Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/751 E. 2021/908 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/751 Esas
KARAR NO : 2021/908
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/08/2018
KARAR TARİHİ : 15/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21.10.2015 tarihinde sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın kusurlu olarak kontrolünü kaybederek yaya olan müvekkiline çarpması sonucu müvekkili … …’ın yaralandığını, müvekkilinin geçirmiş olduğu kaza nedeniyle oluşan maluliyetinden dolayı …nın sorumlu olup oluşan tüm zararları karşılamakla yükümlü olduğunu, 27.07.1976 doğumlu müvekkili … …’ın geçirdiği kaza nedeniyle yaralandığını ve malul olduğunu, müvekkilinin hastanede tedavi gördüğünü, davalıdan maluliyetine ilişkin eksik bir ödeme aldığını, tedavi süresinde %100 iş göremezlik durumu ve bakıcı giderine ilşkin herhangi bir ödeme almadığını, trafik kazası sonucu meydana gelen bedeni zararların sigorta teminatı dışında kaldığına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmaması nedeniyle meydana gelen tüm bedeni zararların trafik sigortası kuvertürü içinde kaldığının kabulü gerektiğini, kazaya karışan araçların sigorta poliçeleri nedeniyle zararın tamamından müteselsil sorumlu olduklarını, 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 76.maddesi uyarınca mahkemece belirlenecek tutarın müvekkiline ödenmesi gerektiğini, trafik kazasında müvekkilinin uğradığı bedensel zarar nedeniyle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu trafik kazasının 21.10.2015 tarihinde, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın, yaya olarak yolda bulunan davacıya çarpması neticesinde meydana geldiğini, davacı tarafın kaza sonucunda yaralandığını ve sürekli maluliyeti bulunduğundan müvekkili …’ndan tazminat talep ettiğini, davacının tazminat talebi üzerine, … Hasar numaralı dosya oluşturulduğunu ve gerekli incelemeler yapılarak 19.10.2017 tarihinde 14.438,00TL tazminat ödendiğini, tazminat hesaplamasında, … Hastanesi tarafından düzenlenen, davacı tarafın %6 maluliyeti bulunduğunu gösterir sağlık kurulu raporunun esas alındığını, yapılan tazminat ödemesi neticesinde müvekkili kurumun davacı tarafından 13.10.2017 tarihli ibraname ile ibra edildiğini, başvurana ödenmiş olan tazminat tutarının yetersizliği söz konusu olmadığından ibranamenin geçerliliğinin asıl olduğunu, …’nın söz konusu kazaya ilişkin sorumluluğunun davacı … … vekili tarafından imzalanan 13.10.2017 tarihli ibraname ve 19.10.2017 tarihli ödeme ile sona erdiğini, müvekkili sigorta şirketi ve tacir olmadığından, talep konusu tazminatın haksız fiilden kaynaklandığı ve taraflar arasında ticari bir iş de bulunmadığından avans faizi ödenmesine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, …’nın sorumluluğunun 21.10.2015 tarihinde geçerli olan teminat limitinin (290.000,00TL) ve plakası belirlenemeyen aracın kusur oranı ile sınırlı olduğunu, tazminat ödenmesine hükmedilmesi halinde bu sınırların aşılmasının hukuka aykırılık teşkil edeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; 21/10/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı geçici ve sürekli iş göremezliğe ve bakıcı giderine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıya ait tedavi evrakları celp edilmiş ve maluliyet raporu temin edilmiştir.
Savcılık dosyası ile hasar dosyası celp edilmiştir.
SGK’ya yazı yazılarak davacı tarafa trafik kazası nedeni ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmıştır.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … İhtisas Kurulu Daire Başkanlığı’nın … sayılı raporunda özetle; “…Kişi hakkında düzenlenmiş tıbbi belgelerin tetkikinde;
1. … Devlet Hastanesi’nin 21/10/2015 giriş, 25/10/2015 çıkış tarihli epikriz raporunda: Araç dışı trafik kazası ile gelen hastada medial malleol ve fibula kırığı bulunduğu, opere edildiği, açık redüksiyon ve internal fiksasyon uygulandığı postop takipleri sonrasında taburcu edildiğinin belirtildiği,
2. Kurulumuzun 22/05/2019 tarihli muayenesinde; sağ ayağının kırıldığını, merdiven çıkmakta zorlandığını ifade ettiği, Ortopedi muayenesinde; Sağ ayak bileği dorsifleksiyon: 5 derece, plantar fleksiyon: 55 derece, inversiyon 10 derece, eversiyon 5 derece, Sol ayak bileği dorsifleksiyon: 15 derece, plantar fleksiyon: 55 derece, inversiyon 20 derece, eversiyon 10 derece olduğu,
3. Dosyaya ekli grafilerin Kurulumuzca incelemesinde; 15/04/2019 tarihli sağ ayak bileği grafisinde fibula distal diafizinde kaynamış kırık sekeli, plak vida ile tespit materyali, tibia medial malleolde kaynamış kırık sekeli ve tibia-fibula distalinde vida tespit materyali ve aya bileği eklem aralığı tabi olarak izlendiğine göre;
SONUÇ:
Mevcut belgelere göre;
… ve … kızı, 27/07/1976 doğumlu, … …’ın 21/10/2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmeliği dikkate alındığında; Alt ekstremiteye ait sorunlar, eklem hareket açıklığı, ayak bileği hareket kısıtlılığı, Tablo 3.10 ve Tablo3.11’e göre alt ekstremite özürlülük oranı Balthazard formülü ile %(7+2+2)=%10.68 olup Tablo3.2’ye göre;
1.Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %6 (yüzdealtı) olduğu,
2.İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği… ” yönünde oy birliği ile mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 06.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“… KUSUR MÜTALAASI : Kazanın meydana geldiği mahal yerleşim yeri içinde, yol tek yönlü ve 7 m genişlikte, her iki yanında yaya kaldırımlı, zemin asfalt ve kuru, vakit sabahı erken ve hava henüz aydınlanmamıştır.
Dava dosyasında bulunan ifadesinde davacı yaya … … kaza sırasında trafiğin yoğun olmadığını, karşıdan karşıya geçmek istediği yerde trafik ışığı bulunmadığını, yolu kontrol ettiğini, araç göremediğini ve yola girdiğini, karşı kaldırıma ulaşmak üzereyken bir taksinin kendisine çarptığını ve uzaklaşıp gittiğini, kendisinin yaralandığını belirtmiştir.
Dava konusu kaza ile ilgili Trafik Kazası Tespit Tutanağı tutulmamış olduğu anlaşılmaktadır.
Dava dosyasında bulunan 06.10.2017 tarihli Bilirkişi raporunda kaza incelenmiş ve kaza mahalli uydu fotoğrafları da kullanılarak irdelenmiş olup, çarpma noktası olan … otobüs durağının yaya geçidine 30 m mesafede bulunduğu, mahalde yavaşlama çizgileri, yaya geçidi trafik işaret levhası ve 30 km/saat hız limit levhası bulunduğu açıklanarak kimliği belirsiz taksi sürücüsünün mahaldeki hız şartlarına uymaması, özensiz araç kullanması, yaya geçidine yaklaşırken yavaşlamaması, karşıdan karşıya geçen yayayı gözetmemesi, çarpmamak Üzere herhangi bir önlem almamış olması ile 2918 sayılı KTK madde 51 ve 52’yi ihlal etmiş olması nedenleri ile 650 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya … …’ın ise madde 68 ile belirlenen yayaların karşıdan karşıya geçmesi ile ilgili kuralları ihlal etmiş olması nedeniyle 50 oranında kusurlu olduğu kanaati ifade edilmiştir.
Yukarıda özetlenmiş olan 06.10.2017 tarihli Bilirkişi raporu ekinde kaza mahalline ait internetten indirilmiş fotoğraflar da mevcut olup, bu fotoğraflardan kaza mahalli otobüs durağı, karşısında 30 km/saat hız. Sınırlama levhası ve az ötesindeki “Yaya Geçidi” trafik işaret levhası açıkça görülmektedir.
Davacı yaya … …’ın hemen 30 m ötede olduğu anlaşılan yaya geçidini kullarımayıp, yaya geçidi bulunmayan yerden karşıya geçmesi ve ayrıca trafiği yeterince kontrol etmemiş olması kazaya yol açan etkenler arasında olup, … … 2918 sayılı KTK yayaların uyacakları kurallarla ilgili MADDE 68’de “(…)
b) Taşıt yolumun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolumu, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır.
(..) Ancak, yüz metre kadar mesafede yaya geçidi veya kavşak bulunmayan yerlerde yayalar, taşıt trafiği için bir engel teşkil etmemek şartı ile ve yolu kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yolumu geçebilirler.”
Şeklinde açıklanmış olan kurallara aykırı davranarak kendi can güvenliğini tehlikeye atmış olduğu ve bu nedenle kusurlu olduğu, plakası belirsiz taksinin kimliği belirsiz sürücüsünün ise yerleşim yeri içinde, gerek 30 kmsaat hız limiti bulunan, otobüs durağı önünde ve yaya geçidine 30 m mesafede hızını yol ve görüş şartlarına uygun düzeye düşürmemiş olması ile 2918 sayılı KTK”nun hız limitlerine uymakla ilgili madde 51’e ve hızını şartlara uydurmakla ilgili madde 52/1-b’ye aykırı araç kullanması, yayayı gördüğünde ışık ve sesle uyarma, fren ve direksiyon tedbirlerine başvurma hususlarını uygulamamış olması, tedbirsiz ve dikkatsiz araç kullanması nedenleriyle kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıdaki incelemeye göre olayda;
1. Kimliği belirsiz sürücü %50 (yüzde elli) oranında kusurlu,
2. Davacı yaya … … %50 (yüzde elii) oranında kusurludur.
TAZMİNAT HESABI
SONU Ç: Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere
21.10.2015 tarihinde meydana trafik kazasında;
1-Kimliği belirsiz sürücü 9450 (yüzde elli) oranında kusurlu,
2-Davacı yaya … … %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu,
3-Davalının %50 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı … …’ın;
A)ödeme Tarihindeki Verilere Göre; .
4)Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının — — — 5.508,94 TL,
b)Sürekli iş göremezlik dönemine ait
%6 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının ———- 12.814,69 TL. olduğu,
c)Davalı tarafından işe davacıya 14.438,00 TL ödeme yapıldığı, buna göre davalı tarafından yapılan ödemenin davacının sürekli iş göremezlik döneminde uğradığı maddi zararının tamamını, geçici iş göremezlik döneminde uğradığı maddi zararın ise 1.623,31 TL.lık kısmını karşıladığı, ödeme tarihindeki verilere göre davacının geçici iş göremezlik döneminde uğradığı zararın 3.885,63 TL.lık kısmının karşılanmadığı btina göre ödeme ile borcun sone erip ermediği hususundaki nihai takdirin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu,
Günümüze Kadar Bilinen Verilere Göre;
Sayın Mahkemece ödeme ile ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zarar arasında fark bulunduğu ve buna göre de ödeme ile borcurı sona ermediği ve ödemenin kısmı ifayı içerer makbuz olarak kabul edilmesi halinde ise;
Günümüze Kadar Gerçekleşen Veriler Esas Alınarak Belirlenen Zarar Tutarından, Ödemenin Günce Tutarın Tenzili Sonucu davacının;
a)Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının —- 5.505,94 TL,
b)Sürekli iş göremezlik dönemine ait
%6 maluliyet oranı ile ilgili bakiye maddi zararının —» 1.515,82 TL, olduğu,
c)Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda davacının iyileşme döneminde bakıma muhtaç olduğuna ve süresine ilişkin bir tespit bulunmadığından bakıcı gideri nedeniyle zararının belirlenemediği,
C)Davacının maddi zararlarının poliçe limitleri içinde kaldığı,
D)Başvuru tarihine göre davalı bakımından temerrüt tarihinin 06.09.2017 olarak belirlendiği,
E)Kazaya karışan aracın plakası belirlenemediğinden avans faizi talebine ilişkin takdiri Sayın Mahkemeye ait bulunduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Dosya kapsamına alınan 27.10.2020 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle;
“…SONUÇ: Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 21.10.2015 tarihinde meydana trafik kazasında davalının %50 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı … …’ın;
A)Ödeme Tarihindeki Verilere Göre;
a)Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının — 5.508,94 TL,
b)Sürekli iş göremezlik dönemine ait
%6 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının ————–12.814.69 TL. olduğu, :
c)Davalı tarafından ise davacıya 14.438,00 TL ödeme yapıldığı, buna göre davalı tarafından yapılan ödemenin davacının sürekli iş göremezlik döneminde uğradığı maddi zararının tamamını, geçici İş göremezlik döneminde uğradığı maddi zararın ise 1.623,31 TL.lık kısmını karşıladığı, ödeme tarihindeki verilere göre davacının geçici iş göremezlik döneminde uğradığı zararın 3.885,63 TL.lık kısmının karşılanmadığı, buna göre de ödeme ile borcun sona erip ermediği hususundaki nihai takdirin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu,
B)Günümüze Kadar Bilinen Verilere Göre;
Sayın Mahkemece ödeme ile ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zarar arasında fark bulunduğu ve buna göre de ödeme ile borcun sona ermediği ve ödemenin kısmı ifayı içeren makbuz olarak kabul edilmesi halinde ise;
Günümüze Kadar Gerçekleşen Veriler Esas Alınarak Belirlenen Zarar Tutarından, Ödemenin Güncel Tutarın Tenzili Sonucu davacının;
a)Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının – 5.508,94 TL,
b)Sürekli iş göremezlik dönemine ait
%6 maluliyet oranı ile ilgili bakiye maddi zararının – 3.097,85 TL. olduğu,
c)Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda davacının iyileşme döneminde bakıma muhtaç olduğuna ve süresine ilişkin tespit bulunmadığından bakıcı gideri nedeniyle zararının belirlenemediği,
C)Davacının maddi zararlarının poliçe limitleri içinde kaldığı,
D)Başvuru tarihine göre davalı bakımından temerrüt tarihinin 06.09.2017 olarak belirlendiği,
E)Kazaya karışan aracın plakası belirlenemediğinden avans faizi talebine ilişkin takdirin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … İhtisas Kurulu Daire Başkanlığı’nın … sayılı raporunda özetle;
“…Kişi hakkında düzenlenmiş tıbbi belgelerin tetkikinde;
1. … Hastanesinin 21/10/2015 giriş, 25/10/2015 çıkış tarihli epikriz raporunda: Araç dışı trafik kazası ile gelen hastada medial malleol ve fibula kırığı bulunduğu, opere edildiği, açık redüksiyon ve internal fiksasyon uygulandığı postop takipleri sonrasında taburcu edildiğinin belirtildiği,
2. Kurulumuzun 22/05/2019 tarihli muayenesinde; sağ ayağının kırıldığını, merdiven çıkmakta zorlandığını ifade ettiği, Ortopedi muayenesinde; Sağ ayak bileği dorsifleksiyon: 5 derece, plantar fleksiyon: 55 derece, inversiyon 10 derece, eversiyon 5 derece, Sol ayak bileği dorsifleksiyon: 15 derece, plantar fleksiyon: 55 derece, inversiyon 20 derece, eversiyon 10 derece olduğu,
3. Dosyaya ekli grafilerin incelemesinde; 15/04/2019 tarihli sağ ayak bileği grafisinde fibula distal diafizinde kaynamış kırık sekeli, plak vida ile tespit materyali, tibia medial malleolde kaynamış kırık sekeli ve tibia-fibula distalinde vida tespit materyali ve aya bileği eklem aralığı tabi olarak izlendiği,
4. Kurulumuzun … tarih ve … karar nolu mütalaasında: “ Mevcut belgelere göre; … ve … kızı, 27/07/1976 doğumlu, … …’ın 21/10/2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmeliği dikkate alındığında; Alt ekstremiteye ait sorunlar, eklem hareket açıklığı, ayak bileği hareket kısıtlılığı, Tablo 3.10 ve Tablo3.11’e göre alt ekstremite özürlülük oranı Balthazard formülü ile %(7+2+2)=%10.68 olup Tablo3.2’ye göre;
Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %6 (yüzdealtı) olduğu,
İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği “ şeklinde oy birliği ile mütalaa olunduğuna göre;
SONUÇ
Mevcut belgelere göre;
… ve … kızı, 27/07/1976 doğumlu, … …’ın 21/10/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak:
Gr1 XII(27Ca……….7)A %11
1. E cetveline göre %11.0 (yüzdeonbirnoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği,
3. Başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 1 (bir) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği…” yönünde oy birliği ile mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Dosya kapsamına alınan 26.05.2021 tarihli ikinci ek bilirkişi raporunda özetle; “…SONUÇ: Delillerin ve hukuki durumlann takdiri Sayrn Mahkemeye ait olmak üzere 21.10.2015 tarihinde meydana trafik kazasrnda davalının %50 kusur oranrndaki sorumluluk durumuna göre davacı … …’ın;
Ödeme Tarihindeki Verilere Göre;
a)Gegici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının = 5.508.94 TL,
b)Sürekli iş göremezlik dönemine ait
%1l maluliyet oranı ile ilgili maddi zararın : 33.743,74TL.olduğu,
c)Davalı tarafrndan ise davacıya 14.438,00 TL ödeme yapıldığı, buna göre davalı tarafından yapılan ödemenin davacının geçici ve sürekli iş göremezlik döneminde uğradığı maddi zararların karşılanmadığı, buna göre ödeme ile borcun sona erip ermediği hususundaki nihai takdirin sayın mahkemeye ait bulunduğu,
B)Günümüze Kadar Bilinen Verilere Göre;
Sayın Mahkemece ödeme ile ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zarar arasında fark bulunduğu ve buna göre de ödeme ile borcun sona ermediği ve ödemenin kısmı ifayı içeren makbuz olarak kabul edilmesi halinde ise;
Günümüze Kadar Gerçekleşen Veriler Esas Alınarak Belirlenen Zarar Tutarından, Ödemenin Güncel Tutarın Tenzili Sonucu davacının;
a)Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının – 5.508,94 TL,
b)Sürekli iş göremezlik dönemine ait
%11 maluliyet oranı ile ilgili bakiye maddi zararının – 45.803,71 TL.
c)Bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının – 636,75 TL olduğu,
C)Davacının maddi zararlarının poliçe limitleri içinde kaldığı,
D)Başvuru tarihine göre davalı bakımından temerrüt tarihinin 06.09.2017 olarak belirlendiği,
E)Kazaya karışan aracın plakası belirlenemediğinden avans faizi talebine ilişkin takdirin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 05.10.2021 tarihli üçüncü ek bilirkişi raporunda özetle;
“… Delillerin ve hukuki durumlann takdiri Sayrn Mahkemeye ait olmak üzere 21.10.2015 tarihinde meydana trafik kazasrnda davalının %50 kusur oranrndaki sorumluluk durumuna göre davacı … …’ın;
A)Ödeme Tarihindeki Verilere Göre;
a)Gegici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının = 5.508.94 TL,
b)Sürekli iş göremezlik dönemine ait
%6 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararın : 118.405, 68 TL.olduğu,
c)Davalı tarafrndan ise davacıya 14.438,00 TL ödeme yapıldığı, buna göre davalı tarafından yapılan ödemenin davacının geçici ve sürekli iş göremezlik döneminde uğradığı maddi zararların karşılanmadığı, buna göre ödeme ile borcun sona erip ermediği hususundaki nihai takdirin sayın mahkemeye ait bulunduğu,
B)Günümüze Kadar Bilinen Verilere Göre;
Sayın Mahkemece ödeme ile ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zarar arasında fark bulunduğu ve buna göre de ödeme ile borcun sona ermediği ve ödemenin kısmı ifayı içeren makbuz olarak kabul edilmesi halinde ise;
Günümüze Kadar Gerçekleşen Veriler Esas Alınarak Belirlenen Zarar Tutarından, Ödemenin Güncel Tutarın Tenzili Sonucu davacının;
a)Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının – 5.508,94 TL,
b)Sürekli iş göremezlik dönemine ait
%6 maluliyet oranı ile ilgili bakiye maddi zararının – 15.823,25 TL.
c)Bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının- 636,75 TL olduğu,
C)Davacının maddi zararlarının poliçe limitleri içinde kaldığı,
D)Başvuru tarihine göre davalı bakımından temerrüt tarihinin 06.09.2017 olarak belirlendiği,
E)Kazaya karışan aracın plakası belirlenemediğinden avans faizi talebine ilişkin takdirin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin son tarihli aktüer bilirkişi raporundaki hesaplama doğrultusunda talep arttırım dilekçesi ibraz ettiği, dilekçenin davalı vekiline tebliğ edildiği görülmüştür.
Somut olaydaki uyuşmazlığın; 21/10/2015 tarihinde gerçekleşen trafik kazası neticesinde yaya olan davacının geçici ve sürekli iş göremezliğe düçar olup olmadığı, davacı yanın dava ve talep arttırım sureti ile talep ettiği maddi tazminattan davalı …nın sorumlu olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada ileri sürülen talepler kapsamında tatbiki gereken … Yönetmeliği’nin “Hesaba Başvurulabilecek Haller” başlıklı 9.maddesi; ”Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için …’na başvurulabilir.” şeklinde düzenleme altına alındığı görülmüş olup tedavi evraklarının celbine müteakip kaza tarihi (21/10/2015) itibari ile yürürlükte olan yönetmelik hükümleri (Özürlülük Ölçütü yönetmeliği) kapsamında Adli Tıp Kurumu (ATK) raporu temin edilmiş, davacının sürekli iş göremezlik oranının %6 , geçici iş göremezlik süresinin 9 ay, 1 ay süre ile de bakım ihtiyacı halinde olduğunun tespit edildiği görülmüştür. ATK raporunun dosyada mevcut tedavi evrakları/raporları incelenmek sureti ile ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlandığı, raporlar arasında çelişkinin bulunmadığı anlaşılmakla, yeniden rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
Ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına uygun hazırlanmakla ve kaza tespit tutanağı ile çelişmediği görülmekle mahkememizce itibar edilir bulunan kusur bilirkişi raporu kapsamındaki maddi tespitler ışığında, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün %50 oranında, davacı yayanın da %50 oranında kusurlu olduğu sonucuna varılmıştır. Kusur tespitlerinin çelişki arz etmediği ve dosya kapsamına uygun olduğu saptanmakla, yeniden inceleme yapılması yoluna gidilmemiştir.
2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde; “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki; “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihli, 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…Ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…Ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmekle ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellere göre (devre başı ödemeli belirli rant yöntemi, % 1,8 teknik faizle) tazminat hesabının yapılmasına ilişkin olarak KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ile birlikte uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasına yönelik içtihat geliştirildiği ancak hesaplamalarda pregresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ve kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre tespit edilen maluliyet raporuna göre hesaplama yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Anılı kriterler uyarınca; ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına ve kaza tarihindeki yönetmelik hükümleri ile içtihatlara uygun, güncel asgari ücret hesaplamalarına göre hazırlanmakla itibar edilir bulunan en son düzenlenen 05/10/2021 tarihli aktüer 3.ek bilirkişi raporu kapsamında; dava öncesindeki ödemelerin güncellenmesi sureti ile davacı yanın geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 5.508,94-TL, sürekli iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 15.823,25-TL, bakıcı giderine ilişkin maddi zararının 636,75-TL olarak hesaplanmakla KTK’nın 111. maddesi gereğince 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılan dava kapsamında anılı tazminat bedelleri yönünden davalı …nın tazmin sorumluluğunun mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Son olarak temerrüt tarihinin tespiti ve faiz türü noktasında inceleme yapılmış olup 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14.maddesi gereğince ihdas edilen … Yönetmeliği’nin 15. maddesi gereğince, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte ihbar edildiği tarihte …nın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta olup davacının dava tarihinden önce yapmış olduğu başvuru ile birlikte somut olayda davalının 21/08/2017 tarihinde temerrüte düştüğü, kazaya neden olan plakası tespit edilemeyen/ sigortasız aracın ticari nitelikte olup olmadığı hususu ispata muhtaç kalmakla, yasal faize hükmedilmesi gerektiği, talep arttırım dilekçesi ile arttırılan tazminat talepleri yönünden de HMK’nın 26. maddesi uyarınca haksız eyleme dayalı talebin tümü yönünden temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesinin gerektiği anlaşılmakla; davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
5.508,94-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 15.823,25-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 636,75-TL bakıcı tazminatı olmak üzere toplam 21.968,94-TL maddi tazminatın 21/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 1.500,70 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan (35,90 TL peşin harç + 74,53 TL ıslah harcı olmak üzere ) 110,43 TL harcın mahsubu ile bakiye 1390,27 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan (1.550,00 TL bilirkişi ücreti, 1.507,00 TL ATK ücreti ve 251,44 TL posta gideri olmak üzere) 3.308,44 TL yargılama giderinin, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine
4-Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
7- Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL başvuru harcı , 35,90 TL peşin harç ve 74,53 TL olmak üzere toplam 146,33 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır