Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/807 E. 2023/105 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/807 Esas
KARAR NO : 2023/105
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 04/09/2018
KARAR TARİHİ : 15/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP :
Davacılar Vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların hisselerinin borsada kervn kodu iye yakın izleme pazarında işlem gören halka açık … Holding AŞ’nin azınlık hissedarları olduğunu, şirketin çoğunluk hissedarlarının şirketi kötü yönettiklerini, kendi menfaatleri doğrultusunda hareket ederek usulsüzlükler ve yolsuzluklar yaptıklarını, şirketin hakim ortaklarının yönetim gideri ve diğer giderlerinin artırılıp karın düşük gösterilmesi gibi bilanço hileleriyle son beş yıldır sürekli zarar ettirildiğini, şirket gelirleri ve kullanılan kredilerin daha önce eski yönetim kurulu başkanı … … tarafından farklı yerlere aktarılırken yeni başkan olan ablası … döneminde de aynı durumun devam ettirildiğini, eski yönetim kurulu üyeleri olan … … ve oğlu … … ile yeni y.k.başkanı kızı … … arasında şirket gelirlerinin illegal paylaşımı konusunda anlaşmazlığın büyük bir boyuta ulaştığını, birbirlerine keşide ettikleri ihtarnamelerin yatırımcı forumlarına kadar düştüğünü, davalı şirketin vadesi geçmiş olup ödenmeyen ve icra takibine başlanmış olan toplam 73.054.759 EURO + 2.088.568 USD + 75.843,855 TL faiz hariç ana para borcu bulunduğunu, bu borçların tamamının vadesi geldiği halde ödeme yapılmadığı için icra takibi aşamasında olduğunu, davalı şirketin yönetimi, bilançolarında ve bağımsız denetçi kurumlardan şirketin birçok gayrimenkulünü gizledikleri, değeri 144.815.424,00 TL olan 70 adet taşınmaz tapusunun bağımsız denetim kurumlarına verilmeyerek saklandığını ve akıbetlerinin bilinmediğini, yapılan icra ihalesinde … AŞden başka hiçkimsenin ihaleye iştirak etmediğini ve bunun sonucu olarak ihaleyi en düşün başlangıç bedeli olan 47.150.975,76 TL ile alacaklı … AŞ nin kazandığını ve … Oteli’nin sahibi olduğunu, … Oteli’nin iki yıldır kapalı durumda olduğunu, … Oteli’nin icra dairesinden satışa çıkarıldığını, şirket kasasından yöneticiler tarafından bir kısım borçlar alındığını ancak borçların ödenmediğini, şirket yöneticilerinin ve ortaklarının görevlerini kötüye kullandıklarını, davalı şirketin eski yönetim kurulu üyelerinden… …’ın aynı zamanda … ile birlikte … Tekstil …. Şirketi’nin ortağı olduğunu, davalı şirketin kasasından … ‘ın bizzat kendisine 581.392,00 TL ve ortağı olduğu … şirketine 856.240,00 TL usulsüz avans verildiğini, … isimli şahsa şirket iştiraki olan… Tekstil … Şirketine ait 7.800.000,00 TL bedelli 15.000.000 adet kervan hissesi verilmesine rağmen bu paranın halen tahsil edilmediğini, şirket yönetiminin yasal olmayan onlarca suiniyetli tasarrufları ile şirketin kaynaklarını üçüncü şahıslara aktararak şirketin içini boşaltmaya devam ettiklerini beyanla davalı şirkete öncelikle kayyum atanmasını ve şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların müvekkil şirket sermayesinin yüzde 5’ini oluşturmadıklarından ötürü davacıların azlığa tanınan fesih davası ikame etme hakkı bulunmadığını, dava şartı yokluğundan işbu davanın reddi gerektiğini, davacıların fesih davası açmakta meşru menfaati bulunmadığını, T.T.K’nun 531. maddesinde, şirketin haklı sebeple feshi davasının açılması bakımından özel bir hak düşürücü süre öngörülmediğini; ancak gerek doktrinde gerekse uygulamada kural olarak haklı nedenin ortaya çıkmasından sonra makul süre içerisinde dava açılması gerekeceğinin belirtildiğini, nedenin ortaya çıkmasından sonra makul süre içerisinde dava yoluna başvurulmamış olması, azınlığın, ilgili olay veya eylemi feshi gerektirecek ölçüde ağır ve haklı bir neden olarak görmediğini ortaya koyduğunu, davacıların şirket feshi için gösterdikleri gerekçelerin hiçbirinin maddi delile dayanmadığını, feshin son çare olması ilkesi uyarınca, ekonomik devamlılığı ve türkiye turizmine sosyal fayda sağlayan davalı şirketin feshi ölçüsüz, hukuka aykırı ve haklı sebepten yoksun olduğunu, süreklilik arz etmeyen veya yeni olmayan olguların şirket feshi davasında haklı sebep olarak ileri sürülemeyeceğini, müvekkili şirketin alelade bir kapalı anonim ortaklık değil, SPK’ya tabi halka açık bir şirket olduğunu, kapalı anonim ortaklığın feshine sebebiyet verebilecek bir olgu halka açık anonim ortaklıklar bakımından haklı olgu olarak kabul edilemeyeceğini, müvekkil şirketin … … Oteli ve … … Otelinin turizm tahsis belgelerini geri almak konusunda büyük çaba sarf ettiğini , yeni yürürlüğe giren imar yasası kapsamında tüm gerekli hukuki adımları attığını, müvekkili şirkete SPK tarafından verilen idari para cezaları tüm şirketin feshini haklı kılacak bir olgu olmadığını, müvekkil şirketin çoğunluk ortağı şirketten aldığı tüm borçları ödediğini, şirketin zarara uğratıldığı iddialarının gerçek dışı olduğunu, şirkete yeni yönetim kurulu üyeleri seçildiğini, önceki yıllara ilişkin sorunların henüz giderildiğini, birçok paydaşı olan müvekkili şirketin Türkiye turizm sektörünün yapı taşını oluşturduğunu ve 2015 – 2016 yıllarında yaşanan turizm krizini aşmayı başarması şirketin ekonomik olarak sağlam bir yapıya sahip olduğunun göstergesi olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE G E R E K Ç E :
Davacı vekili Av. …’ın istifa dilekçesi sunduğu, bir kısım davacılara istifa dilekçesinin tebliğ edilemediği, Avukatlık Kanunu madde 41.maddesinde ” Belli bir işi takipten veya savunmadan isteği ile çekilen avukatın o işe ait vekalet görevi, durumu müvekkiline tebliğinden itibaren onbeş gün süre ile devam eder.” açık olduğu, ayrıca HMK’nın 82.maddesi; “(1)İstifa eden vekilinin vekalet görevi, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder. (2)Vekilin istifa etmiş olması halinde vekalet veren davayı takip etmez ve başka bir vekil de görevlendirmez ise tarafın yokluğu halinde uygulanacak hükümlere göre işlem yapılır. (3)Yukarıdaki fıkralarda yer alan hususlar , istifa eden vekilin istifa dilekçesi ile birlikte vekalet verene ihtaren bildirilir. ” hükmünün açık olduğu, istifa dilekçelerinin bir kısım davacılara tebliğ edilememesine rağmen davacı vekilinin 21/12/2022 tarihli celsesine gelmediği gibi istifadan haberdar olan davacı asillerin de duruşmaya katılmadığı, herhangi bir mazeret de bildirmedikleri anlaşılmış olmakla, işbu dava dosyası 6100 sayılı HMK’nun 150/1 maddesi gereğince işlemden kaldırılmıştır.
Mahkememiz tarafından işlemden kaldırılan dosya, 6100 sayılı HMK ‘nın 150/4 maddesi gereğince taraflarca usulüne uygun olarak 3 aylık yasal süre içerisinde yenilenmediğinden, HMK.nun 150/5 maddesi gereğince; davacı tarafından açılmış bulunan iş bu davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerektiği vicdani kanaatine varılmış ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M ; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açmış bulunduğu davanın 6100 sayılı HMK 150/1-4-5 maddeleri uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
Esas defterindeki kaydın bu şekilde KAPATILMASINA,
2-Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından, davacılar tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harcın düşümü sonucu kalan 144,00 TL bakiye harcın davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılmış yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm tesisine yer olmadığına,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle … merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesi’nde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15/03/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır