Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/813 E. 2019/1131 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/813 Esas
KARAR NO : 2019/1131
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 05/09/2018
KARAR TARİHİ : 12/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Borçtan Kurtulma Davası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı ile davacı borçlunun hakim ortağı olduğu, … San ve Tic Ltd Şti arasında 10 yıldan uzun bir zamandan beri kumaş alımı/satımı şeklinde ticari ilişki olduğu, davacı ile davalı arasında icra dosyasına konu borcu doğuracak hiçbir hukuki ilişki olmadığı, davalı alacaklının davacı borçlunun sahibi olduğu borçlarının teminatı olmak ve bu miktar borç ödendidiğinde iade edilmek üzere takibe konu senetleri aldığı, davacının davalının talebi üzerine ve tüm ödemeleri de yaptığı hesap olduğu için 02.05.2016 tarihinden itibaren davalı alacaklının babası olan …’in … Bankası … nolu hesabına ödemeleri peyderpey ödediği, anılan hesapta davalı alacaklının da tüm ödemeleri bu hesaba yapıldığı için işlem yapma yetkisi olduğu kanaati taşındığı, …. îcra Md … E. sayılı takibe konu senetlerin teminat senedi olduğu ve ödendikleri için borçlu olunmadığının tespiti istemli işbu davanın açıldığı, açıklanan nedenlerle ve duruşmalarda da ortaya çıkacak sair sebeplerle davanın kabulüne, davalı alacaklıya borçlu olunmadığının tespitine, …. îcra Md … E sayılı takibin iptaline, davalı alacaklının kötü niyetli olması nedeniyle % 20’den az olmamak üzere aleyhine tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davalı tarafından tanzim edilen senetlerle … İcra Md … E Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı ile müvekkili arasında uzun yıllara dayalı hem ticari, hemde aile dostu olarak tabir edilebilecek derecede yakın arkadaşlık ilişkisi bulunduğu, davalı tarafa verilmiş olunan senetlerin ödenmesinin de iş bu dostluk hukuki ilişkisine dayalı olarak müvekkili tarafından uzun zaman beklendiği, ancak ödeme yapılmaması üzerine icra takibi yapıldığı, davalı tarafından ödeme yapıldığı yönündeki iddia ve beyanların kötü niyetle yapılan gerçek dışı iddialar olup kabul edilmediği, senedin teminat senedi olduğu yönünde dosyaya sunulmuş bir delil ve belge bulunmadığı, bonoya karşı ileri sürülen teminat iddiasının senet metninden anlaşılması yanında ayrıca sözleşme ile neyin teminatı olduğunun da ispatı gerektiği, soyut ve belgesiz iddiaların babul edilmediği, davalı haricinde 3.şahıslara yapılan ödemelerin neyin ödemesi olduğunun banka dekontlarından sanki davalıya yapılmış gibi gösterilmeye çalışılmasının davalının kötü niyetinin ispatı olup kabulünün mümkün olmadığı, dava değeri dikkate alındığında tanık dinletilmesinin mümkün olmadığı, tanık delilinin kabul edilmediği hususlarını beyanla; haksız ve mesnetsiz kötü niyetle açılmış davanın reddi ile davalının icra inkar tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya ytikletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gereken deliller de celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce; tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda mali bilirkişi … ile hukukçu Dr. … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 20/09/2019 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Davacı taraf işbu davayı davalıya karşı takip konusu senetler dolayısıyla borçlu olmadığının tespiti amacıyla açmıştır. Menfi tespit davası kapsamında her ne kadar davacının borçlu olmadığı hususunu ispat etmesi gerekecekse de, bir kimsenin menfi bir hususu kesin olarak ispat etmesi mümkün değildir. Bu nedenle menfi tespit davası kapsamında alacaklı davalı, borcun varlığını ispat ile yükümlüdür (Bkz. Yarg. 19. HD.,. 2018/2726 E, 2018/6596 K., 13.12.2018 T. sayılı karar, … veri tabanından yararlanılmıştır). Davalı taraf her ne kadar davacının senetler karşısında borçlu olmadığı hususunun ispatı için kesin delil sunması gereğinden söz etse de, dosya kapsamında yer alan ve değerlendirmeye esas teşkil eden bir takım bilgi ve belgelerin delil başlangıcı niteliğinde olduğunun göz ardı edilmemesi gerekmektedir.
Davacı işbu dava ile takip konusu senetlerin davalıya teminat amacıyla verilmiş olunduğunu, bununla birlikte teminat altına alınan borcun esasen zaten ifa yoluyla sona ermiş olduğunu iddia etmiştir. İfade edelim ki, dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden, bir diğer ifadeyle dava dışı …..Ltd Şti ticari defter kayıtlarından davacının 1. ortağı olduğu söz konusu şirketin davalı tarafa 321.551.30 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Gerçekten de, ticari defterlerin incelenmesi sonucunda; dava dışı şirket ile davalı … ‘in ticari ilişki içinde olduğu, davacının dava dışı …’in ortağı olduğu, taraflar arasında kumaş alımı/satımı yapıldığı, dava dışı … Ltd Şti’den kumaş satımından kaynaklanan cari hesap ilişkine göre …’in dava dışı … Ltd Şti’den 31.12.2016 tarihi itibariyle 129 yevmiye kapanış kaydına göre 321.551.30 TL alacaklı olduğu, dava dışı şirket ticari defterlerinden tespit edilmiştir.
Dosya kapsamında dava tarafları arasında işbu borç ilişkisi dışında davalı lehine alacak hakkı doğuran başka herhangi bir borç ilişkisi tespit edilememiştir. Nitekim davacının ortağı olduğu şirket ile davalı arasında ticari defter kayıtları kapsamında davalı lehine 321.551.30 TL alacak hakkı doğduğunun ispatı karşısında, davalı senetlerin işbu alacak hakkına istinaden verilmediği iddiasında ise, o halde takip konusu senetlerin hangi borç ilişkisi kapsamında doğmuş olan borca ilişkin olarak verilmiş olduğunu ispat ile yükümlüdür. Bununla birlikte dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde, davalı tarafın işbu ispat yükümlülüğünü yerine getirmiş olduğu kanaatini uyandıran herhangi bir delile rastlanılmamıştır.
İşbu dava konusu senetlerin davalı tarafa teminata amcıyla verilmiş olduğu iddiası ispatlanamamış olmakla birlikte, senetlerin hukuki dayanağı olarak dosya kapsamında yalnızca 321.551,30 TL değerindeki borcun tespit edildiğinin anlaşılması sebebiyle, senetlerin bu borca ilişkin olarak ifa uğruna mı verildiği yoksa işbu borca karşılık teminat olarak mı verildiği hususlarının ispatı, dosya kapsamında yer alan iddia ve talepler bakımından herhangi bir değişikliğe yol açmayacaktır.
Davacı taraf, kendi şirketi ile davalı taraf arasında kumaş alım-satımı kapsamında doğmuş olan borcu ise ifa ettiğini, işbu borcun bu şekilde sona erdiğini iddia etmiştir. Bununla birlikte davalı, üçüncü kişilere yapılan ifanın davacı tarafın borcunu sona erdirmesinin mümkün olmadığı hususunu ileri sürmüştür. Davalı tarafça ileri sürüldüğü üzere, borcun üçüncü bir kişiye ifası, alacaklının bu yöndeki rızasının bulunmadığı hallerde borcu sona erdirmez. Bununla birlikte somut olayda kendisine banka yoluyla ifa yapıldığı iddia edilen üçüncü kişi davalı tarafın babasıdır. Bu nedenle söz konusu dava dışı …’e yapılan ifanın, ….’in ticari defter kayıtları kapsamında ispat edilen borcun ifası oalrak değerlendirilmesinin mümkün olup olmadığı, eğer mümkün ise söz konusu ifanın borcu sona erdirip erdiremeyeceği ele alınmalıdır.
Davacı, davalının babası olan …’in banka hesabına yapmış olduğu ödemelerin ….’in davalıya olan borçlarının ifası amacıyla yapılmış olduğunu iddia etmiştir. İfade edelim ki, dosya kapsamında yer alan banka kayıtlarından anlaşıldığı üzere; davacı, 02.05.2016-26.12.20 tarihleri arasında 51.150.00 USD, 09.01.2017-25.12.2017 tarihleri arasında 58.960.00 USD (13.460.00 USD ekstreden de tespit edilmiştir), 02.01.2018-06.08.2018 tarihleri arasında ise 26.520.00 USD (Banka tarafından gönderilen ekstreden de tespit edildi.) olmak üzere toplam 136.630.00 USD miktarındaki parayı davalının babası … hesabına yatırmıştır. Davacı her ne kadar bu ödemeleri ifa sebebi belli olmayan ve üçüncü kişiye yapılan ödeme olarak değerlendirmişse de, dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerin tamamı değerlendirilerek kanaate varılmalıdır. Dosyaya davacının ödeme yapmış olduğunu iddia ettiği hesapla ilgili gönderilen dokümanlardan dava dışı …’e ait mevduat hesabından davalının bizzat bankaya giderek 11.550 USD değerindeki parayı çekmiş olduğu anlaşılmaktadır. Heyetimiz tarafından yapılan değerlendirmede davacı tarafça para yatırılmış olan dava dışı …’e ait, … Bankası Nezdindeki … İban nolu hesaba davacı taraf dışında başka bir kişi tarafından para yatırılmamış olduğu tespit edildiğinden, davalı tarafça işbu hesaptan çekilen 11.550 USD’nin davacı tarafça yatırılan paradan çekildiği yönünde ifade kullanılabilmektedir. Hayatın olağan akışı kapsamında davalının babası dava dışı …’in herhangi bir üçüncü kişi olarak değerlendirilmesinin güç olmasının yanı sıra, söz konusu dava dışı şahsın hesabına yalnızca davacı tarafça para yatırılmış olması ve davalının da bizzat bu ehsaptan para çekerek hesaba yatan paradan bilgi sahibi olduğunun anlaşılması karşısında, davacı tarafça işbu hesaba yapılmış olan ödemeler hakkında farklı bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Nitekim dosya kapsamı incelendiğinde, davacı ile davalının babası olan dava dışı … arasında kurulmuş olan başkaca bir borç ilişkisini ispata yarayan delil niteliğinde bilgi veya belgeye rastlanılmamıştır.
Bu kapsamda, davacı ile davalı arasında tespit edilebilen yegâne borcun, davacının ortağı olduğu …. şirketinin ticari defterlerinden anlaşılan 321.551.30 TL değerindeki borç olduğu, işbu borcun davalı ile davacının ortağı olduğu … şirketi arasındaki ticari ilişkiden doğduğu hususları tespit edilmiş olduktan sonra; gerek davacı ile dava dışı … arasında borç doğurabilecek herhangi bir hukuki ilişkinin tespit edilememiş olması gerekse dava dışı …’in davalının babası olması hususları karşısında, davacı tarafın dava dışı …’e ait hesaba yatırmış olduğu paranın davalıya olan borcun ifası amacıyla yatırılmış olduğu hususunun ispat edildiği yönünde kanaate varılmıştır. Davalı tarafın dava dışı …’e ait hesaptan bizzat para çekmiş olması, dava dışı …’indavalının babası olması da dikkate alındığında, davalı tarafın babası olan üçüncü kişiye yapılan ifaya davalı tarafın rıza veya icazet göstermemiş olduğu hususunun iddiası mümkün görünmemektedir.
Bu hususta dosya kapsamında davacı ile davalı arasında yapılan Watshapp yazışmaları da yer almaktadır. Bu mesajlaşmalarda davalının söz konusu hesaba yatan ve yatırılacak paralardan bilgi sahibi olduğu, birçok mesajda da davalı tarafından davacıya …’deki hesaba para yatırdın mı?, Ne kadar yatırdın ?, Ne zaman yatıracaksın? gibi mesaj ları davacıya gönderildiği ve mesajlar sonrasında davacı tarafından söz konusu hesaba paraların yatırıldığı anlaşılmıştır. İfade edelim ki, söz konusu mesajlar delil başlangıcı niteliğinde derlendirilebileceğinden ve banka kayıtları ile uyum içerisinde olduğundan işbu raporda dikkate alınmıştır.
Taraflar arasındaki mesajlardan da anlaşılacağı üzere, davacı tarafından davalının babası …’e ait … Bankası/ … Şubesi nezdindeki USD mevduat hesabına yatan paraların davalının bilgisi dahilinde gerekleştiği ve ödemelerin periyodik olarak haftalık süreler içinde yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı taraf her ne kadar davacının senetler karşısında borçlu olmadığı hususunun ispatını kesin delillerler isapt etme yükümlülüğüne işaret etmişse de, dosya kapsamında yer alan ve değerlendirmeye esas teşkil eden bir takım bilgi ve belgelerin delil başlangıcı niteliğinde olduğunun göz ardı edilmemesi gerekmektedir.
Bu kapsamda davacının dava dışı …’e işbu borcun ifası amacıyla yapmış olduğu toplam ödeme değerinde davalı tarafa olan borcunun sona ermiş olduğunun kabulü, dosya kapsamında yer alan vasıtalarla ispat edilmiş olan hususlar dairesinde hukuka uygun görünmektedir.
Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belge kapsmaında yapılmış olan inceleme neticesinde; davacının davalının babası olan dava dışı … ‘in … Bankası /… Şubesi nezdindeki … îban nolu USD mevduat hesabına toplam 136.630.00 USD tutarında ödeme yapmış olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafça icra takibine konu edilen senetler; 23.12.2015 düzenleme tarihli: 30.04.2016 vadeli 8.000 USD bedelli, 31.05.2016 vadeli 8.000 USD bedelli, 30.06.2016 vadeli 8.000 USD bedelli, 23.12.2015 düzenleme tarihli: 30.04.2016 vadeli 8.000 USD bedelli,31.05.2016 vadeli 8.000 USD bedelli,30.06.2016 vadeli 8.000 USD bedelli, 31.07.2016 vadeli 8.000 USD, bedelli, 31.08.2016 vadeli 8.000 USD bedelli, 30.09.2016 vadeli 8.000 USD bedelli, 31.10.2016 vadeli 8.000 USD bedelli, 30.11.2016 vadeli 8.000 USD bedelli senetlerdir.
Davacı tarafça davalıya verilmiş olan sekiz adet senet kapsamında doğan toplam borcun 64.000,00 USD olduğu dikkate alındığında; davacının dava dışı …’e yapmış olduğu ifanın dosyanın konusunu oluşturan senetlerden doğan borçtan daha fazla miktarda olduğu tespit edilmiştir.
Buraya kadar açıklanan gerekçeler çerçevesinde;
Dosya kapsamında yer alan ispat vasıtası niteliğinde bilgi ve belgeler dikkate alınarak yapılan araştırma ve inceleme neticesinde davalı ile davacı arasında doğrudan kurulmuş olunan bir borç ilişkisinin ispatlanamadığı, bu husustaki ispat yükümlülüğünün davalı taraf üzerinde bulunduğu,
Bununla birlikte davacının ortağı yöneticisi olduğu dava dışı … ile davalı taraf arasında kumaş alım satımından davalı lehine 321.551.30 TL alacak doğduğu hususunun …. in ticari defterleri kapsamında tespit edildiği,
Davacı tarafın davalının babası olan dava dışı …’in banka hesabına yatırmış olduğu paranın davacı tarafın ortağı olduğu …’in davalıya olan 321.551.30 TL değerindeki borcunun ifası amacıyla yatırılmış olduğunun kabulüne engel bir delilin dosyada bulunmadığı, zira bu durumun aksinin davalı tarafça ispat edilmesinin gerektiği ve davalı tarafın işbu ispat yükümlülüğünü yerine getirdiği hususunda dosya kapsamında yer alan bilgi veya belgeye rastlanılamadığı,
Davacı tarafın davalının babası dava dışı …’e banka yoluyla yapmış olduğu ödemelerden davalı tarafın haberdar olduğu hususunun delil başlangıcı niteliğinde olan banka dokümanları ve Whatsapp mesajlarından anlaşıldığı,
Sonuç olarak dosya kapsamında varlığı kanıtlanmış olan yegane borcun davacının ortağı olan …’in davalı tarafa olan 321.551.30 TL değerindeki borcu olup, davacı davalının babası olan dava dışı …’in banka hesabına toplam 136.630.00 USD tutarında ödeme yapmış olduğu ispat edilmiştir. Davalı taraf davacı taraftan başkaca bir alacağı olduğu hususunu ispat yükümlülüğünü yerine getirememiş olduğundan davacının davalının babası dava dışı …’e yapmış olduğu ifanın dosya kapsamı dışında başka bir borcun ifası için yapılmış olduğu hususu ispat edilememiş görünmektedir.” şeklinde beyan ve mütalaada bulunmuşlardır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava; … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına konu senetler yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı yan davanın reddini savunmuştur.
Yanlar arasındaki ihtilaf; … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına konu senetlerin teminat senedi olup olmadığı, davacının davalıya senetler ve takip nedeniyle borçlu olup olmadığı hususlarına yöneliktir.
Mübrez raporda; davacı borçlunun hakim ortağı olduğu … San ve Tic Ltd Şti ile davalı alacaklı arasında ticari ilişki bulunduğu, davalının babası dava dışı … ile davacı arasında başka bir ticari ilişki bulunduğunun davalı tarafça kanıtlanamadığı ve bu kapsamda davalının babasına ait banka hesabına davacıdan başka kemsenin ödeme yapmadığı, davalınında bu hesaptan doğrudan para çekim işlemi yaptığı, bu anlamda hesap sahibinin 3. şahıs olarak olarak kabul edilemeyeceği, davalının ödemelerden haberdar olduğu, Whatsapp mesajlarının bu hususu teyit ettiği, tüm bunlar değerlendirildiğinde yapılan ödemelerin davacının ortağı olduğu şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkiye istinaden oluşan borcun itfasına ilişkin yapıldığının ve senetlerden dolayı davacının davalı şirkete borçlu olmadığının kabulünün gerekeceği mütalaa edilmiş ise de, rapordaki mütalaa ispat hukukuna ve kambiyo hukukuna uygun olmadığı, ticari ilişkinin davacının ortağı olduğu … San ve Tic Ltd Şti ile davalı arasında bulunduğu, ancak takibe ve davaya davacının keşideci olarak davalının lehtar olacak şekilde nakten düzenlendiği, davalı tarafça düzenlenme nedeninin talil edilmediği, ispat yükünün yer değiştirmediği, senetler nedeniyle borçlu olunmadığı yönündeki ispat yükünün davacı da olduğu, öncelikle davacının “dava konusu senetlerin … San ve Tic Ltd Şti ile davalı arasındaki ticari ilişkiye istinaden düzenlendiği, senetlerin teminat senedi olduğu” hususlarını yazılı ve kesin delille kanıtlamasının gerektiği, bu hususun yazılı ve kesin delille kanıtlanamadığı, Whatsapp kayıtlarının ödemelere yönelik olduğu ve ancak “senetlerin … San ve Tic Ltd Şti ile davalı arasındaki ticari ilişkiye yönelik olarak düzenlendiği ve senetlerin teminat senedi olduğu hususlarının yazılı ve kesin delille kanıtlanması” halinde belki dava dışı davalının babası … hesabına yapılan ödemelerin senetlere istinaden yapıldığı yönündeki iddia açısından Whatsapp kayıtlarının yazılı delil başlangıcı teşkil edebileceği ve bu hususta tanık dinlenebileceği, ancak yukarıda da ifade edildiği üzere “dava konusu senetlerin … San ve Tic Ltd Şti ile davalı arasındaki ticari ilişkiye istinaden düzenlendiği, senetlerin bu ilişkinin teminatını teşkil ettiği” hususunun davacı tarafça yazılı ve kesin delille kanıtlamadığı, bu hususta yemin deliline de başvurulmadığı, dolayısıyla mübrez rapordaki mütalaya iştirak edilemediği, borçsuzluk iddiasının ve davanın davacı tarafça kanıtlanamadığı sübuta ermekle davanın reddine, ayrıca davalı her ne kadar kötüniyet tazminat talebinde bulunmuş ise de, davacının dava açmakta kötüniyeti sabit olmadığından yerinde görülmeyen davalı yanın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davanın reddine, davalı tarafın şartları oluşmayan ve yerinde görülmeyen kötü niyet tazminat isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
Davalı tarafın şartları oluşmayan ve yerinde görülmeyen kötü niyet tazminat isteminin REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 6.426,46 TL peşin harçtan 44,40 TL ‘ nin mahsubu ile arda kalan 6.382,06TL’lik kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 28.528,66TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzereoy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/12/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …