edilerek değerlendirme yapıldığında, talep edilen asıl alacağın kefalet limitinden daha yüksek seviyede olması nedeniyle, davalı kefilin hesaplanan borçtan kefalet limiti ve bunun temerrüdünün sonuçlarından müteselsilen sorumlu olabileceklerinin düşünülebileceğini, davacı bankanın takip tarihi itibariyle alacağı: takdiri Mahkememize ait olmak üzere (A) ve (B) bentleri altında terditli hesaplama sonuçları sunulduğunu, mevcut kredi alacaklarının normal seyri içinde yapılan hesaplama sonuçları yönünden; kredili mevduat hesabı yönünden;
Asıl alaca k : 343,09
İşlemiş faiz : 21,88
BSMV : 1,09
TOPLAM ALACAK : 366,06 TL’dır.
Mahkememizce raporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 92.78-TL (458.84-366,06=) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren 343,09 TL’sı asıl alacak tutarı tamamen ödeninceye kadar tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla yıllık %28,08 oranında temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte alacağın istenilebileceğini,
b)Borçlu Cari Hesap kredisi yönünden
Asıl alacak (anapara) : 52.298,27
Kat tarihi öncesi işl. Faiz : 2.757,28
%5 gider vergisi (BSMV) : 137,86
Masraf (belgesi yok) : 0,00
İhtiyati haciz vek.ücreti : 440,00
TOPLAM ALACAK : 55.633,41 TL’dır.
Mahkememizce raporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 4.946.22-TL (60.579.63-55.633.41=) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren 52.298,27 TL’sı asıl alacak tutarı tamamen ödeninceye kadar tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla yıllık %36,50 oranında temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte alacağın istenilebileceğini,
Davalı/kefilin kefalet limiti yönünden ;
Yukarıda (A) bendi altında kredi alacaklarının normal seyri içinde takip tarihi itibariyle, davacı bankanın alacak miktarları tek tek tespit edilmiştir. Ancak, davalı/kefilin kefalet limiti 50.000,00-TL’dır. Temerrüt tarihi itibariyle tespit edilen asıl alacak miktarı ise 52.641,36-TL’dir. Bu durumda TBK’nun 589 m. hükmü uyarınca, davalı/kefilin temerrüt tarihinde teşekkül eden asıl alacak tutan 50.000,00 TL ve bunun temerrüdünün sonuçlarından sorumlu sayılabileceği gözönüne alındığında, davalı/kefilin takip tarihinde temerrüde düşürülmüş sayıldığı da nazara alındığında, takip tarihinden itibaren yukarıda tespit edilen alacak kalemlerinin sadece 50.000,00 TL’lık kısmı ve bunun üzerinden takip tarihi itibariyle yıllık %36,50 oranında işleyecek temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi ile birlikte davalı/kefilden istenilebileceği düşünülmektedir. Dava tarihinden (08.10.2018) sonra olmak üzere, 19.12.2018 tarihinde 500,00 TL’lık kısmi tahsilat sağlanmıştır. İşbu tahsilatın dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiği değerlendirildiğini mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 03/05/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacı banka vekilinin beyanları yönünden kök raporda herhangi bir revizyon yapılamadığını, dolayısıyla kök rapordaki görüş ve kanaati bir değişiklik olmadığını, davalı vekilinin kefalet akdinin içeriğine ilişkin beyanları etraflıca irdelendiğinde, mevcut delil durumuna göre takdiri Mahkememize ait olmak üzere kefalet akdinin TBK’nun 584 maddesinde aranılan şartlar bakımından eksik kurulduğu kanısına varıldığını, Mahkememizce kefalet akdinin eş muvafakati bakımından geçersiz olduğuna karar verilmesi halinde, davalı kefilin haliyle takibe konu edilen borçtan sorumlu tutulamayacağını mütalaa etmiştir.
Dava; Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı bankanın … Şubesi/İstanbul ile dava dışı kredi lehtarı … San. Tic. Ltd. Şti. firması arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, davalı kefilin de işbu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, işbu sözleşmeye istinaden kredili mevduat hesabı kredisi ve BCH-Borçlu cari hesap kredisi kullandırıldığı, verilen kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemesi üzerine … Noterliği’nin 05.07.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kredi hesabının kat edildiği, borcun verilen süre içinde ödenmediğinden bahisle … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi açıldığı, davalı tarafın takibe vaki itirazının iptali istemi ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı yan ise; Taraflar arasında düzenlenen sözleşmedeki eş rızası beyanının boş olması ve eş rızasının alınmaması nedeniyle sözleşmenin geçersiz olduğunu savunmuştur.
Dosya içerisinde davalının müşterek ve müteselsil kefil olduğu sözleşme örneği, sözleşmenin kefalet beyanlarına içeren kısımlarının fotokopisinin bulunduğu, tarafların bu belgelere herhangi bir itirazlarının olmadığı, ancak uyuşmazlığın kefalet sözleşmesinde eş muvafakatinin alınmadığı ve bu bağlamda kefaletin TBK’nın 583. ve 584. maddelerine uygun olup olmadığına ilişkin olduğu görülmektedir.
TBK’nın 583 ncü maddesine göre; kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde yapılması, kefilin sorumlu olacağı azami miktarın gösterilmesi, kefalet tarihinin belirtilmesi, müteselsil kefillik durumundan bu sıfatla yahut bu anlama gelecek herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girilmesi ve el yazısı ile yazılmış olması gerekmektedir. Dosyadaki kefalet beyanı incelendiğinde; yazılı olduğu, kefalet limitinin 50.000,00-TL olarak gösterildiği, müşterek müteselsil kefil olunduğunun açıklandığı ve ve sözleşme tarihinin 30/06/2014 olarak kefalet beyanında yazılı olduğu ve tamamının kefil davalının el yazısıyla yazılmış olduğu anlaşılmakla, kefaletin şekil şartlarına uygun olduğu tespit edilmiştir.
TBK’ nın 584 ncü maddesi eş rızasını düzenlemektedir. Buna göre; ” Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızası ile kefil olabilir; bu rızasının sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç sözleşme anında verilmiş olması şarttır. “. Madde metninden de anlaşılacağı üzere; eşin rızasının geçerli olabilmesi için yazılı olması ve sözleşmenin kurulmasından önce yahut en geç sözleme anında sunulması gerekmektedir. 28.03.2013 tarihinde yürürlüğe giren ve taraflar arasındaki sözleşmenin düzenlenme tarihi itibariyle yürürlükte olan TBK’nın 584/3. maddesi ise; “Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.” hükmünü içerdiğinden ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletlerde eş rızasının aranmayacağı belirlenmiştir.
Somut olayda; davalı … ‘ın, davacı banka ile dava dışı şirket arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’ni müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 584. maddesi uyarınca somut olayda eş rızası alınmadan kefil olunması nedeniyle kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu, davalının, dava dışı kredi lehtarı şirketin ortağı, sahibi ya da yöneticisi olmadığı, diğer bir deyişle TBK’nın 584. maddesinde belirtilen istisnaların da söz konusu olmaması sebebiyle davalının kefalet sorumluluğundan söz edilemeyeceğinden davanın reddine karar vermek gerekmiş, koşulları oluşmadığından davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilerek buna ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2-Davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Davacı tarafından yatırılan 737,20-TL harçtan 44,40-TL’in mahsubu ile arda kalan 692,80-TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Göre hesaplanan 7.064,23-TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/12/2019

Katip …

Hakim …