Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/930 E. 2022/158 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/930 Esas
KARAR NO : 2022/158

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 04/07/2013
KARAR TARİHİ : 08/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili İstanbul … Tüketici Mahkemesi’ne sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankanın Caddebostan şubesinin müşterisi olduğunu ve 20/12/2010 tarihinde davalı bankadan 60 ay vadeli 480.000 TL bedelli konut finansman kredisi kullandığını, kredinin kullandırılması için davacıdan 6.000 TL proje komisyonu ve 600 TL diğer masraflar adı altında olmak üzere toplam 6.600 TL tahsil edildiğini, davacının serbest avukatlık işi ile uğraştığını ve tacir olmadığını, davalı banka tarafından davacı tacir olmadığı ve satın aldığı gayrimenkulde ticari olmadığı halde davacıya kullandırılan krediyi taksitli ticari kredi olarak nitelendirdiğini ve buna göre kullandırdığını, gerçekte kullandırılan kredinin konut finansman kredisi olduğunu ve davacının bireysel müşteri vasfını taşıdığını, davalı bakanın yaptığı tahsilatların haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile, davalının davacıdan usul ve yasaya aykırı şekilde proje komisyonu ve diğer masraflar adı altında tahsil ettiği 1.000 TL”nin krediye uygulanmış faizden aşağı olmamak üzere işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davacıya iadesine, davalının davacıdan usul ve yasaya aykırı şekilde kar payı ( faiz ) adı altında tahsil ettiği 1.000 TL”nin krediye uygulanmış faizden aşağı olmamak üzere işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davacıya iadesine, davalının davacıdan usul ve yasaya aykırı şekilde KKDF adı altında tahsil ettiği 1.000 TL’nin krediye uygulanmış faizden aşağı olmamak üzere işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davacıya iadesine, davalının davacıdan usul ve yasaya aykırı şekilde BSMV adı altında tahsil ettiği 1.000 TL L”nin krediye uygulanmış faizden aşağı olmamak üzere işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davacıya iadesine, davalı bankanın başka bankalardan yeniden ipotekli kredi kullanarak ödetmek zorunda bıraktığı konut finansmanı kredisini ticari olarak nitelendirerek uğrattığı zararlarının ve diğer tüm zararlarının toplamı olan 1.000 TL’nin krediye uygulanan faizden aşağı olmamak üzere işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davacıya iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili İstanbul … Tüketici Mahkemesi’ne sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının genel mahkemelerde dava açması gerekirken tüketici olmadığı halde tüketici olduğu iddiası ile davayı açtığını bu nedenle davanın görev yönünden reddi gerektiğini, davacının 20/12/2010 tarihli tüketici kredisine istinaden taksitli ticari kredi için davalı bankanın Caddebostan şubesine başvuruda bulunduğunu ve davacı ile genel kredisi sözleşmesi ve taksitli ticari kredi ödeme planı imzalanarak davacıya kredi kullandırıldığını, söz konusu krediye ilişkin ödeme planında, davacıya kullandırılan kredi miktarı, toplam borç tutarı, aylık kar oranı, toplam kar,ü toplam vergi ve masraf ve komisyon tutarı ile kredi geri ödeme taksit tutarlarının açıkça yazılı olduğunu, davalı bankanın tacir olduğunu ve Türk Ticaret kanunun 22. Maddesi gereği verdiği hizmetten dolayı ücret isteyebileceğini, davalı bankanın yaptığı tahsilatların Bankacılık kanunun 144. Maddesi, T.C.Merkez Bankasının 2006/1 sayılı tebliğinin 4. Maddesi, sözleşme hükümleri ile yasal düzenlemelere uygun olduğunu belirterek her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile öncelikle usulü itirazları dikkate alınarak görevsiz mahkemede açılan davanın reddine, usul, yasa ve taraflar arasındaki sözleşmelere aykırı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 13/10/2015 tarihinde ibraz ettiği ıslah dilekçesi ile; 1.000 TL kredi masraf talebini 5.236,00 TL artırarak 6.236,00 TL olarak ıslah ettiğini, 1.000 TL kar payı, 1.000 TL KKDF ve 1.000 TL BSMV olmak üzere toplam 3.000 TL’lik talebini de 34.699,13 TL arttırarak toplamda 37.699,13 TL olarak ıslah ettiğini beyan etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinin açıklandığı 24/12/2019 tarihli dilekçesinde; 1.000 TL komisyon ve masraf talebini 5.236,00 TL, 1.000 TL kar payı talebini 29.728,48 TL, 1.000 TL KKDF talebini 4.434,25 TL, 1.000 TL BSMV talebini 536,40 TL artırdıkları yönünde beyanda bulunmuştur.
Davacı vekili 22/06/2020 tarihli talep arttırım dilekçesi ile; daha evvel 39.935,13 TL yükseltilen alacak taleplerini, 22/05/2020 tarihli bilirkişi ek raporu ile belirlenen 36.604,31 TL kar payı, 5.490,62 TL KKDF ve 1.830,19 TL BSMV alacak miktarı doğrultusunda HMK 107/2 md. uyarınca 3.539 TL artırarak toplamda 43.474,13 TL olarak artırdığını beyan etmiştir.

TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
İstanbul … Tüketici Mahkemesinin 01/12/2015 tarihli, … esas, … karar sayılı görevsizlik kararı, davacı vekilinin temyiz talebine istinaden Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/8584 esas, 2017/6681 karar sayılı ilamı onanmış ve dosya 2018/930 esası ile mahkememize tevzi edilerek yargılamaya bu esas üzerinden devam olunmuştur.
Mahkememizce dosyada konusunda uzman bankacı bilirkişi … marifetiyle savunma iddia ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak, yine dosya kapsamındaki diğer bilirkişi raporları rapora karşı taraf beyan ve itirazları da tetkik edilmek üzere davacı tarafın davaya konu alacak kalemlerini talep edip edemeyeceğini, edebilecek ise faiş olup olmadığı, diğer banka müzekkere cevapları da değerlendirilmek suretiyle bilirkişi raporu alınması istenilmiş ve konuya ilişkin 26/09/2019 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi anılı raporunda özetle;
“1-Dosyaya ibraz edilen 04.07.2013 kayıt kabul tarihli Dava Dilekçesinde;Fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin davalıya fazladan ödediği, 5.000.00 TL. tutarındaki müvekkili zararının tahsili talep edilmiştir.
2-Söz konusu talep doğrultusunda düzenlenen; 16.03.2015 (17.03.2015 havale) tarihli Bilirkişi Kök Raporu’ nda; Davacıdan tahsil edilen 6.000.00 TL. Komisyon tutarı – BSMV ve 236.00 TL. Masraf tutarı + BSMV. olmak üzere toplam (6.000.00–236.00)-6.236.00 TL. nın DAVACI’ ya iadesi gerektiği, görüşü belirtilmiştir.
Nitekim, söz konusu masrafların davacıdan tahsiline ilişkin olup,fotokopileri dosyaya sunulu Dekontlarda;
KOMİSYONU TUTARI 5.714.29 TL.
BSMV. (Barıka ve Sigorta Muameleri Vergisi 235.71 TL.
TOPLAM: 6.000.00 TL.
MASRAF TUTARI 224.76 TL.
BSMV. (Banka ve Sigorta Muameleri Vergisi 11.24 TL.
TOPLAM 236.00 TL.
GENEL TOPLAM: 6.236.00 TL olarak belirtenmiştir.
3-Bilirkişi, 28.04.2015 (29.04.2015 havale) tarihli Bilirkişi Birinci Ek Raporunda; KÖK RAPOR’a eklenecek bir husus bulunmadığı,görüş ve sonucuna varmıştır.
4-Raporumuzun önceki bölümlerinde belirtildiği gibi, Bilirkişi, 01.10.2015 tarihli iş bu Bilirkişi İkinci Ek Raporunda;
-Davacı tarafın, ödenmesi gereken taksit borçlarından (1-30) taksitlerinin ödendiğinin görüldüğü,
-Kredinin kapatıldığı 24.06.2013 tarihinden önceki en son taksit ödeme tarihinin 19,06.2013 olduğu ve kalan anapara borç bakiyesinin 274.999.58 TL. olduğu,
-Davacının, 24.06.2013 tarihinde davalı Banka’ nın… numaralı hesabına, … T.A.Ş. kanalı ile 606.510.00 TL. gönderildiğinin görüldüğü,
-Kredinin kapatıldığı 24.06.2013 tarihinde 30 adet taksit toplamı olarak; (10.630.82X29=308.293.78 + 10.630.92)-318.924.70 TL. nın, davalı banka tarafından tahsil edildiği,
-Davalı Banka tarafından Davacıdan tahsil edilen 318.924.70 TL.nın, aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi;
ANAPARA BORÇ TUTARI 274.999,58 TL
KAR PAYI TUTARI 36.604,31 TL
KKDF 5.490,62 TL
BSMV 1.830,19 TL
TOPLAM 318.924,70 TL olarak tespit edildiği,
-Davacıdan, 24.06.2013 ödeme tarihinde yıllık /09.84 kar payı oranı (Geri Ödeme Planın da görüldüğü gibi) ve fer’ ileri ile tahsil edilmesi gereken tutarın;
19.06.2013 Tarihi İtibarıyla Faize Esas Anapara Borç Bakiyesi 274.999.58 TL.
19.06.2013 — 24.06.2013) Arası 5S Günlük 909.84 Kar Payı 375.83 TL.
375.83 TL. Kar Payının 9615 KKDF. 56.37 TL.
375.83 TL. Kar Payının 6 5 BSMV. 18.79 TL.
% 62 Erken Ödeme Ücreti (274.999.58x %2) 5.500.00 TL.
5.500.00 TL. Erken Ödeme Ücretinin 4405 BSMV 275.00 TL.
Toplam 281.225.57 TL. olarak belirlendiği,
-Bu duruma göre kredinin kapatılması sırasında davalı banka tarafından, davacıdan
(318.924.70 – 281.225.57)=37.699.13 TL. fazla tahsil edildiği ve davacıya iadesi gerektiğinin düşünüldüğü,
-Dava tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar 37.699.13 TL. üzerinden yasal faiz talep edilebileceği,
5-Böyle olunca;
a) Kredinin kapatıldığı 24.06.2013 tarihinde son ödeme tarihinde kalan Anapara tutarı 274.999.58 TL. dışında ayrıca;
KAR PAYI TUTARI 36.604,31 TL
KKDF 5.490,62 TL
BSMV 1.830,19 TL
TOPLAM 43.925,12 TL tahsilat yapıldığı, anlaşılmaktadır.
Ancak, 6502 sayılı TÜKETİCİ’ nin KORUNMASI YASASI” nın 37. maddesi hükümlerine kıyasen vadesi 36 ayı aşan kredilerde %2 oranında erken ödeme tazminatı istenebileceği kabul edilirse, 274.999.58 TL. Anapara dışında ayrıca;
19.06.2013 – 24.06.2013) Arası 5 Günlük % 9.84 Kar Payı 375.83 TL.
375.83 TL. Kar Payının % 15 KKDF. 56.37 TL.
375.83 TL. Kar Payının % 5 BSMV 18.79 TL
%2 Erken Ödeme Ücreti(274.999.58 X %2) 5.500 TL
5.500.00 TL Erken Ödeme Ücretinin %5 BSMV 275.00 TL
TOPLAM 6.225,99 TL tahsil edilmesi gerektiği,belirlenmektedir.
Bu duruma göre davalı BANKA’ nın (43.925.12 — 6.225.99)-37.699.13 TL. fazla tahsilat yaptığı sonucuna varılmaktadır.
b) Raporumuzun önceki bölümlerinde belirtildiği gibi davalı BANKA, DAVACI’ dan, komisyon ve masraf adı altında BSMV. ile birlikte toplam 6.236.00 TL. tahsilat yapmıştır.
c) Ancak davalı Banka, raporumuzun önceki bölümlerinde belirtildiği gibi dava Dilekçesinde;
Proje Komisyonu 1.000 TL
KAR PAYI (FAİZ) 1.000 TL
KKDF (Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu) 1.000 TL
BSMV. (Banka ve Sigorta Muamelelerir Vergisi) 1.000 TL
UĞRANILAN DİĞER ZARARLAR 1.000 TL
TOPLAM 5.000 TL talepte bulunmuştur.
d)Buna karşılık Davacı Vekili, dosyaya mübrez bila tarihli ISLAH DİLEKÇESİ’ nde; taleplerinin ıslah edilerek, masraf ve komisyon tutarının 6.236.00 TL. ve son ödeme tarihinden vade sonuna kadar fazladan tahsil edilen miktarın, 37.699.13 TL. olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
6-Yüce Mahkeme, 28.02.2019 tarihinde aşağıda unvanları yazılı bankalara müzekkere göndermek sureti ile “60 ay vadeli Konut Finansmanı Kredileri için 20.12.2010 tarihinde bankanızca uygulanmakta olan KKDF. BSMV.KREDİ MASRAFI ve KOMİSYON’ un, hangi oranlarda veya miktarlarda tahsil edildiğinin tespit edilerek, bilgi verilmesi” istemde bulunmuştur.
7-Yüce Mahkemenin, 5 (beş) bankaya 28.02.2019 tarihinde gönderdiği müzekkere cevap ları aşağıda belirtilmiştir:
BANKA Cevap Tarihi CEVAPLAR
… Katılım Bankası A.Ş. 28/02/2019 V.G.K.P.oranları bildirildi.
…Bankası A.Ş. 27/03/2019 M.B.bildirilen faiz oran.bild.
… T.A.Ş. 27/03/2019 Kredi Tah. Ücr Maktu 1.000
… BANK 02/04/2019 Alınan Ücr.Min. 1.000 – %1
T.C. … BANKASI A.Ş. 03/05/2019 Tabela Masr. Ücr. 1.000 TL
Görüldüğü gibi, adı geçenlerden üçü masraf ve ücret konusunda yanıt vermiş olup, 1.000.TL. olarak bildirilen tutarların, davalı BANKA tarafından talep edilen 6.236.00 TL. dan az olduğu, diğer bir anlatımla DAVACI’ dan tahsil edilen KOMİSYON ve MASRAF tutarı toplamının fahiş olduğu ve (6.236.00 — 1.000.00)-5.236.00 TL. nın davalı Bankadan ödendiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte iadesi gerektiği, düşünülmektedir.
8-19.06.2013 son ödeme tarihinden sonra 24.06.2013 tarihinde DAVACI’ dan fazla tahsil edildiği saptanan37.699.23 TL. nın, ödeme tarihinden itibaren, yasal faizi ile birlikte iadesi gerektiği, anlaşılmaktadır.
Ayrıntısı Rapor içeriğinde belirtilen inceleme sonuçları aşağıda arz edilmiştir.
1-Davacı …” un, davalı … BANKASI A.Ş. den alacaklı bulunduğu,
2-Söz konusu alacağın; 5.236.00 TL. nın komisyon ve masraflardan, 37.699.23 TL. Nın 24.06.2013 tarihinde davacıdan fazla tahsil edildiği belirlenen tutar olduğu,
3-Söz konusu alacakların, ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte iadesinin talep edilebileceği” şeklinde mütaalada bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamında taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin GKS olduğu ve 6502 sayılı kanun hükümlerini uygulanmasının mümkün olmadığının denildiği hususu gözetilerek, davacı tarafça talep edilen alacak kalemlerinin GKS nezdinde incelenmesi, davalı yanın özellikle erken kapama indirimi yükümlülüklerini bulunmadığı olmak üzere rapora sunmuş olduğu itirazları ile davacı yanın rapora itirazlarının ayrıntılı izahatlar ile karşılanması suretiyle hüküm kurmaya ve denetime elverişli ek rapor düzenlenmesi istenilmiş ve konuya ilişkin 22/05/2020 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi anılı ek raporunda özetle;
“Ayrıntısı Rapor içeriğinde belirtilen inceleme sonuçları aşağıda arz edilmiştir.
Davacı …” un, davalı … Bankası A.Ş. den alacaklı bulunduğu,
Davalı Banka, Kredi Geri Ödeme Planında öngörülen ve tahsiline hakkı bulunduğu OMİSYON ve MASRAF” 1, aşağıda ayrıntısı belirtilen tabloda görüldüğü gibi, Dekontları dava dosyasına sunulu belgelere istinaden tahsil ettiği,
KOMİSYONU TUTARI 5.714,29 TL
BSMV. (Banka ve Sigorta Muameleri Vergisi 285,74 TL
TOPLAM: 6.000 TL
MASRAF TUTARI 224.76 TL.

BSMV. (Banka ve Sigorta Muameleri Vergisi 11.24 TL
TOPLAM 236.00 TL
GENEL TOPLAM 6.236,00TL
Diğer bir anlatımla 6.236.00 TL. olarak tahsil edildiğinin anlaşıldığı,
3-6502 sayılı Tüketicinin Korunması Yasasının 37. maddesi kapsamında;
%2 Erken Ödeme Ücreti “Tazminatı” (274.999.58x%2) 5.500.00 TL.
5.500.00 TL. Erken Ödeme Ücretinin % 5 BSMV. 275.00 TL.
TOPLAM: 5.775.00 TL.
5.775.00 TL. olarak belirlenen Erken Ödeme Tazminatının, yeniden yaptığımız incelemeler sonucunda kredinin G.K.S. kapsamında kullandırıldığı anlaşıldığından, Davacıdan istenemeyeceği,
4-Davacıdan, 24.06.2013 erken ödeme tarihinde yıllık %9.84 kar payı oranı (Geri Ödeme Planında görüldüğü gibi) ve fer’ ileri ile birlikte tahsil edilmesi gereken tutarın;
19.06.2013 Tarihi İtibarıyla Faize Esas Anapara Borç bakiyesi 274.999,58 TL
(19.06.2013 – 24.06.2013) Arası 5 Günlük % 9.84 Kar Payı 375.83 TL
375.83 TL Kar Payının %15 KKDF 56.37 TL
375.83 TL Kap Payının %5 BSMV 18.79 TL
TOPLAM 275.450,57 TL olduğunun tespit edildiği,
Bu duruma göre kredinin kapatılması sırasında davalı banka tarafından, davacıdan
(318.924.70 – 275.450.57)=43.474.13 TL. fazla tahsil edildiği ve davacıya, dava tarihinden itibaren yasal faizi ile iadesi gerektiği” şeklinde mütalaada bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce mevcut raporlar hükme yeterli görülmediğinden, iptal edilmeksizin dosyanın 3’lü bankacı bilirkişi heyetine tevdii edilerek, tüm dosya kapsamı ve banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, komisyon, erken kapama ücreti, kar payı, KKDF ve BSMV kalemlerinin davacı yandan haksız tahsil edilip edilmediği, bu anlamda davacı yanın alacaklı olup olmadığı hususlarının bankacılık mevzuatı ve emsal banka uygulamaları dikkate alınarak tespit edilmesi hususunda önceki raporları alma gerekçelerini karşılayan, alınan raporlara sunulan taraf itirazlarının karşılandığı, mevcut raporlar ile farklı bir görüş sahibi olunması halinde ayrılma nedenlerinin gerekçelendirildiği, çelişki yaratmaktan uzak, ayrıntılı, hüküm kurmaya, mahkeme, taraf ve temyiz denetimine elverişli, rapor düzenlenmesi istenilmiş ve konuya ilişkin 04/06/2021 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Yapılan incelemelerde aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir.
1) Davacı vekili, müvekkilin tacir olmadığı, satın aldığı gayrimenkul ticari nitelikte olmadığı halde, davalı bankanın daha fazla menfaat elde etmek amacıyla dava konusu 480.000 TL’lik krediyi taksitli ticari olarak kullandırdığını, kendisinden fazladan haksız ve ve hukuksuz bir şekilde masraf ve kar payı alındığını iddia ederek, kullandığı kredi nedeniyle alınan masraf/kar payı ve kredisinin erken kapatılması nedeniyle, fazladan ve haksız şekilde alınan şimdilik toplam 5.000 TL’nin krediye uygulanmış faizden aşağı olmamak üzere, işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte müvekkile iadesinin dava etmiştir.
Davacı yan davayı 13.10.2015 de ıslah etmiş, 22.06.2020 tarihinde ise talebini artırarak dava talep tutarını 43.474,13 TL’ye yükselmiştir.
3)Dava konusu kredi kullandırımına ilişkin GKS, davalı banka gerekçesiyle dosyaya sunulmamıştır.
Yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususlar aşağıda açıklanmıştır.
-Erken kapama komisyonu+ BSMV yönünden;
Davalı banka tarafından erken kapama nedeniyle davacıdan % 13,12 oranında erken kapama komisyonu tahsil edildiği, aynı dönemde sektördeki 4 bankanın ortalama erken kapama komisyon oranının ise %4,75 olduğu, davalı bankanın uyguladığı erken kapa oranının sektöre ortalamasına göre yüksek bulunduğu (2,8 misli) görülmüştür. Bu verilere göre, davacıdan BSMV dahil fazla tahsil edilen erken kapama komisyon miktarı aşağıda verilmiştir.
24.522,06 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davacıya iadesi gerekir.
Komisyon/Masraf+BSMV yönünden;
Davalı banka tarafından kredi kullandırımı sırasında davacıdan toplam 5.939,05 TL komisyon/masraf + 296,95 TL BSMV olmak üzere toplam 6.236 TL tahsilat yapılmıştır.
Davalı bankaca taksitli ticari kredi kullandırımlarından alınacak komisyon / masraf yönünden TCMB’ye yaptığı bir bildirim mevcut değildir.
Sektördeki banka ortalamasına göre, davacıya iadesi gereken komisyon/masraf miktarı toplam 5.457,25 TL’dir ve dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davacıya iadesi gerekir.
KKDF Yönünden;
Davalı yan 480.000 TL’lik kredinin kar payları üzerinden toplam 47.847,71 TL KKDF kesintisi yaparak Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu’na yatırmıştır.
12/05/1988 Tarih ve 88/12944 sayılı kararnameye ilişkin kaynak kullanımını destekleme fonu hakkında 6. Sıra nolu tebliğ 26/08/1989 tarihli R. Gazetede7de yayınlanmıştır. Bu tebliğde tüketici kredilerinde %15 oranında KKDF kesintisi yapılacağı kararlaştırılmış, bankalarca kullandırılan ticari kredilerde ise KKDF kesintisi öngörülmemiştir.
Dava konusu kredi GKS’ye istinaden kullandırılan ticari bir kredi olduğundan, Gelir İdaresi başkanlığınca yayınlanan tebliğlere göre KKDF kesintisine tabi değildir. Bu nedenle, mevzuata aykırı olarak davacıdan tahsil edilen 47.847,71 TL KKDF’nin davacıya iadesi gerekir. Davalı banka tarafından, davacıya yapılan ödemenin KKD Fonundan iadesi talep edilmelidir.
47.847,71 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davacıya iadesi gerekir.
Dava dilekçesi ve ıslah dilekçeleri ile talep edilen miktarlara göre davacının talep edebileceği miktar ise toplam 5.000 TL olarak talep edilmiştir.
13/10/2015 tarihli 1. Islah dilekçesi ile davacı Proje Komisyonu ve masraflara yönelik talebini 5.236 TL arttırarak toplamda 6.236 TL olarak;
Kar payı, KKDF ve BSMV talebini 34.699,13 TL artırarak toplamda 37.699,13 TL olarak tespitini talep etmiştir.
Davacı 1. Islah dilekçesindeki talebine göre;
Fazla tahsil edilen masraf ve komisyon karşılığı 6.236,00 TL talep etmiş, talep edebileceği miktar 5.457,25 TL hesaplanmış olmakla bu miktarın avans faizi ile birlikte davacıya iadesi ile talebine göre 778375 TL’nin ise reddi;
Kar payı + KKDF + BSMV karşılığı 37.699,13 TL talep etmiş, bu kalemler için hesaplanan tutar ise davacı talebinin üzerinde tespit edildiğinden hesaplanan 37.699,13 TL’nin avans faizi ile birlikte davacıya iadesi gerektiği;
Konut finansmanı yerine ticari kredi kullandırımı nedeniyle zarar iddiasının ise, yargılama değerlendirilmektedir.
Davacının 2. Islah dilekçesindeki talebinin ise tarafın, HMK’nın 83. Maddesi uyarınca davada bir kez ıslah isteminde bulunabileceği kuralına uygun düşmediği” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce dosyanın raporu sunan bilirkişilere tevdi ile davalı vekilinin rapora itirazlarının değerlendirilerek özellikle KKDF tahsilatının mevzuata uygun olduğuna dair itirazın incelenerek ek rapor düzenlenmesi istenilmiş ve konuya ilişkin 25/10/2021 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı ek raporlarında özetle;
“Davalı vekilinin itirazların değerlendirilmesi :
Kredinin Kaynak Kullanımı Destekleme Fonuna (KKDF) tabi olduğu itirazı:
Davacı, davalıdan kullandığı kredinin ‘konut finansmanı’ amaçlı olduğunu ifade etmekte, davalı ise, ‘davalının aldığı taşınmazın üzerinde bir kısım eksiklikler bulunması nedeniyle konut kredisi kullandırılamadığını, arsa vasfındaki taşınmaza konut kredisi kullandırılamayacağından ticari kredi (Ticari Finansman Desteği) kullandırıldığını” belirtmekte ve sonuçta KKDF kesintisinin yerinde olduğunu savunmaktadır.
Davalının Cevap Dilekçesinin 3 nolu ekinde yer alan 10.12.2010 tarihli ‘Gayrimenkul Değerleme Raporu’nda, rapor konusu taşınmaza ilişkin verilen bilgiler de: İstanbul, Ümraniye, Atatürk mahallesi, Pafta …, Ada …, Parsel …, arsa nitelikli, … Blok, 4.kat, … Bağımsız Bölüm nolu Çatı Arası Daire ve malikinin …, çatı arasının onaylı mimari projesinde 30m2 iken mevcut durumda 105m2 olduğu, Çatı katındaki mevcut büyümelerin yıkılarak projesine uygun hale getirilmesine ilişkin encümen kararı bulunduğu, mevcut haliyle 392.359,00 TL değerli olduğuna’ ilişkin bilgiler yer almaktadır. Gayrimenkul Değerlendirme Raporunda, rapora konu taşınmazın ‘mesken ve kat irtifakına konu bir bağımsız bölüm’ olduğu görülmektedir.
Uygulamada bankalar, kat irtifakına sahip bağımsız bölümlere (konut ise) konut kredisi verebilmektedirler; bağımsız bölümün yapısında bulunan ‘projeye’ aykırılıklar sonuçta değeri bakımından önem içermekte, konutun kredisine engel oluşturmamaktadır.
Ancak, davalı, bu bağımsız bölüm için ‘projeye aykırılık’ nedeniyle ‘konut veya konut finansman kredisi’ vermek istememiş olabilir; o durumda ise bu taşınmazı teminat alarak davacıya ‘taksitli ticari kredi’ verdiği düşünülebilir. Bu sonuç, Kök Raporumuzda varılan sonucu değiştirmemektedir. Şöyle ki;
KKDF (Fon) hakkında temel açıklamalar, 4684 sayılı Kanun ile 26.08.1989/20264 tarih ve sayılı RG’de yayımlanan 12.05.1988/12944 tarih ve sayılı kararnameye ilişkin 6 sıra nolu Tebliğ’de yapılmıştır.
Fon, 88/12944 sayılı BKK’na göre, “Kalkınma planı ve yıllık programlarda öngörülen hedeflere uygun olarak yatırımların yönlendirilebilmesi ve ihtisas kredilerinde kredi maliyetlerinin düşürülmesi” amacıyla kurulmuştur. (Md.1)
Merkez Bankası Fon’u 1988 yılında uygulamaya koymuş, 2002 yılına kadar takip ve uygulamasını yapmış, 2002 yılından sonra ise Maliye Bakanlığına devretmiştir.
88/12944 sayılı kararnamenin 3. Maddesinde Fon’un kaynakları, 4.maddesinde Fon’a kesinti yapılmayacak işlemler sayılmıştır.
KKDF hakkında çıkarılan ğ_ Sıra No’lu Tebliğ’in 2.maddesine göre, “Bankalar ve finansman şirketlerince kullandırılan a) Tüketici kredilerinde (Gerçek kişilere ticari amaçla kullanılmamak kaydıyla kullandırılan krediler ) 415 ,b) Diğer kredilerde 40″ oranında Fon kesintisi yapılacaktır. (Teb bir sureti ekte yer almaktadır.)
6 Sıra No’lu Tebliğ’in 4/2.maddesine göre ise, “Konut ve yapı tasarrufu kredileri ile gerçek kişilere kendi ihtiyaçları için kullandırılan konut inşaat kredileri” için KKDF kesintisi yapılmayacaktır.
“Özellikle tüketici kredisi ile diğer krediler ayrımı hem önemli hem de bazı durumlarda karmaşık olabilmektedir. Örneğin, tacir veya esnaf sayılmayı gerektiren faaliyette bulunmayan bir gerçek kişinin ticari araç, dükkan, işyeri, işhanı vb. nitelikteki taşınmazlar edinmek amacıyla kredi başvurusunda bulunduğu durumda, edinilecek malın ticari niteliği nedeniyle kullandırılacak kredinin tüketici kredisi sayılıp sayılmayacağına karar verilmesi gerekir. Gelir İdaresi tacir veya esnaf sayılmayı gerektiren faaliyette bulunmayan gerçek kişilerin ticari araç, dükkan, işyeri, işhanı vb. ticari nitelikteki taşınır veya taşınmazları edinmek amacıyla aldıkları kredileri “tüketici kredisi” olarak değerlendirmemektedir. Bu görüş çerçevesinde verilen özelgede de, bankalar ve finansman şirketlerince verilecek bu tür kredilerde KKDF kesintisi yapılmaması gerektiği belirtilmiştir.
“Tapuda kat irtifakı bulunmayan hem konut hem de işyeri içeren gayrimenkullerin gerçek kişilerce satırı alınmasına yönelik kredilerin KKDF kesintisine tabi tutulup tutulmayacağı hususunda Gelir İdaresince verilen özelgede, tacir veya esnaf sayılmayı gerektiren faaliyette bulunmayan gerçek kişilerin ticari araç, dükkan, işyeri, işhanı vb. ticari nitelikteki taşınır veya taşınmazları edinmek amacıyla kullandıkları kredilerinin “tüketici kredisi” olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmadığı, hem konut hem de işyeri içeren gayrimenkullerin edinilmesi amacıyla kullanılan kredilerin konuta tekabül eden kısmı istisna kapsamında olduğundan, işyerine tekabül eden kısmı ise tüketici kredisi olarak değerlendirilemeyeceğinden, söz konusu krediler için KKDF kesintisi yapılmasına gerek bulunmadığı yönünde görüş belirtilmiştir
Fon’a ilişkin Tebliğ incelendiğinde, gerçek kişilere kullandırılacak tüketici kredilerinin
Fon’a tabi olduğu, gerçek kişilere “ticari amaçla’ kullandırılacak kredilerin ise Fon’a tabi olmadığı görülmektedir. Tebliğ’in 4.2.maddesi ile gerçek kişilere kullandırılacak ‘konut finansman kredileri de istisna kapsamına alınmış, yani bu krediler açısından da Fon kesintisi yapılmaması öngörülmüştür.
Davalı vekilinin dilekçesi ekinde sunduğu,B.07.1.GİB.0.68/6802-7/ sayılı özelge ve Maliye Bakanlığı-Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 29.01.2014 tarihli, 70903105-165.01.03 (143) – 10181 sayılı yazısı, sonuçta 6 sıra nolu tebliğin 2. Maddesine atıf yapmakta ve gayrimenkul alımı için ticari kredi kullanan gerçek kişiden KKDF kesintisi yapılmaması için hangi beyan ve belgelerin alınmasının yeterli olacağını” açıklamaktadır. Davalının, bu açıklamaların tersinden hareketle, ‘davacı kullandığı ticari kredinir işletmesi ile ilgili olduğuna ilişkin yazılı beyanda bulunmadığı, belge ve bilgileri vermediği için, (bu kredinin Tebliğin 2.maddesinde yer alan ‘Gerçek kişilere ticari amaçla kullanılmamak kaydıyla kullandırılan’ ticari kredi görünümünde) tüketici kredisi olduğunu, bu nedenle KKDF’na tabi bulunduğunu savunduğu görülmektedir.
Üstteki açıklamalar çerçevesinde davalının bu savunmasına katılmanın mümkün olmadığı, dava konusu kredinin Kök Raporumuzda belirttiğimiz üzere ‘taksitli ticari kredi’ olması nedeniyle KKDF’na tabi bulunmadığı, Sn.Mahkeme’nin gerek duyması halinde bu konuda ayrıca Vergi Uzmanına başvurabileceği değerlendirilmektedir.
Ayrıca, yargılama konusu ile ilgili KKDF, davacıdan kesilmesi nedeniyle, sonuçta hatalı kesinti için hak sahibin davacı bulunduğu bir gerçektir. İadesi için, davalının bağlı bulunduğu vergi dairesine davacının başvurması gerekmekle birlikte, davacının bu başvurusuna, davalının KKDF kesintilerini ödediğine ilişkin kayıt ve belgeleri eklemesi gerekecektir.
GKS’nin 818 sy K döneminde düzenlendiği, erken ödeme nedeniyle emsal araştırmasına gidilemeyeceği, kredi komisyonu ve masrafın sözleşmeye uygun olduğu itirazı:
Davacı, Kök Raporun hazırlanması aşamasında dosyada bulunmayan, kredinin kullandırıldığı 2010 yılında kredi müşterilerine imzalatıldığını belirttiği GKS örneği sunmuş, davacının imzaladığı sözleşmenin de bu hükümleri taşıdığını belirtmiş ve kredinin erken kapatılması aşamasında davacıdan tahsil edilen komisyon ve masrafların sözleşmeye uygun olduğunu ifade etmiştir. Davalının davacı ile imzalanan sözleşme ile aynı hükümleri içerdiğini ifade ettiği GKS’nin, 3.12.maddesinde,kredinin erken kapatılması davalının yazılı onayına bağla kılınmış; 11.5 maddesi, ödeme listesinde yer alan faiz, komisyon ve masrafların müşteri tarafından ödenilmesini öngörmüştür.
Ancak, sözleşmenin 818 sK döneminde imzalanmış olması ve 818 sK’da ‘genel işlem koşullarının’ yer almayışı, davalının bu sözleşme uyarınca dilediği oranda ya da miktarda davacı kredi müşterisinden komisyon-masraf ya da faiz tahsil edeceği anlamına gelmemektedir. Kök Raporumuzda yer alan emsal kararlarda da ifade edildiği üzere;
“…Ayrıca taraflar arasında bağıtlanan 01.04.2011 tarihli sözleşme uyarınca kredi kullanılıp, masraf ödemesi yapılıp yapılmadığı belirlendikten sonra, bu sözleşmeye 6098 sayılı TBK’nda düzenlenen genel işlem şartlarının uygulanması olanağı olmadığı göz önüne alınarak, Dairemizin yerleşmiş içtihatlarında da vurgulandığı üzere 01.04.2011 tarihli sözleşme uyarınca emsal banka uygulamaları da araştırılıp, diğer bankalarca hangi oranda ücret tahakkuk ettirildiği ve buna göre davalı banka uygulamasının yerinde olup olmadığı hususunda bankacılık konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetinden rapor alınarak, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi eksik incelemeye dayalı hüküm tesişi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.” (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2015/1895 E 2016/6034 K nolu ilamı)
“…Türk Borçlar Kanunu ve ilgili yasal mevzuat çerçevesinde, davalı banka ile diğer bankaların uygulamasına göre, bu tür işlemlere kredi grupları bakımından uygulanan kredi kullandırım dönemsel komisyon tahsilatı vb ad altında kesilen masraf miktarı ya da oranları sorulup karşılaştırılarak, davalı banka tarafından yapılan kesinti miktarının uygun olup olmadığı veya ne miktarda olduğu, davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı hususlarında değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2016/1895 E 2016/6034 Knolu ilamı)
Sonuç olarak, davalı itirazlarının Kök Raporumuzdaki değerlendirmelerimizi değiştirecek nitelikte bulunmadığı” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Dava, genel kredi sözleşmesi uyarınca davacı tarafça ödenen komisyon ve masraf, kar payı, KKDF, BSMV kesintilerinin iadesi ve konut finansmanı kredisi yerine ticari kredi kullandırılmasından doğan davacının maddi zararının tahsili istemine ilişkindir.
Eldeki dava belirsiz alacak davası olarak açılmayıp, kısmi dava olarak açıldığından davacı vekilinin 22/06/2020 tarihli talep artırım dilekçesinin kabulü mümkün olmayıp, bu dilekçenin ıslah dilekçesi olarak dikkate alınması gerekmiş ancak bir davada ıslah yalnızca bir kez yapılabileceğinden ikinci yapılan ıslaha da bu sebeple değer verilemeyeceğinden, ilk olarak 13.10.2015 tarihinde sunulan ve harcı yatırılmakla geçerli bir şekilde yapılan ıslah dilekçesi nazara alınarak dava değerinin belirlenmesi gerekmiştir.
Davaya dayanak genel kredi sözleşmesi 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde akdedilmiş olup, genel kredi sözleşmesinin ilk ve son sayfaları dışında sözleşmenin tam metni zayi olduğu gerekçesi ile davalı bankaca dosyaya sunulamamıştır. Davalı vekilince dosyaya örnek olarak 2010 yılında kullanılan matbu genel kredi sözleşmesi sunulmuş ise de, bu sözleşmenin dava konusu genel kredi sözleşmesinin ilk ve son sayfaları ile örtüşmediği görülmekle, bu metne göre inceleme yapılması mümkün değildir. Ne var ki sunulan örnek genel kredi sözleşmesinde yapılacak kesintilerin miktarlarına ise yer verilmediği görülmüştür.
Mahkememizce iş bu davada emsal alınan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/3123 Esas, 2019/5527 Karar sayılı ilamında “Bu bakımdan, mahkemece 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde akdedilen kredi sözleşmeleri yönünden, bu kredi sözleşmeleri ve kredi sözleşmelerinin eki olan geri ödeme planlarında komisyon alınmasına dair hüküm bulunup bulunmadığı, var ise miktar ya da oran belirtilip belirtilmediği, miktar ya da oran belirtilmiş ise belirtilmiş miktar ya da oran üzerinden alınıp alınmadığı, sözleşmede komisyon yada masraf alınabileceğine dair hüküm bulunmakla birlikte miktar ya da oran belirtilmemiş ise anılan hükmün sözleşmenin tarafı olan davacıyı kural olarak bağlayıcı nitelikte olduğu, bununla birlikte 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kâr ve Zarara Katılma Oranları İle Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında 2006/1 sayılı Tebliğ’in 4. maddesi uyarınca Bankalar reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları serbestçe belirleneceği ve aynı Tebliğ’in 6. maddesi uyarınca bankaca serbestçe belirlenen miktar ve oranların TCMB’ye bildirileceği ve kredi kullananların öğrenebileceği şekilde ilan edilmesi gerektiği, davalı bankaca dava konusu yapılan kredi türü bakımından anılan tebliğ uyarınca TCMB’ye bildirim ve kredi kullananların öğrenebileceği şekilde ilan yapılmış ise, bankanın bu oran ya da miktarlar üzerinden masraf, komisyon vb. alabileceğinin kabulü ile hüküm kurulması, şayet gerekli bildirim ve ilan yapılmamış ise emsal banka uygulamalarının araştırılması, alınan masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı, davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı hususlarında değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekmektir.” denilmektedir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi sonucunda, mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi heyetinin raporlarında belirlendiği üzere; taraflar arasındaki 13.12.2010 tarihli 1.000.000 TL bedelli genel kredi sözleşmesine istinaden davacıya arsa vasfındaki taşınmaz alım finansmanı için 60 ay vadeli 480.000 TL bedelli taksitli ticari kredi kullandırıldığı, bu kredi kapsamında davacıdan 5.939,05 TL komisyon ve masraf ile 296,95 TL BSMV tahsil edildiği, ayrıca kredinin erken kapatılması sebebiyle 36.604,27 TL kar payı ile 1.830,21 TL BSMV alındığı ve yine davacıdan 47.847,71 TL KKDF kesilerek fona aktarıldığı görülmekle, davalı bankaca davacıdan tahsil edilen komisyon, masraf ile erken kapama kar payı kesintilerinin TCMB’nın 2006/1 sayılı tebliğ uyarınca ilan edilmediği, böylece emsal banka uygulamalarına bakılarak davacı talebinin haklılığının araştırılmasının gerektiği, bu kapsamda dava dışı bankaların emsal uygulamalara göre yapılan hesaplamada, erken kapama kar payı yönünden; ortalamanın %4,75 olduğu ancak davalı bankanın %13,12 oranında fazla tahsilat yaptığı, emsal banka uygulamalarına göre 13.249,93 TL tahsil edilmesi gerekirken 23.354,34 TL kar payı ve 1.167,72 TL BSMV fazla tahsil edildiğinden fazla bedelin davacı tarafa iadesinin gerektiği, kredi kullanma komisyon ve masrafı yönünden; emsal banka ortalamasının 741,67 TL olduğu ancak davalı bankanın 5.939,05 TL tahsil ettiği, böylece 5.197,38 TL komisyon ve masraf ile 259,87 TL BSMV’nin davacıya iadesinin gerektiği, KKDF bakımından yapılan incelemede; tüketici kredilerinde %15 KKDF tahsil ediliyor ise de, dava konusu kredinin arsa vasfındaki taşınmaz alım finansmanı amacıyla kullandırılan taksitli ticari kredi olduğu, ticari kredilerde KKDF kesintisinin yapılamayacağı, nitekim tüketicilere kullandırılan konut finansmanı kredilerinin de KKDF kapsamı dışında olduğu, davalı bankanın davacıya daha önce konut finansmanı kredileri kullandırdıktan sonra taşınmazın vasfı sebebiyle bu defa ticari kredi kullandırarak KKDF kesintisi yaptığı, bu şekilde tahsil edilen KKDF’nin iadesi için gayrimenkullerin ticari ve mesleki amaçla kullanılacağınının belgelendirilmesi gerektiğine dair düşüncenin hakkaniyete aykırı olduğu, zira kredi kullanımına dayanak taşınmazların mesken vasfında bağımsız bölüm oldukları, ticari vasıflarının bulunmadığı, bu sebeple davacıdan haksız alınan KKDF bedellerinin de iadesinin gerektiği, bilirkişi raporundaki davacının vergi dairesinden iadeyi istemesi gerektiğine dair görüşe haksız yere KKDF kesintisi yapılmasının davalı bankanın eyleminden kaynaklanması nedeniyle mahkememizce katılınmadığı, davacı yanın maddi zarara uğradığına ilişkin iddiası ise ispata muhtaç kaldığından reddinin gerektiği anlaşılmakla, açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
5.197,38 TL komisyon ve masraf, 23.354,34 TL kar payı, 1.427,59 TL BSMV bedelinin kısmen, 5.434,25 TL KKDF bedelinin talep nazara alınarak kabulü ile toplam 35.413,56 TL’nin 04/07/2013 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, sair tazminat ve fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2-Alınması gerekli 3.069,51 TL karar harcından 681,99 TL ıslah harcının mahsubu ile 2.387,52 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 681,99 TL ıslah harcı ve 80,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 762,69 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 5.312,03 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 4.070,55 TL (bilirkişi ücreti, tebligat v.s.) yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 3.208,02 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 750 TL (bilirkişi ücreti, tebligat v.s.) yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 158,92 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı (davalı vekili e-duruşma) yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/03/2022

Katip
Hakim
e-imza e-imza

TASHİH ŞERHİ

İstanbul … Tüketici Mahkemesinin 01/12/2015 tarihli, …Esas, … Karar sayılı görevsizlik kararının, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/8584 Esas, 2017/6681 Karar sayılı ilamı ile onanması sonrası Mahkememizin 2018/930 sayılı esasına kaydedilen dosyamızın 08/03/2022 tarihli celsesinin kısa kararında kanun yolu gösterilirken sehven “…gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere…” yazılmış ise de, bu ibarenin; “…gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde temyizi kabil olmak üzere Yargıtay yolu açık olmak üzere” şeklinde tashihine dair HMK’nun 304. maddesi uyarınca karar verildi. 08/04/2022

Katip
Hakim
e-imza e-imza