Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/870 E. 2019/345 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/870 Esas
KARAR NO : 2019/345
DAVA : Tanıma ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 19/09/2018
KARAR TARİHİ : 18/04/2019

Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 07/07/2015 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla mahkememiz yargı yeri olarak belirlenmekle;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, toplam 250.000 USD tutarındaki 18 adet çekin davalı tarafından ödenmediğini, müvekkilince … Mahkemesinde açılan davanın ana para, işlemiş faiz, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile birlikte 588.800,36 USD üzerinden kabul edilip kesinleştiğini, hükmün apostil şerhini taşıdığını ileri sürerek Amerika Birleşik Devletleri … Bölge Mahkemesinin … sayılı kararının tenfizini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yabancı mahkeme ilamının usulüne uygun olarak müvekkiline tebliğ edilmediğini, … Eyaleti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında karşılılık anlaşması ya da tenfiz konusunda fiili bir uygulamanın bulunmadığını, bu itibarla … Mahkemesi kararının Türkiye’de tenfizinin istenemeyeceğini, talep edilen alacağın gazinoda kumar oynanması amacıyla fişle verilmiş bir borç olduğunu, Türkiye’de eksik borç itirazıyla karşılaşacağını, istemin Türk kamu düzenine aykırılık taşıdığını savunarak davanın reddini istemiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gereken deliller de celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Yapılan yargılamada, 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku gereği davacı tarafca; yabancı mahkeme kararının usulen onanmış örneği ile onanmış tercümesi, yine tenfizi istenen kararın apostile şerhli aslı, ilamın kesinleştiğini gösteren ilgili ülke makamlarınca onanmış belge ile onanmış tercümesi sunulmuştur.
Mahkememizce; dava dosyası öncelikle görev itirazı yönünden incelenmiş ve yerinde görülerek Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı ile dosya Asliye Hukuk Mahkemesi’ne aktarılmış ise de;Asliye Hukuk Mahkemesi’ince vaki karşı görevsizlik kararı üzerine oluşan olumsuz görev uyuşmalığı neticesinde mahkememiz Yüksek Yargıtay tarafından yargı yeri olarak belirlendiğinden dava dosyası mahkememiz esasında yeniden kayda alınarak davanın esastan incelenmesine geçilmiştir.
Dava, Amerika Birleşik Devletleri, … Bölge Mahkemesinin vermiş olduğu kesinleşmiş hükmün tenfizi istemine ilişkindir.
Hukukumuzda tenfiz; 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku;
“Tenfiz kararı
MADDE 50
(1) Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.
(2) Yabancı mahkemelerin ceza ilâmlarında yer alan kişisel haklarla ilgili hükümler hakkında da tenfiz kararı istenebilir.
Görev ve yetki
MADDE 51
(1) Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir.
(2) Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye’deki yerleşim yeri, yoksa sâkin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye’de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir.
Tenfiz istemi
MADDE 52
(1) Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir. Tenfiz istemi dilekçe ile olur. Dilekçeye karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenir. Dilekçede aşağıdaki hususlar yer alır:
a) Tenfiz isteyenle, karşı tarafın ve varsa kanunî temsilci ve vekillerinin ad, soyad ve adresleri.
b) Tenfiz konusu hükmün hangi devlet mahkemesinden verilmiş olduğu ve mahkemenin adı ile ilâmın tarih ve numarası ve hükmün özeti.
c) Tenfiz, hükmün bir kısmı hakkında isteniyorsa bunun hangi kısım olduğu.
Dilekçeye eklenecek belgeler
MADDE 53
(1) Tenfiz dilekçesine aşağıdaki belgeler eklenir:
a) Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi.
b) İlâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi.
Tenfiz şartları
MADDE 54
(1) Yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dâhilinde verir:
a) Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması.
b) İlâmın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilâmın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması.
c) Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması.
ç) O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması.
Tebliğ ve itiraz
MADDE 55
(1) Tenfiz istemine ilişkin dilekçe, duruşma günü ile birlikte karşı tarafa tebliğ edilir. İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması ve tenfizi de aynı hükme tâbidir. Hasımsız ihtilâfsız kaza kararlarında tebliğ hükmü uygulanmaz. İstem, basit yargılama usulü hükümlerine göre incelenerek karara bağlanır.
(2) Karşı taraf ancak bu bölüm hükümlerine göre tenfiz şartlarının bulunmadığını veya yabancı mahkeme ilâmının kısmen veya tamamen yerine getirilmiş yahut yerine getirilmesine engel bir sebep ortaya çıkmış olduğunu öne sürerek itiraz edebilir.
Karar
MADDE 56
(1) Mahkemece ilâmın kısmen veya tamamen tenfizine veya istemin reddine karar verilebilir. Bu karar yabancı mahkeme ilâmının altına yazılır ve hâkim tarafından mühürlenip imzalanır.
Yerine getirme ve temyiz yolu
MADDE 57
(1) Tenfizine karar verilen yabancı ilâmlar Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmlar gibi icra olunur.
(2) Tenfiz isteminin kabul veya reddi hususunda verilen kararların temyizi genel hükümlere tâbidir. Temyiz, yerine getirmeyi durdurur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Dava konusu yabancı mahkeme kararının MÖHUK’nun 50. maddesi kapsamında kesinleşmiş olduğu, davalının toplam 18 adet çek borcuna istinaden yabancı mahkemede açılan dava neticesinde … Mahkemesince talebin yerinde bulunduğuna kanaat getirilerek davalı tarafın tüm masraf, vekalet ücreti, ana para ve işlemiş faizi ile birlikte 588.800,36 ABD doları ödemeye mahkum edildiği, davalı tarafça süresinde temyiz yoluna başvurulmaması üzerine kararın kesinleştiği, Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine giren bir konu olmadığı, ayrıca hükmün kamu düzenine açıkça aykırılığın söz konusu olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, dava konusu Amerika Birleşik Devletleri, … Bölge Mahkemesinin davacı … , … ile davalı … arasındaki davaya ilişkin kararının, MÖHUK’nun m.54’de yer alan tanıma koşullarının mevcut olduğu kanaatiyle davanın kabulüne dair mahkememiz kararının ve davalı yanın yargılamanın yenilenmesine ilişkin talebinin reddine ilişkin ek kararın davalı vekilinin vaki temyizi üzerine; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin … esas, … karar sayılı, 27/09/2016 tarihli ilamıyla”
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin, yargılamanın yenilenmesinin isteminin reddine dair 27.09.2016 tarihli ek karara yönelik tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. 5718 sayılı MÖHUK’nın 50/1. maddesi hükmüne göre, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi, yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. Anılan Yasa’nın “Dilekçeye Eklenecek Belgeler” başlığını taşıyan 53. maddesinde tenfiz dilekçesine “Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi ile ilâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi”nin ekleneceği düzenlenmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, yabancı mahkeme ilamının tenfizine karar verilebilmesi için öncelikle ilamın kesinleşmiş olması gerekmekte olup, bu husus dava şartı olması nedeniyle, mahkemece resen gözönünde bulundurulması gerekmektedir.
1965 tarihli Hukuki ve Ticari Konularda Adli ve Gayri Adli Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair Lahey Sözleşmesinde sözleşmeye taraf olan ülkeler arasında yapılacak tebligatların hangi makam tarafından ve hangi usul çerçevesinde yerine getirileceği belirlenmiş olup, hem Türkiye Cumhuriyeti hem de Amerika Birleşik Devletleri anılan sözleşmeye taraftır. 1965 tarihli Lahey Sözleşmesi ile kabul edilen istisnai tebligat yöntemlerinden biri de doğrudan posta yolu ile tebligattır. Bu yönteme, sadece sözleşmenin 10. maddesine çekince koymayan ülkeler açısından başvurmak mümkündür. Türkiye, 10. maddedeki tebligat yöntemini kabul etmeyeceğini bu maddeye koyduğu çekince ile belirtmiştir. O halde, yabancı bir mahkeme ilamının kesinleşmesi, ilamın yukarıda anılan Sözleşme hükümlerine uygun biçimde tebliğ edilmiş olmasına bağlıdır. Bu durumda, 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi hükümleri gereğince tebligatların diplomatik yolla yapılması gerekmekte olup bu yolla tebliğ edilmeyen, yani bir başka deyişle adi posta yoluyla yapılan tebligat sonucu bir yabancı mahkeme ilamının kesinleşmesi mümkün bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacı tarafından sunulan … Bölge Mahkemesinin … Karar sayılı dosyaya ilişkin belgelerde kararın davalıya diplomatik yolla usulüne uygun olarak tebliğ edildiğine ve kararın kesinleştiğine dair bir bilgiye rastlanmamış, sadece davacı … LLC’nin Dava ve Talepler Dairesi Müdürünce düzenlenmiş evrakta, “davacı şirketin 30.01.2014 tarihinde kararın kaydına ilişkin bir yazılı bildirimi gönderdiği ve tebliğ ettiği, aynı tarih itibariyle 30 gün içinde bir temyiz bildiriminin davalı tarafından gönderilmediği, kararı temyize götürme süresinin sona erdiği” açıklanmıştır. Bu yazının ekindeki “Hizmet Belgesi” başlıklı belgede de, kararın “30.01.2014 tarihinde Uluslararası Posta hizmetleriyle posta ücreti ödenmiş olarak davalının … İş Merkezi Beykoz/İstanbul adresine gönderildiği” ifade edilmiştir. Anılan belgelerde, davalıya karar tebligatının diplomatik yolla yapıldığına dair bir ifade bulunmadığı gibi tebligata ilişkin belgeler de sunulmamıştır.
Bu durumda, mahkemece, bu husus üzerinde durularak tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının davalıya yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda usulünce tebliğ edilip edilmediği, kararın kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiş, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.” şeklindeki gerekçesi ile bozularak dosyanın mahkememizin 2018/870 esasına kaydı yapılmış ve mahkememizce usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak bozma ilamı doğrultusunda; ilamda da işaret edildiği üzere; 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi hükümleri gereğince sözleşmenin 10. maddesine çekince koyan Ülkemiz açısından tebligatların diplomatik yolla yapılması gerekmekte olup, davacı tarafından sunulan … Bölge Mahkemesinin … Karar sayılı dosyaya ilişkin belgelerde kararın davalıya diplomatik yolla usulüne uygun olarak tebliğ edildiğine ve kararın kesinleştiğine dair bir bilgiye rastlanmamış, sadece davacı … ‘nin Dava ve Talepler Dairesi Müdürünce düzenlenmiş evrakta, “davacı şirketin 30.01.2014 tarihinde kararın kaydına ilişkin bir yazılı bildirimi gönderdiği ve tebliğ ettiği, aynı tarih itibariyle 30 gün içinde bir temyiz bildiriminin davalı tarafından gönderilmediği, kararı temyize götürme süresinin sona erdiği” açıklanmıştır. Bu yazının ekindeki “Hizmet Belgesi” başlıklı belgede de, kararın “30.01.2014 tarihinde Uluslararası Posta hizmetleriyle posta ücreti ödenmiş olarak davalının … İş Merkezi Beykoz/İstanbul adresine gönderildiği” ifade edilmiştir. Anılan belgelerde, davalıya karar tebligatının diplomatik yolla yapıldığına dair bir ifade bulunmadığı gibi tebligata ilişkin belgeler de sunulmamıştır. Dolayısıyla tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının davalıya usulünce tebliğ edilmediği, kararın kesinleşmediği ve tenfiz şartlarının gerçekleşmediği anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davanın reddine, harç ve vekalet ücreti ile yargılama gideri açısından önceki hükümde verilen karar bozma nedeni yapılmadığından aynı yönde karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç peşin alınmakla, harç konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 2.725,00TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 213,40 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük kesin süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/04/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …