Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/636 E. 2020/492 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/636 Esas
KARAR NO : 2020/492

DAVA : Ticari Vedia Sözleşmesinden Kaynaklanan
ASIL DAVA TARİHİ : 15/09/2014
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 10/12/2014
KARAR TARİHİ : 13/10/2020
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …A.Ş.’ye ait diğer davalı … Ltd. Şti’nin park ve vale hizmetlerini yürüttüğü…isimli AVM’nin otoparkına müvekkilinin kendisine ait … plakalı aracını teslim ettiğini ve araç park edilirken meydana gelen kaza neticesi araçta hasar ve değer kaybı oluştuğunu, hasar bedelinin karşılandığını, ancak değer kaybının ödenmediğini beyanla, müvekkil aracında meydana gelen değer kaybının tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL’ nin 02/04/2014 kaza tarihinden itibaren davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; hasarlanan davacıya ait aracın müvekkil sigortasınca tamir ettirildiğini ve ücretinin ödendiğini, müvekkilin değer ve araç mahrumiyetinden kaynaklanan zararı gidereceğine dair herhangi bir taahhüdünün bulunmadığını, müvekkil şirket vale hizmeti gördüğünü, davacının rızası ile aracı teslim aldığını, davacının bu ihtimali bilmesi gerektiğini, müvekkilinin dava konusu tüm sorumluluğu yerine getirdiğini, olay nedeniyle müvekkilin kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle husumet itirazlarının olduğunu, … AVM’nin sahibinin … olduğunu, müvekkille ilgisi olmadığını, davacının aracında meydana gelen tüm hasar bedelinin karşılandığını, davacı tarafada kazadan sonra kiralık araç temin edildiğini, meydana gelen değer kaybı iddiası ile ilgili delil sunulmadığını, yetkili serviste orjinal parçalar kullanılarak tamir gerçekleştiriliğinden değer kaybının bulunmadığını, davacı tarafın aracı sattığı 3. şahsın yeniden aracını bildirdiği bedelin üzerinde satışa sunduğunu beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı … usulüne uygun tebligata rağmen davaya karşı herhangi bir yanıt vermemiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili şirketin maliki olduğu …plakalı araca çarpmak suretiyle müvekkil şirket aracında meydana getirdiği değer kaybı miktarının tespiti ile şimdilik 5.000,00 TL’nin kaza tarihi olan 02/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş ve HMK 124.md.kapsamındaki taleplerinin anılan davada kabul edilmemesi nedeniyle, iş bu dava dosyamızın İstanbul …ATM..esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilince davalı …ye İstanbul … ATM’nin … esasına aynı vakıa ve hukuki sebebe istinaden açılan dava, aradaki bağlantıya istinaden dosyamızla birleştirilerek yargılamaya dosyamız üzerinden devam edilmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;

Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Dava; …Center AVM’de otopark görevlisine teslim edilen…plaka sayılı davacı aracının AVM içinde otopark görevlisinin sevk ve idaresinde karıştığı kaza neticesi hasarlanmasından kaynaklı değer kaybının tahsili istemine ilişkindir.
Dosya üzerinde iddia ve savunma doğrultusunda sigortacı bilirkişi… ile araç uzmanı … marifetiyle ile hukukçu bilirkişi … marifeti inceleme icra edilerek konuya ilişkin 20/05/2015 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Davacıya ait… plakalı araç kazadan sonra onarılmak üzere … yetkili servisi olan … Ltd. Şti.’ne götürülmüş ve toplam 25.326,73 TL’sına onarılmıştır.
Kurulumuzca bu aracın kazadan sonra 5.000, 00 TL değer kaybedeceği ve davacının talebinin makul olduğu tespit edilmiştir.
Yargıtay’ın güncel ve istikrarlı içtihatlarına göre zarar gören aracın değer kaybı taleplerinin karşılanması gerektiği ve değer kaybının sigorta teminat kapsamında görüldüğü bilinmektedir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2013/12905 E. 2013/12891 K. Ve 26.09.2013 tarihli kararında,” Davalı sigorta şirketi davacı aracına çarparak hasarlanmasına sebebiyet veren, davalı tarafa ait aracın Zmss şirketidir. Zmss şirketi, zarar gören araçta meydana gelen gerçek zarardan sigortalının kusuru oranında ve poliçe limiti dahilinde sorumludur. Kaza sebebiyle araçta oluşan değer kaybı da gerçek zarar kapsamındadır. Bu sebeple davalı trafik sigortacısının değer kaybı zararından da sorumlu tutulması gerekir.”
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2009/9892 E. 2010/3124 K. ve 05.04.2010 tarihli kararında,”Trafik sigortacısı, karşı araçta meydana gelen gerçek zararı limit dahilinde teminat altına almıştır. Dava konusu trafik kazası sonucunda, davacıya ait aracın tamir süresince çalışamaması sebebiyle oluşan kazanç kaybı trafik sigortası teminatı dışında ise de, araçta meydana gelen değer kaybı gerçek zarar kalemleri arasında bulunmaktadır. “ ifadelerine yer verilmek suretiyle değer kaybının gerçek bir zarar olduğuna ve trafik sigortası teminatı kapsamında olduğuna hükmedildiği görülmektedir.
Davacıya ait … plakalı… marka aracın…Center alışveriş merkezi ana girişinde vale …’ın teslim aldığı ve park için araçla … Otoparkı girişinden girdikten sonra mavi otopark giriş yol güzergahında sol tarafta bulunan kolona çarptığı ve bu çarpmaya bağlı olarak araçta ağır maddi hasar meydana gelmiş bulunduğu konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.
…, … Çenter AVM de vale ve otopark hizmetlerini yürüten davalı …şirketinin çalışanıdır. Davacı şirketin sahibi olduğu araç otopark amacı ile …çalışanına teslim edilmiştir. …’ın kusurlu davranışı sonucu zarar meydana gelmiştir.
Davacı ile davalılardan … Şti. arasında BK. 561 (eBK. Md. 463) vd özellikle Bk 579 (EBK 481) maddesinde düzenlenmiş hasar gören aracın park ettirilmesinini (saklanması, muhafazası) amaç edinen bir saklama sözleşmesi (vedia, garaj) sözleşmesi bulunmaktadır. Tanzim edilmiş fatura/fişden, taraf beyanlarından ve tüm dosya kapsamından taraflar arasında aracın muhafazası konusunda bir sözleşme akdedildiği açıktır. Vedia öğretide, ‘saklatan tarafından verilen bir taşınırın saklayan tarafından kabul edilerek güvenli bir yerde saklanması ve saklatanın dilediği zaman istemesi ile onu saklatana geri vermesi yükümlülüğünü yükleyen bir sözleşme olarak tanımlanmaktadır. BK md. 579, vedia/Saklama sözleşmesinin diğer bir görünümü olan BK. Md. 576 daki konaklama yeri işletenlerin sorumluluğuna benzer bir şekilde yine vedia sözleşmesinin bir başka görünüm biçimi olarak Garaj, otopark ven benzeri yerleri idare edenlerin sorumluluğunu düzenlemektedir.
BK md. 579 da yer alan ve Garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenlerin sorumluluğu kenar başlığını taşıyan Bu düzenlemeye göre ;
Garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenler, kendilerine bırakılan veya çalışanlarınca kabul edilen hayvan, at arabası, bunlara ait koşum ve benzeri eşya ile motorlu taşıt ve eklentilerinin yok olmasından, zarara uğramasından veya çalınmasından sorumludurlar. Ancak işletenler, zararın saklatan veya ziyaretçisi ya da beraberinde veya hizmetinde bulunan kimseye yükletilebilecek kusurdan, mücbir sebepten ya da eşyanın niteliğinden doğduğunu ispat etmekle, bu sorumluktan kurtulurlar.
Ancak garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenlerin sorumluluğu, kendilerine veya çalışanlarına bir kusur yüklenmedikçe, saklananların her biri için alınan günlük saklama ücretinin on katını aşamaz.
Otel, motel, pansiyon, tatil köyü gibi yerleri işletenler, konaklayanların getirdikleri eşyanın yok olması, zarara uğraması veya çalınmasından sorumludurlar. Ancak işletenler, zararın bizzat konaklayana veya onu ziyarete gelen ya da beraberinde veya hizmetinde bulunan kimseye yükletilebilecek kusurdan, mücbir sebepten ya da eşyanın niteliğinden doğduğunu ispat etmekle, bu sorumluluktan kurtulurlar.
Bu sorumluluk, işletenlere veya çalışanlarına bir kusur yüklenmedikçe, konaklayanlardan her biri için, günlük konaklama ücretinin üç katını aşamaz.
Yargıtay da otoparkda aracın muhafazası amacı ile akdedilen sözleşmeleri vedia sözleşmesi olarak kabul etmektedir.
Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 18.1.2007 tarih ve . E. 2005/13473 K. 2007/443 sayılı kararında “davacının sigortalısı, davalının işlettiği otoparka aracını bırakmış ve araç burada hasara uğramış olup, buna göre sigortalı ile davalı otopark işletmecisi… arasında BK.nun 463 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan… ( saklama ) sözleşmesi ilişkisi kurulmuştur. Bu durumda, anılan davalının sorumluluğunun BK.nun 481. maddesi kapsamında, ardiyecinin saklama borcunu kötü ifa etmiş olmasından kaynaklandığının kabulü He, bu çerçevede kusur durumunun değerlendirilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması” gerektiğine karar vermiştir.
Yine Yargıtay 11. Huk. Dairesi benzer şekilde, zamanaşımı yönünden çözüme bağladığı bir başka olayda otoparkda aracın muhafazasına dair sözleşmeyi vedia olarak nitelemiş ve aşağıdaki gibi karar vermiştir. ” Davacı sigorta şirketlerine sigortalı aracın aylık abone sistemiyle davalının işlettiği otoparkta bulunmakta iken çalınıp hasara uğratıldığını ileri sürerek araca verilen hasarın tazminini istemiş, mahkemece bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacıya kasko sigortalı aracın maliki ile davalı düzenlenmiş olan …(saklama) sözleşmesi yapılmış olup, davalı borcunu kötü ifa etmiş olmasından dolayı sorumlu bulunmaktadır. Bu durumda dava BK’nun 125. Mad. Göre 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Davacı iş bu davasını TTK’nun 1301. Mad. De düzenlenen halefiyet hakkına dayanarak açtığına göre, dava dışı sigortalının davalıya karşı öne sürebileceği tüm haklarına halef bulunduğundan, davacı yönünden de davanın zamanaşımı 10 yıl olup, olay tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmıştır.
Bu koşullar altında Davacı (temsilen araç sürücüsü) ve … şirketleri arasında va olan vedia sözleşmesi tahtında aracın hasarlanmasından davalı … şirketinin sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Otopark’ın çalıştırılmasından yararlanılan kişiler BK mad. 116 anlamında davalı … şirketinin yardımcı şahıslarıdır. BK.’nun yardımcı kişilerin fiillerinden sorumluluk kenar başlığını taşıyan 116. Mad. Göre, borçlu, borcun ifasını veya bir borç ilişkisinden doğan hakkın kullanılmasını, birlikte yaşadığı kişiler ya da yanında çalışanlar gibi yardımcılarına kanuna uygun surette bırakılmış olsa bile, onların işi yürüttükleri sırada diğer tarafa verdikleri zararı gidermekle yükümlüdür.
Uzmanlığı gerektiren bir hizmet, meslek veya sanat, ancak kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütülebiliyorsa, borçlunun yardımcı kişilerin fiillerinden sorumlu olmayacağına ilişkin anlaşma kesin olarak hükümsüzdür.
Davacı diğer davalılar ile birlikte AVM’nin işleticisi olduğunu düşündüğü …Tesis hakkında da dava açmış ise de bilahare…Center projesinin yapı maliki ve kat mülkiyeti kanununa göre kanuni yöneticisi grup şirketlerden olan …yapı olduğu ortaya çıkmış ve bu nedenle de bu kez davacı … Yapı aleyhine İst. … ATM önünde… E. Sayılı ile dava açmış ve açılan bu dava huzurdaki dava ile birleştirilmiştir.
… Yapı zarardan sorumlu olup olmadığı ve sorumlu ise hangi sebeple sorumlu olduğunun açıklanması gerekmektedir. Bu arada öğretide ” Edim yükümünden bağımsız borç ilişkisi” olarak adlandırılan hukuki kurumdan yararlanılabilir.
Özellikle Alman doktrininden ve uygulamasından kaynaklanan ve bazıları İsviçre ve Türk doktrininde de taraflar bulan edim yükümünden bağımsız borç ilişkisi teorisine dayanan 3,. Kişi koruyucu etkili sözleşme, özel ve yakın bazı ilişkiler dolayısı ile birbirlerine zarar verenleri ortada geçerli bir sözleşme bulunmamasına rağmen, haksız fiil hükümleri yerine, sanki bir sözleşme varmış gibi borca aykırılık hükümlerine tabi tutmaktadır. Yeni doktrinde sözleşmeden doğan bazı borçların, edim yükümlülüklerinden ayrıldığı, sözleşme ilişkisi sırasında tarafların değerlerine zarar vermemek için gereken her şeyi yapma şeklinde, eskiden yan edim borçları ile karıştırılan bazı davranış yükümlülükleri ” edim yükümünden bağımsız borç ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Ülkemiz hukukçularınca da benimsenen bu teori bu tür borç ilişkilerinin somut bir edim yükümlülüğü içermemekle kaymapı, mevcut sözleşmenin geçerli olup olmamasından hatta bir sözleşmenin varlığından da bağımsız olduğu şeklindedir.
Edim yükümü içermeyen borçlarda herhangi bir edimi yerine getirmeme söz konusu olmadığı için, bunun ifasında temerrüde düşmek, imkansızlığa uğramak, ifasını talep etmek ve ifaya zorlamak da söz konusu olmaz.
Sadece ihlal edildiği anda borç bir anlam taşır ve bu yüzden doğan zararın BK md. 96 genel hükmü uyarınca tazmin borcu doğar. Edim yükümünden bağımsız borç ilişkisinin kabulünde, çoğu kez MK. Md. 2 deki dürüstlük kuralından yararlanılmaktadır. Bu kurumun en önemli işlevi yakın ilişki içerisine giren taraflar arasında bir sözleşme kurulmadığı halde birbirlerine verdikleri zarardan dolayı haksız fiil değil borca aykırılık hükümlerine tabi olmalarını sağlamaya yönelik olmasıdır.
Davacının aracını bıraktığı yer davalı tarafından bir otopark olarak işletilmekte, AVM’nin bünyesinde bulunmakta ve özellikle AVM’ye güvenlik görevlileri belli bir denetim ve gözetim sağlamaktadırlar. Aracını buraya bırakan bir AVM müşterisinin bu koşullar altında ve çalınlar ile güvenlik görevlilerinin varlığı karşısında bu yerin ve dolayısı ile aracın güven altında olduğu yönündeki iradesi taraflar arasında aracın korunması yönünde açık bir sözleşme bulunmasa bile dürüstlük kuralı ve edim yükümünden bağımsız borç ilişkisi teorisi çerçevesinde davalı AVM maliki, yöneticisi, işleticisi şirket sözleşme hükümleri çerçevesinde sorumlu tutulmalıdır.
… ile …Ltd. Şti. Arasında vale park hizmetlerinin yerine getirilmesine dair sözleşmede yer alan sorumluluğun kiracı şirkete ait olacağı yönündeki düzenlemeler taraflar arasındaki iç ve rücu ilişkilerini düzenlemekte olup 3. şahısları bağlayıcı bir yönü bulunmamaktadır.
Faiz, davacı kaza tarihinden itibaren istem gibi yasal faiz isteyebilecektir.
SONUÇ :
Yukarıda arz edilen gerekçelerle takdiri ve değerlendirilmesi tümü ile muhterem mahkemeye ait olmak üzere,
1-Davacı …Ltd.Şti.’ne ait araçda kaza sonucu 5000 TL değer kaybı oluştuğu,
2-Oluşan bu zarardan davalılar
a) …,
b)… Hiz.Ltd.Şti.ile
c) …’nin rapor içerisinde arzedilen farklı nedenlerle sorumlu oldukları, alacağa kaza tarihi olan 02/04/2014 tarihinden itibaren istem gibi yasal faiz işletilebileceği, sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bilirkişi kanaati olarak muhterem mahkemeye saygı ile sunulur. ” şeklinde mütalaada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizden Asıl davada; …Tesis Yönetimi A.Ş.’ye yönelik davanın pasif husumet yokluğunda nedeniyle reddine, davalılar… Ltd. Şti. İle … yönünden davanın kabulü ile, 5.000 TL değer kaybı maddi tazminatının 02/04/2014 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Birleşen davada; davanın kabulü ile, 5.000 TL değer kaybı maddi tazminatın 02/04/2014 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte asıl dava yönünden, tahsilde tekerrür olmamak ve asıl davadaki davalılar ile müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak kaydıyla davalı … Yatırım A.Ş.’den tahsili ile davacıya ödenmesine dair mahkememizce verilen 10/11/2015 tarih ve 2014/613 Esas 2015/860 sayılı karar, Yargıtay, 11. Hukuk Dairesi’nin 03/04/2018 tarih ve 2016/9543 Esas 2018/2365 Karar sayılı ilamıyla
“1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin davalı …lehine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazları ile davalı …Ltd. Şti. vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, araçta oluşan değer kaybının tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece araçta oluşan değer kaybının belirlenebilmesi amacıyla alınan bilirkişi raporunda, davacının davasını şimdilik 5.000,00 TL üzerinden açtığı ve davacının talebinin makul olduğu değerlendirmesi yapılarak, aracın hasarlı ve hasarsız emsal değerleri konusunda bir değerlendirme yapılmadığı gibi, aracın dava konusu olay dolayısıyla ne kadar değer kaybettiği konusunda yeterli bir inceleme ve hesaplama yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece anılan eksikliklerin giderilebilmesi için yeniden bilirkişi raporu alınarak karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3- Davalı …nin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; bu davalının, dava konusu değer kaybı tazminatından sorumlu tutulabilmesi için, TBK’nın 69. maddesindeki yapı malikinin sorumluluğunun şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu yönüyle de bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile BOZULMAKLA, dava dosyası mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Yukarıda yazılı bozma ilamı gereğince mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup; Bilirkişiler Prof.Dr…., … ve … 01/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Davacıya ait …marka, 01/11/2013 tarihinde trafiğe tescilli yapılmış 2013 model, 02/04/2014 kaza tarihinde 5614 km.dedir. Heyetimizdeki otomobil komisyoncusu … tarafından;
Dava konusu … plaka sayılı 2013 model… CC 1,4 TSI … marka arazın kaza sonucu ön motor kaputunun ve sol ön çamurluğunun değişmiş olduğu düşünüldüğünde bunun yanı sıra aracın kaza tarihindeki km.si ve yaşı da göz önüne alındığında söz konusu aracın değer kaybının 15.000,00 TL olduğu değerlendirilmiştir. ” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Davalı vekili ıslah dilekçesinde; bilirkişi raporunda alacağın 15.000,00 TL olarak belirlendiği, davanın başlangıcında dava değerinin 5.000,00 TL olarak gösterildiğinden bu bedelin düşülmesi ile 10.000,00 TL davanın ıslahını talep etmiştir.
Son alınan rapor hükme yeterli olmadığından ve Yargıtay bozma ilamını karşılamadığından bu defa yine bir heyet oluşturularak; Bilirkişiler Prof.Dr…. ile Doç.Dr…. 09/09/2019 tarihli raporlarında özetle;
“1- Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde, kaza neticesinde hazırlanan dosya kapsamında davalı sürücünün …iş merkezinde vale hizmetlerini yürüten …Ltd.Şti. çalışanı olduğunun anlaşıldığı, hasar nedeni ile tamir işleminin yetkili servis olan … Ltd.Şti de 25.326,73 TL bedel ile yapıldığı, bunun dışında aracın uğramış olduğu değer kaybının bedeli de davalılardan talep edilmiş olmasına rağmen bu konudaki görüşmelerin olumlu sonuçlanmadığı, olay sonucu aracın ön tampon, sol ön çamurluk, motor kaputu, ön panel, kontrol ünitesi, sürücü hava yastığı, rot kolu, rot başı, motor alt muhafaza, sol aks rulmanı sol alt salıncak, ön park sensörü, sol ön amortisör, emniyet kemerlerinin değiştirildiği, bu nedenle aracın ciddi değer kaybına uğradığı beyan edilerek şimdilik 5.000.-TL değer kaybı talep edilmiştir. Dosya içindeki fotoğraflardan hasar durumu hakkında bilgi edinilmiştir.
2-Daha önce verilen bilirkişi raporunda davacının 5.000.-TL değer kaybının yerinde olduğu belirtilmiş, bu rapora dayanılarak Yerilen karar Yargıtay 11.Hukuk Dairesi tarafından, aracın hasarlı ve hasarsız değerleri konusunda inceleme yapılmamış olması nedeni ile karar bozulmuştur. Söz konusu Yargıtay kararında ve verilmiş diğer kararlarda, değer kaybının belirlenmesi hususunda aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş piyasa değeri ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark kriteri esas alınmaktadır. Hükme esas alınan raporda bu kritere göre hesaplama yapılmadığı anlaşılmakla, dosyadaki fotoğraflar, kaza tespit tutanağı ve tüm belgeler incelenerek, aracın modeli, yaşı, hasarın ağırlığı, boyanmış olan yerler ve hasarlı bölgelerin özelliği nazara alınıp, aracın kaza öncesi ikinci el piyasa rayiç değeri İle tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farkın değer kaybını göstereceği ilkesine göre değer kaybının tespiti için yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, açık ve net olarak belirtilmiştir.
3-Araçların kaza geçirmelerinden sonra yapılan onarıma rağmen, aracın marka ve modeline, hasar durumu ve onarım şekline, aracın kilometresi ve kullanım şartlarına bağlı olarak ikinci el satış fiyatlarında azalma meydana gelmektedir.
Dava konusu aracın kazadan önceki piyasa değerinin takdiri için yapılan araştırmada, listede görüldüğü gibi söz konusu araçların kasko değerleri baz alındığında aracın piyasa değerinin 98.000.-TL olduğu görüşüne varılmıştır.
2014 kasko değer listesi 2013 model
… CC 1.4 TSİ 160 BMT T1PTRONIC DSG 98674
…CC 2.0 TSİ 211T1PTRONIC DSG 144983
… CC 2.0 TD1 BMT 140 TIPTRONIC DSG 138179
… CC 2.0 TDJ BMT 17ÜT1PTRON1C DSG 0
Bu açıklamalar doğrultusuna kazadan önceki piyasa değeri 98.000.-TL olan otonun marka ve modeli, tespit edilen hasarlı parçaları onarımın orijinal parçalar ile ve yetkili serviste yapılmış olması, aracın 5.614 km de olması, yapılan mekanik parçalardaki dikkate alınarak değerinin 93.000.- TL olacağı, böylece değer kaybının;
98.000 – 93.000 = 5.000.-TL olacağı kanaatine varılmıştır. I 
SONUÇ :
Yukarıda belirtilen hususlar neticesinde;
Dava konusu aracın meydana gelen hasar sonrası yapıları onarıma rağmen değerinde 5.000.-TL azalma olacağı kanaatine varılmıştır.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Rapora itirazların karşılanması amacıyla Bilirkişiler Prof.Dr…. ile Doç.Dr…. tarafından düzenlenen 04/03/2020 tarihli ek raporda özetle;
“1- Davacı vekili tarafından yapılan itirazda, raporun hukuka ve kanuna aykırı olduğu, hiç bir hesaplama ve yeteri inceleme yapılmadan raporun verilmiş olduğu, değer kaybına neden olacak hasarlar konusunda hiç bir hesaplama yapılmamış olduğu, aracın hasarsız ve hasarlı bedellerinin tamamen dayanaktan yoksun bir şekilde varsayımsal olarak belirlendiği, raporda 98.000.-TL piyasa değeri olan aracın nasıl 93.000.-TL olduğunun rapordan anlaşılmadığı beyan edilmiştir.
2- Aracın hasarsız değerinin 98.000.-TL nın hangi kriterler esas alınarak bulunduğu belirtilmiş olup bu konuda kasko değerlerinin esas alınarak hasarsız değerinin takdir edildiği net olarak belirtilmiştir.
Araçların hasar görmesinden sonra piyasa değerlerinin bulunması konusunda yapılan bir hesaplama uygulaması mevcut değildir. Hazine Müsteşarlığının Sigorta Genel Şartları ekinde yayınlanan hesaplama formula uygulaması sigortalı kapsamındaki araçlar için 01.06.2015 tarihinden itibaren geçerli kılınmıştır. Dolayısıyla daha eski tarihler için bir hesaplama formula bulunmamaktadır. Bu tarihten Önceki tüm ikinci el satışlarındaki araçlardaki değer kaybı aracın hasarı gözetilerek takdir edilmektedir. Bu nedenle aracın hasar durumuna göre takdir edilen hasarlı değer uygun olup davacı vekilinin itirazı yerinde görülmemiştir.
3- Davalı vekili tarafından yapılan itirazda da, aracın hasarlı hali ile değerinin 93.000.- TL olduğuna dayanak gösterilmediği, aracın daha önce kaza geçirip geçirmediğinin ve onarım görüp görmediğinin belirsiz olduğu, bu hususların bilirkişi raporunda aydınlatılmamış olduğu beyan edilmiştir.
Talep edilen ve ileri sürülen bilgilerin taraflarca dosyaya ibraz etmeleri gereken bilgiler olup tarafımızdan dosya içindeki deliller değerlendirilerek, aracın daha önce kaza geçirmediği (kazalı olduğu ve onarım gördüğü konusunda her hangi bîr delil bulunmadığından) kabul edilerek tespit edilen hasarlı hali ile değeri takdir edilerek bulunmuştur. Davalı vekilinin de değer kaybının yüksek olduğu yönündeki görüşü tarafımızdan uygun bulunmamıştır.
4- Takdiri Yüksek Mahkemenize ait olmak üzere, tarafların değer kaybı miktarına itirazları ve hesaplama yapılmamış olduğu konusundaki açıklamaları doğrultusunda, olay tarihinde henüz yürürlükte olmayan, ancak daha sonra kabul edilen hesaplama formula kullanılarak aracın değer kaybına neden olduğu kabul edilen motor kaputu ve sağ ön çamurluk değişimi, ile ön panel değişikliği nedeni ile boyanmış olmasının da 0,5 puan etkisi dikkate alınarak değer kaybı hesaplaması yapıldığında, Sözü edilen parçaların yenilenmesi nedeni ile;
T3 = (98.000/100) x 2,5 x 1 = 2.450.-TL Parçaların boyanması nedeni ile;
T4 = (98.000/100) x 2,5×0,75= 1.837,5 TL Aracın 15.000 km altında olması nedeni ile kullanımından dolayı bulunan değerden eksiltme olmayacağından değer kaybı;
DK = 2.450,00 + 1.837,50 – 4.287,50 TL olarak bulunmuştur.
SONUÇ :
Yukarda belirtilen hususlar neticesinde; tarafların değer kaybına itirazlarının yerinde olmayıp kök raporda belirtildiği gibi dava konusu aracın meydana gelen hasar sonrası yapılan onarıma rağmen değerinde 5000 TL azalma olacağı kanaatine varılmıştır.” Ancak takdiri Yüksek Mahkemenize ait olmak üzere değer kaybı hesaplama formülünün uygulanması ile bulunan değer kaybı 4.287,50 TL’dir.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Dava; … Center AVM’de otopark görevlisine teslim edilen…plaka sayılı davacıya ait aracın AVM içinde otopark görevlisinin sevk ve idaresinde karıştığı kaza nedeniyle değer kaybına uğradığından bahisle bu zararın tahsili istemine ilişkindir.
Davalı …, davacıya ait aracı kullanırken kaza yapan otopark görevlisi olup haksız fiil faili olarak TBK’nun 49. maddesi kapsamında, davalı … Araç şirketi ise davalı …’ın işvereni ve kazanın meydana geldiği AVM’nin otopark işletmecisi olması nedeniyle TBK’nun 66. maddesi uyarınca adam çalıştıran sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumludur.
Davalı …Ş.’nin AVM veya otopark maliki yahut işletmecisi olmadığı anlaşıldığından bu davalı yönünden bozma öncesi verilen pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin hüküm bozulmayarak kesinleşmekle, AVM maliki olan …’nin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususu bozma ilamı gereğince TBK’nun 69. maddesi kapsamında ele alınmıştır.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyularak öncelikle, davaya konu aracın hasarlı ve hasarsız emsal değeri belirlenerek kaza nedeniyle ne kadar değer kaybettiği hususunun uzman bilirkişi tarafından tespiti noktasında denetime elverişli ve ayrıntılı bilirkişi raporu temin edilmesi gerektiğinden ilk raporu hazırlayan bilirkişi heyetine dosyanın tevdii edildiği ancak bu heyetten alınan ek raporun bozma gereklerini karşılamadığı ve hükme yeterli olmadığı anlaşıldığından dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdii edildiği, bozma ilamı doğrultusunda hazırlanmakla hükme esas alınan yeni raporda; davaya konu aracın hasarsız değerinin modeli ve 2014 yılı kasko değer listesine göre 98.000 TL olarak tespit edildiği, aracın markası – modeli, onarımının orijinal parçalarla yetkili serviste yapılmış olması ve kaza tarihinde 5.614 km’de olması nedeniyle hasarlı değerinin 93.000 TL olarak belirlendiği, böylece değer kaybının 5.000 TL olduğu, davalılar arasında sigorta şirketi bulunmadığı gibi kaza tarihi itibarıyla KZMSS Genel Şartları yürürlükte olmadığından ve nitekim yürürlükte olsa idi dahi Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar sayılı, 09/10/2020 tarihli iptal kararı ile mahkememiz karar tarihi itibarıyla genel şartlar değer kaybı tablosuna göre yapılan hesaplamanın tercihi mümkün olmadığından ek rapordaki seçenek kabul edilmeyerek, kök rapora göre davaya konu aracın 5.000 TL değer kaybına uğradığının mahkememizce benimsendiği, haksız fiil faili …ve otopark işletmecisi… araç şirketinin bu zarardan sorumlu olduklarının TBK hükümleri kapsamında sabit olduğu, davalı… şirketinin sorumsuzluğuna ilişkin kurtuluş kanıtı getiremediği, davalı … şirketinin pasif husumet ehliyeti bulunmadığı hususunun bozma konusu edilmeyerek kesinleştiği, …Yapı şirketi yönünden ise bozma ilamında TBK’nun 69. madde hükümleri uyarınca sorumluluk şartlarının oluşup oluşmadığının incelenmesinin gerektiğine işaret edilmekle, yapı malikinin sorumluluğu – giderim yükümlülüğü başlığı altında açıklanan maddenin; “Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlendiği, madde metninden yapı malikinin meydana gelen zarardan sorumlu tutulabilmesi için binanın yapımındaki bozukluk yahut binanın bakımındaki eksikliğin zararın meydana gelmesine sebep olmasının gerektiği, davaya konu aracın değer kaybına uğramasına sebep olan kazanın davalı … Yapı şirketinin maliki olduğu …Center AVM otoparkında, davalılardan…şirekti tarafından vale hizmeti verilmesi sırasında diğer davalı …’ın aracı kullanırken duvara çarpması nedeniyle meydana gelmesinde; kazanın binanın yapımındaki bir bozukluk yahut bakımındaki eksiklikten kaynaklanmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, nitekim davacı tarafça böyle bir iddia ve delilin de ileri sürülmediği, yapı malikinin sorumluluğu hükümleri gereğince davalı … Yapı şirketinin ortaya çıkan değer kaybından sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından bu davalı yönünden birleşen davanın esastan reddine, diğer davalılar … ve …şirketi yönünden hesap edilen 5.000 TL üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiş olup her ne kadar bu davalılar hakkında yazılan hüküm fıkrasında kısmen kabul ve fazlaya ilişkin talebin reddine dair ibareler sehven yer almış ise de, ıslah harcı yatırılmadığından 29/04/2019 tarihli ıslah yok sayılacağından yargılama gideri ve vekalet ücretinin hesaplanması sırasında tam kabule göre hüküm fıkraları ihdas edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
A)Asıl davada;
1-“Davalı … Yönetimi A.Ş.’ye yönelik davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,” dair hüküm bozma konusu olmayıp kesinleşmiş olmakla yeniden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davalılar … Ltd. Şti. ile … yönünden açılan davanın KISMEN KABULÜ ile, 5.000 TL değer kaybı maddi tazminatının 02/04/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alınması gerekli 341,55 TL karar harcından davacının peşin yatırdığı 85,40 TL harcın mahsubu ile 256,15 TL ilam harcının davalılar …Ltd. Şti. ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 85,40 TL peşin, 25,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 110,60 TL harcın davalılar … Ltd. Şti. ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalılar… Ltd. Şti. ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı … Yönetimi A.Ş. lehine bozma konusu olmayıp kesinleşen kararda vekalet ücretine hükmedildiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yapılan 2.850,00 TL bilirkişi ücreti, 612,40 TL tebligat vs.posta masrafı olmak üzere toplam 3.462,40 TL yargılama giderinin davalılar … Ltd. Şti. ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,

B)Birleşen davada;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 85,40 TL harçtan alınması gereken 54,40 TL harcın mahsubu ile fazla yatan 31,00 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre davanın ret kısmı üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … Yapı Yatırım A.Ş.’ye verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,

Dair, davacı vekili ve davalı …/… Yapı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyizi kabul olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/10/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza