Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/660 E. 2018/995 K. 08.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/673
KARAR NO : 2018/1155

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/10/2017
KARAR TARİHİ : 19/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Sigorta A.Ş. tarafından, …’ın maliki bulunduğu “… ” adresindeki konut 16.09.2015 – 16.09.2016 tarihleri arasında … no.lu Artı Konut Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, sigortalı dairenin bulunduğu binada, 13.04.2016 günü saat gece 01:30 sıralarında elektrik kesintisi meydana gelmiş ve 3-5 dakika aralığında tekrar şebekeye elektrik verilmiş olup, sabaha karşı 06:00 sularında dairelerde elektrik arızaları meydana gelmesi üzerine saat 07:00 sularında yapılan ölçümlerde voltajın 245 V civarına düşüp 360 V’ye kadar yükseldiğinin görüdüğünü, voltaj dalgalanmalarına bağlı olarak bir çok dairede elektronik cihazlar arızalandığı gibi, sigortalı dairede de dağıtım panosu aydınlatma otomasyonu (power supply), termostat – klima, wireless modem adaptörü ve televizyonun arızalandığının anlaşıldığını ve teknik ekip tarafından şebeke elektriği kesilerek jeneratör devreye alındığını, bina elektriğinin yaklaşık 2 saat boyunca jeneratör ile sağlandığını, Elektrik Mühendisleri Odası mühendislerinden … tarafından düzenlenen 20.04.2016 tarihli Selenium Twins Residence Hasar Tespit Raporu’nda olayın oluşumunun; ” Ana dağıtım panosunda fazlar arası gerilimin 397 V – 398 V aralığında ölçüldüğü, hasar gören dairelerde 225 V – 230 V aralığında ölçüldüğü, değerlerin kabul edilebilir aralıkta olduğu, hasarların oluştuğu dairelerde yapılan incelemelerde ve … teknik ekibinin adı geçen tarihlerde yaptığı ölçümlerde voltajın ciddi şekilde yükselerek cihazlara hasar verdiğinin tespit edildiği, sayaç panosunda 1. ve 2. gözlerin etkilenmediği, aksine 3. 4. 5. gözlerin de etkilendiği gözlemlendiğinde 2. göz ile 3. göz arasında bulunan nötr barası hatası ortaya çıktığı, bu noktada bulunan nötr barası ek yerlerinden cıvataların gevşemesi veya bu noktada nötr bara kesitinin küçülmesi, faz-nötr baraları kesit dengesizliğini oluşturması nedeni ile faz-nötr arası gerilimin aşırı yükselmesinin sebep olduğunun ortaya çıktığı, 14.04.2016 tarihindeki elektrik kesintisi oluştuğu ve jeneratörlerin devreye girdiğinin belirtildiği, şebekeye elektrik geldiğinde jeneratörlerin devreden çıkmadığı ve asansörün çalışmadığı bilgisi verildiği, ….’ın aynı tarihlerde bakım çalışmaları yaptığı bilgisine ulaşıldığı, bakım çalışması esnasında fazların ters verilmesi akabinde jeneratörlerin devreden çıkamayacağı ve asansörlerin çalışamayacağının söz konusu olabileceği, jeneratörlerin devreden çıkmaması ve asansörlerin çalışmaması gibi durumların fazların ters verilmesi durumunun etkenleri olabileceği, fazlar düzeltildikten sonra cihazların düzgün çalıştığının belirtildiği, ayrıca 60, 61, 62, 63, 66, 67, 68, 69, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 79, 81, 82, 85 no.lu dairelerde hasar meydana geldiği ” şeklinde açıklandığını, davaya konu olay ile ilgili … Üniversitesi Elektrik Elektronik Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr…. tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; “60 (250 daireli bir binanın ortak nötr kullanan 20 (18) dairelik bir bölümünde mühürlü sayaç panosunun şebeke tarafında, elektrik dağıtım kuruluşunun kontrol sorumluluğunda bulunan kısmında nötr kopması olayı meydana gelmiş ve nötr alamayan bu dairelerdeki prize takılı ve devrede olan tüm cihazların hasar gördüğü” belirtildiğini, … Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı … İtfaiye Müdürlüğü ekiplerince dava konusu olaya ilişkin düzenlenen … tarihli Görgü Zaptı Tutanağı’nda; ” Tarafımızca ilgililer ile birlikte girilerek kontrolü yapılan 61 sayılı dairedeki klima, aydınlatma güç kaynağı ve fişe takılı haldeki pc adaptörü, 63 sayılı dairedeki klima, aydınlatma güç kaynağı, çamaşır makinesi, kurutma makinesi, fırın ve mikrodalga fırın, 66 sayılı dairedeki klima, aydınlatma güç kaynağı ve çamaşır makinesi, 68 sayılı dairedeki klima, aydınlatma güç kaynağı, çamaşır makinesi ve televizyon, 70 sayılı dairedeki klima ve aydınlatma güç kaynağı, 71 sayılı dairedeki klima ve aydınlatma güç kaynağı, 74 sayılı dairedeki klima, aydınlatma güç kaynağı, uydu alıcısı, buzdolabı, tv, modem, bilgisayar kasası ve ses sistemi ve 82 sayılı dairedeki klima, aydınlatma güç kaynağı ve buzdolaplarının elektrik tesisatının zarar gördüğü ” şeklinde tespitlerde bulunulduğunu, davaya konu olay sonucu meydana gelen hasarın sigorta poliçesinden karşılanması için sigortalı tarafından yapılan hasar ihbarı üzerine müvekkil şirket nezdinde açılan … no.lu hasar dosyasından görevlendirilen sigorta eksperi tarafından düzenlenen Ekspertiz Raporu’nda, sigortalı konutta oluşan zarar miktarının 6.268,93-TL olduğunun tespit edildiğini, müvekkili … Sigorta A.Ş.’nin davaya konu olay nedeniyle 12.08.2016 tarihinde 6.268,93.-TL sigorta tazminatı ödediğini, müvekkili … Sigorta A.Ş. TTK’nun 1472.maddesi uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğundan davalı tarafın sorumluluğunda bulunan 6.268,93-TL alacak için davalıya rücu hakkı doğduğunu, gerek Ekspertiz Raporu ve gerekse Elektrik Mühendisleri Odası mühendislerinden … tarafından düzenlenen 20.04.2016 tarihli … Hasar Tespit Raporu, …. Üniversitesi Elektrik Elektronik Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr…. tarafından düzenlenen bilirkişi raporu, … Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı … İtfaiye Müdürlüğü ekiplerince dava konusu olaya ilişkin düzenlenen 10.05.2016 tarihli Görgü Zaptı Tutanağı’ndan, sigortalı konutta oluşan zararın, elektriklerin kısa zaman dilimi içerisinde bir çok kez gidip gelmesi ve buna bağlı olarak voltajın yükselip düşmesi sonucu meydana geldiği açıkça ortaya konulduğunu, dava konusu zararla davalı …’nin kusurlu eylemi arasında uygun illiyet bağı bulunduğundan davalı …’ın haksız fiili sonucu oluşan hasardan dolayı sorumlu olup zararı tazminle mükellef olduğunu, müvekkili şirket sigortalısına ödenen tazminatın rücuen tahsili amacıyla davalıya yapılmış olan başvuruların sonuçsuz kalması nedeniyle müvekkil şirket alacağının tahsili için mahkememiz huzurunda iş bu davayı açma zaruretinin hâsıl olduğunu, sonuç olarak bu nedenlerle; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 6.268,93-TL sigorta rücu tazminatının, sigortalıya ödeme tarihi olan 12.08.2016 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görev yönünden itirazda bulunduklarını, dava dilekçesinin öncelikle bu nedenle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafından açılmış bulunan dava mutlak ticari nitelikte olduğundan, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, dava konusu hasarın müvekkili şirketçe sunulan hizmetten ve dağıtım sisteminden kaynaklanmayıp, mülkiyeti ve sorumluluğu dava dışı sigortalıya ait olan binanın iç tesisatındaki kusurlar nedeniyle meydana geldiğinden müvekkili şirkete sorumluluk yükletilemeyeceğini, dava konusu hasarın voltaj dalgalanması neticesinde meydana geldiğine ilişkin herhangi bir somut delil bulunmadığını, tam tersi müvekkili şirketçe takip edilen OSOS kayıtlarında voltaj dalgalanması gözükmediğini, bu durumda da davacı iddiasının yerinde olmadığının ortada olduğunu, dava konusu olayda müvekkili şirketin sorumluluğunu doğuracak illiyet bağının mevcut olmadığını, davacı şirketin ekspertiz raporunun da tek taraflı hazırlanmış olup kabulünün mümkün olmadığını, ekspertiz raporunda hasarın trafodaki patlama nedeni ile yangından kaynaklandığı belirtilmiş ise de; dava dışı sigortalıların sözlü beyanlarına dayalı olarak yapılan bu çıkarımın gerçeği yansıtmaktan uzak olup, kabulünün mümkün olmadığını, ayrıca sigorta şirketinin açtığı rücu davasının, hukuki niteliğinin tazminat davası olması sebebiyle davacı … şirketinin müvekkil şirketin kusurlu olduğunu ve zarar miktarını ispat etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte eğer müvekkili şirkete yükletilebilecek bir sorumluluk doğarsa, müvekkili şirketin, hasardan ancak kusuru oranında sorumlu tutulabileceğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı tarafın tazminat taleplerinin fahiş olup, davacı tarafın taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafın bu olayı zenginleşme aracı olarak kullanmasının önüne geçilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; sigorta poliçesi gereğince sigortalısına tazminat ödeyen davacı … şirketi, TTK.nun 1472. maddesine göre sigortalısına halef olarak dava açmış bulunduğundan ve halefiyet ilkesi gereğince, halefinin sahip olduğu haklardan fazlasını talep edemeyeceğinden davadışı sigortalı …’ın ticari işletmesiyle ilgili olmayan bir ihtilafta ticari avans faizi talebinin de yerinde olmayıp reddinin gerektiğini, sonuç olarak bu sebeplerle haksız ve yersiz davanın reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; konut sigorta poliçesine dayanılarak dava dışı sigortalıya yapılan ödemenin davalı … şirketinden rücuen tahsili istemine ilişkindir.
… 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/414 esas ve 2018/177 karar sayılı dosyası kapsamında görevsizlik kararı verilerek, dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince görev hususu; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında resen nazara alınması gerektiğinden dava dosyası öncelikle görev noktasında incelenmiştir.
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; davacı … şirketi tarafından dava dışı sigortalısının konutunda elektrik voltaj değişikliğinden kaynaklı arıza nedeni ile oluşan hasar kapsamında ödenen bedelin davalı … şirketinden rücuen tahsili isteminin yerinde olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın “Halefiyet” başlıklı 1481. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalısının yerine geçmektedir. Bu bir kanuni halefiyettir. Sigortalının, gerçekleşen zararın tazmininden sorumlu olanlara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olmaktadır. 22/03/1944 tarih 37/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, buradaki ilişkinin “Halefiyet” ilişkisi olduğu ve sigortacının, açacağı davanın, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibi olduğu açıklanmıştır.
Anılı kanuni düzenlemeler ve içtihatlar ışığında somut olaya bakıldığında; sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı davanın, sigorta poliçesinden doğan bir dava niteliğinde olmadığı görülmektedir. Halefiyete dayanan davaları ticari dava olarak nitelendirmek mümkün değildir. Bu dava, sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu dava gibidir. Somut olayda davacı … şirketi olup, uyuşmazlığın çözümünde halefi olduğu dava dışı sigortalısı ile davalı … şirketi arasında 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 3. maddesinde tanımlandığı şekilde; ”Tüketici işlemi; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” tüketici işleminin tesis edildiği, bu nedenlerle uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği kanaatine varılmakla; (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2017/3161 esas, 2018/1670 karar sayılı emsal kararında da belirtildiği üzere) HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK nın 331. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerini yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/12/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza