Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/777 E. 2019/1010 K. 20.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/777 Esas
KARAR NO : 2019/1010

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/08/2018
KARAR TARİHİ : 20/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkil şirket tarafından daha önce … A.Ş. aleyhine posta tekelini ihlal dolayısıyla İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin E. … sayılı dosyası üzerinden dava açıldığnıı, ayrıca aynı şirket yetkilileri hakkında İstanbul … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın . ..Sor. No’lu dosyası üzerinden yapılan şikayet üzerine başlatılan tahkikat halen devam etmekte olduğunu, şimdi ise posta tekeline aykırı gönderileri dağıttığı tespit olunan şu an için tespit edilen 3 adet gönderi nedeniyle davalı şirket aleyhine iş bu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, 6475 Sayılı Posta Hizmetleri Kanununun posta tekel hakkını düzenleyen ilgili maddelerine aykırı faaliyet gösteren davalı şirketin, dava neticesinde tespit edilebilecek başkaca firmalara ait posta tekeline tabi gönderilerin kabulü, taşınması, dağıtımı vs. işlemlerin yapılması nedeniyle, bu kapsamdaki tüm gönderilere ilişkin olarak, müvekkil şirket nezdinde belirlenen ücret tarifesindeki posta ücretinin on katı tutannda tazminata hükmedilerek, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 69.00-TL’nin, ihlal tarihinden itibareımız saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 69.00-TL’nin, ihlal tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tamamının, davalıdan tahsiline, dayalının … sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren posta tekeline aykırı faaliyet göstererek kabul, dağıtım, taşıma işini yaptıkları tarafımızca belirlenemeyen dava dışı diğer firmalann ticaret unvanlannm ve bu firmalara ait gönderilerin gerçek adedinin ticari kayıt ve defterlerin incelenmesi suretiyle bilirkişi marifetiyle tespitine, murazanın meni ile müdahalenin önlenmesine, davalının posta lekelini ihlal eden faaliyetlerinin davada verilecek kararın kesinleşmesine kadar ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, bilahare bu faaliyetlerin dava ile tamamen durdurulmasına, huzurdaki dava ile konusu ve maddi olayı aynı olan İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesinin… sayılı dosyası ile birleştirilmesine, Yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin posta tekelini ihlal eden herhangi bir davranışının bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle davacının haberleşme niteliğinde gönderiler olduğunun ispatlaması gerektiğini, bu ispatın mevzuat uyarınca beyanlarla değil ancak kurum tarafından yapılması ve mahkeme kararı ile olması gerektiği karşısında herhangi bir delilin sunulamadığını, davacı şirketin tarafların 3. kişilere ticari defter ve belgelerin incelenmesi talebinin 6100 sayılı yasaya göre hukuka aykırı olup talebin reddi gerektiğini, Anayasa’da açıkca aykırı olan sözleşmenin gecici 8 maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasını ve başvuru hakkında bir karar verilene kadar başvurunun bekletici mesele yapılması gerektiği, davacı şirketin mahkemeler vasıtasıyla yaptırmış olduğu herhangi bir tespit olmadığını, ticari defter ve belgelerde tespit edilebilecek gönderilen posta tekelini ihlal eden gönderi olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; davalının posta tekeline aykırı faaliyette bulunduğu iddiasına dayalı olarak müdahalenin meni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
İstanbul Anadolu … ATM … sayılı dosyası ile Ankara … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … sayılı değişik iş dosyası UYAP üzerinden celp edilmiştir. Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu’na yazı yazılarak taraf dilekçeleri de eklenmek suretiyle dava konusu uyuşmazlıkla ilgili yönetmelik çerçevesinde kurum nezdinde herhangi bir tespit yahut çalışmanın yapılıp yapılmadığı sorulmuş, yazı cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce alanında uzman bilirkişi …’dan alınan 09/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Dava konusu olayda ispat yükü davacı şirkete ait olup davacının, kendisine ait olduğunu iddia ettiği posta tekelinin davalı tarafından kırıldığına (ihlal edildiği) ilişkin iddialarının ispata muhtaç bulunduğu anlaşıldığı, idari para cezası, kabahat niteliğindeki fiiller için bakanlıklar, belediyeler, kaymakamlıklar, emniyet müdürlükleri, Sosyal Güvenlik Kurumu gibi idarenin içinde yer alan kurumlar tarafından verilir. İdari para cezalarına Örnek olarak Trafik cezalaların imar para cezaları, Kabahatler Kanunu’nda sayılan fiiller için verilen para cezalan, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kesilen para cezalan sayılabileceği, bir hukuk kuralının yeni bir kural işlemini idari makamlara, sübjektif bir durum ya da belli bir kişiye yine kanunlarda gösterilen kurallara uygun olarak tek yanlı icrai işlemdir. Yasal bir tanımı olmayan, idari işlemin nitelikleri öğreti ve idari yargı kararlarıyla belirlenmektedir. Buna göre, bir tasarruf veya kararın idari işlem sayılabilmesi için bunun bir kamu kurumunca ya da idare örgütü içinde yer alan bir idari makamca verilmiş olması ve idarenin idare hukuku alanında gördüğü idari faaliyetlerle ilgili bulunması gerekir. İdarenin tazmin sorumluluğunun doğabilmesi için, zarar ile idare davranışı arasında illiyet bağının var olması gerekir. Diğer bir deyişle sebep sonuç ilişkisi bulunması gerekir. Hukuk devleti ilkesinin gereklerinden birisi de idarenin işlem ve eylemlerinin yargı organları tarafında denetlemesidir. Eğer idarenin işlem ve eylemleri kısmide olsa hukuk denetimi dışına bırakılırsa hukuk düzeni zedelereceğ, davacı şirket, özel hukuk kurallarına göre kurulmuş bir Anonim Şirkettir. Davacı şirket sermayesinin Hazineye ait olması davacı şirkete kamu yönetimine (idaresine) dahil bir kamu kurumu niteliği kazandırmayacağından davacı şirketin davalının idari para cezasından hareketle kıyasen yapmış olduğu tazminat talebinin kanuni ve akdi dayanaktan yoksun olduğu,düşünülmekte olduğu sonuç olark: dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonucu; davalı şirket, 6475 sayılı yasarım m.6/1.e hükmünde tanımlanan Haberleşme Gönderisinin sevk ve teslim işini devletçe verilen izinle gerçekleştirmekte olmakla öziirı önceliği ilkesine göre davalı şirketin davacı şirkete… sayılı yasa ile kısmi olarak verilen posta tekelini ihlal etmediği,…ve…sayılı yasaya muhalefet etmediği, davacı şirketin zararına sebebiyet vermediğini …” mütalaa ettiği anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; davalının posta tekeline aykırı faaliyette bulunup bulunmadığı, bulunmuş ise davacının bu nedenle zarara uğrayıp uğramadığı, davacı yanın müdahalenin meni ile gönderi ücretinin on katı tutarındaki gönderi tazminatının şimdilik 69 TL’sinin avans faizi ile tahsili istemlerinin yerinde olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda uyuşmazlığa tatbiki gereken 6475 sayılı Kanun ve 5584 sayılı Kanun kapsamında, posta tekelinin ihlal edilip edilmediği, ihlal edilmiş ise gönderilerin davalı tarafından kabul edilip taşınıp taşınmadığı, yasaya muhalefet edilip edilmediği, yasa ile görevlendirilmiş davacı kurumun zararına sebebiyet verilip verilmediği, verilmiş ise zararın miktarının tespiti amacı ile iddia, savunma, deliller, davalı ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak sureti ile bilirkişi incelemesi yapılmış olup 6475 sayılı Kanun kapsamında davacı kurumun hizmet ve faaliyetleri düzenleme konusunun yapıldığı, 5584 sayılı Posta Tekelini düzenleyen Kanunun 1. maddesinde; “Açık ve kapalı mektuplar, kartlar, gazetelerle ve belli zamanlarda çıkan dergiler, kitaplar, her türlü basılmış kitaplar, küçük paketler, değer konulmuş mektuplar ve kutular, değer konulmuş veya konulmamış posta kolileri ve tebliğ kağıtları kabul etmek, taşımak ve dağıtmakla” PTT İdaresinin görevli kılındığı, 2. maddesinde ise açık ve kapalı mektuplar ile üzerlerinde haberleşme mahiyetinde yazı bulunan kartlar Posta Tekeli olarak kabul edilmiş, Posta Tüzüğünün 10. Maddesinde mektup tanımı yapılarak zarf içinde bulunup bulunmamalarının niteliklerini değiştirmeyeceği belirtilmiştir. Posta Tekelline konu şeylerin PTT dışında gerçek ve tüzel kişiler tarafından kabul, taşıma ve dağıtımı yasaklandığı, 5584 sayılı yasanın 59. maddesi uyarınca tekele aykırılığın idari para cezası ile cezalandırılacağının düzenlendiği tespit edilmiştir. Bununla birlikte dosyada mübrez Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun belgeleri tetkik edildiğinde görüldüğü üzere davalı şirketin 6475 sayılı Kanunun 6/1-e madde hükmünde tanımlanan haberleşme gönderisinin sevk ve teslim işini yaptığı, posta sektöründe Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumundan posta hizmetleri yetki belgesi olan şirket sayısının davacı PTT ile davalı şirket dahil 39 adet olduğu, davalı şirketin ise 6475 sayılı Kanunun 6/1-e maddesinde tanımlanan haberleşme gönderisinin sevk ve teslim işini devletçe verilen izinle gerçekleştirmekte olmakla posta tekelinin ihlal edildiğini kabul etmenin mümkün olamayacağı, bu hali ile somut olayda davalı yanın kusurlu bir eyleminden bahsedilemeyeceği anlaşılmakla, tazminat talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla; sübut bulmayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibarıyla alınması gerekli 44,40 TL maktu red karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 8,5 TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 69,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, dava miktarı itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/11/2019

Katip .
¸e-imzalıdır

Hakim .
¸e-imzalıdır