Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/865 E. 2020/366 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/865 Esas
KARAR NO : 2020/366
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2018
KARAR TARİHİ : 15/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine dayalı müvekkilin alacağının tahsili, için takibe vaki davalının haksız itirazını iptalini, takibin devamını ve davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kendisinden tahsil edildiğini iddia ettiği bedelin ticari nitelikteki kredi ve ürünlerine ait ücret olarak tahsil olunduğunu, kredinin tüketici kaynaklı olmayıp ticari kredi olduğunu bu nedenle takibe itiraz ettiklerini, müvekkilinin kötüniyetli olmadığını, aksine davacının kötüniyetli olduğunu beyanla haksız ve hukuka aykırı, kötüniyetle açılan davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine 11.983,48 TL alacağın avans faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda bankacı bilirkişi … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 11/04/2019 bilirkişi kök raporu teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi anılı kök raporunda özetle;
“Davalı bankanın davacıya tahsis edip kullandırdığı ticari kredi nedeniyle “Kredi tahsis komisyonu ve istihbarat ücreti” açıklaması adı altında davacıdan tahsil ettiği 11.025,00 TL haksız olarak tahsil edildiği iddia olunarak, bu kez huzurda görülmekte olan dava ile bu ödenen tutarın davalı bankadan istirdadının hüküm altına alınması talep edilmektedir.
Kullandırılan Kredinin Tüketici mi Yoksa Ticari Kredi mi Olduğunun İrdelenmesi:
Davalı bankanın … Şubesi ile davacı kredi lehtarı … TİC. A.Ş. arasında yukarıda tabloda belirtildiği gibi 4.000.000,00 TL’lık Ticari Kredi Sözleşmesi imzalanmıştır.
Bir üstte belirtilen sözleşmedeki açıklamalar ışığında, bahse konu sözleşme kapsamında kullandırılan kredinin tüketici kredisi olarak değil, ticari kredi olarak değerlendirilmesi gerektiği malumdur.
Davacının bir gerçek kişi değil, tüzel kişiliğe haiz bir “ Anonim Şirket “ statüsünde faaliyet gösteren firma olduğu ortadadır. Bu durumda davacının mülga 4077 sayılı ve/veya 6502 sayılı TKHK tabi olmadığı değerlendirilmektedir. Yani davacı bir tacirdir.
Davacıya Kullandırılan Ticari Krediler:
Davacı vekili hiçbir şekilde kredi kullanılmadığını her ne kadar iddia etmekte ise de, yukarıda tabloda belirtilen tarihlerde peyderpey olmak üzere 5 kez rotatif kredi kullanılmıştır.
Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun Kapsamında İrdeleme:
Taraflar arasında imzalanan Ticari Genel Kredi Sözleşmesine istinaden Ticari Kredi Limiti tanımlanmıştır. Davacıya işte bu tanımlanan kredi limiti çerçevesinde ticari nitelikli rotatif kredi kullandırılmıştır. Ancak TKHK kapsamında da irdelenmesi gerektiği düşünülmektedir.
Tüketici: Mülga 4077 sayılı TKHK 3/e maddesi: “ Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi “;
Tüketici: 6502 sayılı TKHK 3/k maddesi: “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişidir. “; Şeklinde tanımlanmıştır.
Yapılan irdelemeler ışığında davacı yanın kendi nam ve hesabına bir tüzel kişi ticari işletmesi çatısı altında ticari işletme sahibi olduğu aşikardır. Yani davacı bir tüketici sıfatıyla değil, ticari işletme tüzel kişiliği olarak davacı bankadan kredi kullanmıştır. Tahsis edilen kredinin yukarıda belirtilen sözleşme hükmüne göre TİCARİ KREDİ olduğu kuşkusuzdur.
Bilindiği üzere bankalar kendi özkaynaklarından ziyade mevduat adı altında topladıkları kaynaklar ile yurtdışı banka ve finans piyasalarından sağladıkları (Swap işlemi, sendikasyon veya proje kredileri vs..) kaynakları (fonları) yurtiçinde faaliyet gösteren reel sektöre kredi olarak plase etmektedirler.
Yurtiçi tasarruf sahiplerinden mevduat adı altında toplanan kaynakların bankalara belirli bir maliyetleri vardır. Şöyle ki; her 100.-TL’lık mevduatın TC Merkez Bankası’nın kredi ve para politikalarına göre belirlediği değişen oranlı olmak üzere belirli yüzdesinin (%10-20 gibi değişken) “Munzam Karşılık” olarak TCMB yatırıldığı, bunun dışında % 2-7,5 gibi bir kısmının “Umumi Disponibilite” olarak kasalarında (ve/veya anında kullanılmak üzere TCMB hesaplarında) tuttukları, dolayısıyla elde edilen kaynağın “munzam karşılık ve umumi disponibilite” gibi yasal yükümlülükleri nedeniyle kullanım dışı kaldığı bilinmektedir. Diğer yandan, davacı ile olan ilişki ile doğrudan ilişkili olmasa da, “ mudiye/mudilere ödenen faiz” ve bunun dışında “işletme giderleri” olmak üzere vs… gibi bankaların daha birçok “paçal maliyete etki yapabilecek” ilave giderleri bulunmaktadır.
Esasen bankalar arası yoğun rekabet nedeniyle bankaların gerçek maliyetlerinden daha düşük seviyede faiz oranları ile kredi kullandırdıkları da sektörde ifade edilmektedir. Sektörel ifadeler “söylenti” mesabesinde mütalaa edilse bile, yine de bu anılan “kaynak maliyeti-kredi kullandırım faiz oranı” arasındaki farkın çeşitli adlar altında tahsil edilen komisyon ve ücretlerle dengelenmeye çalışıldığı ifade edilebilir. Meseleye bu yönden bakıldıkta, şüphesiz davacı yanın istem konusu kıldığı kalemlerden biri olan “Kredi kullandırım tahsis komisyonu ve istihbarat ücreti vesaire gibi” gideri altında katlandığı maliyetin davacıya iadesi yüce Mahkemece benimsenebilir bir yön de olabilir ve bu yöne nazaran hüküm kurulabilinir. Ama bu yön sayın Mahkemece benimsenmediği takdirde ve anılan çerçevede olaya iş akışının/maliyet bütününün tümü bağlamında yaklaşıldığında davalı bankanın tahsil etmiş olduğu ücret ve komisyonun hak ve nesafet kurallarına uygun olduğu düşünülmektedir.
Davalı bankanın Davacıdan Tahsil Ettiği Ücret ve Komisyonun toplam tahsil edilen komisyon bedeli 10.500 TL ve BSMV toplam 525,00 olarak tespit edilmiştir.
Davacıya tahsis edilip kullandırılan rotatif krediler nedeniyle 3’er aylık devreler sonunda (BSMV dahil) toplam 11.025,00 TL kredi tahsis komisyonu ve istihbarat ücreti tahsil edilmiştir.
Sözleşme Koşullarına Göre İrdeleme/sözleşmenin bütünü bağlamında irdelendiğinde:
Tahsil Edilen kredi tahsis ve Değerlendirme komisyonu: Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin Ücret ve komisyonları düzenleyen 6. maddesinin (1) fıkrası; “ Bankanın bu sözleşmeye dayanarak açtığı veya açacağı her türlü nakdi ve gayrinakdi krediler ile hesaplara ve aldığı teminatlara tarafların mutabakatı ile belirlenmiş olan ve kredi kullandırım talimatında ve işbu sözleşmenin ekinde yer alan kredi komisyon listesinde/tablosunda belirtilen oranlarda/tutarlarda komisyon uygulanacağını; komisyonların azami kredi kullandırım talimatında belirtilen komisyonun %100 fazlası olabileceğini……….taraflar kabul ve taahhüt ederler.”; denilmiştir.
Bir üstte belirtilen sözleşmenin 6/1 m. ile davalı bankanın tahsil etmiş olduğu kredi tahsis komisyonu ve istihbarat ücreti arasında dolaylı olarak bir paralellik mevcut olduğu söylenebilir. ANCAK, davalı banka 5 kez rotatif kredi kullandırmış olmasına rağmen 11 kez kredi tahsis komisyonu ve istihbarat ücreti tahsil etmiştir. Davacıya 5 kez peyderpey ticari nitelikli rotatif kredi kullandırılmış olması nedeniyle, beher kredi kullandırımı sırasında kredi tahsis komisyonu tahsil edebilir. Diğer yandan yılda birer kez olmak üzere 2016, 2017 ve 2018 yılında birer kez istihbarat ücreti alınabilir. Bunların dışında tahsil edilen komisyon ve ücretlerin gerekçesine ilişkin hiçbir kanıt/belge sunulmamıştır. Dolayısıyla gerekçesi açıkça ispatlanamayan ücret ve komisyonların iade edilmesi gerektiği kanısına ulaşılmıştır.
Davalı bankanın kullandırmış olduğu krediler yukarıda (A-2) bendi altında tabloda sunulmuştur. Tüm krediler (5 adet) 2016 yılı içinde kullandırılmıştır. Bu dönemde kullandırılan 5 adet kredi işleminden dolayı kredi tahsis ve istihbarat ücreti tahsil edilmesinin mevzuata uygun olduğu kanaati edinilmiştir. Bunun dışında kalan 6 kalem kredi tahsis komisyonunun (30.06.2017-29.06.2018 dönemi) somut ispatlanmış hiçbir gerekçesi bulunmadığı için davacıya İADE Edilmesi gerektiği değerlendirilmektedir. İade edilebilecek asıl alacak 7.875,00 TL ve işlemiş faiz 401,70 TL olmak üzere toplam 8.276,70 TL’dır.
Emsal Yargıtay 11. HD. 09.02.2015 T. 2014/16869 E. ve 2015/1502 s. K.. “…..Bu durumda, mahkemece davalı bankadan; davacının proje komisyonu adı altında tahsil edilen tutarın neleri kapsadığına ilişkin açıklama istemesi, bankanın açıklamasından sonra dairemizin yerleşmiş içtihatlarında da vurgulandığı üzere bu hususta emsal banka uygulamaları da araştırılıp uyuşmazlık konusu bedelin kredi müşterilerinden tahsiline dair teamül bulunup bulunmadığı ve varsa diğer bankalarca hangi oranlarda tahakkuk ettirildiği ve buna göre davalı banka uygulamasının yerinde olup olmadığı hususunda bankacılık konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın davalı yararına BOZULMASINA karar verilmiştir. “; denilmiştir
Emsal Banka Uygulamaları Paralelinde Tahsil Edilebilecek Komisyonun irdelenmesi:
Sayın mahkemece emsal banka uygulamalarına ilişkin olarak ücret ve komisyon tarifeleri celp edilmemiştir, ANCAK, daha önce benzeri dosyalar için mahkemelerce ilgili bankalardan celp edilen emsal ücret ve komisyon tarifeleri nazara alınarak, bu yönde de bir irdeleme yapmak gerekirse;
Kredi tahsis ve değerlendirme komisyonu: Diğer 3 ayrı bankanın ortalama komisyon oranı %1,83 (0,5+2+3=) olarak hesaplanmıştır.
Davalı bankanın tahsil ettiği kredi tahsis komisyonu ve istihbarat ücreti aşağıda tabloda tek tek arz edilmiştir.
Davalı bankanın kredi tahsis ve istihbarat ücreti oranı ise %0,01-%0,04 aralığındadır. Davalı bankanın tahsil etmiş olduğu komisyon ve ücret emsal banka ortalamasının oldukça altında kalmaktadır. Dolayısıyla davalı bankanın tahsil etmiş olduğu ücret ve komisyonların sektör ortalamasının altında kalmış olması nedeniyle makul karşılanabilecek düzeydedir.
TTK, TBK ve Bankacılık K. Yönünden İrdeleme:
Hukuki değerlendirme tamamen sayın mahkemeye ait olmak üzere bazı kanun maddelerine atıfta bulunmak suretiyle eğer ilave bir irdeleme yapılacak olursa;
Gerek olaya “zaman yönünden” tatbiki muktezi (bkz. 6103 sa. Kanun md.2) 6762 sayılı mülga TTK’nun (“e.TTK”) gerekse halen mer’i 6102 sayılı TTK’nun 12.md. 1. fıkrasındaki tanıma uygun olarak, davalı banka ticari faaliyette bulunan bir tacirdir.,
Mezkûr e.TTK. 22 m. hükmünde mealen “ Tacir olan veya olmayan bir kişiye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, uygun bir ücret isteyebilir. …” denildiği Somut olay yeni TTK’nun 18, 19 ve 20.m. kapsamında da değerlendirildiğinde aynı sonuçlara ulaşmak mümkündür.
Bankacılık K. 144 m. “ Bakanlar Kurulu, bankaların ödünç para verme işlemleri ve mevduat kabulünde uygulanacak azami faiz oranlarını, katılma hesaplarında kar ve zarara katılma oranlarını, özel cari hesaplar dâhil bu maddede belirtilen işlemlerde sağlanacak diğer menfaatlerin nitelikleri ile azami miktar ya da oranlarını, özel cari hesaplar dâhil bu maddede belirtilen işlemlerden sağlanacak diğer menfaatlerin nitelikleri ile azami miktar oranlarını tespit etmeye, bunları kısmen veya tamamen serbest bırakmaya yetkilidir. Bakanlar Kurulu, bu yetkilerini Merkez Bankasına devredebilir. “; denildiği görülmektedir.
Yukarıda belirtilen Bankacılık K’nun 144 m. istinaden (yada önceki Bank.K.) Bakanlar Kurulunun; 22.11.2006 tarih ve 26354 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 16.10.2006 tarih ve 2006/11188 sayılı Kararının; “ Diğer Menfaatler “ başlıklı 4 maddesine atfen TC Merkez Bankasının 09.12.2006 tarih ve 26371 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2006/1 sayılı “ Mevduat ve Kredi Faiz oranları ve Katılma Hesapları, Kar ve Zarara Katılma oranları ile özel cari hesaplar dahil bu işlemlerde sağlanacak diğer menfaatler hakkında Tebliğinin 4. m. kapsamında bankaların faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarını serbestçe belirleyebileceği hükmü düzenlenmiştir/getirilmiştir.
Yukarıda belirtilen yasal mevzuat uyarınca davalı bankanın vermiş olduğu bir hizmet karşılığında hak ve nesafet kurallarına uygun bir ücretin davacıdan istenilebileceği düşünülmektedir. Nihai takdir sayın mahkemeye aittir.
Davalı Bankanın Ücret ve Komisyon Tarifesi Yönünden:
Davalı banka, davacıdan (BSMV dahil) toplam 11.025,00 TL ticari kredi tahsis ve istihbarat ücreti tahsil etmiştir. Tahsil edilen ücret ve komisyon TCMB bildirilip şubelerde görünen bir yerde kamuoyuna duyurulan ücret tarifesine göre alınmış olduğu anlaşılmaktadır. Hatta davalı banka anılan ücret tarifesini ayrıca kendi WEB Sitesinde deklere de etmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla davalı bankanın tahsil etmiş olduğu ücret/komisyonun BİR KISMININ kamuoyuna deklere edilen tarifeye uygun olduğu kanaati edinilmiştir.
Davalı bankanın TCMB bildirip şubelerinde halkın görebileceği bir alanda/bölümde ve WEB sitesinde yayınlamış olduğu ücret tarifesinin mevcut olması, anılan ücret tarifesinde açıkça “ ticari kredi tahsis ücreti ve istihbarat ücreti “ adı altında ayrı bir bölüm dahilinde bu ücretlerin gösterilmiş olması, tarafların tacir olmaları gibi hususlar hep birlikte mütalaa edildiğinde beher kredi kullandırımı sırasında ve yılda bir kez olmak kaydıyla istihbarat ücreti tahsil edilmiş olması karşısında, somut uyuşmazlığın yeni TBK 20-25 m. kapsamında genel işlem şartlarına göre değerlendirilip değerlendirilemeyeceği sayın mahkemenin takdirleri dahilinde kalmaktadır.
Yukarıda (C) bendi altında da etraflıca irdelendiği gibi, kredilerin ilk kullandırıldığı sırada tahsil edilen kredi tahsis komisyonu ile yılda bir kez tahsil edilen istihbarat ücretinin verilen hizmet karşılığı alındıkları kanaatinin edinildiği, tahsil edilen komisyonla ilgili olarak dekont ve hesap ekstresi verilmesi ve bunun yanında hesap cüzdanı yazdırılmak suretiyle davacıya ayrıca bildirilmiştir. Dolayısıyla ücret ve komisyonun tahsil edildiği davacıdan gizlenmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacı da herhangi bir itiraz-ı kayıt ileri sürmeden ödemeleri yapmıştır. Bunca geçen süreç içinde davacı adeta sessiz kalmıştır. Bir anlamda sessiz kalınmış olması demek tahsil edilen ücretin kabullenildiği anlamına geldiği bile yorumlanabilir. Davacının o dönemde aksi bir iddiasının/itirazının vuku bulması durumunda krediden vazgeçilip kullanılmaması gerekeceği gündeme gelecektir. Yani davacı, davalı bankanın tahsil ettiği komisyon ve masrafı reddedip kredi kullanmaktan vazgeçmemiş ve bilakis komisyon alınacağını bilerek krediyi kullanmıştır.
Emsal Yargıtay Kararı 24.02.2014 T. 2014/337 E. ve 2014/3588 s. K. “…..Davacının erken ödeme talebi üzerine davalı banka tarafından ödenmesi gereken toplam borç miktarı davacıya bildirilmiş ve davacı da bildirilen bu borcu herhangi bir itiraz kayıt koymaksızın ödemiştir. Taraflar tacir olup işlemlerinde basiretli davranmaları asıldır. Davacı tarafından fazla ödeme iddiasıyla alacak talebinin reddi gerekir. “; denilmiştir.
Oysa, somut durumda -yukarıda bu alanda (B.bent) sayın Mahkemenin takdirine sunulan yön saklı tutularak- denilebilinir ki; dosya içeriğine göre, davacı kendisine tahsis edilen “ Ticari Krediyi “ fiilen kullanıp öngörülen süre içinde kapatmıştır. Ezcümle; davacı yan ticari amaçla bahse konu ticari krediyi kullanmış olduğuna göre, bu kredinin kendisine maliyetini hesap edebilecek bir konumda ve yetkinliktedir (TTK 18/II.m./”basiretli davranma yükümünde olan tacir ilkesi”). Daha açık bir anlatımla kredinin daha ilk başta maliyeti bilinerek kredi limitinin tanımlanmış olduğu ya da kredinin kullanılmış olduğu ifade edilebilir.
Netice itibariyle, sayın mahkeme her halükarda aksi yönde hüküm kurmakla serbest olmakla birlikte, yukarıda belirtilen yeni TTK 18, 19 ve 20 m (e.TTK 12. 22. 24. M) ile, Bank.K. 144. M. Merkez Bankası’nın 2006/1 sayılı Tebliği, taraflar arasında akdedilen sözleşme ile kullanılan “kredinin ticari nitelikli olması da nazara alınarak”, davalı bankanın beher kredi kullandırımı sırasında kredi tahsis komisyonu ile yılda bir kez tahsil ettiği istihbarat ücretin tahsilinde başta sözleşmeye ve bundan öte bankacılık teamüllerine aykırılık bulunmadığının değerlendirilebileceği görüş ve kanaatine varılması olanaklı bulunabilinecektir.
Sonuç olarak;
Davalı bankanın tahsil ettiği ücretin 3.150,00 TL’lık kısmının yerinde olduğunun kabulü halinde;
Davalı banka ile davacı arasında Ticari “ Genel Kredi Sözleşmesi ” akdedilmiştir. Anılan “sözleşme” kapsamında davacıya dosya içeriğine göre “ ticari kredi “ tanımlanmış olduğu anlaşılmaktadır. Bahse konu sözleşmenin imzalanmasıyla birlikte, davacı kredi sözleşmesi içeriğini okuduğunu, anladığını müzakere edildiğini basiretli bir tacir olarak kabul ve taahhüt etmiş olduğu söylenebilir. Dava konusu ücretin 3.150,00 TL’lık kısmı yönünden “ 5 kez kullandırılan ticari krediden tahsis komisyonu ve istihbarat ücreti tahsilinin yılda bir kez olmak kaydıyla “ sözleşme koşullarına ve ücret tarifesine uygun olarak tahsil edildiği kanaati edinilmiştir. Bunun yanı sıra, davalı bankanın tahsil ettiği komisyon ve ücretin, başta sözleşme, TTK 18, 19 ve 20 m. BK, Bankacılık K., T.C. Merkez Bankası’nın 2006/1 sayılı Tebliği ve bankacılık teamüllerine uygun olduğu hususu sayın Mahkemenin takdirleri dahilinde olmak üzere…-, dolayısıyla bu yönden de, davalı bankanın tahsil ettiği ücretin/komisyonun iade koşullarının oluşmamış olduğu hususunun mütalaa edilebileceği görüşüne ulaşıldığı,
Davalı bankanın tahsil ettiği ücretin 7.875,00 TL’lık kısmının yerinde olmadığının kabulü halinde;
Takip tarihi itibariyle hesaplanan iade edilebilecek alacak; toplam 8.276,70 TL’dır.
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 3.706,78 TL (11.983,48 -8.276,70 =) reddi durumunda, TAKİP TARİHİNDEN itibaren 7.875,00 TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık %19,50 ve değişen oranlarda basit usulde işleyecek ticari AVANS faizi ile birlikte davacıya iade edilebileceği” şeklinde mütaalada bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce taraf itirazlarının karşılanması ve emsal komisyon bedellerinin irdelenmesi suretiyle ek rapor alınarak konuya ilişkin 26/11/2019 tarihli 1. ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi anılı 1. ek raporlarında özetle;
“Sayın mahkemece …, …, … Bank, … ve …’a müzekkere yazılarak eş dönemde uygulanan kredi tahsis ücreti ve komisyon miktarlarının bildirilmesi istenilmiştir.
İşbu bankalardan …, … Bank ve … Bankasından cevap gelmiştir. Diğer … ve …’tan cevap gelmemiştir.
Kredi tahsis ve değerlendirme komisyonu ortalaması: 2 ayrı bankanın ortalama komisyon oranı %2,25 (0,5+4=4,5/2=) olarak hesaplanmıştır.
Davacı vekili hiçbir şekilde kredi kullanılmadığını her ne kadar iddia etmekte ise de, yukarıda tabloda belirtilen tarihlerde peyderpey olmak üzere 5 kez rotatif kredi kullanılmıştır. Tablonun en sağ sütununda tahsil edilen komisyon oranı %01 ile %04 arasında değişkenlik arz etmektedir. Sayın mahkemece emsal dönemde diğer bankalardan celp edilen bilgilere göre ise ortalama komisyon oranı %2,25’dir. Davalı bankanın tahsil ettiği komisyon emsal bankaların ortalama komisyon oranının çok çok altında kaldığı aşikardır. Bir başka deyişle davalı bankanın usulüne uygun olarak tahsil etmiş olduğu yukarıda tabloda belirtilen toplam 3.150,00 TL’lık komisyon mevzuata uygundur.
Davacı Bankanın Mevzuata Aykırı Olarak Tahsil Ettiği Komisyonlar;
Davalı banka 5 kez rotatif kredi kullandırmış olmasına rağmen 11 kez kredi tahsis komisyonu ve ücreti tahsil etmiştir. Davacıya 5 kez peyderpey ticari nitelikli rotatif kredi kullandırılmış olması nedeniyle, beher kredi kullandırımı sırasında kredi tahsis komisyonu tahsil edebilir. Diğer yandan yılda birer kez olmak üzere 2016, 2017 ve 2018 yılında birer kez istihbarat ücreti alınabilir. İstihbarat ücreti tahsil edildiğine ilişkin somut bir kanıt bulunmamaktadır. Dolayısıyla 5 adet rotatif kredi kullandırımı dışında tahsil edilen komisyon ve ücretlerin gerekçesine ilişkin hiçbir kanıt/belge sunulmamıştır. İşte bu nedenle gerekçesi açıkça ispatlanamayan ücret ve komisyonların iade edilmesi gerektiği kanısına ulaşılmıştır.
Davalı bankanın kullandırmış olduğu krediler yukarıda (2.) bent altında tabloda sunulmuştur. Tüm krediler (5 adet) 2016 yılı içinde kullandırılmıştır. Bu dönemde kullandırılan 5 adet kredi işleminden dolayı kredi tahsis komisyonu ve ücreti tahsil edilmesinin mevzuata uygun olduğu kanaati edinilmiştir. Bunun dışında kalan 6 kalem kredi tahsis komisyonunun (30.06.2017-29.06.2018 dönemi) somut ispatlanmış hiçbir gerekçesi bulunmadığı için davacıya İADE Edilmesi gerektiği değerlendirilmektedir. İade edilebilecek asıl alacak 7.875,00 TL ve işlemiş faiz 401,70 TL olmak üzere toplam 8.276,70 TL’dır.
Sonuç olarak;
Mevcut delil durumuna göre kök raporda herhangi bir revizyon yapılamamıştır. İşte bu nedenle kök rapordaki görüş ve kanaatimle aynen bağlı bulunmaktayım.” şeklinde mütaalada bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce taraf vekillerinin rapora itirazlarının karşılanması, ayrıca son olarak celp edilen banka emsal komisyon oranlarının tetkik edilmesi amacıyla ayrıntılı, hüküm kurmaya ve İstinaf ile Yargıtay denetimine elverişli ek rapor düzenlenmesi için dosya bilirkişiye tevdi olunmuş ve 26/05/2020 tarihli 2. Ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi anılı 2. Ek raporunda özetle ; Önceki raporlardaki tespitleri tekrarla “Mevcut delil durumuna göre kök raporda herhangi bir revizyon yapılamamıştır. İşte bu nedenle kök rapordaki görüş ve kanaatimle aynen bağlı bulunmaktayım.” şeklinde mütaalada bulunduğu görülmüştür.
Huzurdaki davada taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı banka tarafından kredi tahsis ve istihbarat ücreti adı altında davacıdan tahsil edilen 11.025,00 TL komisyon bedeli ve bunun 958,48 TL işlemiş faizinin sözleşmeye, kanuna, hukuka aykırılık teşkil edip etmediği, bu miktarın davacıya iade edilip edilemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
6102 sayılı TTK’nun 20. maddesi uyarınca tacir olan veya olmayan bir kimseye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, münasip bir ücret isteyebilir. Davalı banka tacir olup, dava konusu kredi davalının ticari işletmesiyle ilgili işlemlerindendir. Dava konusu kredi de taraflar arasında akdedilen ticari nitelikli kredi sözleşmelerinden kaynaklıdır. Bu nedenle kredi sözleşmesi hükümlerinin tacirin basiretli davranma yükümlülüğü ve sözleşme hürriyeti kapsamında ele alınması gereklidir. Bu durumda kredi sözleşmesinin hükümleri ve banka kayıtları gözetilerek, masraf kalemlerinin bankaca verilen bir hizmetin karşılığı olup olmadığı, davalı banka tarafından tahsil edilen tutarların emsal uygulamalara uygun olup olmadığı konusunda araştırma yapmak gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; taraflar arasında 26/11/2012 tarihli 4.000.000,00-TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, her ne kadar davacı vekili kredi kullanılmadığını ileri sürse de, davalı banka tarafından davacı şirkete 2016 yılında rotatif kredi kullandırıldığının sabit olduğu, kullandırılan krediler kapsamında davalı bankaca 11 adet komisyon tahsilatı yapıldığı, mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere 5 kez kredi kullandırılmasına rağmen 11 kere yapılan komisyon tahsilatının bankacılık mevzuatında bir dayanağının bulunmadığı, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi ile bankanın komisyon tahsil etme hakkının davacı şirketçe kabul edildiği, davalı bankanın talep ettiği komisyon türü ve oranları TCMB’na bildirilmekle web sitesi ve banka şubeleri nezdinde kamuoyuna ilan edildiği, TTK’nun 18/2. maddesi gereğince basiretli tacir olmakla yükümlü olan davacı şirketin bu ücretleri bilerek davalı banka ile genel kredi sözleşmesi imzaladığının kabulü gerektiğinden davacı şirketin genel işlem koşulu iddialarına mahkememizce itibar edilmediği, davacı şirkete kullandırılan krediler karşılığında bankacılık mevzuatına uygun olarak davalı bankaca tahsil edilen 5 adet komisyon bedeli toplamı 3.150 TL’nin bankanın TTK’nun 20. maddesi kapsamında ücret isteme hakkı çerçevesinde davacı tarafa iadesinin mümkün olmadığı, davalı bankaca mevzuata uygun olarak tahsil edilen komisyonların emsal banka uygulamalarına göre fahiş olmadığı, mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı bankanın uyguladığı komisyonların oranlaması yapılırken %0,4 %0,2 %0,3 ve %0,1 yazılması gerektiği halde sehven %04 %02 %03 ve %01 yazıldığı, ancak kesinti ile kullandırılan kredi miktarı oranlandığında sonucun araya virgül atılmış hali olduğu belirlenmekle meydana gelen maddi hatanın yeniden rapor alınmasına sebebiyet vermeyecek düzeyde olduğu anlaşıldığından mahkememizce maddi hata göz önünde tutularak dosyanın ele alındığı, emsal bankalarca uygulanan davaya konu komisyon oranlarının %0,5 %4 %0,5 ve %1 olarak bildirildiği, emsal bankaların ortalaması %1,5 olarak tespit edilmekle davalı bankanın bu ortalamanın altında komisyon talebinde bulunduğu anlaşıldığından kullandırılan krediler karşılığı tahsil edilen komisyonlar nedeniyle davacı yanın talebinde haksız olduğu, ancak davalı bankaca hukuki dayanağı olmadan fazladan 6 kere tahsil edilen komisyon bedelinin davacıya iadesinin gerektiği, bu nedenle davacının davalıdan 7.875,00 asıl alacak, 401,70 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.276,70 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davalı bankanın … İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı takip dosyasındaki itirazının kısmen iptaline, asıl alacak 7.875,00 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faiz uygulanmasına ve fazladan tahsil edilen komisyon bedeli belirli/likit olduğundan takibe haksız itiraz nedeniyle davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
… İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 7.875,00 asıl alacak, 401,70 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.276,70 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile asıl alacak 7.875,00 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alacağın % 20’si oranında hesap edilen 1.655,34 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 565,38 TL karar harcından 144,73 TL peşin harcın mahsubu ile 420,65 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 144,73 TL peşin harç ve 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 180,63 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 3.400 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 3.400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 750,00 TL bilirkişi ücreti, 188 TL tebligat v.s posta masrafları olmak üzere toplam 938 TL yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 647,85 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/09/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza