Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/713 E. 2020/620 K. 02.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/713Esas
KARAR NO:2020/620

DAVA/BİRLEŞEN DAVA :Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan), İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/07/2018
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ:28/12/2018
KARAR TARİHİ:02/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan), İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin turizm ve otelcilik faaliyetleri gösterdiğini, … … ilçesinde … Mah. adresinde bulunan otel binasının çeşitli ihtiyaçları için davalı … … Aydınlatma Şirketi ile EK-1’de verilen 12.04.2017 tarihli sözleşme yapıldığını, sözleşmede verildiği şekliyle 2. maddede markası, modeli ve teknik özellikleri tanımlanan dekoratif oda aydınlatma elemanlarının … tarafından sağlanacağının belirtildiğini, söz konusu aydınlatma ürünleri montajı yapıldıktan bir süre sonra ürünlerde sorunların meydana geldiği ve armatürlerin takıldıkları yerlerden yere düşerek zararlar meydana geldiğini, düşen parçalardan biri kullanıma açık alandaki sehpanın üzerine düşerek sehpayı kullanılamaz hale getirdiğini, başka bir armatürün o sırada aşağıda bulunan müşterilerden birinin üzerine düştüğünü, odalarda bulunan armatürlerin düşmesiyle de odaların kullanıma kapatılarak bir süre müşteri kabul edilmediğini, bu şekilde toplam 28 adet armatürün düşerek çeşitli zararlar verdiğini, müşterilerin uğradığı zararların müvekkil tarafından karşılandığını, bu zararlar nedeniyle müvekkil şirketin maddi ve manevi olarak zarara uğradığını, Sözleşmenin 3. maddesinde; ürünlerin kullanıcı hatasından kaynaklanmayan her türlü zararın ücretsiz olarak değişimi 2 yıllık garanti süresince satıcıya ait olduğunun belirtildiğini, söz konusu armatürlerin üretim amacına göre otelde kullanıldığını, bu nedenle armatürlerin kullanımı sırasında kullanıcı hatası olmadığını, zararlar meydana geldiğinde 2 yıllık garanti süresinin devam etmekte olduğunu, sözleşmenin 8. maddesinde; garanti süresi içerisinde fabrikasyon hatalarından kaynaklanabilecek parça değişiminin ücretsiz olarak yapılacağını, satıcının arızalı parçayı taahhüt ettiği teknik spesifikasyonlara uygun olarak değiştireceği ifadesi ile satıcının sadece fabrikasyon hatalarından değil arızaların da satıcı tarafından giderileceğinin kararlaştırıldığını, somut olayda meydana gelen zararların sözleşmeye konu garanti kapsamında olduğunun açık olduğunu, 28 armatürün birden kullanıcı hatasından düşmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ivedilikle çözüm sağlanması gerektiğinin davalı şirkete iletildiğini, davalı şirketin avizelerin sökülerek fabrikaya getirilmesini aksi halde onarm yapamayacaklarını beyan ettiğini, bunun üzerine müvekkil şirketin maduriyetinin bir an önce giderilmesi için avizelerin sökümü, nakliyesi ve tamiratından sonra tekrar yerine montajı için 3. firmalar için anlaşarak hizmet almak zorunda kaldığını, 6098 sayılı TBK’nun 219. maddesi uyarınca; satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumluluğu olacağı gibi nitelik veya niteliği etkileyen niceliğe aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olacağını, bu kanun maddesine göre davalı şirketin ilgili ayıplardan sorumlu olduğunun açık olduğunu, zararlar meydana geldiğinde bazı odaların kapatılması nedeniyle odaların müşterilere satılamadığını, bu nedenle müvekkil uğradığı zararı davalının karşılamak zorunda olduğunu, müvekkilin oteli dünyaca ünlü …markası altında işletmekte olup yaşanan olaylar nedeniyle müvekkilin ciddi prestij kaybına uğradığını, müvekkilin davalıya uğranılan zararları karşılanmasını …. Noterliğinin 29.06.2018 tarihli İhtarnamesiyle talep edildiğini, davalı tarafın bu ihtara EK-4’de verildiği gibi Noter kanalıyla 10.07.2018 tarihli İhtarname ile cevap verdiğini, davalı tarafın cevabında otele hasar tespiti için geldiklerini, yaptıkları tespitte bozuk ya da kullanılamaz bir ürün bulunmadığını tespit ettikleri, ancak zarar gören armatürlerin hızlı bir şekilde değiştirildiği ve zarar gören odalarında kullanıma açıldığını, zararın bir kısmının söz konusu ürünler için 3. kişilerden alınan hizmet faturasında belirtildiği gibi 12.272,00 TL. tutarında olduğunu, diğer zararların ise yargılama sonrasında hesap edileceğini, fazlaya ilişkin haklar ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, 17.000 TL maddi zarar, 10.000 TL manevi zarar olmak üzere toplamda 27.000 TL tazminatın davalıya tebliğinden itibaren işlemiş ve işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davacı arasında 12.04.2017 tarihinde imzalanmış sözleşme gereği tüm ürünlerin sözleşmede belirtildiği gibi sorunsuz ve eksiksiz bir şekilde müvekkil şirketin fabrikasında davacı tarafa teslim edildiğini, sözleşmenin 1. maddesine göre, ürünlerin teslim edildikten ve montajlarının yapılmasından sonra zarar meydana geldiği ve 28 adet ürünün takıldığı yerlerden düştüklerinin belirtildiğini, söz konusu ürünlerin montaj işçiliğinin sözleşmeye göre müvekkil şirkete ait olmadığını, davacı taraf armatürlerin kullanıma açık alanlarda ve odalarda düştüğünü belirtmesine rağmen dava dilekçesi ekine konan resimlerde armatürlerin kullanılmayan mobilyaların dahi poşetinde olduğu alanlarda meydana geldiğinin anlaşıldığını, bu durumda davanın kötü niyetli olarak açıldığının anlaşıldığını, arızaların müvekkil kaynaklı ayıp olacak şekilde olması durumunda bile bunun derhal müvekkile bildirilmesi gerektiği halde, Noter kanalıyla bildirim yapıldığını, bu şekilde bir ayıp ihbarı yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, davacıya verilen ürünler nedeniyle müvekkilin bakiye alacağının bulunduğunu, davacı tarafın bu bakiye alacağı vermemek için böyle bir yola giriştiğinin anlaşıldığını, davacı taraf sözleşmeye göre ürünleri kullanım amacına uygun olarak kullanıldığını ve kullanıcı hatası olmadığını, söz konusu fabrikasyon hatalarını garanti kapsamında değiştirilmesi gerektiğini beyan ettiğini, davacı iddialarının sözleşme kapsamında müvekkil açısında sorumluluk taşımadığını, davacı taraf armatürlerin takıldığı yerlerden düştüklerini beyan ettiğinden bu durumun montaj işçiliğinden kaynaklandığını, üretim/fabrikasyon hatasından kaynaklanmadığını açık bir şekilde gösterdiğini, montaj işçiliğinin sözleşme gereği davacının sorumluluğunda olduğunu, müvekkil şirketin tüm Türkiye çapında hizmet vermekte olduğunu, tüm ürünlerin malzeme ve kalite açısından testlere tabi tutulduğunu, sözleşme ekinde kalite belgelerinin de mevcut olduğunu, davacı tarafın sözleşmeye uygun olmayan bu davranışlarından kendi hataları ile oluşan hasarın giderilmesini kötü niyetle müvekkile yükletmeye çalıştığını, buna karşın davacının halen bakiye borcunu müvekkile ödemediğini, müvekkil şirketin bakiye alacağını tahsil etmek için …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, davacı tarafın bu borcu ödememek için kötü niyetle ikame ettiği haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … E. SAYILI DOSYA DAVA DİLEKÇESİ; Taraflar arasında ticari ilişki bağlantılı davalının davacı şirketten muhtelif tarihlerde malzeme aldığını ancak bakiye 21.033,44-TL borcunu ödemediğini, davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya ile bakiye alacak miktarı, ihtarname masrafı ve temerrüt tarihinden itibaren işlemiş faizi ile birlikte 21.661,54-TL alacağın tahsili için aleyhine başlatılan icra takibine borcu olmadığından bahisle itiraz ettiğini, davalının itirazı kötü niyetli olup alacağın tahsilini geciktirmek amaçlı olduğunu, davalının davacının alacağını talep etmesi üzerine …. Noterliği’nin 29/06/2018 tarih, … tarihli ihtarnamesini keşide ettiğini ve takıldıkları yerlerden düştüklerini iddia ettiğini, davacı tarafça keşide edilen …. Noterliği’nin 10/07/2018 tarihli … yevmiye numaralı cevabı ihtarnamesi ile montaj işçiliğinin davacının sorumluluğunda olmadığını, ürünler ayıplı olsa dahi davacıya derhal ayıp ihbarında bulunulmadığı ve bakiye borcun ödenmesi gerektiği davalıya bildirildiğini, işbu ihtarnamenin 14/07/2018 davalıya 16/07/2018 ise davalı vekiline tebliğ edildiğini, ekte sunulan sözleşme, cari hesap ekstresi, taraflar arasındaki ticarete ilişkin fatura, irsaliyeler ve ihtarnameler incelendiğinde davalının davacı şirkete 21.661,54-TL borcu bulunduğunun anlaşılacağını, Taraflar arasındaki sözleşme bağlantılı maddi ve manevi tazminat istemli…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile dava açılıp dosyanın derdest olduğunu, bu sebeplerle …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin davamına, kötü niyetli davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davanın tarafları ve konusu aynı olan…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Asıl dava; satıma konu ürünlerin ayıplı olduğu iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Birleşen dava ise mal satım ilişkisinden kaynaklı bakiye alacak talebi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
12/04/2017 tarihli satım sözleşmesi, satım sözleşmesinin ekleri olarak betimlenen ürünlerin teknik spektleri, teklif/ teknik dokümanları, teknik tanımlar, kalite belgeleri, ürünlere ait görseller, faturalar, ihtarname suretlerinin dosyada mübrez olduğu görülmüştür.
Birleşen davada itirazın iptali istemine konu …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Taraf tanıklarının beyanları tespit edilmiştir.
Mahkememiz ara kararı gereğince görevlendirilen bilirkişiler …, … ve … marifetiyle 06/05/2019 tarihinde hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; ”…Mahkemede görülmekte olan işbu davada taraflar arasındaki 12.02.2017 tarihli sözleşme hukuki niteliği itibariyle satış sözleşmesi olduğunu, bu sözleşme ile satıcı, sözleşme konusu şeyin zilyetliğini ve mülkiyetini alıcıya devretme, bunun karşılığında alıcının da satış parasını satıcıyı ödeme borcu olduğunu, satıcının satılanın mülkiyetini devretme bocunun bir tamamlayıcısı olarak satılanın ayıplarından da sorumlu olduğu Türk Borçlar Kanunu tarafından kabul edildiğini, satıcının satılanın ayıplarından sorumluluğu TBK m. 219- 231 arasında düzenlendiğini, söz konusu sorumluluk doğrudan doğruya kanundan kaynaklanan bir sorumluluk olduğunu, sözleşmede ayrıca kararlaştırılması gerekmediğini, satıcının bu sorumluluğunun doğması için satım konu malın ayıplı olması, ayıbın sözleşmede yarar ve hasarın alıcıya geçtiği an itibariyle satılan malda bulunuyor olması, ayıbın satılanın değerini veya kullanımını azaltacak nitelikte olması, satılandaki ayıbın alıcı tarafından bilinmiyor olması, sözleşmede satıcının ayıba karşı tekeffül sorımluluğunu sınırlayan bir hükme yer verilmemiş olması gerektiğini, bu şartlar satıcının ayıba karşı tekeffül sorumluluğunun doğması için gerekli olan maddi şartlar olduğunu, bunun dışında bir de şekli şartların da gerçekleşmiş olması gerektiğini, bunlar ise satılanı gözden geçirme ve tespit edilen ayıpları satıcıya bildirme külfetleri olduğunu,(TBK m. 223/ f. I). alıcı, devraldığı satılanı, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz gözden geçirmek ve tespit ettiği ayıpları satıcıya bildirmesi gerektiğini, ancak satılandaki ayıp gizli ayıp niteliğinde ise bu tür ayıplar sonradan tespit edildiğinde derhal satıcıya bildirilmesi gerektiğini, somut uyuşmazlıkta taraflar arasındaki satış ticari satış olduğundan maldaki ayıplar için TTK m. 23’deki 2 ve 8 günlük ihbar süreleri gündeme gelse de somut uyuşmazlıkta ayıp eğer normal muayene ile ortaya çıkarılamayacak gizli nitelikte ayıp ise bu durumda yine TBK m. 223 hükmü uygulanacak ve ayıp daha sonradan ortaya çıktığında satıcıya bildirileceğini, tüm bu hallerde alıcı ayıbı satıcıya bildirim külfetini yerine getirmez ise ayıbı kabul etmiş sayılacağını, (TBK m. 223/ f. II). Taraflar arasındaki sözleşme 12.02.2017 tarihinde imzalandığını, davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği arızalar ve bunlara ilişkin fotoğraflarla, otelin teknik servisinin sisteme kaydettiği hasarlar sözleşme maddeleri ile birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafın beyan ettiği şekilde 28 adet armatürün yere düştüğünü gösterir bir tespit yapmanın mümkün olmadığını, sadece bir adet cam fanusun sehpa üzerine düşerek kırıldığını, odalara müşteri alınamadığından kapalı tutulduğu şeklinde bir tespitin yapılamayacağını, söz konusu arıza/arızalar olduğunda bunun sözleşme maddelerine uygun şekilde tespiti yapılıp karşı tarafa bildirilmesi gerektiği halde bunun yapılmadığını, davacı … tarafından arızaların 29.06.2018 tarihli noter ihtarnamesi ile davalıya ihbar edildiğini, Asıl dava yönünden ; Davacı tarafın iddia ettiği arızaların bu ürünlerin montajından kaynaklandığını, montajın davalı şirketin sorumluluğunda olmadığını, montaj yapanların bu ürünlerin montajı sırasında özellikle ürünün iç bağlantı taraflarında gördükleri her türlü kötü malzeme/eksik malzeme/birbiriyle uyumlu olmayan malzeme/hasar/arıza/çizik ve bunlara benzer ayıpları öncelikle davacı firmaya rapor etmeleri gerektiği halde bu şekilde bir rapor düzlenmediğinden herhangi bir ayıbın olmadığının anlaşıldığını, ancak montaj için her türlü teknik desteğin verilmesi sorumluluğunun davalı tarafta olması sebebiyle de, dosya kapsamından bu sorumluluklarını yerine getirmediklerini gösterir bir tespit yapılamadığından, davacı tarafın 17.000 TL beyan ettiği maddi zararının sorumlusunun davalı taraf olmadığını, 10.000 TL manevi tazminat için ise takdirin mahkemede olduğunu, Birleşen dava yönünden ; Taraflar arasındaki 2017 ve 2018 yıllarınad gerçekleşen ticari ilişki gereğince dosya davacısı … Ltd. Şti. tarafından dosya davalısı … Turizm A.Ş ‘ne yapılan mal satışlarından ve işbu satışlardan yapılan tahsilatlar sonucunda, cari hesaptan kaynaklanan 21.033.44 TL alacaklı olduğunu, İşbu 21.033.44 TL cari hesap bakiyesinin her iki taraf ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu ve taraf defterlerinin birbirini doğruladığını, dosya davalı …Ş tarafından Cari hesaptan kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine, dosya davacısı tarfından keide edilen borç ihtarı ile … A.Ş’nin 17.07.2018 tarihinde temerrüde düştüğünü, devamında ise … İcra Md … E Sayılı icra dosyası üzerinden 14.08.2018 tarihinde takip yapıldığı, takip borçlusunun takibe itirazı ile alacaklı … Ltd Şti, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası üzerinden İtirazın iptali ve takibin devamı için İtitirazın iptali konulu davanın ikame edildiği anlaşıldığını, yapılan yargılamada dosyanın huzurdaki dava dosyası ile birleştirilmesine ve yargılamanın huzurdaki dava dosyası üzerinden devamına karar verildiğini, birleşen dosya yönünden yapılan inceleme, tespit ve değerlendirmeler sonucunda, Takip alacaklısı … Ltd Şti tarafından Takip borçlusu … A.Ş aleyhine … İcra Md … E Sayılı icra dosyasından 14.08.2018 Takip tarihi itibariyle 21.033.44 TL asıl alacak olmak üzere, işlemiş faiz ve İhtarname noter masrafı dahil toplamda 21.661.54 TL alacaklı olduğunu, Takip tarihinden itibaren de 21.033.44 TL asıl alacak için 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi uyarınca % 19.50 ve değişen oranlarda Ticari temerrüt faiz talebinin yerinde olduğu…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Mahkememiz ara kararı gereğince görevlendirilen bilirkişiler …, … ve … marifetiyle 02/05/2020 tarihinde hazırlanan bilirkişi ek raporunda özetle; ”…Davacı …Ş. vekilinin talebine uygun olarak Sayın Mahkemenin görevlendirmesiyle ve taraf vekillerin katılımıyla, davaya konu armatürlerin montajının yapıldığı otelde 02.03.2020 tarihinde keşif yapıldığını, otel teknik ekibi keşif sırasında her türlü tespit olanağını sağladığını, bir adet tip odada kurulu halde bulunan sarkıt dekoratif armatür ve bir adette alüminyum metali ayrılmış küre cam üzerinde gerekli incelemeler yapıldığını, davacı vekilinin talepleri bir kez daha incelenmek üzere dosya içeriği tekrar okunduğunu, önceki raporda herhangi bir hata olmaması için gayret gösterildiğini, davacı taraf ile davalı taraf arasında yapılan sözleşme gereği, davacı taraf yaklaşık 500 parça armatür, kapı numarası, aplik ve benzeri aydınlatma ürünlerini davalıdan satın alındığını, tüm bu parçaların hepsi davacı tarafın alt yüklenicisi tarafından montajı yapıldığını, davacı taraf aplikler ve kapılara konulan ışıklı parçalar için herhangi bir ayıp bildirimi yapmadığını, keşif sırasında da tüm bu parçalar yerlerinde görüldüğünğ, kök rapor düzenlenirken dosya içeriğinde ve birleşen dosyadaki tüm evraklar ve özellikle davacı tarafın odalarda meydana gelen arızaların bildirimlerinin not edildiği formlar (out of room teknik tespitler) tekrar incelendiğini, formlarda su sızıntılarının su tesisatı ilgili arızalar, elektrik arızalarının odqnın tümünde veya bir kısmında elektrik olmaması, Tv’nin çalışmaması gibi arızalar, müşterilerin meydana getirdiği sıvı dökme neticesinde odanın bakıma alınması gibi arızaların çoğunlukta olduğu görüldüğünü, davacı tarafın beyan ettiği şekilde armatür düşmesi ile ilgili olarak bir kereye mahsus olmak üzere bu tür arızadan bahsedildiği görüldüğünü, davacı tarafın dava dilekçesi ekinde dosyaya sunduğu fotoğraflarda da bir cam kürenin kırıldığının görüldüğünü, ayrıca, fotoğrafarda bir koli içersinde 12 adet cam küre olduğu bunlardan 7 veya 8’sinin alüminyum metal kısmının ayrık vaziyette koli içerisine konulduğu görüldüğünü, ancak, davacı tarafın belirttiği şekilde toplam 28 adet armatür düşmesinin sayı olarak kesin bir şekilde tespit edilmesi dosya içeriğinden ve keşif sırasındaki tespitlerden mümkün olmadığını, davacı taraf cam kürelerden birinin müşterinin üzerine düştüğünü beyan ettiğini, bu olayların bir daha yaşanmaması için davalıdan temin ettiği mekanik parçalar ile küreleri tavandan sallanan kabloya ve duya tutturma süretiyle çözüm bulduğunu, davacı taraf bu şekilde tüm sarkıt armatürlerin demontaj ve montajının tekrar yaptırdığını, keşif sırasında yapılan tespitlere göre cam küre difüzör içinde G-9 duy bulunmakta olduğunu, bu duya G-9 ampul takılmakta olduğunu, keşif sırasında yapılan konuşmalarda davacı tarafın söz konusu duya halojen lamba taktıkları anlaşılmakta olduğunu, bu lambaların Watt olarak güçleri 80 W civarında olduğunu, davalı taraf ise söz konusu artmatürlerin led lambalara göre imal edildiğini, halojen ampul kullanıldığında oluşan ısı nedeniyle söz konusu düşmelerin olabileceğini beyan ettiklerini, buna göre yapılan incelemede, küre cam difüzörün yapıştırıcının laser ışını eritmesiyle alüminyum flanşa yapıştırıldığı, alüminyum flanş ile G-9 duy arasında birkaç cm mesafe olduğunu, aydınlatmanın kullanıma bağlı olarak, G-9 duyun seramik parçasının iletim yoluyla ayrıca küre içindeki havanında ısınması ile ısının alüminyum flanşta çok küçükte olsa genleşmeye sebebiyet vereceği anlaşıldığını, bu durumda her parçada aynı şekilde olacağının söylenmesi mümkün olmasada, flanşla cam kürenin birbirinden ayrılmasının oluşan ısı nedeniyle flanşın çok az miktarda genleşmesi ve yerçekimininde etkisi neticesinde olduğu kanaatine varıldığını, keşif sırasında yapılan konuşmalarda davalı tarafın söz konusu armatürler için özellikle led ampullerin kullanılması gerektiğini davacı tarafa beyan ettiği anlaşıldığını, teknik olarak, 80 W gücünde bir ampulün yerine kullanılan led ampulün sarfettiği güç 8 W civarında olduğunu, çekilen elektrik akımı da bu oranda azalmakta olduğunu, ısı açısından I2xR formülüne göre de, akım azaldı mı yayılan ısının çok daha azalacağı görülmekte olduğunu, küçük hacimli cam küre içinde led kullanılması gerektiği net bir şekilde görülmekte olduğunu, bu durumda ortaya çıkan durum bu düşmelerin imalat hatasından mı , davacı tarafın davalıyı led ampül kullanımı noktasında bilgilendirip bilgilendirmediğinde mi, yoksa davacı tarafın montaj kusurundan mı, meydana geldiğinin kesin olarak belirlenmesi noktasında toplandığı görüldüğünü, bu bağlamda, cam küre düşmelerinin davacı tarafın alt yüklenicisinin montaj hatalarından meydana geldiğini söylemenin mümkün olmadığını, eğer, cam kürelerle alüminyum flanşlar imalat hatası olacak şekilde hatalı birleştirilme durumu olsa bu armatürler ilk takıldıklarında toplam 85 adet olduğu anlaşılan odalarn tümünde aydınlatma kullanımına başlanmadan düşmelerin meydana gelmesi beklendiğini, ancak, olay bu şekilde gerçekleşmediğini, bilirkişi olarak görüşümüz kök rapordaki gibi davacı tarafın led ampül kullanması neticesinde aşırı ısının koli içerinde görülen 7 veya 8 küre cam ile bir adette kırılan küre camın düşmesine sebebiyet vermesi, bu olaylar ile davalı tarafa kusur yüklenemeyeceğini…” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Huzurdaki davanın tarafları arasında 12/04/2017 tarihli sözleşme ile eklerinde markası, modeli ve teknik özellikleri belirtilen dekoratif oda aydınlatma elemanlarının davacı tarafa satım ve tesliminin gerçekleştiği hususunda ihtilafın bulunmadığı görülmüştür. Asıl davada TBK’nın 219- 231 maddelerine dayalı olarak davacı/ alıcının ayıp iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat isteminde bulunduğu, birleşen davada ise davalı satıcının, satım bedelinden kaynaklı bakiye alacak istemini konu ettiği takibe davacı yanın itirazının iptalini talep ettiği görülmüş olup uyuşmazlığın; satıma konu bir kısım ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği, davalının bir kısım ürünlerin düşüp kırılması sureti ile gerçekleşen zarardan sorumlu tutulup tutulamayacağı, birleşen davada ise davalı yanın satım bedelinden kaynaklı bakiye alacağının bulunup bulunmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır. Asıl dava yönünden satım sözleşmesine konu bir kısım aydınlatma ürünlerinin düşüp kırılması sureti ile meydana gelen ayıp iddiası ve mevcut ise ayıbın niteliği ile ayıbın üretim hatasından mı yoksa kullanım hatasından mı kaynaklandığı üzerinde durulmuş olup teknik bilirkişi marifeti ile yerinde inceleme icra edilmesine karar verilmiştir. Bu suretle yerinde inceleme tespitleri ile tanzim edilen ek rapor, dosya üzerinden hazırlanan kök rapor, tanık beyanları, tüm delillerin tetkiki neticesinde; gerek yerinde inceleme kapsamında gerekse dosya içeriğinden davacının iddiasına konu 28 adet armatürün düşmesine yönelik net bir tespite varılamadığı ancak net bir sayıya varılamamış olsa dahi dosyada mübrez fotoğraflar ve arıza bildirimleri ışığında bir cam kürenin kırıldığı, koli içerisinde 12 adet cam kürenin yaklaşık 7-8 adedinin alüminyüm metal kısımlarının ayrık vaziyette tutulduğunun tespit edildiği, keşif sırasında yapılan tespitlere göre ise cam küre difüzör içinde G-9 duy bulunduğu, bu duya G-9 ampulun takılmakta olduğu, davacının duya halojen lamba taktığı, satıma konu aydınlatma ürünü armatürlerin ise led lambalara göre imal edildiği, halojen ampul kullanıldığında oluşan ısı nedeniyle söz konusu düşmelerin olabileceği, alüminyum flanş ile G-9 duy arasında birkaç cm mesafe olduğu, aydınlatmanın kullanıma bağlı olarak, G-9 duyun seramik parçasının iletim yoluyla ayrıca küre içindeki havanında ısınması ile ısının alüminyum flanşta çok küçükte olsa genleşmeye sebebiyet vereceği, bu durumda her parçada aynı şekilde olacağının söylenmesi mümkün olmasa da, flanşla cam kürenin birbirinden ayrılmasının oluşan ısı nedeniyle flanşın çok az miktarda genleşmesi ve yer çekiminin de etkisi neticesinde gerçekleştiği kanaatine varıldığı, neticeten ürünlerde davalının kusuru ile sorumluluğunu doğuracak montaj yahut imalat hatasına rastlanılmadığı anlaşılmıştır. Bu hali ile bir kısım aydınlatma ürünlerinin düşmesinde ürünlere uygun lambaların (led) kullanılmaması etken olarak tespit edilmiş olup ürünlerde kullanılması gereken ampul ve özellikleri kapsamında davacının bilgi sahibi olup olmadığı meselesi üzerinde durulmuştur. Bu noktada satım sözleşmesinin ekleri olarak betimlenen, ürünlerin teknik sertifikası, teklif/ teknik dokümanları, teknik tanımları, kalite belgeleri davacı tarafça ibraz edilmekle anılı belgeler tetkik edilmiş olup düşük voltaj direktifi ve led lamba uyarılarının davacı uhdesinde bulunan anılı doküman içeriklerinde mevcut olduğu görülmekle tacir olup basiretli hareket etmekle yükümlü olan davacının bilgi sahibi olması gerektiği ampul seçimindeki kullanım hatası neticesinde gerçekleştiği saptanan olay kapsamında davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği anlaşılmıştır. Bu gerekçeler ışığında asıl davanın reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
Son olarak davalı/satıcı tarafından satım bedelinden kaynaklı bakiye alacak istemine dayalı itirazın iptali davası şeklinde ikame edilen …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı birleşen dava dosyası yönünden inceleme yapılmış olup davacı ve davalı şirketin ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifeti ile inceleme icrasına karar verilmiş olup her iki tarafın ibraz ettikleri ticari defterlerin açılış ve kapanış taktiklerinin yaptırıldığı, böylece usulüne uygun olarak tutulduklarının tespit edildiği, birleşen davacı tarafın kendi ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle 21.033,44 -TL alacaklı, birleşen dosya davalı şirketin ise ticari defterlerine göre davacıya 21.033,44-TL borçlu göründüğü, böylece cari hesap bakiyesindeki 21.033,44-TL yönünden alacak isteminin tarafların ticari defter kayıtları ile örtüştüğü tespit edilmiştir. Davacı tarafça keşide edilen …. Noterliği’nin 10/07/2018 tarihli ihtarnamesinin birleşen dosya davalısı şirkete 14/07/2018 tarihinde tebliğ edilmekle (ihtarname ile 2 gün süre verilmiş olup) 17/07/2018 tarihinde temerrütün oluştuğu, böylece davacının asıl alacak miktarı olan 21.033,44-TL ile takip tarihine kadar 303,40-TL işlemiş faiz ve dosyada mübrez noterlik makbuzu kapsamında 324,70-TL masraf olmak üzere toplam 21.661,54-TL alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vaki itirazının haksız olduğu, alacağın fatura/cari hesaba dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; birleşen davanın kabulüne, davacı lehine icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın REDDİNE,
2-Birleşen …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davasının KABULÜ ile
…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 21.033,44 TL asıl alacak, 303,40 TL işlemiş faiz, 324,70 TL masraf olmak üzere toplam 21.661,54 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile asıl alacak 21.033,44 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2- Alacağın % 20’si oranındaki (4.332,30 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Asıl dava yönünden ;
3-Davacı/ birleşen davalı tarafından yatırılan 461,40 harçtan 54,40-TL’in mahsubu ile arda kalan 407,00-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı birleşen dosya davalıya iadesine,
4-Davalı birleşen dosya davacısı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Göre hesaplanan 4.080,00-TL ücret-i vekaletin davacı birleşen dosya davalıdan tahsili ile davalı birleşen dosya davacıya verilmesine,
5-Davacı birleşen dosya davalısı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı birleşen dosya davacısı tarafından yapılan 573,40-TL masrafın davacı birleşen dosya davalısından alınarak davalı birleşen dosya davacısına verilmesine,
Birleşen dava dosyası yönünden;
7-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.479,70-TL ilam harcından peşin alınan 261,62-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.218,08-TL ilam harcının davacı birleşen dosya davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Davacı tarafından yatırılan 261,62-TL peşin harç ve 35,90-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 297,52-TL’ nin davacı birleşen dosya davalıdan tahsili ile davalı birleşen dosya davacıya verilmesine,
9-Davalı birleşen dosya davacısı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı birleşen dosya davalısından tahsili ile davalı birleşen dosya davacısına verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı birleşen dosyada davalı vekili ile davalı birleşen dosyada davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/12/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır