Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/841 E. 2021/478 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/841 Esas
KARAR NO : 2021/478

DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/09/2018
KARAR TARİHİ : 30/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta kuruluşu tarafından tanzim edilen kaza tarihinde geçerli … sayılı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sorumluluğu ve … sayılı kasko poliçesi ile sigortalanan , … plakalı davalı … idaresinde iken 22.06.2012 tarihinde kusuru ile neden olduğu trafik kazası neticesinde davacıların müşterek çocukları …’ çarpması sonucu yaralandığını, kaza sebebi ile tedavi gördüğünü, ayak bileğinde oluşan ciddi kırıkların tedavisi için ameliyat olduğunu ve ayağına platin takıldığını, …’ün 11 yaşında olduğunu ve hala kazanın şokunu atlamadığını ve etkisinden kurtulamadığını beyanla fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla üzere şimdilik Annesi … için 100.000.00 TL ,Babası …için 80.000.00 TL , ve … için 80.000.00 TL Manevi Tazminat tutarı 260.000.00 TL ile ve … için 10.000.00 TL , işgücü kaybı ve yine … için 10.000.00 TL trafik kazasına bağlı ulaşım hastane bahşiş, ilaç, bakıcı prsikiyatrist , ve yemek gibi sarf ettikleri tedavi ve iyileşme giderlerinden 42,760.00 TL’ dan 10.000.00 TL maddi zararın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava konusu olaya ilişkin maddi gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu, ceza davasında yer alan tanık beyanları ile davacının maddi gerçeğe aykırı olduğunun anlaşıldığını, Ceza mahkemesinde alınan Adli Tıp Raporunda müvekkilinin tali kusurlu, davacının asli kusurlu olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin kusurlu olmadığını, iddia edilen manevi zarar ile müvekkilinin illiyet bağı bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihi itibari ile kazada kusurlu olduğu iddia edilen … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, poliçe uyarınca müvekkili şirketin poliçe azami sorumluluk tutarı ile sınırlı olmak kaydıyla sigortalının kusuru oranında 3.şahıslara vermiş olduğu gerçek zararın teminat altına alındığını, işbu dosyasının ceza mahkemesinin kusurun değerlendirilmesine ilişkin kararı ile bağlı olmadığını, sigorta şirketinin geçici iş göremezlik , hastane ve tedavi giderlerinden mesul olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış ve tarafların delilleri toplanmıştır.
Davacıya ait tedavi evrakları celp edilmiş ve maluliyet raporu temin edilmiştir.
Davalı sigorta şirketine yazı yazılarak poliçe ile hasar dosyaları celp edilmiştir.
SGK’ya yazı yazılarak davacı taraflara trafik kazası nedeni ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmıştır.
… 59.ACM ‘nin … esas sayılı ceza dava dosyası uyap üzerinden celp edilmiştir.
Mahkememiz dosyası kapsamına alınan 18.02.2020 tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın raporunda özetle; “… ve … oğlu, 26/06/2000 doğumlu …’ün 22.06.2012 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında malüliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli malüliyet tayinine mahal olmadığı,
İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1,5 (birbuçuk) aya kadar uzayabileceği” yönünde oy birliği ile mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememiz dosyası kapsamına alınan 02.02.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Dosya kapsamındaki mevcut verilerin değerlendirilmesi sonucu; 22/06/2012 tarihinde meydana gelen olayda;
Kusur Yönünden:
a)Davalı sürücü (… plaka sayılı otomobil sürücüsü) … ‘in %25(Yüzdeyirmi beş) oranında kusurlu olduğu,
b)Davacı yaya 2000 doğumlu …’ün %75 (Yüzdeyetmiş beş) oranında kusurlu olduğu,
c)Ceza dosyası kapsamındaki bilgi-belge-tanık beyanlarına göre; davacı yayanın su satmak amacıyla kırmızı trafik lambasında duraklayan araçların arasında bulunduğu sırada yeşil trafik lambasında harekete geçen aracın çarpması sonucu olayın meydana geldiği dikkate alınarak değerlendirme yapılmış olup,… 59.ACM … Esas sayılı ceza dosyası kapsamında mahallinde14/03/2014 tarihinde yapılan keşif sonucu hazırlanan 01/04/2014 tarihli Bilirkişi Raporu ( Bu raporda sanık sürücü …’in Tali Derecede kusurlu olduğu, 2000 doğumlu mağdur yaya …’ün Asli Derecede kusurlu olduğu kanaati belirtilmiştir.) ve Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce … 59.ACM … Esas sayılı ceza dosyası kapsamında hazırlanan 29/02/2016 tarihli bilirkişi raporundaki (Bu raporda sanık sürücü …’in Tali kusurlu olduğu, 2000 doğumlu mağdur yaya …’ün davranışlarının asli derecede etken olduğu kanaati belirtilmiştir.) kusur değerlendirmesine uyulduğu,
Talepler Yönünden
a) Tedavisi … Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yatarak 22/06/2012 tarihli trafik kazası nedeniyle gördüğü tedavilerin SGK provizyonu ile kayıtlı olduğu, tedavilerine yönelik hastane ve medikal malzeme masraflarının Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılandığı,
b)Davacının hastane masrafları dışında Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanmayan ve belgelendirilemeyen bir takım giderlerin(ulaşım, ek ilaç, diyet, kanadyen, pansuman, yemek vb.) iyileşme süresinin uzunluğu dikkate alındığında takdiren 4.000-TL’nin uygun olduğu, geçici iş görmezlik zararı hesaplanmadığı
C)Davacılar nezdinde yaratılan ve kaza nedeniyle oluşan üzüntünün giderilmesi amacıyla makul bir manevi Tazminatın Takdirinin Muhterem Mahkemeye ait olacağı… ” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Huzurdaki davada ileri sürülen talepler kapsamında tatbiki gereken 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükümlerine yer verilmiş olup Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinin de; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edildiği görülmüştür. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49. maddesinde ise haksız bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Somut olayda ise davalı sigorta şirketinin ZMSS ile sigortaladığı, davalı sürücünün idaresindeki aracın karıştığı trafik kazası neticesinde davacının yaralanmasına bağlı olarak iş göremezliğe dayalı maddi tazminat/tedavi/ulaşım/yol masrafları ile davacıların (küçük/anne/baba) manevi tazminat isteminde bulunduğu görülmüştür. Tedavi evraklarının celbine müteakip kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan yönetmelik hükümleri kapsamında Adli Tıp Kurumu (ATK) raporu temin edilmiş olup davacı küçüğün sürekli maluliyetine rastlanılmadığı, geçici iş göremezlik süresinin ise 1.5 ay olarak tespit edildiği görülmüştür. Her ne kadar ATK raporuna yönelik olarak maluliyet tespitine davacı tarafça itiraz ileri sürülmüş ise de mübrez ATK raporunun dosyada mevcut tedavi evrakları/raporları incelenmek sureti ile ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlandığı, ATK İhtisas Kurul Raporu (sürekli %0) ile dosyada mübrez … Engelli Sağlık Kurulu Raporu arasında (engel oranı %1) çelişki arz edecek derecede önemli bir farklılığın bulunmadığı anlaşılmakla, yeniden rapor alınması yoluna gidilmemiştir. (Emsal ilam:Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2020/136 esas, 2020/1901 karar sayılı ilamı.) Bu kapsamda davacının 26/06/2000 doğumlu olup kaza tarihinde 12 yaşında olmakla gelir getiren bir işte sürekli çalışmasının olmadığı, efor tazminatı verilmesini gerektiren kalıcı bir maluliyetinin de bulunmadığı, bu kapsamda tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancının da bulunmadığı göz önüne alındığında geçici işgöremezlik zararının mevcut olmadığı sonucuna varılmış, bu nedenlerle iş göremezliğe dayalı maddi tazminat isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. (Emsal karar: Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2018/4671 esas, 2018/12410 karar sayılı ilamı)
Ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına uygun ve ceza dava dosyasındaki tespitler ile uyumlu tanzim edilmekle mahkememizce itibar edilir bulunan kusur/aktüerya bilirkişi raporu kapsamındaki maddi tespitler ışığında davalı sürücünün %25 oranında tali kusurlu, davacı küçüğün ise %75 asli kusur olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/526 esas, 2017/11735 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; kazaya sebep olan aracın trafik sigortacısı olan davalı sigorta şirketinin, kazadaki yaralanmalardan kaynaklanan tedavi, ulaşım masrafları ile birlikte, hasta yakınları tarafından yapılan, doğrudan zarar kapsamında kalan yemek, ilaç, ulaşım vs. masraflarından davalı sürücü ile birlikte sorumlu olduğu gözetilip hesaplanan tedavi/ilaç/yemek giderlerine ilişkin 4.000-TL tazminat isteminin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Talep edilen maddi tazminat miktarının zorunlu poliçe limitini aşmadığı görülmüş olup davalı sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında, davalı sürücünün haksız eylem faili sıfatı ile anılı kanuni düzenlemeler gereğince davacının işbu maddi zararını tazminle mükellef olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Davacıların aynı zamanda manevi tazminat isteminde bulunması nedeni ile tatbiki gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarının adalete uygun olması gerektiği, hükmedilecek bu paranın, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşıması gerektiği anlaşılmıştır.
Bu kapsamda takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakim manevi tazminat yönünde takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerekmektedir. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmış ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmıştır.
Anılı düzenlemeler ve içtihatlar ışığında somut olaya bakıldığında; yaralamalı trafik kazası neticesinde 1.5 aylık geçici iş göremezliğe düçar olması nedeni ile davacı küçük ile davacı anne ve babanın manevi olarak zarara uğradığı, tali kusurlu davalı sürücünün haksız eylem faili sıfatı ile sorumlu olup davacıların manevi zararını gidermekle yükümlü oldukları sonucuna varılmıştır. Manevi tazminat miktarının belirlenmesi noktasında anılı düzenleme ve içtihatlar kapsamında değerlendirme yapılmış, olayın ağırlığı ve verdiği üzüntünün bir nebze olsun telafisi bakımından meydana gelen olayın oluş şekli, tarafların kusur oranı tarafların mali ve sosyal durumları dikkate alınarak manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacı küçük … yararına taktiren 3.000-TL, davacı … yararına taktiren 2.000-TL, davacı … yararına taktiren 2.000-TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
Son olarak temerrüt tarihi ve faizin türü noktasında değerlendirme yapılmış olup 2918 sayılı KTK’nın 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrütün gerçekleşeceği görülmüştür. Somut olayda davalı sigorta şirketine 23/05/2018 tarihinde başvuru yapılmakla sigorta şirketi yönünden temerrütün 01/06/2018 tarihi itibari ile başladığı, davalı sürücünün ise haksız eylem tarihi olan 22/06/2012 tarihi itibari ile mütemerrit olduğu saptanmış olup kazaya neden olan aracın hususi kullanım vasfında olması nedeni ile yasal faize hükmedilmesi gerektiği anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
A-İş göremezliğe dayalı maddi tazminat isteminin reddine,
B-Tedavi/ilaç/yemek giderlerine ilişkin tazminat isteminin kısmen kabulü ile,
4.000-TL’nin davalı … yönünden kaza tarihi olan 22/06/2012 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 01/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
C- Manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile,
a-Davacı … yararına taktiren 3.000-TL’nin kaza tarihi olan 22/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’ten tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
b-Davacı … yararına taktiren 2.000-TL’nin kaza tarihi olan 22/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’ten tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
c-Davacı … yararına taktiren 2.000-TL’nin kaza tarihi olan 22/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’ten tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2- Davacı tarafça peşin yatırılan 956,34 TL harçtan, kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 751,41 TL karar-ilam harcının mahsubu ile bakiye 204,93 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafça yapılan 1.649,04 TL yargılama giderinin; davanın kabul oranına (%3,52) göre hesaplanan 58,00 TL ‘nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı sigorta şirketinin (%1,28) 21,09 TL ile sınırlı sorumlu olmak üzere, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı … tarafından yapılan 38,5 TL yargılama giderinden, davanın red oranına göre (% 96,48) hesaplanan 37,15 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalı …’e ödenmesine, kalan kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Maddi tazminat yönünden; Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Maddi tazminat yönünden; Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.000,00’er TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara ödenmesine,
7-Manevi tazminat yönünden; Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı …’ten alınıp ile davacılara ödenmesine,
8-Manevi tazminat yönünden; Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalı …’e ödenmesine,
9- Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
10-Davacı tarafça peşin yatırılan 956,34 TL karar ve ilam harcının; Davalı …’in 751,41 TL ile , Davalı sigorta sigorta şirketinin 273,24 TL ile sınırlı sorumlu olmak üzere, tüm adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair; davacı vekili, davalı sigorta vekili ve davalı … vekilinin (e-duruşma sistemi üzerinden hazır) yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/06/2021

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır