Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/732 E. 2019/404 K. 14.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/732
KARAR NO : 2019/404
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 01/08/2018
KARAR TARİHİ : 14/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin yetkilisi olduğu nakliye şirketi (… Nakliyat) ile, davalı/borçlu şirket olan … A.Ş arasında taşıma sözleşmesi kurulduğunu, müvekkil bu sözleşme ile davalı/borçlu şirkete ait emtiaları taşıma borcunu üstlenmiş davalı/borçlu şirket ise taşıma bedelini ödeme borcunu üstlendiğini, müvekkil, son olarak davalı/borçlu şirket ait emtiaları İstanbul’dan Erzurum’a taşıdığını, bunun bedeli olarakta davalı / borçlu şirkete icra takibine konu 25.04.2018 tarihli faturayı kesmiş ve bu faturayı borçlu şirkete gönderdiğini, borçlu şirket bu faturayı tebliğ aldıktan sonra 8 gün içerisinde herhangi bir itirazda bulunmadığı gibi bu faturayı ticari defterlerine de kaydettiğini, davalı/Borçlu şirket müvekkil tarafından kesilen faturayı ticari defterlerine kaydetmesine rağmen üzerine düşen borcu yerine getirmediğini, bunun üzerine müvekkil davalı borçludan olan fatura alacağının tahsili amacıyla 17.05.2018 tarihinde …. İcra Müdürlüğü … takip sayılı icra dosyasından icra takibi başlatıldığını, ödeme emri davalıya 21.05.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı ödeme emrine 22.05.2018 tarihinde borçlu olmadığı iddiası ile borca ve tüm ferilerine itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, borçlu şirket tarafından … İcra Müdürlüğü … takip sayılı dosyaya yapılan itirazın iptali ile takibin, takip sonrası faiz, tüm harçlar, masraflar ve vekalet ücreti ( tüm feriler ) yönünden devamına, borçlu şirket tarafından yapılan haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itiraz sebebi ile takip bedelinin %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket, davacı yanca gerçekleştirilen taşıma işine istinaden tanzim edilen 25.04.2018 tarihli faturaya, kendisinin de belirtmiş olduğu gibi bir itirazı bulunmadığını, faturanın müvekkil şirkete ulaşmasını müteakip sistemsel araştırma ve kontroller neticesinde ise 28.05.2018 tarihinde fatura tutarı olan 4.838,00-TL ödemeyi davacı hesabına yatırmış olduğunu, ancak ne var ki, bu süre içerisinde davacı tarafça müvekkil şirket aleyhine icra takibi başlatılmış olup söz konusu ödeme emri de 21.05.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının iddia ettiği gibi bir kötü niyet söz konusu olmadığını, müvekkil şirket fatura borcunu davacının da beyan ettiği gibi ticari defterlerine dahi kayıt ettiyse somut vakıadan nasıl bir sûre kazanımı olabileceğini, ya da bir başka deyişle bir an için davacının iddia ettiği gibi, müvekkilin süre kazanmak için bu yola başvurduğu düşünülecek olursa neden tebliğ edilen ödeme emrine itiraz süresi dahi sona ermeden davacı hesabına ödeme gerçekleştirilmiş olabileceğinin açıklanması gerekmektiğini, müvekkilin kötü niyetinden söz edilebilmesi için ancak alacaklı tarafça açılan itirazın iptali davasından sonra yapılacak bir ödeme olması gerektiğini, nitekim yerleşik Yargıtay içtihatlarında da yalnızca dava açıldıktan sonra yapılan ödemeler için icra inkar tazminatına hükmedildiği açıkça görüldüğünü, ne var ki söz konusu fatura borcu henüz tebliğ edilen ödeme emrinin itiraz süresi dahi dolmadan ödenerek sona erdirildiğini, öte yandan, davacı tarafça her ne kadar itirazın iptali talepli olarak işbu dava ikame edilmişse de ödeme emrine konu asıl alacak davacı hesabına ödenerek sona erdirildiğini, bu durumda davacının icra takibine yapılan itirazın tümden iptalinin talebi yerinde olmayıp reddi gerektiğini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğü … takip sayılı dosyasında özetle; 4.863,05-TL tutarında toplam alacağın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren fiile ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek yıllık %9 yasal faiz ve değişen oranlardaki faizi ile icra giderleri, avukatlık ücreti ile birlikte BK’nın 100.maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemelerin öncelikle faiz,vekalet ücreti ve masraflara mahsubuya tahsilini talep ettiği, davalı tarafça borca ve takibe itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; davalı yandan olan fatura alacağının tahsili amacıyla 17.05.2018 tarihinde … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı icra dosyasından icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 21.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafın ödeme emrine 22.05.2018 tarihinde borçlu olmadığı iddiası ile borca ve tüm ferilerine itiraz ederek icra takibini durdurduğundan … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyaya yapılan itirazın iptali ile takibin, takip sonrası faiz, tüm harçlar, masraflar ve vekalet ücreti ( tüm feriler ) yönünden devamına karar verilmesi talepli eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça; davacı yanca gerçekleştirilen taşıma işine istinaden tanzim edilen 25.04.2018 tarihli faturaya herhangi bir itirazının bulunmadığı, ilgili faturanın davalı şirkete ulaşmasını müteakip 28.05.2018 tarihi itibariyle fatura tutarı olan 4.838,00-TL’yi davacı şirket hesabına ödediğini beyan ederek davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava, İtirazın iptali davasıdır. Bu dava, İİK. nın 67/1. maddesi gereğince yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerekmektedir.
İtirazın iptali davasına özgü bir sonuç olan icra inkar tazminatı, salt borca haksız şekilde itiraz edilmiş olmasının bir sonucu olduğundan ve borca haksız şekilde itiraz edilmesini önleme amacını taşıdığından, sonradan borcun kısmen veya tamamen ödenmiş olmasının, borçluyu bu tazminatı ödemekten kurtarmaması gerektiği düşünülebilir. Ne var ki, icra inkar tazminatı, niteliği gereği, ancak itirazın iptali davası sonucunda davanın tamamen veya kısmen kabulüne karar verilmesi koşuluna bağlı olarak, hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminattır.
Somut olayda; İcra takibinde alacağın fer’ileri olarak istenen talepler yerine getirilmediğinden ve o talepler bakımından itirazın iptaline karar verilmedikçe yerine getirilmesi de mümkün olmadığından icra harç ve masrafları ile icra vekalet ücretine yönelik itirazın iptali ile takibin bu yönler bakımından devamına karar verilmesi gerekmiş, buna ilişkin İcra Müdürlüğünce yapılan kapak hesabı ve talep miktarı nazara alınarak davalı itirazının iptaline karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davacı vekili icra inkar tazminatı talep etmişse de; asıl alacak davadan önce ödenmekle fer’ileri dışında bakiye alacak da bulunmadığından somut olayda icra inkar tazminatına hükmedilecek bir matrahın da olmadığı anlaşılmış, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin de bu sebeple reddine karar vermek gerekmiş, buna ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
2-Davalı tarafın ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında taleple bağlı kalınarak 765,48-TL ( tahsil harcı, başvurma harcı, vekalet ücreti, toplam faiz miktarı, masraf) yönünden itirazının iptaline, takibin bu miktar yönünden devamına,
3-Davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 52,28-TL ilam harcından peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 16,38-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL peşin harç ve 35,90-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 71,80-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 765,48-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 71,00-TL yargılama gideri davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne miktar bakımından KESİN olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/05/2019

Katip …

Hakim …