Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/921 E. 2018/1147 K. 18.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/921
KARAR NO : 2018/1147

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/10/2018
KARAR TARİHİ : 18/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 12/02/2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, bünyesinde bulunan çok sayıda personeli ile bir çok firmaya, pek çok noktada güvenlik ve koruma hizmetleri sunmakta olan bir şirket olduğunu, müvekkili ile davalı arasında 03/09/2012 tarihinde imzalanan Güvenlik Hizmet Sözleşmesi uyarınca 05/09/2012 ila 31/08/2013 tarihleri arasında davalı şirke sözleşme konusu uyarınca sitedeki güvenlik ve koruma hizmetlerini gerçekleştirme yükümlülüğü altına girdiğini ve bu sözleşmenin taraflardan biri akdin feshini ihbar etmediği sürece birer yıllık sürelerle uzayacağının belirtildiğini, müvekkili şirketin sözleşme gereği yüklendiği edimlerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmiş olmasına karşın davalı sunulan hizmet karşılığında kesilen fatura bedellerini ödeme edimini yerine getirmediğini, bunun üzerine müvekkilinin 30/05/2013 tarihinde Beşiktaş 25. Noterliği vasıtasıyla keşide ettiği 18522 yevmiye numaralı ihtarname ile Davalı –Borçluya ödeme yapması konusunda ihtarda bulunduğunu ve ihtarnamenin tebliğini takiben beş gün içerisinde ödeme gerçekleştirilmemesi halinde yasal yollara başvurulacağı hususunun ihtar edildiğini, davalının müvekkili şirket nezdinde faturaya ilişkin 18.502,20.TL tutarında borcu kaldığını, davalının yapılan sözlü ve yazılı uyarılara rağmen tutarı ödemediğini, bunun üzerine müvekkilinin 15/08/2013 tarihinde davalı aleyhine … 11. İcra Müdürlüğü nezdinde … E.sayılı dosya ile vadesi gelmiş bakiye borcuna ilişkin ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının söz konusu icra takibine vekili aracılığı ile 26/08/2013 tarihinde tüm borca ve ferilerine itiraz ettiğini, davalı borçlunun itirazı neticesinde icra takibinin durduğunu, davalının ileri sürdüğü itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin takibe konu alacağının, 31/01/2013 tarihli 000506 no’lu 7.683,42.TL tutarlı Ocak’13 güvenlik hizmetine dayalı, 27/02/2013 tarihli 000897 no’lu 7.683,42.TL tutarlı Şubat’13 güvenlik hizmetine dayalı, 27/02/2013 tarihli 000898 no’lu 595,94.TL tutarlı sözleşmeye istinaden fark bedeline dayalı, 27/03/2013 tarihli 001293 no’lu 7.683,42.TL tutarlı Mart’13 güvenlik hizmetine dayalı faturalara dayandığını, davalının bu faturalara ilişkin herhangi bir itirazının olmadığını ve dolayısıyla kabul ettiğini, davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile 11. İcra Müdürlüğü nezdinde … E.sayılı dosya ile başlatılmış olan icra takibinin devamına karar verilmesi ve davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 04/03/2014 tarihinde süre uzatım dilekçesi vermiş, 04/03/2014 tarihli ara karar ile talebin kabulüne karar verilerek 2 haftalık cevap verme süresinin bitiminden itibaren 4 hafta daha uzatılmasına karar verilmiş, süresinde cevap vermedikleri takdirde cevap vermekten kaçınmış sayılacağına karar verileceği belirtilmiş, ancak davalı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
Mahkememizin 2014/922 Esas ve 2015/156 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda; Davacının davasının kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/2029 Esas ve 2018/7363 Karar sayılı 27/06/2018 tarihli bozma ilamı ile;
“1-Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye hizmet sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.Eldeki davada davacı, güvenlik hizmet bedelinin ödenmediğini ileri sürerek itirazın iptaline vaki eldeki davayı açmıştır.Somut uyuşmazlıkta ,davacı ticari ve mesleki amaçla hareket eden sağlayıcı olup, davalı … de tüketicidir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece, mahallinde müstakil bir tüketici mahkemesi bulunması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esasına girilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, işbu dosya Mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Dava; İtirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, Yargıtay bozma ilamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Somut olayda; Davacı, güvenlik hizmet bedelinin ödenmediğini ileri sürerek itirazın iptali talepli iş bu davayı açmıştır. Eldeki uyuşmazlıkta, davacı ticari ve mesleki amaçla hareket eden sağlayıcı olup, davalı … de tüketicidir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığından davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Bu nedenle davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş, buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Tüketici Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde temyizi kabil olmak üzere yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/12/2018

Katip …

Hakim …