Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/820 E. 2020/395 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/820 Esas
KARAR NO : 2020/395
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/04/2016
KARAR TARİHİ : 23/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil banka ile davalı arasında tarihlerinde 3 adet GKS imzalandığını, bu sözleşmeler kapsamında kredi kullandırıldığını, davalı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün 2016/… E. Sayılı dosyası ile müvekkil banka aleyhine 1.498,00-TL asıl alacaktan dolayı ilamsız icra takibi açıldığını, müvekkil icra baskısı ve tehdidi altında asıl alacak ile sair masraflar dahil toplam 2.025,17-TL haksız olarak itirazı kayıtla ödeyip icra dosyasını kapattığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme tüketici değil, ticari kredi sözleşmesi olduğunu, bu nedenle Tüketici Hakem Heyeti’nin karar vermek için yetkisinin bulunmadığını, tacirler arasında sözleşme serbestisi bulunduğunu, bir tacir imza attığı işlemden sorumlu olduğunu, her şeyden önce neye imza attığını bilmek durumuna olduğunu, tacirler sözleşme şartları ile bağlı olduklarını, bankalar TTK 20 m göre tacirler arasında ticari işletme faaliyetleri kapsamında makul bir ücretin istenebileceğini, müvekkil bankanın masrafları belirleme hakkının bulunduğunu, davalı tacirin de bankalar arasında tercih hakkının bulunduğunu, bankacılık K’nın 144. Maddesi istinaden Bakanlar Kurulu’nun 16/10/2006 tarih ve 2006/11188 sayılı kararına 4. M TCMB 2006/1 tebliğinin 4. Maddesi uyarınca, bankaların müşterilerinden tahsil edebilecekleri masrafların nitelik ve azami sınırları bankalarca serbestçe belirleyebileceği hükmü getirildiği, bankalar bu hükümde hareketle verdikleri hizmet karşılığından müşterilerinden faiz dışında ücret, komisyon ve masrafların nitelik ve sınırlarını serbestçe belirledikleri nazara alındığında, müvekkil bankanın daval/tacirden tahsil ettiği masrafın normal ve makul sınırlar içinde kaldığı belirtilerek, icra baskısı altında davalıya ödenen 2.025,17-TL ödeme tarihi 22/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat çıkarıldığı, ancak herhangi bir cevap dilekçesinin sunulmadığı anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; takip dosyasına yapılan ödemenin istirdadı istemine ilişkindir.
Mahkememizin 21/04/2016 tarihli, 2016/… esas, 2016/… karar sayılı kararı ile Tüketici Mahkemeleri’nin görevli olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine dair karar verildiği, dosyanın tevzi edildiği … Tüketici Mahkemesi’nin karşı görevsizlik kararı vermesi üzerine … BAM … Hukuk Dairesi’nin 2018/… esas, 2018/… karar sayılı kararı ile mahkememizin yargı yeri olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
…. İcra Müdürlüğü’nün 2016/… E. sayılı dosyası celp edilmiştir.
Davacı bankaya yazı yazılarak yanlar arasındaki genel kredi sözleşmesi ile davalı taraftan dosya masrafı adı altında yapılan kesintileri /tahsilatları gösterir belge ve kayıtlar celp edilmiştir.
Emsal bankalara yazı yazılarak 2013-2014 yıllarında GKS kapsamında tahsil edilen dosya masraf oranlarına ilişkin kayıtlar celp edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bankacı bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 05/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Bankalar arası yoğun rekabet nedeniyle bankaların gerçek maliyetlerinden daha düşük seviyede faiz oranları ile kredi kullandırdıkları da sektörde ifade edilmekte olduğunu, Sektörel ifadeler söylenti mesabesinde mütalaa edilse bile, yine de bu anılan kaynak maliyeti-kredi kullandırım faiz oranı arasındaki farkın çeşitli adlar altında tahsil edilen komisyon ve ücretlerle dengelenmeye çalışıldığının ifade edildiğini, meseleye bu yönden bakıldığında, şüphesiz davacı yanın istem konusu kıldığı kalemlerden biri olan Kredi kullandırım tahsis komisyonu/ücreti gideri altında katlandığı maliyetin davalıya iadesi mahkemece benimsenebilir bir yön olabileceğini, bu yöne nazaran hüküm kurulabileceğini, mahkemece benimsenmez ise anılan çerçevede olaya iş akışının/maliyet bütününün tümü bağlamında yaklaşıldığında davacı bankanın tahsil ettiği 659,00-TL ücret ve komisyonun hak ve nesafet kurallarına uygun olduğunu, davacı banka ile davalı arasında Ticari GKS akdedildiğini, anılan sözleşme kapsamında davalıya dosya içeriğine göre taksitli ticari kredi kullandırıldığını, dava konusu ve hesap edilen kısmi 890,91-TL’nin ticari kredi tahsis ücreti/komisyonu ve bunun gider vergisi tahsilinin sözleşme koşullarına ve ücret tarifesine uygun olarak tahsil edildiği kanaatinin edildiğini, bunun yanı sıra, davalı bankanın tahsil ettiği komisyon ve ücretin 890,91-TL’lik kısmının takdirin mahkemede olması suretiyle TTK 18,19 ve 20 mad. TBK, Bankacılık K., T.C Merkez Bankası’nın 2006/1 sayılı tebliği ve bankacılık teamüllerine uygun olduğunu, bu yönden davacı bankanın tahsil ettiği ücretin 890,91-TL’nin davacıya iade/ödeme koşullarının oluşmuş olduğunu, 890,91-TL haksız olarak davalıya ödendiğinin kabulü durumunda, ödeme tarihi (EFT işlemi tarihi) 22/01/2016’dan itibaren değişen oranlarda basit usulde işleyecek avans faizi ile birlikte davacı bankaya istirdaten ödenebileceğini…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Davacı bankanın davalı taraftan GKS ilişkisi kapsamında 1.522,50TL ticari kredi tahsis ve değerlendirme komisyonunun tahsil edildiği, tüketici hakem heyetinin 12/01/2015 tarihli, 2014/1661 sayılı kararı ile 1.498TL’nin davalıya iade edilmesine karar verildiği tespit edilmiş olup huzurdaki davada uyuşmazlığın; … Kaymakamlığı Tüketici Hakem Heyetinin, davacı banka tarafından davalıdan tahsil edilen dosya masrafının haksız olduğuna dayalı tespitine dayalı olarak davalı yanın başlattığı takip dosyası kapsamındaki ödemenin istirdadı isteminin yerinde olup olmadığı, davalıdan tahsil edilen dosya masrafının yerinde olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin hükümleri ve banka kayıtları gözetilerek, mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konusu bağlamında davalı banka tarafından tahsil edilen dosya masrafının haksız/ fahiş olup olmadığı, emsal bankacılık uygulamalarına uygun olup olmadığı, davacının davalıdan mevcut ise talep edebileceği alacak miktarının bulunup bulunmadığı hususlarında bilirkişi marifeti ile inceleme icra edilmiş olup ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun bulunmakla rapor hükme esas alınmaya elverişli bulunmuştur.
Nitekim 09/12/2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 3. maddesinde, bankalarca mevduata uygulanacak sabit veya değişken faiz oranlarının serbestçe belirleneceği, 4. maddesinde ise reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarını, serbestçe belirleneceği kabul edilmiştir. Yine aynı Tebliğin 6/2. maddesine göre ”Bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar…” düzenlemesi mevcuttur. Anılan tebliğ hükümlerine göre, bankaların ticari krediler sebebiyle hukuka aykırı olmamak kaydıyla masraf tahsil edebilmesi mümkün olmakla birlikte sözleşmede açık bir oranın belirtilmediği anlaşılmış olup bu durumda sözleşmeyle bir oran belirlenmediğinin ve ilan edilen bir tutar bulunmaması halinde ise tahsil edilen masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonuca gidilmiştir. Bu tespitler ışığında yapılan değerlendirme neticesinde emsal bankacılık uygulamaları kapsamında davacı bankanın 890,91-TL yönünden istirdat isteminin yerinde olduğu sonucuna varılmıştır. Son olarak temerrüt başlangıcı yönünden inceleme yapılmış olup TBK’nın 117. maddesi uyarınca, muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olmaktadır. Somut olayda ise davalının, davadan önce temerrüde düşürüldüğü ispat edilememiştir. Buna göre, davaya konu alacağın, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
890,91-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin kısmın reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 60,86-TL ilam harcından peşin alınan 34,59-TL’nin mahsubu ile bakiye 26,27-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 34,59-TL peşin harç ve 29,20-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 63,79-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 890,91 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 292,1 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 128,50-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, dava miktarı itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır