Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/891 E. 2021/373 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/891 Esas
KARAR NO : 2021/373
DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/09/2018
KARAR TARİHİ : 08/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirketler arasında 02/07/2014 yürürlük tarihli acentelik sözleşmesi yapıldığını, müvekkili ile davalılar arasındaki anlaşma gereği müvekkil şirket 2014 yılından beri davalıların hizmet verdikleri alanlarda poliçeler tanzim etmiş ve düzenli çalışması gereği davalılardan komisyonlarını aldığını, poliçe tanzimi, bedellerinin aktarılması ve komisyon konusunda uyum içerisinde çalışlırken, müvekkiline hiçbir açıklama yapmaksızın davalı şirketler tarafından, iş bu acentelik sözleşmesinin … Noterliği’ nin 26/09/2017 traih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile haksız olarak tek taraflı feshedildiğini, müvekkilin davalılarla yaptığı anlaşma gereği işinin devam edeceğini düşünerek işini büyütmek adına yatırımlar yaptığını ancak hiçbir açıklama yapılmadan davalılar tarafından acentelik sözleşmesinin tek taraflı olarak haksız yere feshedilince zor durumda kalındığını, davalı şirketler tarafından haksız olarak acentelik sözleşmesinin feshinin ardından müvekkili adına davalı şirketlere … Noterliği 30/03/2018 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi gönderildiğini ve müvekkilinin hak etmiş olduğu denkleştirme tazminatının ödenmesinin talep edildiğini beyanla müvekkili ile davalılar arasında yapılmış olan 02.07.2014 yürürlük tarihi acentelik sözleşmesinin davalılar tarafından haksız ve tek taraflı olarak feshedilmesi sebebi ile 40.000,00 TL sinin davalılardan … Sigorta AŞ den , 20.000,00 TL sinin davalılardan …AŞ’nden olmak üzere toplam 60.000,00 TL denkleştirme tazminatının ticari faiz ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı acentenin 02.07.2014 tarihli Acentelik Sözleşmesi ile müvekkili … Sigorta AŞ’nin acentesi olarak tayin edildiğini, tarafların hak ve yükümlülüklerinin anılan sözleşmede belirtildiğini, davacı acentenin taraflarca imzalanan sözleşmedeki şartlara ve talimatlara uymadığını ve müvekkili şirket tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, her durumda davacı acentenin denkleştirme tazminatı talep edebilmesi için kanunda aranan şartlar oluşmadığından haksız ve hukuka aykırı istemlerinin reddi gerektiğini, işbu davanın belirsiz alacak davası olarak görülemeyeceğini, acentelik sözleşmesinin davacı acentenin kusuru nedeniyle haklı olarak feshedildiğini, müvekkilinin bir kusuru bulunmadığını,sözleşmenin sona ermesinden sonra davacı tarafın kendine ait olduğu iddia edilen müşterilerden sadece on tanesi ile müvekkillerinin diğer acentelerden toplamda 16 poliçe yapıldığının tespit edildiğini, sözleşmenin devamı süresince davacı acente vasıtasıyla müvekkili şirket nezdinde poliçe yapan müşterilerin %1i dahi sözleşmenin sona ermesinden sonra müvekkili şirketi takip etmediklerini, davacının portföyünden herhangi bir önemli menfaat elde edilmediğini, beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; sona eren sözleşme nedeniyle denkleştirme tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların delilleri toplanarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 04.06.2020 tarihli bilirkişi raporunda oyçokluğu ile özetle;
“..
Sözleşmenin 21. Maddesinde sözleşmenin acentenin isteğine bağlı olarak 3 ay önceden ihbar edilerek feshedilebileceği, acentenin mevzuat ve teamüllere uygun olarak … tarafından verilen karar , direktif ve genelgelere uymaması halinde önceden ihbara gerek kalmaksızın her zaman … tarafından feshedilebileceği,
Sözleşmenin 23. Maddesinde fesih halinde acentenin herhangi bir nam altında hiçbir hak ve tazminat talep edemeyeceği,
Feshin ,üretim hedeflerinin gerçekleştirilmesine ilişkin uyarı yazısı bulunsa da 3 aylık fesih öneline uyulmadan yapıldığı,
Davalı şirketin davacının portföyü üzerinden %3,02 oranında bir menfaat elde ettiği,
Davalı sigorta şirketi tarafından tek taraflı olarak gerçekleştirilen feshin, acentelik sözleşmesinin 21.maddesi dayanılarak yapıldığı, ancak gerek sözleşmenin 21.maddesinde belirtilen ve gerekse TTK’nun 121/1 maddesinde yer alan hüküm çerçevesinde 3 aylık fesih öneli verilmeden fesih işleminin gerçekleştirildiği, acentenin verilen hedefleri gerçekleştirememesi portföyün verimli olmaması gibi hallerinin “acentenin kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması” kapsamında değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda acentenin tazminat hakkının olamayacağı yönündeki iddianın hakkaniyete uygun olmadığı,
Davacı acentenin TTK 122/2 maddesine göre en fazla (üst sınır olarak) hesaplanan 86.475,20 TL ye kadar denkleştirme portföy tazminat talebinde bulunabileceği, bu konudaki nihai kararın sayın mahkemenin takdirinde olduğu,
Mevcut veriler ve davalı sigortanın şirketinin sistem kayıtları üzerinden elde edilen üretim sonuçları çerçevesinde; davacı acentenin, denkleştirme talebi/portföy tazminatı istemine ilişkin TTK 122/1 maddesinin (a) fıkrasına göre davalı sigorta şirketinin, sözleşmesinin sona ermesinden sonra da davacı acentenin yıllık ortalama prim üretimin %3,02’ne tekabül eden 11 müşteriye ait 17 adet poliçelerinin yenilediği anlaşılmakla, kayda değer bir menfaat elde ettiğinin söylenebileceği ve TTK 122/1 (c) fıkrasında yer alan “Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.” hükmü de dikkate alındığında bu kapsamda hakkaniyet gereği davacı acentenin denkleştirme talebinde bulunabileceği” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına sunulan 29.09.2020 tarihli bilirkişi ayrık raporunda özetle;
“..
Davacıya gönderilen ihtarnamede 3 ayın sonunda fesih yapılacağının belirtildiğini,
Fesih süresine uyulmasa dahi sözleşmenin 21/2 maddesi uyarınca ihbara gerek olmadığı,
Davacıya hedeflerin bildirildiği ve verilen ek sürede dahi hedeflere ulaşmamasının davacı kusuru olup olmadığı hususunun mahkeme takdirinde olduğu,
Davacının yıllık ortalama priminin %3.02 sine denk gelen tutarın ”davalının portföyünden önemli menfaat elde etme ” kriterini sağlamadığı hususunun mahkeme takdirinde olduğu,
Taraflar arasındaki sözleşmenin TTK m.121/1’de belirtilen üç aylık fesih ihbar süresine uygun olarak sonlandırıldığı;
Mahkemeniz tarafından taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin sona ermesinde davacının kusurunun bulunmadığı değerlendirilmesinde bulunulması halinde, davacının denkleştirme tazminatı talebinde bulunabilmesi için TTK m.122 ve Sigortacılık Kanunun m. 23/16da sayılan şartların somut ihtilafta bulunmadığı ” şeklinde mütalaada bulunduğu görülmüştür.
Acentelik sözleşmesinin feshi TTK madde 121 de Belirsiz bir süre için yapılmış olan acentelik sözleşmesini, taraflardan her biri üç ay önceden ihbarda bulunmak şartıyla feshedebilir. Sözleşme belirli bir süre için yapılmış olsa bile haklı sebeplerden dolayı her zaman fesih olunabilir, şeklinde düzenlenmiştir.
Denkleştirme tazminatı ise TTK madde 122 de düzenlenmiştir. Buna göre
Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra;
a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa,
b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve
c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa,
acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilecektir. Yine ;
Müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse, acente denkleştirme isteminde bulunamayacaktır.
Somut olaya bakıldığında davalı tarafından davacıya gönderilen fesih ihbarında ihtarnamenin tebliğinden 3 ay sonra sözleşmenin feshedileceğinin bildirildiği, kaldı ki taraflar arasındaki sözleşme uyarınca TTK ile de uyumlu şekilde davacının karar, direktif ve genelgelere uymaması halinde fesih ihbarına gerek olmadığının kararlaştırıldığı, davacının üretim hedeflerinin gerçekleştirilmesi yönündeki 04.07.2017 tarihli uyarı yazısına ve kendisine tanınan süreye rağmen belirlenen hedeflere ulaşamadığı, bu nedenle feshin davacının kusuruna bağlı olarak gerçekleştiği ve haksız olmadığı, zira acentenin sözleşme uyarınca bizzat yaptığı sözleşme sayısını artırmak, sürekliliğini sağlamak ve portföyünü geliştirmek için gereken çabayı göstermekle ve sözleşme hükümlerine uygun olarak verilen karar, direktif ve genelgelere uymakla yükümlü olduğu (İstanbul BAM 43.HD. 2020/252 esas, 2021/555 karar) ayrıca bilirkişi raporlarında belirlendiği üzere davalı tarafın ortalama priminin %3.02 sine denk gelen prim tutarının davalının önemli ölçüde bir menfaat elde ettiği olarak değerlendirilemeyeceği, böylece hem sözleşmenin davacının kusuruna dayalı olarak haklı feshedildiği hem de kanunda aranan davalı tarafın önemli menfaat elde etme şartı gerçekleşmediği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.024,65 TL’den 59,30 TL karar ve ilam harcının düşümü sonucu başkaca harç alınmasına yer olmadığına, kalan 965,35 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 8.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
6-Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair ;davalılar vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda; gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır