Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/686 E. 2019/964 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/686 Esas
KARAR NO : 2019/964
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/07/2018
KARAR TARİHİ : 07/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı … A.Ş., … A.Ş. grup şirketleri arasında 11.03.2016 tarihinde kurumsal bayilik sözleşmesi akdedildiği…2. maddesi gereğince 1 yıl süre ile uzatıldığını, daha sonra davalıların aynı hüküm gereğince 13.12.2017 tarihli bildirimle sözleşme süresinin uzatılmayacağını, sözleşmenin 11.03.2018 tarihinde sona ereceğini bildirdiklerini, davalı şirketler her ne k…2. maddesine dayanarak süre uzatmama bildiriminde bulunmuş olsalar da ihtarın gerekçesiz olmak yanında dürüstlük kuralına da aykırı olduğunu, hakkın kötüye kullanılması yasağının bütün hakların kullanılmasında uyulması gereken emredici bir kural olduğunu, bu nedenle bozucu yenilik doğuran bir hak niteliğindeki fesih hakkının da öncelikle dürüstlük kuralına uygun olarak kullanılması gerektiğini, sözleşmede herhangi bir sebep göstermeksizin fesih hakkının bulunduğuna dair bir hüküm olması halinde dahi sözleşmenin feshi için haklı bir sebebin bulunması ve sözleşme ile taraflara tanınan bu hakkın da yasaya ve iyiniyet kurallarına uygun bir şekilde kullanılması gerektiğini, bu hususun Yargıtay … Hukuk Dairesinin 09.05….7313 E. ve 2017/2727 K. sayılı kararı gibi içtihatları ile sabit olduğunu, müvekkili kurumsal bayinin, bayilik sözleşmesi 1 yıl süre ile uzatıldığından arada oluşan güven ve istikrar gereği sözleşmenin 5 yıl süreceğine olan inançla bu süreçte uzun süreli kontratla iş yeri kiraladığını, sözleşme hükümlerine göre iş yerinin donanımını tesis ve 50 civarında işçi istihdam ettiğini, sözleşmeden doğan ticari yükümlülüklerini ifa edebilmek için kredi çektiğini, yükümlülüklerini yerine getirmesine karşın davalı şirketlerin haksız ve dürüstlük kuralına aykırı feshi sonucunda müvekkili şirketin işçi istihdamını azaltmaya gittiğini, bu nedenle yüklü miktarda kıdem tazminatı ödediğini ve yüklendiği büyük çaptaki giderlerin ekonomik bakımdan mahvına yol açtığını beyanla; sözleşmenin sona erdirilmesinden dolayı müvekkil kurumsal bayiinin,185.000,00 TL yoksun kalınan karının ve söz konusu yoksun kalınan kara dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizinin, davalı şirketler tarafından müvekkil kurumsal bayiiye ödenmeyen 120.000,00 TL’lik alacağının ve söz konusu alacağa işleyecek avans faizinin, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin
davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle usulü ilişkin olarak davacı tarafça ikame edilen belirsiz alacak davasının HMK 107 maddesindeki şartları taşımadığını, basiretli bir tacir olarak alacağını bilebilecek durumda olan davacının belirsiz alacak davasının bu hükme aykırı düştüğünü, hem menfi, hem de müsbet zararların aynı davada bir arada talep edilemeyeceğini, davacının talebinin netleştirilmesi gerektiğini, yoksun kalınan karın dava dilekçesinin açıklamalar kısmında 200.000,00, sonuç kısmında ise 185.000,00 TL. olarak gösterildiğini, davacının talepleri arasındaki çelişkiyi gidermesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise; taraflar arasındaki sözleşmenin belirli süreli bir sözleşme olduğunu ve hukuka uygun şekilde, 14.12.2017 tarihli ihtarname ile bildirimde bulunularak 11.03.2018 tarihi itibariyle feshedildiğini, feshin haksız olmadığını, taraflar arasındaki sözleşme hukuka uygun şekilde, önceden bildirimde bulunularak feshedildiği için davacının yoksun kalınan kar kaybı talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, davacının iş ilişkisinin en az 5 yıl süreceğine dair kendisine güven verildiği iddiasının gerçek olmadığını ve somut verilerle ispatlanamadığını, davacının her hangi bir prim alacağı bulunmadığını beyan ederek; davanın reddini savunmuştur.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gereken deliller de celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce; tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda yeminli mali müşavir … , borçlar hukukçusu … marifetiyle inceleme icra edilerek…05/2019 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Taraflar arasındaki 11.03.2016 tar…2. maddesi; “…işbu sözleşmenin süresi, sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 1 yıldır. Sözleşme, taraflardan herhangi birinin sözleşme süresinin sona ermesinden 1 ay önce yazılı bildirimde bulunmadığı takdirde 1 yıl uzamış sayılacaktır. İşbu sözleşmenin süresinin bu şekilde ve devam eden yıllarda uzaması halinde sözleşme süresi hiçbir şekilde 5 yıldan fazla olamayacak ve taraflar 5 yılın sonunda sözleşme konusu işe devam etmek istedikleri takdirde aralarında anlaşarak yeni bir sözleşme imzalayacaklardır…” hükmünü taşımaktadır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, davalıların, davacı ile akdettiği “Kurumsal Bayilik Sözleşmesinin 4.2.maddesinin yorumlanmasına ilişkindir. Davacı, işbu maddeye dayanarak yapılacak feshin haklı nedene dayanması gerektiğini, dürüstlük kuralının bunu gerektirdiğini; Davalı taraf ise, bu hükme dayanarak herhangi bir gerekçe göstermeksizin sözleşmeyi feshetme hakkı bulunduğunu ileri sürmektedir.
Genel hukuk prensipleri çerçevesinde, rapor tanziminde yol gösterici olmak üzere belirtmek isteriz ki, taraflar arasındaki sözleşmeye göre, davacı (Kurumsal…izin verilen ürün ve hizmetlerin, davalıların markala…abonelere sunulması, satışı, pazarlanması, abonelik sözleşmeleri yapılması veya araclılık edilmesi, satış öncesi-sonrası hizmetlerin de yerine getirilmesini taahhüt etmektedir. Sözleşme, sürekli borç ilişkisi niteliğinde olduğundan sözleşmenin sona ermesi açısından sürekli borç ilişkilerinin sona ermesine ilişkin prensipler uygulanacaktır.
Olağan sona erme nedenleri, sözleşmenin süresinin sona ermesi veya belirsiz süreli sözleşmelerde tarafların birinin fesih bildirimi ile sözleşmeyi sona erdirmesidir. Olağanüstü fesih sebepleri ise, taraflardan birinin sözleşmeyi süresinden önce sona erdirmesini sağlamaktadır. Olağanüstü fesih, belirli süreli ya da belirsiz süreli bir borç ilişkisinin ifası sırasında, önceden öngörülemeyen birtakım sebeplerin ortaya çıkmasından ötürü, borç ilişkisinin temelinin çöktüğü ve ilişkiye devamın bu haliyle dürüstlük kuralı uyarınca beklenemeyecek olduğu durumlarda ya da kanunen belirtilmiş belli başlı sebeplerin gerçekleşmesiyle, taraflardan birinin tek taraflı irade beyanı ile borç ilişkisini ileriye etkili olarak sona erdirebilmesi olanağıdır.
Sözleşme özgürlüğü çerçevesinde taraflar, hukukun emredici hükümlerine, genel ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı olmamak kaydıyla sözleşmenin içeriğini şerbetçe belirleyebilirler. Taraflar, sözleşmenin hangi hallerde, hangi şartların gerçekleşmesi halinde sona erebileceğini, haklı nedenlerin neler olabileceğini bu çerçevede düzenleyebilirler. Aynı şekilde, sözleşme özgürlüğü çerçevesinde belirli süreli sözleşmelerin de sürenin sona ermesi halinde kendiliğinden değil, ancak bildirimde bulunulması halinde sona ereceğini düzenleyebilirler. Nitekim somut olayda da taraflar 4.2.maddede böyle bir hükme yer vermişlerdir.
Sözleşmenin 4.2.maddesine göre, “…İşbu sözleşmenin süresi, sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 1 yıldır. Sözleşme, taraflardan herhangi birinin sözleşme süresinin sona ermesinden 1 ay önce yazılı bildirimde bulunmadığı takdirde 1 yıl uzamış sayılacaktır. İşbu sözleşmenin süresinin bu şekilde ve devam eden yıllarda uzaması halinde sözleşme süresi hiçbir şekilde 5 yıldan fazla olamayacak ve taraflar 5 yılın sonunda sözleşme konusu işe devam etmek istedikleri takdirde aralarında anlaşarak yeni bir sözleşme imzalayacaklardır…” Buna göre, böyle bir sözleşme hükmünün varlığı sebebiyle fesih ihbarı yapılmadığı sürece sözleşme kendiliğinden sona ermeyecek, bir yıllık sürenin sonunda yenilenmiş olacaktır. Fakat taraflardan biri, yazılı olarak ve sözleşme süresinin sona ermesinden bir ay önce bildirimde bulunarak sözleşmenin uzamaması yönünde iradesini karşı tarafa bildirirse, sözleşme; sürenin sona ermesiyle birlikte sona ermiş olacaktır. Bu özellikleri itibariyle hükümde, sözleşmenin süresinin dolmasıyla -fakat bildirimde bulunulması şartına bağlı olarak-sona ermesinin şartları da düzenlenmektedir.
Ayrıca sözleşmenin 25.maddesinde de sözleşmenin hangi hallerde feshedilebileceği ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Bu hükümde, sözleşmenin kendiliğinden sona ereceği haller (25.1.), davalı tarafın haklı nedenle sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olduğu haller (25.2) her iki tarafın da, sözleşmeyi ihlal eden tarafın verilen sürede bu ihlali gidermemesi halinde sözleşmeyi feshetme hakkı (25.3.), her iki tarafın önceden bildirimde bulunmak kaydıyla, haklı bir sebep göstermeksizin önceden (sürenin dolmasından önce) sözleşmeyi feshetme hakkı …sona erme hükümleri olarak düzenlenmiştir. Anılan hükümler, genel itibariyle, sözleşmenin süresinin sona ermesinden önce sona ermesine ilişkin halleri düzenleyen olağanüstü sona erme halleri olarak nitelendirilebilir. Bir başka deyişle, sözleşmenin süresi dolmadan önce bu hükümde belirtilen sebeplerden birisi gerçekleştiği takdirde, (kendiliğinden sona erme hali hariç olmak üzere) fesih hakkı olan taraf, burada belirtilen -haklı- sebeplere dayanarak ve burada belirtilen şartları gerçekleştirerek sözleşmeyi, süresinden önce, feshetme hakkını haiz olacaktır.
Özetle, davalı taraf, sözleşmenin süresine ilişkin sözleşmenin 4.2. maddesine dayanarak bildirim suretiyle sözleşmeyi feshetmiş olup, feshin şartları açısından bu hükümde belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartlar, sözleşmenin süresinin sona ermesinden bir ay önce yazılı bildirimde bulunularak sözleşmenin uzatılmama iradesinin karşı tarafa beyan edilmesidir. Bu beyanın karşı tarafa varması ile birlikte taraflar arasındaki borç ilişkisi sözleşme süresinin dolduğu tarihten ileriye etkili olarak sona erecektir. Bildirim, bozucu yenilik doğuran beyan niteliğindedir. Sayın Mahkeme, davalı tarafından yapılan 13.12.2017 tarihli bildirimin, sözleşmenin 4.2.maddesindeki şartları taşıdığı kanaatine varması halinde sözleşme ilişkisi 11.03.2018 tarihi itibariyle sona ermiş olacak ve davalı taraf, sözleşmede tanınan fesih hakkını kullandığı için bu sebeple hukuka aykırı davranmamış olacaktır. Eğer Sayın mahkeme, aksi kanaatte ise, davalı taraf, sözleşmede belirlenen şartlara aykırı olarak fesih bildirinde bulunduğu için, hukuka aykırı olarak sözleşmenin sona ermesinin sebep olduğu -davacının bu sebeple uğradığı müspet (olumlu) zararlarından- sorumlu tutulabilecektir. Takdir ve hukuki değerlendirme sayın mahkemeye aittir. Sayın Mahkemenin kanaati davacının alacağının vücut bulduğu yönünde tecelli eder ise vücut bulan alacak aşağıdaki ölçütler çerçevesinde hesaplanmıştır; Taraflar arasındaki 11.03.2016 tari…4. maddesi; “…Kurumsal Bayi, Şirketlerin talebi halinde ve her halükarda 6 ayda bir Şirketler ile hesap mutabakatı yapmakla yükümlüdür.Buna rağmen Kurumsal bayiin mutabakat yapmaktan kaçınması veya mutabakat yapılamaması hallerinde Şirketler tarafından yapılan prim hesaplamaları ve bu hususta yapılacak bildirimler doğrultusunda Kurumsal Bayi tarafından şirketlere gönderilecek faturalar, işbu faturalara esas dönemlere dair hesap mutabakatının taraflar …gerçekleştirildiği anlamına gelecektir. Bu mutabakat esası şirketler tarafından ticari ilişkinin devamı boyunca, yani sözleşmenin yürürlükte olduğu süre zarfında kurumsal bayiye yapılacak duyurular ile değiştirilebilecektir.Her halükarda kayıtlar arasında farklılık olursa şirketlerin kayıtları esas alınacaktır.” hükmünü taşımaktadır.
Bu nedenle tazminat alacağı hesabında davalı şirketlerin kayıtları esas alınmıştır. Davacının yoksun kaldığı kar, 2.196.401,81 TL olarak hesaplanmıştır;Taraflar arasındaki ilişki ticaridir.
Borçlar Kanununun 117. maddesinin 1. paragrafı;”Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtariyle mütemerrit olur.” hükmünü taşımaktadır.
Dosya içeriğinden davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin bir temerrüt ihtarnamesi tesbit edilememiştir.
Bu nedenle alacağa, 3095 Sayılı Kanunun 2. maddesinin 2’nci fıkrası uyarınca; davanın açıldığı 19.07.2018 tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesi gerekmektedir. Takdir sayın Mahkemeye ait olmak üzere bu raporumuz, Sayın Mahkemenin kanaati davacının alacağının vücut bulduğu yönünde tecelli eder ise; davacı … San. ve Tic. Ltd. ŞtıVnin davalılar … A. Ş., … A. Ş. ve … A. Ş.’nden (Yeni ünvanı: … A. Ş.) 2.196.401,81 TL. alacaklı olduğu, alacağa 3095 Sayılı Kanunun 2. maddesinin 2’nci fıkrası uyarınca, davanın açıldığı 19.07.2018 tarihinden itibaren T. C. Merkez Bankasınca belirlenen ticari avans faiz oranının uygulanması gerektiği” yönünde beyan ve mütalaada bulunmuşlardır.
Mahkememizce; tarafların rapora vaki beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi maksadıyla mevcut bilirkişi he…08/2019 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Genel hukuk prensipleri çerçevesinde, rapor tanziminde yol gösterici olmak üzere belirtmek isteriz ki, Sözleşme özgürlüğü çerçevesinde taraflar, hukukun emredici hükümlerine, genel ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı olmamak kaydıyla sözleşmenin içeriğini serbestçe belirleyebilirler. Somut olayda da taraflar, yaptıkları Sözleşme’nin 4.2.maddesi ile belirli süreli sözleşmenin süresini ve sona erme esaslarını düzenlemişlerdir. Sözleşmenin bu maddesinde uzama süresinin birer yıl olabileceği, tarafların bir ay önceden yazılı bildirimde bulunmak suretiyle sözleşmeyi sona erdirilebilecekleri, söz konusu bildirimde bulunulmadıkça sözleşmenin bir yıl süre ile uzayabileceği ve fakat bu uzama sürelerinin beş yılı aşamayacağı açıkça düzenlenmiştir.
Öte yandan genel hukuk prensipleri çerçevesinde, dürüstlük kuralı, hakların kullanılmasında ve borçların ifasında uyulması gerekli olan bir davranış …f.1). Hak sahibini hakkını kullanmada tümüyle serbest değildir; haklar, bunların tanınmasındaki amaca uygun olarak kullanılmalıdır. Bir hakkın amacına aykırı olarak kullanılması dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz ve hak kötüye kullanıl…f.2). Hakkın kötüye kullanılıp kullanılmadığı her somut olayın şartları değerlendirilerek belirlenir. Ancak uygulamada sıkça rastlanılan bazı olay gruplarından çıkarılan birtakım kriterler hakkın kötüye kullanıldığı yönünde önemli bir işaret oluşturabilir Buna göre, hakkın kullanılmasında meşru bir menfaat bulunmaması; hakkın kullanılmasının hak sahibine sağladığı menfaat ile başkasına vereceği zarar arasında aşırı oransızlık bulunması, kendi ahlâka aykırı davranışına dayanarak hak kullanılması, uyandırılan güvene aykırı davranışta bulunulması, bunlara örnek olarak gösterilmekt…Barlas, Medenî Hukuk, 23. Bası, İstanbul 2017, s.272 vd. özellikle son ihtimal bakımından, hukuki bir ilişkide bir kimsenin davranışı ile karşı tarafta korunmaya lâyık ve esaslı bir güven uyandırdıktan sonra artık bu davranışına ve uyandırdığı güvene aykırı, onunla çelişkili tutum takınması söz konusu olursa, sonraki davranışlarıyla karşı tarafta hayal kırıklığı yaratan kimsenin bu davranışı hakkın kötüye kullanılması teşkil …Barlas, s.280 vd.). Ancak bu hususlar ortaya konulduğu takdirde çelişkili davranış yasağına aykırı davranıldığı kabul edilebilir.
Sonuç: Sözleşmenin yorumlanması ve hukuki değerlendirme Sayın Mahkemeye aittir. Bu sebeple kök raporumuzda Sayın Mahkemece verilen görev çerçevesinde yol gösterici mahiyette olmak üzere genel hukuk prensipleri yazılmış ve Sayın Mahkemenin takdiri çerçevesinde ihtimallere göre sonuç belirtilmiştir. Ek raporda da aynı doğrultudaki ihtimalli tespitimizde herhangi bir değişiklik bulunmadığı ” şeklinde beyan ve mütalaada bulunmuşlardır.
D…2019 tarihli dilekçesi ile; talebini 1.891.401,81TL arttırarak davasını 2.196.401,81TL olarak ıslah etmiştir.
Dava; taraflar arasında akdedilen Kurumsal Bayilik Sözleşmesinin davalı tarafça haksız nedenle feshedilmesi iddiası sebebiyle davacının yoksun kaldığı karın tazmini ve sözleşme süresinde oluşan ve ödenmeyen hak ediş alacağının tahsili talebine ilişkindir. Davalı yan; davanın reddini savunmuştur.
Davacı şirket ile davalılar … A.Ş., …ve … A.Ş. grup şirketleri arasında 11.03.2016 tarihinde kurumsal bayilik sözleşmesi akdedildi…2. maddesi gereğince 1 yıl süre ile uzatıldığı, daha sonra davalıların aynı hüküm gereğince 13.12.2017 tarihli bildirimle sözleşme süresinin uzatılmayacağı, sözleşmenin 11.03.2018 tarihinde sona ereceğini bildirdikleri ve sözleşmenin ve ticari ilişkinin sona erdiği hususlarında yanlar arasında herhangi bir ihtilaf yoktur.
Yanlar arasındaki ihtilaf ; yanlar arasındaki sözleşmenin 4.2.maddesi gereğince sözleşme ilişkisine devam etmeme bildiriminin sözleşmenin devam edeceğine yönelik güven oluşturulduğundan bahisle sözleşmenin feshi niteliğinde olup olmadığı, bu kapsamda fesih mahiyetinde ise dürüstlük kuralı gereğince feshin haklı nedene dayanmasının gerekip gerekmediği, ayrıca sözleşme ilişkisi içinde davacının ödenmeye hakediş prim alacağının bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkindir. Davalı yan, davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasındaki sözleşmenin;…2. maddesi; “…işbu sözleşmenin süresi, sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 1 yıldır. Sözleşme, taraflardan herhangi birinin sözleşme süresinin sona ermesinden 1 ay önce yazılı bildirimde bulunmadığı takdirde 1 yıl uzamış sayılacaktır. İşbu sözleşmenin süresinin bu şekilde ve devam eden yıllarda uzaması halinde sözleşme süresi hiçbir şekilde 5 yıldan fazla olamayacak ve taraflar 5 yılın sonunda sözleşme konusu işe devam etmek istedikleri takdirde aralarında anlaşarak yeni bir sözleşme imzalayacaklardır…” hükmünü taşımaktadır. Ayrıca sözleşmenin fesih maddesi olan 25.maddesinde de sözleşmenin hangi hallerde feshedilebileceği ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Bu hükümde, sözleşmenin kendiliğinden sona ereceği haller (25.1.), davalı tarafın haklı nedenle sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olduğu haller (25.2) her iki tarafın da, sözleşmeyi ihlal eden tarafın verilen sürede bu ihlali gidermemesi halinde sözleşmeyi feshetme hakkı (25.3.), her iki tarafın önceden bildirimde bulunmak kaydıyla, haklı bir sebep göstermeksizin önceden (sürenin dolmasından önce) sözleşmeyi feshetme hakkı …sona erme hükümleri olarak düzenlenmiştir.
Hukukun emredici hükümlerine, genel ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı olmamak kaydıyla taraflar sözleşme özgürlüğü kapsamında sözleşmenin içeriğini serbestçe belirleyebilirler. Bu kapsamda taraflar; azami uzama süresini 5 yıl olarak belirlemek suretiyle sözleşme süresini 1 yıl olarak belirlemiş ve sona erme tarihinden 1 ay öncesinde bildirimde bulunulmadığı takdirde sözleşmenin aynı şartlarda 1 yıl uzayacağı hüküm altına alınmıştır. Anılı sözleşme bu haliyle belirli süreli sözleşme mahiyetinde olup sözleşmenin uzatılmış olması sözleşmeyi belirsiz süreli sözleşme haline getirmez. Nitekim sözleşmenin belirsiz süreli sözleşmeye dönüştüğü yönünde davacı yanın da herhangi bir iddiası yoktur.
Davacı yan; davalının sözleşmenin 5 yıl uzayacağı yönünde kendisinde güven oluşturduğunu ve hakkın dürüstlük kuralına aykırı kullanılamayacağını ileri sürmüş ise de; sözleşmenin süresi ve uzama
şartları sözleşmenin imzalanması sırasında tarafların serbest iradeleriyle belirlendiğinden ve davalı tarafça sözleşmenin 4.2. maddesine uygun olarak sözleşmeye devam edilmeyeceği iradesi ortaya konulmuş olmakla bu hakkın kötüye kullanıldığını ve bu hak kullanılırken haklı bir fesih nedeni ileri sürülmesi gerektiği yönündeki yorum anılı maddeyi bir fesih maddesi haline gelir ki bu husus sözleşmenin imzalanması sırasındaki tarafların gerçek iradelerine göre yorumlanması ilkesine aykırılık teşkil eder ve aksine tarafların sözleşme ile hüküm altına aldıkları haklarını kullanmalarının önünde engel teşkil etmek suretiyle hak kaybına sebebiyet verir. Nitekim taraflar sözleşmenin fesih halini; sona erme hali olan 4.2. maddesinden bağımsız olarak 25. maddesinde ayrıntılı olarak düzenlemişlerdir. Dolayısıyla davacı yan tacir olup; basiretli tacir olmanın gereği olarak sözleşmeye devam edilmeme ihtimalini öngörerek yatırım yapmalıdır ki kendisine yatırım yapması ve sözleşmeye devam edileceği yönünde karşı yanın yazılı veya eylemsel olarak talimatının olduğu kanıtlanamamıştır. Davalı yan; sözleşmeyi sözleşmeye uygun olarak sona erdirmiştir. Bu anlamda davacı yanın haksız fesih sonucuna bağlı olarak talep edilebilecek olan kar mahrumiyeti istemi yerinde değildir.
Davacı talepleri arasında yer alan; sözleşmenin uygulandığı döneme ilişkin hak kazandığı prim ve alacağı her ne kadar sözleşme…veya haklı- haksız nedenle feshi sonucuna bağlı olmaksızın kanıtlandığı sürece talep edilebilir ise de de; raporda betimlenen davacı tarafın davalıya keşide ettiği faturaların kar mahrumiyeti hesabına yönelik olduğu, davacının sözleşme gereğince prim ve alacağa hak
kazandığı hususunun gerek kendi mali verileri gerekse davalı tarafça sunulan cari hesap özeti gereğince kanıtlanamadığı sübuta ermekle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından (peşin olarak yatırılan 5.208,64TL ve 32.000,42TL tamamlama harcı) yatırılan toplam 37.509,06TL harçtan, 44,40TL maktu harcın mahsubu ile arda kalan 37.464,66TL’lik kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 83.146,03 TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzereoy birliği ile verilen karar açıkça okunup u…11/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …