Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/938 E. 2019/353 K. 26.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/938
KARAR NO : 2019/353
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2018
KARAR TARİHİ : 26/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı davalının müteahhitliğini yaptığı … projesinin satış koordinatörü olarak faaliyet gösterdiğini ve dava yürütülen bu faaliyete ilişkin borcun ödenmemesinden kaynaklandığını, davalı şirketin ve davacının adı, … projesinin satış ofisinin ve inşaat alanının etrafına çekilen plakaların üzerlerinde gerili afişlerde beraber bulunduğunu, daha önce pek çok kez birlikte çalışmış olmalarına güvenerek davalı şirketle yazılı hizmet sözleşmesi imzalanmamış olan müvekkilin iyi niyeti davalı tarafından sömürüldüğünü, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla … projesinin 43-45-46-50 numaralı bağımsız bölümlerinin satışlarına aracılık yapılarak hak kazanılan 103.500,00-TL simsarlık ücretinin kötü niyetli davalıdan işlemiş ve işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte alınarak müvekkile verilmesini, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde belirttiği hususlar gerçeği yansıtmadığını, 45 numaralı, 43 numaralı ve 46 numaralı bağımsız bölümlerle ilgili taraflar arası hiçbir anlaşma bulunmadığını, taraflar söz konusu projenin yalnızca 50 numaralı bağımsız bölümünün satışı için anlaşdığını ve satış akabinde davacının hak ettiği ücret müvekkil şirket tarafından kendisine ödendiğini, davacının iddiaları tamamen mesnetsiz nitelikte olduğunu, ispata muhaç nitelikte olduğunu, haksız kazanç sağlamak gayesiyle açılan işbu haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… İcra müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında özetle; 15.293,14-TL tutarında toplam alacağın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilte tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağına işleyecek yıllık %10,75 ticari temerrüt faizi ve değişen oranlardaki faizi ile, icra giderleri, avukatlık ücreti ile birlikte BK’nın 100.maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubuyla tahsili talep ettiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 520. maddesinde ve simsarlık sözleşmesi ve 532.maddesinde komisyon sözleşmesi düzenlenmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1 maddesinde her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın”…komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ile 554, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 544 ila 554.maddelerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalar ticari dava sayılır” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu düzenlemelerde taşınmaz simsarlığı sözleşmelerinden doğan davaların ticari dava sayılacağı husus yer almamıştır. Ayrıca, davacı tacir olmadığı gibi dava konusu işin ticari işletme ile ilgili olmadığı ve davacının davalıya verdiği tellallık hizmetinin karşılığı olan ücretin tahsili iddiasıyla eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan yasa hükümleri uyarınca davacının gayrımenkul tellallığı akdine dayanarak davalıya karşı açtığı bu davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Nitekim Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın … Esas ve … karar sayılı ilamı bu yöndedir. Görev kamu düzenene ilişkin olup taraflarca ileri sürülmese dahi res’en gözönünde bulundurulması zorunludur. Görev konusunda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu nedenle; davacının açtığı davada, Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş buna ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır