Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/883 E. 2019/177 K. 06.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/862
KARAR NO : 2019/188
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2018
KARAR TARİHİ : 08/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında 11/11/2012 tarihinde İstanbul İli, … İlçesi, … Mah.(… Mah.) … pafta, 46 ada, 1 parselde bulunan arsa üzerinde inşa edilecek … binasında mesken olarak kullanıma tahsisli devre mülk sözleşmesi yapıldığını, projenin yapılmadığını ve beklemeye alındığını, sözleşmeye ilişkin ise davacının, davalıya 86.332,00-TL ödeme yaptığını, satış nedeniyle davalı da bulunan 26 adet 1.568,91-TL bedelli senet bulunduğunu, ayrıca sözleşmeye bağlı olarak davalının müvekkiline 2.352,09-TL bedelli bir hediye kart (…) verildiğini, müvekkili ile yapılan sözleşmede binanın bitiş tarihinin 30/12/2013 olarak belirlendiğini, ancak inşaatın bitmediğini, inşaat alanında sadece güvenlik olduğunu, haricen yaptıkları araştırmada şirketin kapanma aşamasına geldiğini, müvekkili gibi birçok kişinin de aynı mağduriyeti yaşadığını, her gün ulusal medyada bu konuda haberler çıktığını, … Gayrimenkulun Türkiye çapında ulusal medyada bir güven terkin ederek kamuoyunda bir güvenirlik kazandığını, ayrıca tüm ulusal medyada reklamlarının devam ettiğini, ancak şuan da şirketin faal olmadığını, ödemelerin de … Ltd. Şti.’ne yapılmasının istendiğini, müvekkilinin bu şirketi tanımadığını, sözleşmeyi bu şirketle yapmadığını, kötüniyetli olarak bu şirkete yönlendirildiğini düşündüklerine, müvekkiline ait ödenmiş ancak teslim edilmemiş üç adet senet bulunduğunu, bu senetleri istedikleri halde şirkette bu konuda muhatap bulamadıklarını, müvekkiline tüm senetlerin … Şubesinde olduğuna ilişkin mesaj gönderildiğini, ancak senetleri almaya gittiğinde davalı şirket tarafından söz konusu senetlerin bankadan geri çekildiğinin söylendiğini, davacının sözleşme gereği tüm taahhüt ve sorumluluklarını yerine getirmesine rağmen, satıcı davalı şirket tarafından taahhüt edilen işlerin zamanında tamamlanmadığını, hiçbir muhatap bulunmadığından, davalı şirkete … Noterliğinin 14/10/2014 tarihli … no ile sözleşmenin fesih edildiğini davacının ödediği bedellerin taraflarına ödenmesine ilişkin ihtarname yapıldığını, alınan bedeller standart sözleşmelerden istifade edilerek ve dürüstlük kurallarına ve ahde vefa ilkesine aykırı olduğunu, dolayısıyla bu yazılmamış sayılan kalemlerin davalı şirketçe alınmış olması genel işlem şartına açıkça aykırı kabul edilerek iadesi gerektiğini, sözleşmenin feshi ile davalı şirket tarafından toplamda alınan 86.332,00-TL’nin davalıdan alınarak iadesine, satış nedeniyle davalıda bulunan 26 adet 1.568,91-TL bedelli senetlerin iadesine, davacının mağduriyeti nedeniyle 10.000,00-TL manevi tazminatın taraflarına hükmedilmesine, davalının mal kaçırma ihtimali olduğundan tüm mal varlığına acilen tedbir konulmasına, davacıya verilen 2.532,09-TL bedelli hediye kart (…) bedelinin iadesine, yapılan yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz ve görevsiz mahkemede açıldığını, dava konusu ihtilafın genel görevli Asliye Ticaret Mahkemeleri tarafından bakılması gerektiğini, davacının tüketici sıfatının bulunmadığını, Tüketici Mahkemelerinin görevli olmadığını, müvekkili davalının şirket olması sebebiyle Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, HMK’nun 119. maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken zorunlu unsurların belirtildiğini, somut olayda dava dilekçesinin bu unsurları taşımadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde hangi iddiasını hangi delil ile ispatlayacağını açıklayamadığını, dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmesini, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının iddiaları ve talebinin açıkça kötü niyetli olduğu gibi dürüstlük kuralına da aykırı olduğunu, bu nedenle haksız ve hukuka aykırı mesnetsiz ve sebepsiz zenginleşme amaçlı davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
…. Tüketici Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında 10/12/2015 tarihli kararında Mahkemece görevsizliğine karar verildiği anlaşılmış olup, dosyanın … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında 07/03/2017 tarihli kararında Mahkemece görevsizliğine karar verildiği, dosyanın Mahkememizin … Esas sayılı dosyasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında 12/12/2017 tarihinde görevsizliğine karar verildiği, taraflarca istinaf talebinde bulunulmadığından hükmün 28/03/2018 tarihinde kesinleştiği, dosyanın … Mahkemesi … Hukuk Dairesi Başkanlığının … Esas ve … Karar sayılı karar ilamında 11/09/2018 tarihinde Mahkememizin yargı yeri olarak belirlendiği anlaşılmış olup, işbu dosya Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava; Hisseli gayrimenkul (devre mülk) satış sözleşmesinin feshi ile sözleşme bedeli, menfi zararların ve senetlerin iadesi ile manevi tazminat talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Taraflar arasında akdedilen sözlşemenin konusunun; İstanbul İli, … İlçesi, … Mah.(… Mah.) … pafta, … ada, … parsel üzerinde kurulacak “… ” devre mülk inşaatı ve tapu devri olduğu; 11/11/2012 tarihli … nolu satış sözleşmesinin satıcısının davalı (… Yat. Tur. İnş. Tic. Ltd. Şti.) işletmeci (… Yat. Tur. İnş. Tic. Ltd. Şti.) olduğu, alıcısının davacı … olduğu, tarafların kurulu sözleşmeye itirazlarının bulunmadığı, davacı tarafça; davalı kurum ile devre mülk satış vaadi sözleşmesi imzaladıkları, imzalanan bu sözleşme nedeni ile davalıya olan borç yükünün tamamlandığı, buna rağmen 30/12/2013 tarihinde inşaatın bitirilerek kullanıma tapu ile devrilmesi gerektiği halde inşaatın faaliyetini durdurduğu, devir ve kullanım zamanının sözleşme dışına çıkması yanında ne zaman inşaatın bitirileceği hususunun bilinmemesi yanında muhatabın bulunmadığı, bu nedenle sözleşmenin iptali ila yapılan ödemelerin iadesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Davalı yan ise; davacının süresinde cayma hakkını kullanmadığı, sözleşmenin geçerli olduğu, dava dilekçesinde öne sürülen iddiaların yersiz olduğu bu şekli ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 30.07.2015 tarihli bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere; Taraflar arasında yapılan sözleşmede belirtilen devre mülk kullanım hakkının 30/12/2013 tarihinde fiilen kullanıma sunulmaması; kullanım süresinin uzaması sebebinin davacıya bildirilmemesi, davacının belirtilen üniteyi 24 Haziran – 08 Temmuz dönemlerinde kullanma hakkının olmasına rağmen ortada kullanılacak bir tesisin bulunmaması, sözleşmeye konu tesisin yapı kullanma izin belgesi ve işletme ruhsatının olmaması nedenleriyle 11/11/2012 tarihli devre mülk sözleşmesinin davacı yan tarafından feshinin hukuken yerinde olduğu anlaşılmıştır. Davacı ile davalı arasında 11/11/2012 tarihinde imzalanan sözleşmeye göre; davacının toplamda 196.050,00-TL borç yükünün olduğu, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebi ile sözleşmenin kurulu bulunduğu tarih itibari ile ve dosyada bulunan bilgi ve belge incelemesi sonucunda; 11/12/2012 ila 11/06/2014, (19 tane 3.921-TL=74.499-TL) ve 11/07/2014,11/08/2014,11/10/2014 ve 11/11/2014 tarihli 1.568,91-TL’lik dört tane (4×1.568,91=6.275,64-TL), olmak üzere toplamda (74.499-TL+6.275,64-TL=) 80.774,64-TL davacı tarafından davalıya ödemede bulunduğu, sözleşmenin feshi sebebi ile davacının kira bedeli adı altında almış olduğu 7.188,84-TL’nin tenzilinden sonra davalının davacıya (80.774,64-TL-7.188,84-TL=) 73.585,8-TL borç yükünün bulunduğu; sözleşme kapsamında ve de dosyaya sunulan belgeler karşısında, sözleşmenin feshine bağlı olarak davacının iadeye konu olabilecek alacak miktarının 73.585,80-TL olduğunun tespit edildiği, sözleşmeye bağlı kılınan ancak fesih sebebi ile dayanaksız kalan ancak davalıya ödenen 73.585,80-TL’nin davacıya iadesi gerektiği, yine davalı elinde bulunan senetler nedeniyle de davacının davalı yana borçlu olmadığının tespiti gerektiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı taraf manevi tazminat talep etmiş ise de; manevi zarar mal varlığında bir azalmayı değil ve fakat kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade eder. TBK’nın 58. maddesine (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi) göre; şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir. Şahsiyet haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için TBK’nın 58. maddesinde (818 sayılı BK’nın 49. maddesi) belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar ise şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunmasıdır. (Bkz. Prof Dr. Safa Reisoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, yirminci baskı, S.202-208) Somut olayda; davacının mal varlığında meydana gelen azalma manevi tazminata hak kazandırmayacağından davacı tarafın manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Yukarıda anlatılan nedenlerle; davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi ile; davacının 73.585,80-TL alacağının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, yine davalı yedinde bulunan 26 adet 1.568,91-TL bedelli senetler nedeniyle davacı tarafın borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiş, davacı tarafın ispatlanamayan hediye kart bedeli iadesi ile manevi tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
73.585,80-TL alacağın davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Davalı yedinde bulunan 26 adet 1.568,91-TL bedelli senetler nedeniyle davacı tarafın borçlu olmadığının tespitine,
3-Davacı tarafın manevi tazminat ve hediye kart bedeli iadesi talebinin reddine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 5.133,81-TL ilam harcından alınan 2.187,00-TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 2.946,81-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 2.187,00-TL tamamlama harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 8.617,02-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 2.725,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 2.725,00-TL manevi tazminat yönünden ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 1.536,50-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 198,93-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına; arda kalan 1.337,57-TL ‘ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzlerine karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/03/2019

Katip …

Hakim …