Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/711 E. 2020/92 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/711 Esas
KARAR NO : 2020/92
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/08/2017
KARAR TARİHİ : 13/02/2020

Mahkememizin 2017/754 esas, 2017/1009 karar sayılı, 16/11/2017 tarihli görevsizli kararı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 2018/2172 esas, 2018/1716 karar sayılı ilamıyla kaldırılarak dosya mahkememize gönderilmiş ve mahkememizce de görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile … LTD, arasında ….Noterliği’nin 07/01/2013 tarih … yevmiye numaralı … sözleşme numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi ile aynı noterlikte düzenlenen 06/02/2015 tarih … yevmiye numaralı … sözleşme numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi’nin akdedildiğinini, davalı şirket ve …’in sözleşmeleri müteselsil kefil müşterek borçlu sıfatıyla imzaladığını, kira bedellerinin ödenmemesi üzerine … Noterliğinden 23/12/2016 tarih … ve … yevmiye numaralı ihtarnameleri keşide edilerek borçların yasal sürede ödenmesi aksi takdirde sözleşmeleri feshedileceğinin ihtar edildiğini, ihtarnamede verilen kanuni süre içinde belirtilen borçları ödemediğinden sözleşmelerin feshedildiğini ve ileri vadeli alacakların da muaccel hale geldiğini, alacağın tahsili amacıyla borçlular hakkında ….İcra Dairesi’nin 2017/10875 esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin davalıların itirazı ile durdurulduğunu, açıklanan nedenlerle; davalılar itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; Davaya konu finansal kiralama sözleşmesinin esas tarafı olan şirketin Amerika Birleşik Devleti’nde kurulmuş olduğunu ve davacının, mukim bulunan denizcilik şirketine usulsüz bir şekilde ve alakasız bir adrese tebligat yaptığını, davacının “ihtilafa konu leasing sözleşmesini haksız nedenle feshettiği ve bu feshe bağlı olarak henüz vadesi gelmemiş tüm alacakların muaccel olduğu” yönündeki iddiasının asılsız ve kötü niyetli olduğunu, davacıdan esas akit tarafına karşı finansal kiralamaya konu malın iadesi ve fesih konusunda herhangi bir dava açıp açmadığının sorulmasını ve gelecek cevabın müspet olması halinde davacı tarafından beyan edilecek davanın bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, davacının ödeme hususunda gerekli ihtar ve bildirimlerde bulunmadığını, açıklanan nedenlerle; davanın reddine, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/10875 takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine taraflar arasında akdedilen finansal kredi sözleşmesi alacağına istinaden … nolu sözleşmeden kaynaklanan 173.635,22Euro vadesi gelen kira alacağı, 532.282,33Euro fesihle muaccel kılınan kira alacağı, 38.322,99Euro işlemiş faiz, … nolu sözleşmeden kaynaklanan 71.299,45Euro vadesi gelen kira alacağı, 20.794,18Euro işlemiş temerrüt faizi olmak üzere genel toplam 836.334,17 Euro alacağın yasal faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine ve yetkili icra dairesinin Anadolu İcra dairesi olduğundan bahisle yetkisine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Yanlar arasındaki sözleşmenin 49. Maddesi gereğince İstanbul Çağlayan İcra Daireleri ve Mahkemeleri yetkeli olmakla icra dairesinin yetkisine vaki itiraz yarında görülmediğinden davanın esastan incelenmesine geçilmiştir.
Mahkememizce; tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda işletme iktisatçısı Prof. Dr. … ile Gemi Uzmanı … marifetiyle davacı yanın davalıdan alacaklı olup olmadığı, var ise miktarı ile mahkememizece HMK 278/son maddesi gereğince verilen yerinde inceleme yetkisi gemi uzmanı bilirkişi tarafından kullanılar… sözleşmesine konu yat üzerinde gerekli 2.el rayiç değere ilişkin değerlemenin de Finansal Kiralama Kanunu’nun 33.maddesi kapsamında yapılması ve 1 nolu ara karar gereğince davacı tarafça konuya ilişkin beyan ve bilgi ve belge sunulmsaı halinde bunlar da incelenmek üzere temin edilen 29/01/2019 tarihli rapor dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılan raporlarında özetle;
”Yasal defterler 213 sayılı Vergi Usul Kanunu 221. Maddesi hükmünce “Öteden beri işe devam etmekte olanlar defterin kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda tasdik ettirmeye mecburdurlar” 19.12.2012 tarih 28502 sayılı resmi gazetede yayımlanan Ticari Defterlere İlişkin Tebliğin 13.maddesinde ” Tacirler torafındon fiziki ortamda tutulan yevmiye defteri; defteri kebir, envanter defteri, pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defterinin açılış onayları kuruluş sırasında ve kullanmaya başlamadan önce, izleyen faaliyet dönemlerindeki açılış onayları ise defterlerin kullanılacağı faaliyet döneminin ilk ayından önceki ayın sonuna kadar noter tarafından yapılır. Açılış onaylarının noter tarafından yapıldığı hallerde ticaret sicili tasdiknamesinin noterce aranması zorunludur.” 19.12.2012 tarih 28502 sayılı resmi gazetede yayımlanan Ticari Defterlere İlişkin Tebliğin 15.maddesinde Yevmiye defteri ile yönetim kurulu karar defterinin, notere ibraz edilip, son kaydın altına noterce “Görülmüştür” ibaresi yazılarak mühür ve imza ile onaylanması zorunludur. Ayrıca Yevmiye defterleri ve yönetim kurulu karar defteri kapanış tasdiklerine ilişkin TBMM’nin 28.03.2013 tarihinde kabul ettiği 437 sıra sayılı torba kanunun 78.maddesinde “13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 64 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının dördüncü cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Yevmiye defterinin kapanış onayı, izleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar, yönetim kurulu karar defterinin kapanış onayı ise izleyen faaliyet döneminin birinci ayının sonuna kadar notere yaptırılır
6102 sayılı Ticaret kanunu 64.maddesi 3.fıkrası gereğince; “Fiziki ortamda tutulan yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defteri ile dördüncü fıkrada sayılan defterlerin açılış onayları, kuruluş sırasında ve kullanılmaya başlanmadan önce noter tarafından yapılır. Bu defterlerin izleyen faaliyet dönemlerindeki açılış onayları, defterlerin kullanılacağı faaliyet döneminin ilk ayından önceki ayın sonuna kadar notere yaptırılır. Pay defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defteri yeterli yaprakları bulunmak kaydıyla izleyen faaliyet dönemlerinde de açılış onayı yaptırılmaksızın kullanılmaya devam edilebilir. (Değişik dördüncü cümle: 28/3/2013-6455/78 md.) Yevmiye defterinin kapanış onayı, izleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar, yönetim kurulu karar defterinin kapanış onayı ise izleyen faaliyet döneminin birinci ayının sonuna kadar notere yaptırılır.Ticaret şirketlerinin ticaret siciline tescili sırasında defterlerin açılışı ticaret sicili müdürlükleri tarafından da onaylanabilir. Açılış onayının noter tarafından yapıldığı hâllerde noter, ticaret sicili tasdiknamesini aramak zorundadır. Ticari defterlerin elektronik ortamda tutulması hâlinde bu defterlerin açılışlarında ve yevmiye defteri ile yönetim kurulu karar defterinin kapanışında noter onayı aranmaz. Fiziki ortamda veya elektronik ortamda tutulan ticari defterlerin nasıl tutulacağı, defterlere kayıt zamanı, onay yenileme ile açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca müştereken çıkarılan tebliğle belirlenir.
… A.Ş.tarafından incelemeye ibraz edilen 2013,2014,2015 yıllarına ait Ticari defterlerinin açılış onaması 6102 sayılı TTK Madde 64,66 ve VUK madde 220-226 uyarınca yasal süreler içerisinde tasdiklerinin yaptırıldığı tespit edilmiştir.
Davacı … A.Ş. defter kayıtlarında yapılan incelemede davalı’dan l4.212,61 TL ve 1.153.694,23 EUR alacaklı olduğu tespit edilmiştir.” şeklinde beyan ve mütalaada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce; faktoring uzmanı … ile Hukukçu Yrd Doç Dr. …’ın heyete dahil edilerek itirazların giderilmesi, temerrüdün ve davalıların sorumluluklarının tartışılması açısından bilirkişilerce hazırlanan 09/12/2019 tarihli rapor dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılan ek raporlarında özetle;
“Sayın Mahkemenizin huzurunda görülen dava, HMK.m. 266 ve 279 ile Bilirkişilik Kanunu m. 5 hükümleri uyarınca hukuki değerlendirme teşkil etmemek üzere ve münhasıran Sayın Mahkemenizin yetkisine dahil olan hukuki değerlendirme faaliyetine yönelik bir çalışma olmak üzere bilirkişyi raporumuzu arz ediyoruz.
Sayın Mahkemenizin huzurunda görülen uyuşmazlık, davacı … şirketinin davadışı kiracıya finansal kiralama yoluyla kullandırdığı varlıklara ilişkin olar… bedelini tahsis etmemesinden dolayı, müteselsil kefillere yönelttiği bir itirazın iptali davasıdır. Davacı, davadışı kiracının temerrüde düşmesi üzerine 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 31. Maddesi uyarınca sözleşmenin ihlal edildiğinden hareketle sözleşmeyi feshettiğini ve 33. maddeleri uyarınca finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan bakiye kira bedellerini müteselsil kefillerden huzurdaki davayla talep ettiğini öne sürmektedir.
Davalı taraf ise, yurt dışında yerleşik davadışı kiracıya geçerli bir tebligatın yapılmadığını, bu nedenle kiracı hakkında takibin kesinleştirilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının ilkin haklı nedenle sözleşmeyi feshettiğini mahkemeler huzurunda hüküm altına aldırması gerektiğini, ancak daha sonra davalı müteselsil kefillere başvurabileceğini, davacıdan dava dışı kiracıdan malın iadesi ve fesih konusunda herhangi bir dava açıp açmadığının sorulması gerektiğini, davacının iki ayrı finansal kiralama sözleşmesine konu alacaklarını huzurdaki davaya konu ettiğini, böylelikle hangi sözleşmeden ne kadar alacaklı olduğunu ortaya koyması gerektiğini, akde aykırı hareket eden ve fahiş bir alacak isteminde bulunan tarafın davacı olduğunu, davacının sadece tekneyi geri almakla bakiye kira alacağını tahsil edeceğini beyan etmiştir.
Davacı ise bu savunmalara karşı çıkarak davalı …’in kiracı şirketin yetkilisi olarak hareket ettiğini ve finansal kiralama sözleşmesini imzaladığını, aynı zamanda finansal kiralama sözleşmesinin özel hükümler kısmında sözleşmeden doğan tüm tebligatın Alptekin’e yapılacağının taraflarca kararlaştırıldığını, aynca davacı şirket tarafından kiracı davadışı… Ltd.’e … Ticaret Mahkemesi’nin 2017/261 E. Sayılı dosvasıyla kiralananın iadesi için dava açıldığını ve mahkemenin bu yönde karar verdiğini, hangi sözleşmeden ne kadar alacaklı olunduğunun, yapılacak bilirkişi incelemesiyle saptanacağını beyan etmiş, ayrıca 26.11.2018 tarihli dilekçesiyle bu kez Finansal kiralamaya konu olan teknelerin halen davacıya teslim edilmediğini beyan etmiştir.
Sayın Mahkemenizin huzurunda görülen uyuşmazlık, davadışı … Ltd. ile davaa … AŞ arasında yapılan finansal kiralama sözleşmesinden doğan bir alacak istemini konu edinmektedir. Dosya içeriğinden tespit edildiği üzere davalı şirketin, kiracı şirkete ve davalı müteselsil kefile keşide ettiği ihtarla 6361 sayılı K. m. 31/1 uyarınca 60 günlük süre tanımış; bu süre zarfında ödeme yapılmaması nedeniyle, …. İcra Müdürlüğü’nün I 2017/10875 E. Sayılı dosyasından yine asıl borçlu şirkete ve iki müteselsil kefile icra takibi ikame etmiştir. Davalı müteselsil kefillerin ödeme emrine itirazları üzerine takip durmuş ve huzurdaki itirazın iptali davası açılmıştır.
Diğer yandan davalı, davadışı finansal kiracı … Ltd.’e … Ticaret Mahkemesi’nin 2017/261 E. Sayılı dosyasıyla teknenin iadesine yönelik olarak dava açtığını beyan etmiştir.
Somut uyuşmazlıkta saptayabildiğimiz kadarıyla davalı taraf, müteselsil kefil sıfatını haiz olduğunu tartışmamakta; ancak kendilerine başvuru koşullarının oluşmadığını öne sürmektedir. Davalı tarafin buna gerekçe olarak gösterdiği hususlar; davacı hakkında tebligatın kesinleştirilmesinin usulsüz olduğu, bunun yanlış bir adrese tebligat yapılmasından kaynaklandığı, haklı nedenle fesih hakkında mahkemeden hüküm alınması gerektiği, bunun huzurdaki davada bekletici mesele yapılması gerektiği, davacının sadece tekneyi geri almakla bakiye kira alacağım tahsil edeceği hususlarıdır.
6361 sayılı Kanun kapsamında yapılan finansal kiralama işlemlerinde müteselsil kefillere başvurunun koşullan, kefalete ilişkin hükümler ekseninde Türk Borçlar Kanunu’nun 586/1 hükmünde şu şekilde düzenlenmektedir.
Müteselsil kefalet
MADDE 586- Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına grmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınma^ rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuç kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.
Bu hüküm uyarınca müteselsil kefillere, asıl borçluya başvurmaksızın başvurulabilmesi için, borçlunun ifada gecikmesi, ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde bulunması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davacı; asıl borçluya da müteselsil kefillere de takip yapmıştır. Ayrıca, ….Noterliğinden 23.12.2016 tarihinde … ve … yevmiye numaralarıyla ihtarname keşide edilmiştir. İcra takibi, bu İhtarı müteakiben ikame edilmiştir. Bu noktada, Bilirkişi Kurulu olarak; davacı … şirketinin davadışı finansal kiracıya geçerli bir adrese ihtar gönderip göndermediğini ve icra takibi kapsamında ödeme emrini geçerli bir tebligat adresine tebliğ edip etmediğini inceleme imkanımız bulunmamaktadır. Mesele tamamen Sayın Mahkemenizin hukuki değerlendirmesine tabidir. Diğer yandan, finansal kiralama sözleşmesinin “Finansal Kiralama Özel Şartları Eki” başlıklı eki incelendiğinde, davalı …’in davadışı … Ltd.’e yapılan tebligatları almaya süresiz yetkili kılındığı, finansal kiralama sözleşmesi çerçevesinde yapılacak olan tüm tebligatın davalı ; …’e yapılacağının açıkça davacı, davadışı finansal kiracı ve davalı … arasında kararlaştırıldığı görülmektedir.
Bu veriler ışığında, davacının, 6361 sayılı K. m. 31/1 uyarınca 60 günlük süreyi tanıdığı, TBK.m. 586/1 uyarınca temerrüdün vaki olduğu sonucuna erişildiği takdirde, asıl borçluya tanınan süre zarfında da bakiye borcun ödenmediği yönünde yukarıda mali değerlendirmelerde yer alan tespitlerden hareket edildiği ve davacının asıl borçluya hem takip ikame ettiği hem de yönelttiği ayrı bir davayla teknenin iadesini talep ettiği dikkate alındığında, davalı müteselsil kefillerin sorumluluğuna başvurulabileceği keyfiyeti, Sayın Mahkemenizin hukuki değerlendirmesine sunulmaktadır.
Son olarak davalıların, davacı tarafından tekne geri alındığı takdirde, bakiye finansal kiralama alacağının tamamının karşılanacağı iddiası öne sürülmüştür. Bu iddia, finansal kiralama sözleşmesinin feshinin sonuçlarını düzenleyen 6361 sayılı Kanun m. 33/1 hükmü ekseninde ele alınmalıdır:
Söyleşmenin feshinin sonuçları MADDE 33 —
(1) Söyleşmenin kiralayan tarafından feshi ile 30 uncu maddenin ikinci fıkrası uyarınca kiracı tarafından feshi hallerinde, kiracı malı iade ile yükümlüdür, iade edilen malın üçüncü kişilere satılması hâlinde söyleşmede aksi bir değer kararlaştırılmadıkça satış bedelinin, vadesi gelmemiş finansal kiralama bedelleri ile varsa kiralayanın bunu aşan yararı toplamından düşük olması durumunda aradaki fark kiracı tarafından kiralayana ödenir. Söyleşmede aksi bir değer kararlaştırılmadıkça iade edilen malın satış bedelinin, vadesi gelmemiş finansal kiralama bedelleri ile varsa kiralayanın bunu aşan yararı toplamından yüksek olması durumunda aradaki fark kiralayan tarafından kiracıya ödenir: İade alınan malın üçüncü kişilere finansal kiralama yöntemiyle kiralanması hâlinde de aynı esaslar uygulanır.
Dosya içeriğinden finansal kiralama konusu varlıkların davacıya iade edilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle. Davacı … şirketinin, mülkiyeti halen kendisinde bulunan varlıklan paraya çevirme veya yeniden finansal kiralama işlemine konu etme imkanı henüz doğmamıştır. Bu nedenle, yukarıdaki mali değerlendirmede, bakiye alacağın tamamı saptanmıştır.
Davacı … A.Ş ile dava dışı … LTD. arasında; … Noterliğinden 07.01.2013 tarih … yevmiye numarası ile tasdikli … sözleşme numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi ile … Noterliğinden 06.02.2015 tarih … yevmiye numarası ile tasdikli … sözleşme numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesinin akdedildiği, Sözleşmelerin davalılar tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalanmış olduğu, 1l930 no.lu sözleşmede her biri için azami kefalet miktarının 1.032.991,00 EUR ve … no.lu sözleşmede her biri için azami kefalet miktarının 1.556.500,00 EUR olarak belirlendiği,
Kiralamanın konusunu; ” … no.lu söz: 1 adet 2007 model … 64 Ay tip eğlence motoru. … no.lu söz: 1 adet 2015 model Azimut 64 dinlence amaçlı motorlu tekne ” oluşturduğu,
Davacı şirketin ticari defterlerinde dava dışı kiracı şirketin. İhtarname tarihi olan 23.12.2016 tarihi itibariyle temerrüt faizi hariç; … no.lu sözleşmeden 56.639,56 EUR Kira Borcu ve 4.573,67 TL Masraf Borcu bulunduğu, İhtarnamede verilen kanuni süre içerisinde davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmamış olduğu, kanuni süre sonu itibariyle davalının temerrüt faizi hariç halen; 71.299,45 EUR Kira borcu ve 5.097,74 TL masraf borcu bulunduğu, … no.lu sözleşmeden 104.207,09 EUR Kira Borcu ve 3.245,68 TL Masraf Borcu bulunduğu, İhtarnamede verilen kanuni süre içerisinde davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmamış olduğu kanuni süre sonu itibariyle davalının temerrüt faizi hariç halen; 150.492,51 EUR Kira borcu ve 3.769,75 TL Masraf borcu bulunduğu, takip tarihi itibariyle ise; … no.lu sözleşmeden 71.299,45 EUR Kira borcu ve 5.097,74 TL Masraf borcu bulunduğu, … no.lu sözleşmeden 173.635,22 EUR Kira borcu ve 3.769,75 TL Masraf borcu bulunduğu, ayrıca 23 aylık 532.282,33 EUR kira bedelinin muaccel hale geldiği,
Buna göre; Finansal Kiralama Sözleşmesinin 13. maddesi ve 6361 sayılı Finansal Kiralama Kanununun 31.maddesi gereği kiracının temerrüdü nedeniyle, davacı şirketin sözleşmeleri feshetme hakkının bulunduğunun Sayın Mahkemenizin hukuki değerlendirmesine tabi olduğu, sözleşmenin 12. maddesi ile; vadesinde ödenmeyen döviz cinsinden kira bedelleri için %50 oranında temerrüt faizi ödeneceğinin davalılar tarafından kabul edilmiş olduğu, davacı şirket tarafından % 35 faiz oranı ile hesaplama yapıldığı, rapor içerisinde açıklandığı üzere, davacı şirketin davalılardan …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/10875 E. sayılı dosyasında; 173.635,22 EUR vadesi geçen kira alacağı,… söz.(Asıl Alacak) 532.282,33 EUR Fesihle muaccel hale gelen kiralar, … söz. (Asıl Alacak) 38.322,99 EUR İşlemiş temerrüt faizi 71.299,45 EUR Vadesi geçen kira alacağı … söz. (Asıl Alacak) 20.794,18 EUR İşlemiş temerrüt faizi 836.334,17 EUR talep edebileceği,
Hukuki inceleme açısından; hukuki değerlendirmenin tamamen Sayın Mahkemenize ait olduğu, davalı tarafın, davacınıan geçerli adresine tebligat yapılmadığı, takibin haksız yere kesinleştirildiği, teknenin iadesi hakkında ayrı bir istemde bulunup bulunulmadığının araştırılması gerektiği, teknenin geri alınması halinde bakiye finansal kiralama alacağının tamamının tahsil edileceği yönündeki savunmalarının hukuki değerlendirme yapılmaksızın yukarıda incelendiği”şeklinde beyan ve mütalaada bulundukları görülmüştür.
Dava; taraflar arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesi kapsamında muaccel hale gelen kira alacağı ile fesihle birlikte muaccel hale gelen kira alacağının tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali isteminden ibarettir. Davalı yan fesih koşullarının oluşmadığından bahisle haksız ve mesnetsiz davanın reddini savunmuştur.
Yanlar arasındaki ihtilaf; taraflar arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesinin fesih koşullarının oluşup oluşmadığı, davacının davalıdan finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklı kira alacağının olup olmadığı, var ise miktarı, uygulanacak faiz oranı ve alacağın davalılardan tahsilinin talep edilip edilmeyeceği hususlarına ilişkindir.
Davalı yan; ihtarnamenin davalı asıl borçlu şirkete usulüne uygun tebliğ edilmediğini beyanla sözleşmenin davacı tarafça usulüne uygun haklı nedenle feshedildiği iddiasının haksız ve mesnetsiz olduğunu ve kendilerinden alacak talebinde bulunulamayacağını mütalaa etmiş ise de;finansal kiralama sözleşmesinin “Finansal Kiralama Özel Şartları Eki” başlıklı eki incelendiğinde, davalı …’in davadışı … Ltd.’e yapılan tebligatları almaya süresiz yetkili kılındığı, finansal kiralama sözleşmesi çerçevesinde yapılacak olan tüm tebligatın davalı; … ‘e yapılacağının açıkça davacı, davadışı finansal kiracı ve davalı … arasında kararlaştırılmış olması karşısında davalının asıl borçlu şirkete ilişkin tebligata yönelik savunması yerinde görülmediği gibi davalı asıl borçlu şirketin temerrüt halinin sabit olduğu ve sözleşmenin davacı tarafça haklı nedenle feshedildiği, ayrıca davalı asıl borçlu yönünden ihtarın sonuçsuz kaldığı ve TBK 586. maddesi gereğince davacının sözleşmeden kaynaklanan alacağını kefilden talep etme koşullarının somut olayda gercekleştiği, ayrıca sözleşmeye konu teknenin davacı tarafa teslim edilmediği ve dolayısıyla davacının tekne üzerinde 2. el tasarruf yetkisini kullanamadığı sabit olmakla finansal kiralama kanunu 33. Maddesi gereğince tespit edilen alacaktan mahsup yapılamadığı, teknenin davacı tarafça iade alınması halinde teknenin 2. el değerinin veya satılması halinde satış bedelinin iadesinin davacıdan talep edilebileceği, bu tekne iade edilmediğinden bu aşamada huzurdaki davanın konusunu oluşturmadığı subuta ermekle davanın kabulü cihetine gidilmiştir.
Mahkememiz icra edilen yargılama ve dosya mündericatından edinilen vicdani kanaat gereğince; Davanın Kabulü ile; ….İcra Müdürlüğü’nün 2017/10875 esas sayılı takip dosyasında davacının davalılardan takip tarihi itibariyle 777.217-Euro karşılığı 3.047.623,30-Tl’si asıl alacak ve 59.117,17-Euro işlemiş faiz karşılığı 231.810,25-Tl’si işlemiş faiz olmak üzere toplam 836.334,17-Euro karşılığı 3.279.433,55-Tl alacaklı olduğunun tespiti ile, bu miktara vaki itirazın iptaline, asıl alacak 777.217-Euro karşılığı 3.047.623,30-Tl Tl’ye takipten itibaren yanlar arasındaki sözleşmenin 12/son maddesi gereğince %60 Tl cinsi para yönünden sözleşme temerrüt faizi uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, davalıların borçlunun likit olan alacak nedeniyle %20 icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın Kabulü ile; … İcra Müdürlüğü’nün 2017/10875 esas sayılı takip dosyasında davacının davalılardan takip tarihi itibariyle 777.217-Euro karşılığı 3.047.623,30-Tl’si asıl alacak ve 59.117,17-Euro işlemiş faiz karşılığı 231.810,25-Tl’si işlemiş faiz olmak üzere toplam 836.334,17-Euro karşılığı 3.279.433,55-TL alacaklı olduğunun tespiti ile, bu miktara vaki İTİRAZIN İPTALİNE,
Asıl alacak 777.217-Euro karşılığı 3.047.623,30-Tl Tl’ye takipten itibaren yanlar arasındaki sözleşmenin 12/son maddesi gereğince %60 Tl cinsi para yönünden sözleşme temerrüt faizi uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına,
Davalıların borçlunun likit olan alacak nedeniyle %20 icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, alacağın %20’sine tekabül eden 655.886,71-TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 224.018,10TL’den, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 39.607,36-TL harcın mahubu ile bakiye 184.410,74TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 39.607,36-TL peşin harcın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 121.419,34- TL ücret-i vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yargılama sırasında sarfedilen 3.223,00TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzereoy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/02/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır