Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/776 E. 2022/743 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/776 Esas
KARAR NO : 2022/743
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 15/08/2018
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkillerinin davalı şirketin 16.05.2018 tarihli Genel Kurul toplantısına asaleten iştirak etiğini, muhalif kaldıkları hususları gerek toplantı tutanağına gerekse bazirun cetveline şerh ettirdiklerini, davalı şirketin eski ortaklarından … … …’ın 16.07.2015 tarihinde öldüğünü, müteveffanın, şirket ortaklarından davacı …’in eşi, diğer davacı …, dava dışı … … … ve … …’ın da babası olduğunu, Müteveffanın, sağlığında davalı şirketin sermayesinin yaklaşık olarak %45’ine sahip bulunduğunu, 13.05.2015 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısına ait Hazirun cetvelinde pay oranları aşağıdaki gibi olduğunu;
… … … : 32.250 %43
… … … :7.875 %10,5
… : 7500 %10
… … : 11250 %15
… : 11250 %15
… İnşaat A.Ş. : 4875 %6,5
Toplam : 75.000,00TL
… Sulh Matıkemesi’nin 11.09.2015 tarih ve 2015/… E. 2015/… K. sayılı veraset ilamında müteveffanın mirası 4 pay itibar edilerek; payı davacı eşi … …’e, birer paydan toplam 3 pay ise, eşit oranda evlatlarına intikal ettiğini, ancak Muris … … …’ın miras ortaklığı dava konusu ettiğimiz genel kurul toplantısı tarihinde ve işbu dava tarihi itibariyle paylaşılamadığını, dolayısıyla murisin sahip olduğu davalı şirket payları, halen ve terekenin taksimine değin elbirliğiyle mülkiyet konusu olduğunu, murisin ölümü ile davalı şirkette maliki olduğu 32.250 adet pay, TMK’nın 640. maddesi uyarınca el birliği mülkiyeti şeklinde bütün mirasçılarına intikal etmiş olup, miras ortaklığı henüz paylaşılmadığından elbirliği ile mülkiyet rejimi gerek dava konusu genel kurul toplantısının yapıldığı 16.05.2018 tarihinde gerekse huzurdaki dava tarihi itibariyle halen devam etmekte olduğunu, TMK’nın 702/2 maddesi uyarmca miras ortaklığına dahil mal ve haklar tüm mirasçıların oy birliği ile verecekleri kararlara göre yönetileceğini, oy birliği’nin sağlanamadığı hallerde bu yetki, TMK 640/3 uyarınca atanan tereke temsilcisine ait olduğunu, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 14.11.2017 tarihli kararıyla Av. … , murisin terekesine temsilçi tayin edildiğini, ancak dava dışı ortaklar … ve … …’ın mensubu oldukları davalı şirket yönetim kurulunca hukuksuz şekilde alınan 07.02.2016 tarihli Yönetim Kurulu kararıyla, davalı şirkette murisin sahip olduğu paylar haksız ve mesnetsiz bir şekilde mirasçılarına taksim edilmiş ve yapılan taksimat sonucu oluşan yeni ortaklık yapısı davalı şirketin pay defterine kaydedildiğini, davalı şirket yönetim kurulunca alhnan kararın hukuksuz olmasının sebebi, yönetim kurulu kararı gereğince yapılan şirket paylarının taksimatının yukarıda anılan murisin veraset ilamındaki pay dağılımına aykırı olması olduğunu, davalı şirket yönetim kurulu, murisin geçerli veraset ilamına aykırı şekilde ve fakat tarafımızca … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/… esas sayılı dosyası üzerinden iptali talep olunan, murisin henüz tenfizi kabil olmayan vasiyetnamesi uyarınca murisin sahip olduğu şirket paylarının mirasçısı olanı diğer ortaklara intikalini keyfi bir şekilde yaptığını, söz konusu vasiyetnamenin iptali talepli davanın halen derdest olduğunu, netice itibarıyla, davalı şirket yönetim kurulu, henüz tenfiz edilmemiş ve dolayısıyla uygulanması mümkün olmayan bir vasiyetname uyarınca murisin sahip olduğu payları, mirasçılarına dağıtma ve şirket pay defterine kayıt etme kararı aldığını, tarafımızca bu yönetim kurulu kararının hükümsüzlüğünün tespitine yönelik açılan dava, …. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/… esasında görülmüş olup, anılan mahkeme davalı şirket tarafından alıman yönetim kurulu kararının hükümsüzlüğünün tespitite karar verdiğini, bu durumda …. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/… esas dosyasının sonuçlarması ile murisin hükümsüzlüğüne karar verilen yönetim kurulu kararı doğrultusunda hukuksuz şekilde taksim edilen payların murisin terekesine iade olunacağı ve işbu dava konusu genel kurul toplantısı esnasında davalı şirket ortaklarınca temsil edilen adetleri ile bu paylardan doğan oy haklarının tamamen değişeceğinin muhakkak olduğunu, yukarıda izahına çalışılan uyuşmazlıklar nazara alındığında murisin paylarından oy haklarının, aralarında husumet bulunan mirasçı davalı şirket ortaklarınca oybirliği ile verilecek kararlarla kullanılmasının mümkün olmadığı aşikar olduğunu, ancak murisin paylarının, yukarıda anılan MK ve TTK’nın amir hükümleri gereği miras ortaklığının taksimine kadar tereke temsilcisi tarafından temsil edilmesini ve bu paylardan doğan oy haklarının da tereke temsilcisi tarafından kullanılmasını gerektirmekte olduğunu, zira … Sulh Hukuk Mahkemesinin 14.11.2017 tarihli kararıyla Av. … murisin terekesine temsilci olarak tayin edildiğini, Haklı davamızın kabulü ile davalı şirketin 16.05.2018 tarihli Genel Kurul Toplantısı’nda alınan kararlar, yoklukla malul olup hükümsüzlüğünün tespitine, şayet mahkeme hukuki niteleme olarak aynı görüşte değilse iptaline, açıklanan zaruret hali gereğince dava konusu genel Kurul Kararlarının yürütülmesinin mahkeme kararı kesinleşinceye kadar yürütülmesinin geri bırakılmasına, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle belirtmek isteriz ki dava dilekçesi, genel kurulda alınan kararların iptali talep editmiş ise de iptali talep edilen ve genel kurulda alınan tüm kararların tek tek numarası yazılmamış olduğundan HMK’ya uygun olarak düzenlenmediğini, müvekkili firmanın dava konusu Genel Kurulu bakanlık temsilcisi Yılmaz Akbaş gözetiminde yapıldığını, davacıların toplantı açılmasından sanra ilk olarak, ” toplantıda hazır bulunanlar listesi ile paydaşlık yapısı, pay adet ve oranları ile toplantı nisabına” itiraz ettiğini, toplantıda pay oranlarına ilişkin bir husus görüşülmemiş olup, toplantı gündeminde olan konuların görüşüldüğünü, Yine davacıların sözünü ettiği … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/ … nolu kararı kesinleşmediği gibi uygulansa dahi toplantı nisabı etkilenmediğini, davacının paylara ilişkin itirazları (pay oranları) şirket genel kurulunun ya da işbu davanın konusu olmadığını, davacının Muristen kaları paylar “ölüme bağlı tasarruflar bir mahkeme kararı ile iptal edilip o mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçerlidir ilkesi” çerçevesinde, murisin vasiyetnamesinde uygun olarak pay defterine kaydedildiğini, … terekenin tespiti istemi ile bir dava açtığını, mahkeme Av. İbrahim Bülbül’ü tereke memuru olarak atadığını, Mahkeme, tereke memurunun şirket genel kurul toplarıtılarında terekeyi temsil etmesi, tereke yararlarına oy kullanması ve organlarımda görev alması hususunda bir karar vermediğini, mahkeme bu hususu görülmekte olan davalar kesinleştikten sonra değerlendireceğini, bir başka ifade ile genel kurullara tüm pay sahipleri katılmış bulunmakta olduğunu, hisselerin temsili hususunda, tereke memurunun genel kurul tarihleri itibariyle ve halen bir yetkisi bulunmadığını, tereke memuru 12.01.2018 tarihli raporunda aynen şu talepte bulunmuştur:”müteveffanın sağlığında Yönetim Kurulu Başkant ya da başkanvekili olduğu anılan şirketlerin yapılacak olağan ya da olağanüstü genel kurul toplantılarında terekeyi temsil etmek, tereke yararına oy kullanmak ve organlarında görev almak üzere yetkili kılmamızı..”. … Sulh Hukuk Mahkemesi 29.05.2018 tarihli celsede şu şekilde karar vermiştir: “davacı tarafın teminatsız tedbire ilişkin ve yine pay defterlerinin düzeltilmesi ve hisselerin tereke idare memuru tarafından temsil edilmesi talebinin … ASTM’nin kararının kesinleşmesinden sonra değerlendirilmesine,..”. Dolayısıyla tüm pay sahipleri genel kurula davet edilmiş durumda olduğunu, hisselerin temsili hususunda, tereke memurunun genel kurul tarihleri itibariyle ve halen bir yetkisi bulunmadığını, bilindiği gibi ” yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanmalarının sonucu etkili olup olmadığı üzerinde durularak oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekmekte olup, sonuca etkisi değerlendirilmeden karar verilmesi” gerekmektedir. Zira daha önce de müvekkilim dava dışı … A.Ş.’nin yine aynı davacı tarafından açılan bir davasmda yerel mahkeme ibra oylaması ile ilgili kararı iptal etmesine rağmen, Yargıtay tarafından bu karar bozularak, finansal tabloların gerçeği yansıtttığından ibra oylamasının kabul anlamına gelmemek kaydıyla yani şekli geçersizliğin sonuca etkili olmadığı vurgulandığını, Türk Ticaret yasasının 424, maddesine göre bilançonun tasdikine dair olan genel kurul kararları, aksine açıklık olmadığı takdirde yönetim kurulu üyeleri ile, müdürler ve denetçilerin ibrasını kapsayacağını, aynı maddenin devamında finansal tablolarda bazı hususların bilinçli bir şekilde gerçek duruma aykırı gösterilmesinin ibraya engel olacağı düzenlendiğini, bilirkişi incelemesi sonucunda finansal tabloların gerçeği yansıttığı hususu açıkça tespit edileceğini, dolayısıyla bu durumda ibranın gerçekleşmediğini savunmak abesle iştigal etmek olacağını, açıklanan tüm nedenlerle ibra oylaması da geçerli olup davanın tümden reddine karar verilmesi gerekmekte olduğunu, davacının iş bu davayı haksız ve kötü niyetli olarak ikame etmiş olup davacının asıl amacının müvekkili şirkete zarar vermek olduğunu, nitekim davacının şirket ortakları aleyhine açmış olduğu miras hukukundan kaynaklı davalar ile haksız şikayetlerinin de bulunmakta olduğunu, bu nedenle HMK m.329’un tatbiki ile davacının yargılama giderlerinden başka müvekkili ile kararlaştırılan vekalet ücretinin tamamı ile aynı maddenin 2. fıkrası mucibince 5000 Türk lirası disiplin cezasına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 21/02/2019 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; “Huzurdaki davanın terditli ilk talebimiz olan genel kurulda alınan tüm kararların dava dilekçemizde yok hükmünde sayılması veya iptali gerektiği kanaatinde değil ise; dava konusu genel kurul toplantısında davacıların finansal tablolar ve buna bağlı konuların müzakeresinin ertelenmesine yönelik talebi reddedilerek, diğer gündem maddelerinin müzakeresine geçildiğinden eğer gündem maddelerinin müzakeresine geçildiğinden ıslah telebimiz nazara alınarak, genel kurulda alınan finansal tabloların ve yıllık faaliyet raporunun onaylandığı 2 gündem numaralı ve finansal tablolarla birebir bağlantılı konu niteliğinde olmalarından ötürü, 3 gündem numaralı yönetim kurulu üyelerinin ibrası ve 4 gündem numaralı dağıtılacak kar tutarının belirlenmesi kararlarının iptalini talep ediyoruz. Öncelikle, toplantıya iştirak ve oy hakkı bulunmayan kişilerce toplanılıp, alınan 16.05.2018 tarihli tüm genel kurul kararlarının, toplantı ve karar nisaplarına ilişkin aykırılıktan ötürü yok hükmünde sayılmalarına veya iptaline; olmazsa ıslah talebimiz nazara alınarak, 16.05.2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan 2,3 ve 4 numaralı kararların iptaline; yargılama gideri ve ücret-i vekâletin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememiz tarafından deliller toplanılmış, ilgili belgeler celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizde açılan işbu dava, davacı şirket ortaklarının davalı şirketin 16/05/2018 günü genel kuruluna asaletin iştirak ettikleri ve muhalif kaldıkları ve muhalefet şerhini tutanağa geçirttikleri, Genel Kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti veya mümkün olmadığında iptali istemine ilişkindir.
Mahkememiz tarafından taraf delilleri toplandıktan sonra , dava konusu Genel Kurul’a ilişkin tüm bilgi ve belgeler dosya içerisinde bulunduğu tespit edilerek , konusunda uzman tarafların sundukları delil ve iddiaları değerlendirmek ve Genel Kurul’un gerek toplanışı , gerekse alınan kararları niteliği itibari ile hükümsüzlüğü veya iptalini gerektirir bir husus bulunup bulunmadığı varsa hükümsüzlüğü veya iptali gereken Genel Kurulda alınan kararların tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Mahkememiz tarafından dosya kendilerine tevdi edilen Bilirkişilerce tanzim edilen raporlarda özetle;
a-Bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen 22/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda;
Yukarıda yapılan inceleme sonucunda, Davalı … A.Ş.’nin 16.05.2018 tarihli Genel Kurul toplantısında alınan
1. Faliyet raporu ile finansal tabloların onaylanmasına ilişkin 2, nolu kararın, hükümsüzlüğünü ve iptalini gerektiren bir eksikliğe rastlanmadığı,
2. Yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin olarak alınan ibra kararında, yönetim kurulu başkanı, …. TTK m. 436/2 uyarınca oydan yoksun olmasina rağmen, kendisinin ve diğer üyelerin ibrasında oy kullanmıştır. Ancak, bu oylar kendi ibrası ile üyelerden … ‘ın ibrasında etkili olmamıştır. Bu ne dehile TTK m. 446/2 gereğince alınan ibra kararları anılan üyeler için geçerli olmakla birlikte; üyelerden … …”nun ibrasında etkili olmuştur.
Bu nedenle, oydan yoksun yk üyesi … … 23.343,75 adet oyu ile alınan ibra kararının iptali şartları mevcut bulunmaktadır. Genel kurulun üyelerden … …’nun ibrası kararı kanuna aykırı olup iptalinin gerekeceği, genel kurulun 4 numaralı 2017 yılı faaliyet karının dağıtılmaması kararı, TTK m.519/2-c hükmüne aykırı olup, genel kurulun bu konuda karar alma yetkisi bulunmadığı için anılan kararın geçersizliği şartının oluştuğuna dair ulaşılan sonuçları, takdiri sayın Mahkemeye ait olmak üzere saygı ile sunarız.”şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
b-Bilirkişiler Şükrü Yıldız ve Hasan Alevli tarafından düzenlenen 09/05/2019 tarihli ek raporda; “Rapora yapılan itirazlar üzerine yeniden yapılan incelemede, kök rapordaki sonuçları değiştirecek bir eksikliğe rastlanmamıştır. ” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; Dava, 6102 sayılı TTK’nın 445. maddesi hükmüne dayalı olarak davalı şirketin genel kurulunca 16/05/2018 tarihli Genel Kurul Toplantısında alınan kararların yoklukla malul olup hükümsüzlüğünün tespitine ilişkindir.
Anonim şirketlerinin Genel Kurulların yokluk ve iptaline ilişkin düzenleme 6102 sayılı TTK’ nın , iptale ilişkin TTK 445 , 446 ve butlan sebebine ilişkin 447 maddelerinde ve yargılama hususuna ilişkin esaslar ile kararın sonuçlarına ilişkin düzenlemeler TTK 448 , 449 , 450 ve 451.maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Genel Kurul kararlarının yokluk müeyyidesine ilişkin 6102 sayılı TTK’da hangi hallerde ve neye göre söz konusu olacağına ilişkin hiçbir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu sebeple yokluk müeyyidesi ile ilgili olarak genel hukuk kaideleri ile doktrin ve uygulamadaki görüşlere ve yerleşik yargı içtihatlarına göre, kararların hukuken iş doğmamış yani yok hükmünde olup olmadığının değerlendirilmesi, her olayın niteliğine ve alınan kararın alınış şekli ve usul kurallarına uygun olarak oluşup oluşmadığına göre mahkemelerce takdir edilmektedir.
Mahkememizce alınan asıl ve ek raporlarda; davacı iddiaları ile davalı savunmaları tek tek değerlendirilmiştir.
Genel Kurul kararlarının , davacının Genel Kurul kararının yokluğuna ilişkin iddiasını , davalı şirketin ölümünden önce 32.250 adet 1.000,00 TL itibar değerli %43 oranında payına sahip muris … … …’ı sağlığında yaptığı … Noterliği’nin 24/07/2014 gün ve … yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile, murisin şirketteki paylarını davacıyı mağdur edecek şekilde hisselerin varisleri adına pay defterine davacı … … … 2/8 paya karşılık 8.062,50 hisse , davacı … … ‘ın 1/8 paya karşılık 4.031,25 hisse, diğer mirasçılar … … ‘a 2/8 pay karşılığı 8.062,50 hisse ve …’a karşılık 3/8 paya karşılık 12.093,75 hisse olarak kaydedildiği ve bu vasiyetin iptali için … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/ … Esas sayılı dosyasında kayıtlı vasiyetnamenin iptali davası ve vasiyetnamenin gereğini yerine getiren yönetim kurulu kararının hükümsüzlüğünün tespitine ilişkin …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… Esas sayılı dosyasında 07/02/2016 tarihli yönetim kurulu kararının hükümsüzlüğünün tespitine karar verildiği iddiası ile mahkememizin dava konusu 16/05/2018 tarihli genel kurul toplantısının yoklukta malul olduğunun dayanağı gösterildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce 16/05/2018 tarihli genel kurul toplantısına davacı dahi tüm pay sahiplerinin katıldığı, öte yandan payların intikaline ilişkin 07/02/2016 tarihli yönetim kurulu kararı hükümsüzlüğünü tespit eden …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… Esas ve 21/06/2018 tarihli kararının henüz kesinleşmediği, bu nedenle genel kurulun yapıldığı 16/05/2018 tarihi itibari ile genel kurul kararlarının yokluğunu gerektirecek bir sebep tespit edilememiştir.
Bu nedenle davacı yanın, genel kurul kararlarının yoklukla malul olduğuna ilişkin iddialarına itibar edilememiş ve bu talep yönünden davanın reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Davacı yanın 16/05/2018 tarihli genel kurul kararlarının iptali yönünden taleplerinin incelenmesinde; davanın TTK 445 maddesine göre 3 aylık yasal süre içerisinde açılması gerektiği, genel kurul toplantısının 16/05/2018 tarihinde yapılmış olup, davanın 15/08/2018 tarihinde süresinde açıldığı tartışmasızdır.
Davayı açanın şirketin pay sahibi olup, genel kurul toplantısına katılarak alınan kararlara olumsuz oy vererek muhalefeti toplantı tutanağına eklettiği anlaşılmakla, davacının dava açma yönünden usulen yapılması gerekenleri yaptığı ve usulü bir eksiklik bulunmadığı tespit edilmektedir.
Davacı esasen 16/05/2018 günlü genel kurulun ikinci gündem maddesinde belirtilen finansal tabloların ve yıllık faaliyetlerin onaylanması, üçüncü gündem maddesinde belirtilen yönetim kurulu üyelerinin ibrası ve dördüncü gündem maddesinde belirtilen dağıtılacak kar tutarının belirlenmesine ilişkin genel kurul kararlarının iptalini talep etmektedir.
Dava konusu 16/05/2018 tarihli genel kurulun, 02/04/2018 pazartesi günü saat 10:30’da yapılan 2017 yılına ait olağan genel kurulu toplantısını davacının talebi üzerine TTK 420.maddesi hükümleri gereğince bir ay ertelenmesi nedeni ile yapılan ve ilk toplantıda görüşülmemiş olan 2017 yılı olağan faaliyetlerine ilişkin gündemde belirtilen konuların görüşülmesi için yapılan birincinin devamı niteliğinde ki ikinci toplantı niteliğinde olduğu dosya kapsamında sabittir.
Dava konusu genel kurul kararlarının iptaline karar verebilmek için, TTKnın 445.maddesine göre kararın , kanun , esas sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunun tespitini gerektirir.
Dava konusu edilen genel kurul kararlarının toplantı ve alınış niteliği itibari ile kanunun aradığı toplantı ve karar yeter sayısının sağlandığı, davacı tarafından faaliyet raporunun ve finansal raporların genel kurul ertelenmesi ile , bir ay süre ile incelendiği, bu raporların ve tabloların hangi sebeple iptalinin gerektiğine ilişkin davacı tarafından bir sebep gösterilmediği, bu nedenle özellikle gündemin iki numaralı bendindeki 2017 yılı yönetim kurulu yıllık faaliyet raporu ve finansal tablolarının iptaline ilişkin talebin yerinde olmadığı bilirkişi kurulu ve mahkememizce tespit edilmiştir.
Ancak dava konusu gündemin 3 ve 4 nolu maddelerinde alınan kararların incelenmesinde; bilirkişi kurulunca da raporlarda isabetli tespit edildiği gibi gündemin 3.maddesinde alınan ibra kararında yönetim kurulu başkanı …’ı TTK 436/2 maddesi uyarınca oydan yoksun olmasına rağmen kendisinin ve diğer üyelerin ibrasında oy kullandığı, ancak bu oyları kendi ibrası ile üyelerden … ‘ın ibrasında etkili olmadığı, bu nedenle TTK 446/2 maddesi gereğince işbu yönetim kurulu başkanı ve üyesi yönünden ibra kararlarının geçerli olmakla birlikte üyelerden … …’nun ibrasında şirket yönetim kurulu başkanı şirketin 23.343,75 adet payına sahip olması ve her bir üye için yapılan oylamada ibra koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği TTK 446/2 maddesi gereğince tek tek değerlendirildiğinden, yönetim kurulu üyelerinden … …’nun ibrasında davacı Muhbil … … ve … … …’ın 27.468,75 adet olumsuz oyuna karşılık diğer tüm ortakların 47.531,25 olumlu oyu ve oy çokluğu ile ibra edildiğinden, bu ibra lehine oy kullanılan 47.531,25 adet oyla yönetim kurulu başkanı …’ın 23.343,75 adet oyu çıkarıldığında geriye ibra yönünden 24.187,50 olumlu oy kalmakta olup, olumsuz oy miktarı 27.468,75 adetten az olduğundan, TTK 436/2 hükmüne göre ; oydan yoksun olan yönetim kurulu başkanının oyu geçersiz sayılarak , … …’nun ibrasının kanuna aykırı olduğu sonuç ve kanaatine varılarak işbu yönetim kurulu üyesi yönünden ibranın iptali gerektiği anlaşılmıştır.
Ayrıca gündemin dördüncü maddesinin konusu olan 2017 yılı faaliyet karının dağıtılmasına ilişkin esasları belirleyen kararları 6102 sayılı TTKın 519/2-c hükmüne aykırı olduğu , genel kurulun bu konuda karar alma yetkisi bulunmadığı için alınan kararın da geçersiz olması için iptali gerektiği sonucuna varılmıştır. Çünkü TTK 519 . Maddesine göre ; anonim şirketler, “yıllık karının %5’ini ödenmiş sermayenin %20 sine ulaşıncaya kadar genel kanuni yedek akçe” olarak ayırmak zorundadır. Davalı şirketin kanuni yedek akçesinin ödenmiş esas sermayenin %20sinin 15.000,00 TL yi aştığı, 20.370,58 TL olduğu, bu nedenle kardan kanuni yedek akçenin ayrılmasının yapılmasına gerek bulunmadığı , ancak anonim şirketlerin elde etmiş ise , elde ettiği dönem karından pay sahiplerine ödenmiş esas sermayenin %5i oranında ilk temettü (temel kar payının) ödenmek zorunda olduğu, bu ilk temettü , 6102 sayılı TTK nın 519/2-c bendine göre pay sahibinin vazgeçilmez haklarında bulunduğuna ilişkin düzenlemeye aykırı temel kar payı dağıtımını engelleyen kar payı dağıtmama kararının geçerli olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Bu nedenlerle ; iptal istemine ilişkin davanın aşağıdaki şekilde kısmen kabulünün gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak TTK 445 , 446 ve 459/2-c maddeleri gereğince karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların dava konusu 16/05/2018 tarihli 2017 yılına ait davalı şirket Genel Kurulunda alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespiti veya iptaline ilişkin açılan davada;
A) Genel Kurul kararlarının yoklukla malul olduğunun tespitine ilişkin talebinin REDDİNE,
B) Alınan Genel Kurul Kararlarının kanun ve ana sözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı yapıldığı iddiası ile Genel Kurul kararlarının iptal talebinin KISMEN KABULÜ ile;
aa) 16/05/2018 Genel Kurulun yönetim kurulu üyelerinden … …’nun ibrasına ilişkin kararın TTK 436/2 md.si gereğince İPTALİNE,
bb) 16/05/2018 günlü Genel Kurulun 4.gündem maddesinde alınan kararın 6102 sayılı TTK’nın 19/2-c maddesinde düzenlenen emredici hukuk kurallarına aykırı bulunması nedeniyle butlanla sakat olduğunun tespit ve İPTALİNE,
C) Fazlaya ilişkin iptal taleplerinin REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan 2.143,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından 35,90 TL başvurma harcının davalıdan tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Av.A.Ü.T.’ne göre hesaplanan 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacının HMK 120.madde gereğince yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı asil ve vekili ile davalı şirket vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde … Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01/12/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır