Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/810 E. 2021/981 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/810 Esas
KARAR NO : 2021/981

DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/09/2018
KARAR TARİHİ : 29/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27.06.2018 günü saat 18.20 sıralarında davalı sürücü … ‘ın yönetimindeki … plakalı araç ile … mahallesi, …, … caddesini takiben çevreyolu yönünde seyri sırasında çevreyolu yol ayrımı mevkiine geldiğinde yanlış yola girdiğini fark ederek duruş yapıp geri manevra yaptığında, arkasından yolu geçmekte olan davacı yaya …’ye çarpması ile meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralanması sonucu ; gördüğü tedaviler kapsamında şimdilik 5.000,00 TL maddi ve 10.000.00 TL manevi tazminatının davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleşen davada, davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 27/06/2018 tarihinde yaya olarak yürüdüğü sırada tek şeritli yoldan ve ters istikametten geri geri hızlı bir şekilde gelen Uber olarak çalışan aracın çarpması sonucu yaralandığını, dava konusu kaza ile ilgili … 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, anılan mahkeme dosyasından aldırılan raporda davacının toplam tedavi masraflarının 38.402,53 TL olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde bir kusuru olmadığını, anılan tedavi masraflarının davalı … tarafından karşılanması gereken masraflar olduğunu, davalıdan tahsilinin gerektiğini beyan ile dava dosyasının … 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini ve 38.402,53 TL nın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkil şirket nezdinde sigortalı olduğunu, poliçedeki kişi başı sakatlık ve ölüm teminatlarının kaza tarihi itibariyle kişi başına 360.000,00-TL olduğunu, manevi tazminat ve tedavi gideri taleplerinin teminat dahilinde olmadığını, Müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı aracın kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin poliçe teminatı kapsamı dışında kaldığını, 01.06.2015 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları gereği; sürekli sakatlık ve destekten yoksun kalma tazminatı hesabında trh 2010 tablosunun dikkate alınmasını ve 1.8 teknik faiz uygulanması gerektiğini, zmss poliçe vadesinin 01.12.2017 tarihinde başladığını, bu durumda, huzurdaki uyuşmazlık için 01.06.2015 tarihi sonrasında yürürlüğe giren zmss genel şartlarının uygulanacağını, dolayısıyla, tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatının teminat dahilinde olmadığını, geçici maluliyetten kaynaklı zararın, geçici iş göremezlik olduğunu ve bu dönem için bakıcı gideri tazminatı talep edilmesinin kural olarak mümkün olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı belirtilen .. plakalı araçın müvekkili şirkette sigortalı olduğunu, poliçede manevi tazminat için kaza başına teminat limitinin 250.000 TL olduğunu, Müvekkil şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olabileceğini, . Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. ve 85. maddelerine göre trafik sigortalarının, işletenlere düşen sorumlulukları karşılamak üzere yapıldığını, sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa, işletene düşen bir sorumluluk da bulunmayacağını, bu nedenle kusur tespiti yapılması gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Ltd.Şti. Ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı aracı kullanan yine davalılardan …’ın … Polis Merkezi Amirliğinde 28/06/2018 günü saat 01:41’de verdiği ifadesinde ; … Caddesinde kullandığı araba ile ilerlerken … Caddesinin yola bağlantı noktasını geçtiği esnada yolun çatallaştığını ve sağdan devam ettiğini, yanlış gittiğini fark edince aracını durdurup geri geri gitmeye başladığını, arkasını kontrol ettiğinde kimsenin olmadığını, ancak aracının sol arka köşesinden birine çarptığını fark ettiğini beyan ettiğini, kazanın gerçekleştiği yerde, yaya geçidi, üst geçit ya da trafik ışığı olmadığını, ayrıca iki şeridi ayıran orta refüjde bariyer olduğunu, Kaza yerinin yaya trafiğine kapalı bir yol olduğunu, davacının haksız kazanç elde etmeye yönelik maddi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, manevi tazminata hükmedilirken, eylem ve olayın özelliğini, kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve kusuru bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, kişilik haklarına saldırıda bulunduğu iddia edilenin kusuru bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunu, tarafların sıfatlarını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını, ülkenin ekonomik koşullarını, olayın ağırlığını, tarihini ve nihayet paranın satın alma gücünü göz önünde bulundurması gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava tarihi itibariyle dava konusu alacak bakımından zamanaşımı süresinin dolduğunu, zamanaşımı nedeni ile davanın reddi gerektiğini, müvekkili kurum aleyhine açılacak davalarda müvekkili kuruma yazılı olarak başvuru yapılmasının ön koşul olduğunu, yasal düzenleme gereği davacı şirketin müvekkili kuruma yazılı olarak başvuru yapmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, yasal düzenleme de dikkate alınarak trafik kazaları nedeniyle oluşan tedavi, tıbbi malzeme, ilaç, refakatçi ve yol giderlerinin müvekkili kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliği hükümleri uyarınca karşılandığını, ancak müvekkili kurum tarafından karşılanmayan iş göremezlik, maddi manevi tazminat talepleri ve bakıcı giderleri yönünden ise sigorta şirketlerinin sorumluluğunun devam ettiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE: Asıl dava; trafik kazasından kaynaklı iş göremezliğe dayalı geçici/sürekli iş göremezlik , bakıcı gideri, tedavi giderlerine dayalı maddi ve manevi tazminat , birleşen dava; davalı … aleyhine tedavi giderlerine dayalı maddi tazminat istemlerine ilişkindir.
Poliçe / hasar dosyası, araç tescil kayıtları, tedavi masraflarına ilişkin belgeler, ilgili emniyet müdürlükleri marifeti ile düzenlenen ekonomik ve sosyal durum araştırma cevaplarının dosyada mübrez olduğu görülmüştür.
Davacıya ait tedavi evrakları celp edilmiş ve maluliyet raporu temin edilmiştir.
…’ya yazı yazılarak davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmıştır.
… 60. ASCM’nin … esas sayılı ceza dosyası fiziken celp edilmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi kapsamında zamanaşımı defi ileri sürdüğü görülmekle iş bu savunma öncelikli olarak irdelenmiştir. Bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde; 2918 sayılı KTK’nın 109. maddesi gereğince, haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. Ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için, eylemin aynı zamanda bir suç oluşturması yeterli olup, bunun dışında fail hakkında ceza davasının açılması ya da mahkumiyet kararı verilmesi gibi bir koşul aranmamaktadır. Anılı kanuni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; yaralamalı trafik kazasından kaynaklı eylem için kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK gereğince öngörülen 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi dikkate alındığında kaza tarihi ve dava tarihi itibari ile zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmış olup yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunun … sayılı raporunda özetle;
“…KİŞİ HAKKINDA DÜZENLENMİŞ TIBBİ BELGELERİN TETKİKİNDE;
1. … Hastanesi’nin 27/06/2018 giriş, 29/06/2018 çıkış tarihli epikriz raporunda; Araç dışı trafik kazası ile gelen hastada sağ ön kolda çatal sırtı deformitesi bulunduğu, çekilen sağ el BT incelemesinde: Radius distal diafizometafizer kesiminde eklem yüzüne uzanan angülasyon gösteren parçalı deplase fraktür hatları, radiokarpal eklem ilişkilerinde buna sekonder bozulma, radioulnar eklem mesafesinde açılma ve ulna stiloid proseste fraktür tespit edildiği, tedavi için servise yatırıldığı, kapalı redüksiyon perkütan pinleme ve penning tipi eksternal osteosentez ameliyatı uygulandığı ve önerilerle taburcu edildiğinin belirtildiği,
2. … Hastanesi’nin 17/07/2018 tarihli iki yönlü direk grafi raporunda; Grafıler sağ el bileği eksternal fıksasyon materyali içerisindeyken elde edilmiştir. Radius ve ulna distal metafizer kesimlerinden geçen metalik fıksasyon materyalleri izlenmektedir. Ayrıca l,2. metakarpal kemiklerden geçen metalik fıksasyon materyalleri olduğu görülmektedir. Radius distal metafizer kesiminde deplasman gösteren fraktür olduğu görülmektedir. Ayrıca ulnar stiloid lokalizasyonda nondeplase fraktür açısından şüpheli görünüm mevcuttur. El bileği eklem ilişkileri normaldir. Çevre yumuşak dokuya ait belirgin patoloji saptanmamıştır.” şeklinde belirtildiği,
3. … Hastanesi’nin 17/01/2019 tarihli iki yönlü direk grafi raporunda; “Distal radiusta radyoopak görünümler sklerotik değişiklikler değişiklikler izlenmiştir. Periosteal kontur irregülaritesi saptanmıştır. Fraktüre bağlı kronik sekel değişiklikler lehinedir. Sağ radius distalinde stiloid proseste deplasman mevcut olup distal kesimde ulnada defekt izlemiştir. Serberst osseöz ulna ile triquetrum ve pisiform arasında serbest kemik fragmanları mevcuttur.” şeklinde belirtildiği,
4. … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 23/05/2019 tarihli sağlık kurulu raporunda: “Haziran 2018’de araç dışı trafik kazası sonrası sağ radius alt uç kırığı gelişmiş kapalı redüksiyon ve eksternal fiksasyon uygunlanmış, sağ el bileği fleksiyonu 20 derece, ekstansiyonu tam, pronasyon ve supinasyon açık. Kas kuvvetleri tam. Şekil 2.6, Tablo 2.3 kişinin engel oranını %4 olduğu” şeklinde belirtildiği,
5. Dosyaya ekli grafilerin Kurulumuzca incelemesinde; 03/05/2019 tarihli sağ el bileği grafisinde radius distalinde eklem yüzeyinde daralmaya neden olan kaynamış kırık sekeli, ulna styloid proçeste kaynamamış kırık sekeli izlendiğine göre;
SONUÇ:
Kurulumuzun 18/03/2019 tarih ve 5066 Karar nolu müzekkeresinde; kişinin son durum muayenesinin yapılabilmesi için 02/09/2019 tarihine randevu verildiği fakat kişinin muayeneye gelmediğinin anlaşıldığı cihetle mevcut tıbbi belgelere göre yapılan değerlendirmede; … ve … oğlu, 27/10/1979 doğumlu, …’nin 27/06/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmeliği dikkate alındığında;
Kas-İskelet Sistemi, Üst Ekstremiteye ait sorunlar, el bileği eklemi hareket kısıtlılığı, Şekil 2.6 ve Şekil 2.7 ’ye göre üst ekstremite özürlülük oranı %7 olup Tablo 2.3’e göre;
1.Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %4 (yüzdedört) olduğu,
2.İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği,
3.Başka birisinin sürekli veya geçici bakımına muhtaç durumda olmadığı…” yönünde oy birliği ile mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Dosya kapsamına alınan 15/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“…Tedavi giderleri yönünden inceleme ve değerlendirmeler;
Dosyadaki belge ve diğer kanıtların incelemesiyle belirlenen hususlar ve bu hususlardaki değerlendirmeler şunlardır;
1-26.06.2018 Tarihinde davalı sürücü … yönetimindeki … plakalı araç ile yaya halindeki davacı …’ye çarpması sonucü davacının … Hastanesi Acil Servisine başvurduğu, ortopedi uzmanı tarafından muayene edilerek yapılan radyolojik tetkikler sonucunda sağ el bileği parçalı kırıklı çıkık ( sağ el bileği Radius distal uç eklem içi paraçalı kırık /çıkık) teşhisi konulduğu, diğer tıbbi tetkikleri yapılarak ameliyata hazırlandığı, 27/06/2018 tarihinde ameliyat edildiği, eksternal fiksatör yardımlı kapalı redüksiyon + K teli ve fiksatör ile tespit edildiği, adı geçen özel hastaneden 29/06/2018 tarihinden itibaren 30/09/2018 tarihine kadar 94 (doksandört) gün istirahat (geçici işgöremezlik) raporu düzenlenerek taburcu edildiği, yine aynı hastane tarafından davalıya 01/10/2018 tarihinden itibaren 91 (doksanbir) gün istirahat raporu (geçici işgöremezlik) düzenlendiği, toplam 185 (yüzseksenbeş) gün geçici işgöremezlik raporu düzenlendiği,
2. Davacının tedavisinin yapıldığı özel Memorial hastanesi tarafından tedavi giderlerine ilişkin olarak 29/06/2018 tarihli … Seri No lu 36.270,00-TI. tutarında, 16/07/2018 tarihli … Seri No lu 250,03-TL tutarında, 13/08/2018 tarihli … Seri No lu 251,93-TL tutarında olmak üzere Toplam: 36.771.96-TL lik fatura düzenlendiği,
3. Davacının Fizik Tedavisinin yapıldığı … Merkezi tarafından fizik tedavi giderlerine ilişkin olarak 26/09/2018 tarihinden itibaren 04/12/2018 tarihine kadar muhtelif tarihlerde muhtelif seri no lu her biri 130,00-TL, tutarında 12 kür olmak üzere Toplam: 1.560,00- TL’lik fatura düzenlendiği,
4. Davacı adına TC Sağlık Bakanlığı … Eğitim Araştırma Hastanesi’nde 03/05/2019 tarihinde düzenlenen % 4 oranındaki süreli vücut fonksiyon kaybı tanılı ücretli Sağlık Kurulu Raporuna ilişkin olarak 71,57-TL tutarında masrafının olduğu,
Anlaşılmış olup; davacının tedavi giderlerinin Toplam: 38.402,53-TL olduğu değerlendirilmiştir.
5. Davacı adına düzenlenen İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından 20/09/2019 tarih ve 20219 karar sayılı ATK Raporunda; davacının, kas iskelet sistemi üst ekstremileye ait özürlülük oranının % 7, tüm vücut engellilik oranının % 4 (yüzdedört) olduğu ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceğinin değerlendirildiği,
Buna göre dava konusu somut olayda 26.06.2018 tarihinde trafik kazası geçiren davacının özel Memorial Hastanesinde ve … Merkezi’nde gördüğü tedaviler için sunulan sağlık hizmet bedelleri (tedavi, tbbi malzeme, ilaç, refakatçi ve yol giderleri) … … tarafından karşılanması gerektiği, …’nun, tedavi giderleri yönünden davacıya herhangi bir ödeme yapmadığı anlaşılmış olup; dolayısıyla davacıya ait toplam tedavi gideri olan 38.402,53-TL’lik alacağın …’na yöneltilmesi gerektiği, … tarafından karşılanmayan İş göremezlik diğer maddi-manevi tazminat ve bakıcı giderlerinin davacıyı teminatı kapsamında güvence altına alan davalı sigorta şirketleri tarafından karşılanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
SONUÇ:
Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 26.06.2018 tarihinde meydana trafik kazasında;
1-Davalı sigorta şirketi tarafından kaza tarihini kapsar şekilde zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış olan ve diğer davalıların işleteni olduğu davalı sürücü … yönetimindeki … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın %100 (yüzde yüz) oranında asli kusurlu olduğu,
2- Davacı yaya …’nin kusursuz olduğu,
3-Davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’nin, tedavi giderlerine ilişkin 38.402,53-TL lik alacağın …’na yöneltilmesi gerektiği,
4- Davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’nin davalıların sorumluluğunda olan tedaviye bağlı giderler ve Geçici İş göremezlik dönemine ait maddi zararının Sayın Mahkeme tarafından görevlendirilecek hesap uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenecek raporla açıklığa kavuşacağı…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Dosya kapsamına alınan 17/09/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “…Buna göre yapılan incelemelerde ; Dosyadaki belge ve diğer kanıtların incelemesiyle belirlenen hususlar ve bu hususlardaki değerlendirmelere Sayın Mahkeme dosyasında mübrez 15.09.2020 tarihli Bilirkişi Kök Raporunda ysr verilmiş olup * 26.06.2018 tarihinde trafik kazası sonrası davacının tedavisinin yapıldığı … Hastanesi tarafından tedavi giderlerine ilişkin olarak * 29/06/2018 tarihli … Seri No lu 36.270,00-TL tutarında, 16/07/2018 tarihli … Seri No lu 250,03-TL tutarında, 13/08/2018 tarihli … Seri No lu 251,93-TL tutarında olmak üzere Toplam: 36.771,96-TL lik fatura düzenlendiği, * Davacının Fizik Tedavisinin yapıldığı … Merkezi tarafından fizik tedavi giderlerine ilişkin olarak 26/09/2018 tarihinden itibaren 04/12/2018 tarihine kadar muhtelif tarihlerde muhtelif seri no lu her biri 130,00-TL tutarında 12 kür olmak üzere Toplam: 1.560,00-TL’lik fatura düzenlendiği,
* Davacı adına TC Sağlık Bakanlığı … Eğitim Araştırma Hastanesi’nde 03/05/2019 tarihinde düzenlenen % 4 oranındaki süreli vücut fonksiyon kaybı tanılı ücretli Sağlık Kurulu Raporuna ilişkin olarak 71,57-TL tutarında masrafının olduğu, davacının tedavi giderlerinin Toplam: 38.402,53-TL olduğu belirlenmiştir
Buna göre dava konusu somut olayda 26.06.2018 tarihinde trafik kazası geçiren davacının özel Memorial Hastanesinde ve … Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde gördüğü tedaviler için sunulan sağlık hizmet bedelleri (tedavi, tıbbi malzeme, ilaç, refakatçi ve yol giderleri) … … tarafından karşılanması gerektiği, …’nun, tedavi giderleri yönünden davacıya herhangi bir ödeme yapmadığı anlaşılmış olup; dolayısıyla davacıya ait toplam tedavi gideri olan 38.402,53-TL’lik alacağın …’na yöneltilmesi gerektiği, … tarafından karşılanmayan iş göremezlik, diğer maddi-manevi tazminat ve bakıcı giderlerinin davacıyı teminatı kapsamında güvence altına alan davalı sigorta şirketleri tarafından karşılanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
SONUÇ:
Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 26.06.2018 tarihinde meydana trafik kazasında;
1-Davalı sigorta şirketi tarafından kaza tarihini kapsar şekilde zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış olan ve diğer davalıların işleteni olduğu davalı sürücü … yönetimindeki … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın %100 (yüzde yüz) oranında asli kusurlu olduğu,
2-Davacı yaya …’nin kusursuz olduğu… ” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Huzurdaki davada; asıl dava yönünden 27/06/2018 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazasından kaynaklı geçici ve sürekli iş göremezlik zararı ile bakıcı ve tedavi giderleri yönünden maddi tazminatın davalı sürücü, işleten ve ZMSS düzenleyen sigorta şirketinden tahsilinin talep edildiği, manevi tazminatın ise kasko poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketi ile sürücü ve işleten şirketten tahsilinin talep edildiği, birleşen dava yönünden davalı … aleyhine tedavi giderlerine dayalı maddi tazminat isteminin ileri sürüldüğü görülmüş olup davanın hukuksal zemini kapsamında tatbiki gereken 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinin; ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde, Kanun’un 85/son maddesinin ise; ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde düzenlendiği görülmüştür.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü içermekte olup anılı maddeye göre; gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahsın, o zararın tazmin ile yükümlü olduğu anlaşılmıştır.
Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın 3. maddesi çerçevesinde manevi tazminata ilişkin taleplerin teminata dahil edildiği görülmüş olup “Manevi tazminat talepleri, ek sözleşme ile teminat kapsamı içine alınabilir. Bu taleplerin, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) dışında kalması nedeni ile, bu teminat, bahsi geçen zorunlu sigortanın varlığına bağlı olmaksızın, bu sigorta limitlerinin içinde hüküm ifade eder.” şeklinde düzenlendiği görülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesi uyarınca; “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesi gereğince ; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde düzenlenmekle, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasa gereğince yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olup anılı düzenlemeler kapsamındaki sorumluluğa dayalı olarak tazminat isteminin mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Anılı kanuni düzenlemeler ışığında ve tüm delillerin tetkiki neticesinde somut olaya bakıldığında; davaya konu trafik kazası gerçekleştiği sırada yaya olan davacının muayene evraklarının celbine müteakip kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan yönetmelik ( “Engellilik Ölçütü Sınıflandırılması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” ) hükümleri kapsamında Adli Tıp Kurumu (ATK) raporu temin edilmiş olup davacının sürekli iş göremezlik oranının %4 , geçici iş göremezlik süresinin ise 4 ay olarak tespit edildiği görülmüştür. ATK raporunun dosyada mevcut tedavi evrakları/raporları incelenmek sureti ile ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlandığı, raporlar arasında çelişkinin bulunmadığı anlaşılmakla, yeniden rapor alınması yoluna gidilmemiştir.(Emsal ilam:Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2020/136 esas, 2020/1901 karar sayılı ilamı.)
Devamında kazanın meydana gelmesinde tarafların kusurlu olup olmadıkları meselesi üzerinde durulmuştur. Kaza tespit tutanağının düzenlenmediği anlaşılan kaza nedeni ile başlatılan soruşturma aşamasında keşif neticesinde kusur raporlarının tanzim edildiği, ceza davasının açılması neticesinde %100 asli kusurlu olduğu tespit edilen davalı sürücü aleyhine hükmedilen hapis cezasının ertelenmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda ceza soruşturma ve ceza dava dosyası içeriği ile çelişki içermeyen, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, gerekçeli olmakla hükme esas alınmaya elverişli bulunan kusur bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler dayanak yapılmıştır. Bu kapsamda varılan kanaat gereğince; Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin araç manevralarını düzenleyen 137. maddesine göre sürücülerin geri giderken ve bunlara benzer hallerde karayolunu kullananlar için tehlike ve engel yaratmamaları, araçların etrafını kontrol etmeleri, yavaş ve dikkatli hareket etmeleri, görüş alanları dışında kalan yerler varsa tehlikesizce hareket edebilmeleri ve uyarılmaları için bir gözcü bulundurmaları zorunlu olup olayda aksine davranan ve yolu iyice kontrol etmeden ve arkasını görmeden hızlı geri manevra yaparak arkasında yolu geçmekte olan davacı yayaya çarpan davalı sürücünün manevraları düzenleyen genel şartlara uymama (KTK Mad.84/j) eylemi nedeniyle kazanın meydana gelmesinde davalı şirkete ait aracı kullanan davalı sürücü …’ın % 100 kusurlu olduğu saptanmıştır. Kaza noktasında yaya geçidi, trafik ışığı ve üst geçit bulunmayan yolda, kaza yerinde yayaların yoğun bir şekilde karşıya geçiş yaptıkları, olay yerinin kavşak başı olduğu, aksi yönde bir delilin bulunmadığı da anlaşılmakla, somut olayda davacıya atfı kabil herhangi bir kusurun bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Yargılama sırasında davacı vekilinin feragat beyanı ile asıl davaya konu (davalı sürücü, davalı işleten, davalı ZMSS sigorta şirketine yönelik) geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik, bakıcı giderlerine dayalı maddi tazminat talepleri yönünden feragat ettiklerini beyan ettiği, vekaletnamesinde feragata yetkili olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce vaki feragat üzerine anılı maddi tazminat talepleri yönünden HMK’nın 307. maddesi uyarınca davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Davacı yanın feragat beyanı dışında kalan asıl davaya konu (davalı sürücü, davalı işleten şirket, davalı …sigorta şirketi aleyhine) tedavi giderleri ile manevi tazminat istemi (davalı sürücü, davalı işleten, davalı kasko şirketi … sigorta şirketi aleyhine) ve birleşen davaya konu tedavi giderleri istemi (davalı … aleyhine) yönünden dava dosyası tetkik edilmiştir. Bu kapsamda yapılan incelemede; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/3655 esas, 2020/1754 karar sayılı ilamında da işaret edildiği üzere; ”…Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun …’na geçtiğinde kuşku yoktur. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.” Nitekim 25/02/2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 sayılı Yasa’nın 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş olup buna göre trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın … tarafından karşılanacağı düzenlenmiştir. Bu hali ile sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen anılı düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Her ne kadar belgesiz tedavi giderleri yönünden sigorta şirketi ile sürücü ve işletenin sorumluluğu devam etmekte ise de huzurdaki davada talep edilen tedavi giderlerinin belgeli olup davalı …’nın sorumluluğunda olduğu dikkate alınarak asıl dava yönünden davalılar aleyhine yöneltilen tedavi giderlerine yönelik istemin reddine, birleşen dava yönünden belgeli tedavi giderlerinden sorumluluğu tespit edilen … yönünden davanın kabulüne dair karar vermek gerekmiştir.
Bir sonraki aşamada davacı yanın (10.000TL) manevi tazminat istemi tetkik edilmiş olup Karayolları Trafik Kanun’unda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yer almadığından TBKnın manevi tazminata ilişkin hükümlerinin tatbikinin gerektiği anlaşılmıştır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesinin; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” şeklinde düzenlendiği görülmektedir. Bu yasal hükümler gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşımaktadır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. Bu nedenle tazminatın miktarının amacına göre belirlenmesi gerekmiş olup tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara göre değerlendirme yapılmıştır. Bu kapsamda yaralamalı trafik kazası neticesinde tedavi görmek zorunda kalıp adli raporlar ve tedavi evrakları ile engelli durumunu gösterir belgeler ışığında (engel oranı %4) iş göremezliğe uğrayan davacının manevi zarara uğradığı ve davalı araç sürücüsünün %100 asli kusuru ile meydana gelen trafik kazası kapsamında olayın ağırlığı ve verdiği üzüntünün bir nebze olsun telafisi bakımından meydana gelen olayın oluş şekli, maluliyet / iş göremezlik oranı ve derecesi ile davalının %100 oranındaki kusur oranı, tarafların mali ve sosyal durumları dikkate alınarak manevi tazminat isteminin kabulü ile davacı yararına 10.000-TL manevi tazminat taktir edilmiştir.
Son olarak temerrüt tarihi ve faiz türü yönünden inceleme yapılmış olup davalı sürücü ve davalı işleten şirket yönünden temerrütün haksız fiil tarihi olan 27/06/2018 tarihi itibari ile başladığı saptanmıştır. İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortasına (İMSS) uygulanacak hükümleri düzenleyen 2918 sayılı Kanun’un 100. maddesinde aynı Kanun’un 98 ve 99. maddelerine atıf yapılmamış olması ve genel şartlarda da bu hükümlere paralel düzenlemenin olmaması nedeni ile bu tür sigortalarda tazminat alacağının muacceliyetinin genel hükümlere göre saptanması gerekmiş olup İMSS yönünden sigortacıya yapılan ihtar ile temerrütün başlayacağı anlaşılmıştır. Bu nedenlerle somut olayda kasko poliçesini tazmin eden davalı … sigorta şirketinin, davacının 17/07/2018 tarihli başvurusu ile mütemerrit olduğu sonucuna varılmıştır. Birleşen dava dosyası yönünden ise dava öncesinde herhangi bir ihtarın bulunmaması nedeni ile temerrütün birleşen dava tarihi olan 08/10/2020 tarihinde başladığı anlaşılmıştır. Kazaya neden olan sigortalı aracın ticari nitelikte olması nedeni ile avans faize hükmedilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla; asıl davanın geçici/sürekli iş göremezlik ve bakıcı giderleri yönünden feragat nedeniyle reddine, asıl davanın tedavi giderleri talebi yönünden reddine, asıl davanın manevi tazminat istemi yönünden kabülü ile 10.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ile … Ltd. Şti’den kaza tarihi olan 27/06/2018 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta şirketi yönünden başvuru tarihi olan 17/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, birleşen … 5. ATM’nin … esas sayılı davasının kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın geçici/sürekli iş göremezlik ve bakıcı giderleri yönünden feragat nedeniyle reddine,
2-Asıl davanın tedavi giderleri talebi yönünden reddine,
3-Asıl davanın manevi tazminat istemi yönünden kabülü ile,
10.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ile … Ltd. Şti’den kaza tarihi olan 27/06/2018 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta şirketi yönünden başvuru tarihi olan 17/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Birleşen … 5. ATM’nin … E. Sayılı davasının KABULÜ ile,
38.402,53-TL tedavi giderinin birleşen dava tarihi olan 08/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Asıl davada; Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 683,10 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 636,24 TL (585 TL ıslah harcı + 51,24 TL peşin harç) harcın mahsubu ile bakiye 46,86 TL harcın davalılar … , … Ltd. Şti ve … Sigorta A.Ş.’nden tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
6-Asıl davada; manevi tazminat yönünden davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar davalılar … , … Şti ve … Sigorta A.Ş.’nden alınıp davacıya ödenmesine,
7-Asıl davada; maddi tazminat yönünden davalılar … , … Ltd. Şti ve … Sigorta A.Ş. kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılar … , … Ltd. Şti ve … Sigorta A.Ş. ‘ne ödenmesine,
8-Asıl davada; davacı tarafça yatırılan 51,24 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı ve 585,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 672,14 TL’nin davalılar … , … Ltd. Şti ve … Sigorta A.Ş.’nden alınıp davacıya ödenmesine,
9-Birleşen davada; davalı … harçtan muaf olduğundan karar ve ilam harcı alınmasına yer olmadığına,
10-Birleşen davada; davacı tarafça peşin olarak yatırılan 655,82 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-Birleşen davada; davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.760,30 TL vekalet ücretinin davalı …’ndan alınıp davacıya ödenmesine,
12-Yargılama gideri yönünden davalar birlikte değerlendirildiğinde; Davacı tarafça yapılan 3.067,00 TL yargılama giderinin; davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.703,61 TL ‘nin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, (Davalı …’nın 1.351,64 TL ile sınırlı tutulmasına, Davalı … şirketi ve …’in 351,97 TL ile sınırlı tutulmasına)
13-Davalı … Şirketi ve … tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinden, davanın red oranına göre hesaplanan 88,52 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalı … Şirketi ve …’a ödenmesine, kalan kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,
14- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı birleşen dosya davacı vekili, birleşen dosya davalı … vekili ve davalılar … ve …Ltd. Şti vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/12/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır