Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/624 E. 2021/533 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/624
KARAR NO: 2021/533

ASIL DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DAVA:İtirazın İptali
ASIL DAVA TARİHİ :03/05/2018
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ:26/12/2019
KARAR TARİHİ:08/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit ve itirazın iptali davalarının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini ve kambiyo senetlerine mahsus ödeme emrinin muhtarlığa bırakılarak tebliğ edildiğini, müvekkilince 05/07/2017 tarihinde alındığını, takibe konu senetlerin teminat senedi olduğunu, buna rağmen kambiyo takibine konu edilmesinin yasa ve usule aykırı olduğunu, taraflar arasında imzalanan protokolde söz konusu olan …Mahallesi, … …. Sokak, No: …/… …/… adresindeki … pafta, … ada, 1 ve 20 parsel sayılı taşınmazlardan biri konut, diğeri ise iş hanı olarak imar planında yer almakta iken müvekkilince yapılan çalışmalar neticesinde buraların pansiyon ve konaklamaya tahsis edilen yer olarak plan fonksiyon değişikliklerinin yapıldığını, ayrıca müvekkiline teslim edildiğinde bina hakkında birçok usulsüzlükten dolayı ilçe belediyesince birçok yapı tadil tutanağı tutulduğunu ve cezalar kesildiğini, 01/04/2014 tarihinde başlamak üzere … İnş. … Tur. Yat. San. Tic. Ltd. Şti.’nin iki binayı kiraladığını, müvekkilinin bu şirkette %50 hisse sahibi olduğunu, söz konusu iki binanın da normal şartlarda otel faaliyetine devam edemeyecek olmasına rağmen müvekkilince yapılan çalışmalar ile iki binanın da otel faaliyetine geçtiğini ve döviz bazında yüksek kira bedelleri ödendiğini, bu süre zarfında mal sahibinin ısrarı üzerine kusurlu inşaat faaliyetlerinin giderilmesi, iskan ve ruhsatlarının çıkarılması ve müvekkilinin uygun göreceği mimarların ücret mukabilinde mal sahibi tarafından vekaletname verilerek görevlendirilmesi konusunda mutabık kalındığını, hem müvekkiline hem de söz konusu iki mimara verilen vekaletnamelerin mevcut olduğunu, söz konusu edilen teminat senetlerindeki 120.000 TL’nin, 100.000 TL’sinin mimar …’a ada ve avan projelerinin hazırlanması, tarihi eser olan binalardaki eksik hususların giderilerek projeye eklenmesi, ilçe ve Büşükşehir Belediyesine projelerin hazırlanıp verilmesi ve iki binadaki hatalı inşaat işlerinin düzeltilmesi için ve kalan 20.000 TL’nin de projenin aksamaması için mimar …’e verildiğini, … tasfiye olup kapatıldıktan sonra yine müvekkilinin ortağı olduğu … … Ltd. Şti. tarafından yeni kiracı olarak burada otel çalıştırılmaya devam edilmekte iken davalı şirketin muvafakati doğrultusunda kira kontratının … Ltd. Şti ile yenilendiğini, dolayısıyla iskan ve ruhsat işlemlerinin bitme aşamasında olduğunu, binaların pansiyon, konaklama tesisi ve otel olarak çalışmaya uygun hale geldiğini, işlere başlanmış olan 2014 yılından 3 yıl sonra bu konuda işlem yapılmasının da davacı tarafın kötü niyetinin göstergesi olduğunu, teminat şartı müvekkilince yerine getirilmiş olup bu nedenle teminat senedi olarak verildiği belli olan senetlere yönelik olarak herhangi bir borcu bulunmadığını beyanla müvekkilinin takibe konu senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının ödeme emrine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, arabuluculuktan da bir sonuç alınamadığını, takibe konu alacağın taraflar arasında akdedilen 29/12/2014 tarihli protokol ve buna bağlı olarak yapılan 31/08/2015 tarihli protokolde belirtilen iş ve hizmetlerin yerine getirilmesine ilişkin olduğunu, protokollerde belirtilen işlerin müvekkilince yerine getirildiğini ancak davalı tarafça taahhüt edilen 500.000 USD müvekkiline ödenmediği gibi çeşitli bahanelerle müvekkilinden alınan 2 adet 120.000 TL tutarındaki teminat senedinin icra takibine konu edilerek müvekkilinden haksız tahsilat yoluna gidildiğini, buna ilişkin menfi tespit davasının….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile görülmekte ve halen derdest olduğunu, protokolde söz konusu olan … Mahallesi, … Meydanı Sokak, No: …/… …/… adresindeki … pafta, … ada, 1 ve 20 parsel sayılı taşınmazlardan biri konut, diğeri ise iş hanı olarak imar planında yer almakta iken müvekkilince yapılan çalışmalar neticesinde buraların pansiyon ve konaklamaya tahsis edilen yer olarak plan fonksiyon değişikliklerinin yapıldığını, ayrıca müvekkiline teslim edildiğinde bina hakkında birçok usulsüzlükten dolayı ilçe belediyesince birçok yapı tadil tutanağı tutulduğunu ve cezalar kesildiğini, 01/04/2014 tarihinde başlamak üzere … İnş. …. Ltd. Şti.’nin iki binayı kiraladığını, müvekkilinin bu şirkette %50 hisse sahibi olduğunu, söz konusu iki binanın da normal şartlarda otel faaliyetine devam edemeyecek olmasına rağmen müvekkilince yapılan çalışmalar ile iki binanın da otel faaliyetine geçtiğini ve döviz bazında yüksek kira bedelleri ödendiğini, bu süre zarfında mal sahibinin ısrarı üzerine kusurlu inşaat faaliyetlerinin giderilmesi, iskan ve ruhsatlarının çıkarılması ve müvekkilinin uygun göreceği mimarların ücret mukabilinde mal sahibi tarafından vekaletname verilerek görevlendirilmesi konusunda mutabık kalındığını, hem müvekkiline hem de söz konusu iki mimara verilen vekaletnamelerin mevcut olduğunu, söz konusu edilen teminat senetlerindeki 120.000 TL’nin, 100.000 TL’sinin mimar …’a ada ve avan projelerinin hazırlanması, tarihi eser olan binalardaki eksik hususların giderilerek projeye eklenmesi, ilçe ve Büşükşehir Belediyesine projelerin hazırlanıp verilmesi ve iki binadaki hatalı inşaat işlerinin düzeltilmesi için ve kalan 20.000 TL’nin de projenin aksamaması için mimar …’e verildiğini, … tasfiye olup kapatıldıktan sonra yine müvekkilinin ortağı olduğu … … Ltd. Şti. tarafından yeni kiracı olarak burada otel çalıştırılmaya devam edilmekte olduğunu, dolayısıyla iskan ve ruhsat işlemlerinin bitme aşamasında olduğunu, binaların pansiyon, konaklama tesisi ve otel olarak çalışmaya uygun hale geldiğini, …. ATM’nin dosyasında alınan bilirkişi raporunda işin büyük bir kısmının müvekkili tarafından tamamlandığının tespit edildiğini beyanla davalı aleyhine ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe itirazın iptaline, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, müvekkili şirket ile “… ili … İlçesi … Mah. … Ada … parsel ve … ada … parsel’ler ile ilgili yapılacak olan plan tadilatı, legand değişikliği, fonksiyonunun T2’ye çevrilmesi, planlara işlenmesi, iskanın alınması ve ilgili kurumlardan otel ruhsatlarının çıkarılması amacıyla 29/12/2014 tarihinde bir protokol akdettiğini ve belirtilen parsellerle ilgili belirtilen bütün işlerin takibini yaparak işlemleri 30/08/2015 tarihine kadar tamamlayacağını taahhüt ettiğini, bu nedenle kendisine 29/12/2014 ve 30/01/2015 tarihlerinde, protokol uyarınca iki taksit halinde toplam 120.000 TL’nin belirtilen işleri yapması için ödendiğini ancak davacının protokolde üstlendiği yükümlülükleri yerine hiç getirmediği gibi anılan süre içinde yerine getiremeyeceğini kabul ederek 31/08/2015 tarihinde müvekkili şirket ile ek protokol imza ettiğini, bu ek protokolün de davacı tarafından kendisinin üstlendiği yükümlülüklerin yerine getirilmediği, protokolün amacına ulaşmadığı ve müvekkili şirketin beklediği faydanın hiç veya gereği gibi karşılanmadığı kabul edilerek imza altına alındığını, ek protokolü imzalanmasını müteakip davacıya 23/12/2016 tarihinde ve 24/02/2017 tarihinde eşit iki taksitle olmak üzere toplamda 50.000 USD ödeme yapıldığını, ayrıca birtakım masraflar için 46.000 TL avans ödemesi yapıldığını ancak bu ödemeler mukabilinde de davacı tarafından yüklenilen edimlerin yerine getirilmemesi sonucu 22/06/2017 tarihinde bir ihtarname keşide edildiğini ve müvekkili şirket tarafından ödenen tutarların iadesinin talep edildiğini, ihtarnameye rağmen davacının edimlerini yerine getirmeyerek, aldığı bedelleri iade etmeyi kabul etmeyerek bir ihtarname cevabı keşide etmesi üzerine müvekkilinin daha fazla zaman kaybetmemek ve hak kaybına uğramamak adına, daha önce davacının üstlendiği iş ve işlemleri gerçekleştirmesi için … … … Ltd. Şti ile 20/07/2017 tarihinde bir sözleşme imzaladığını ve bu sözleşme uyarınca 24/07/2017 tarihinde peşinat bedelini … … … İnş Oto San ve Tic Ltd. Şti’nin banka hesabına havale etmek suretiyle ödediğini, kısacası, davacının iddia ettiği gibi iskan ve ruhsat işlemlerinin bitme noktasına geldiğinin doğru olmadığını, zira hazırlanan projenin uygunluk kararının 05/07/2018 tarihinde verildiğini, bahsedilen ve müvekkili şirket tarafından yapılan ödemelere rağmen davacının protokol ve ek protokolden doğan edimlerini yerine getirmeyerek, aldığı ödemeleri de iade etmemesi üzerine …. İcra Müdürlüğü nezdinde … takip sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, bu icra takibinin dayanağının davacı tarafından müvekkili şirket lehine keşide edilen 29/12/2014 keşide ve 30/09/2015 vade tarihli, her biri 60.000 TL bedelli iki adet senet olduğunu, davacıya ödeme emrinin 29/06/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, buna mukabil 07/07/2017 tarihinde davacı tarafından borca itiraz edildiğini, …. İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde … Esas sayılı dosyası ile görülen dosyada takip kambiyo senedine dayandığı için İcra İflas Kanunu’nun 168. maddesinde öngörülen 5 günlük hak düşürücü sürenin geçmiş olması sebebiyle davanın reddine karar verildiğini ve bu kararın istinafa götürüldüğünü ancak davacının istinaf talebinin Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2017/3001 esas sayılı dosyasında reddedildiğini, bunun üzerine davacının temyiz yoluna başvurduğunu ve dosyanın halihazırda Yargıtay incelemesinde olduğunu, ilgili icra dosyasına dayanak yapılan senetlerin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının davacı tarafından hiçbir şekilde şikayet konusu yapılmadığını, davacı tarafından haksız ve dayanaksız davalar ikame edilerek müvekkili şirketin hakkına kavuşmasının engellenmeye çalışıldığını, davacı tarafından keşide edilen senetlerin teminat senedi vasfını taşımadığını, davacının ikame ettiği bu haksız ve dayanaksız davalar ile müvekkili şirketi hak kaybına uğrattığını, davacının iddia ettiği gibi ruhsat ve iskan işlemleri tamamlanmadığı için müvekkili şirketin bir başka firma ile anlaştığını ve işlemlerin bu firma tarafından halihazırda yürütülmekte olduğunu, tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda davacının müvekkili şirkete borçlu olduğunun açık olduğunu, öncelikle dava dilekçesinde izah edilen olay akışı ve dilekçeye ekli belgelerden iddia ve serzenişin ne uğurda, hangi hukuki zemine dayandığının anlaşılamadığını beyanla davanın reddine, işbu davanın haksız yere ikame edilmesi nedeniyle davacının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, birleşen dava dilekçesinde 29/12/2014 tarihinde imzalanan Protokol’e (“Protokol”) konu taşınmazlardan birinin konut, diğerinin iş hanı olarak imar planında yer almakta iken, kendisi tarafından yapılan çalışmalar neticesinde pansiyon ve konaklamaya tahsis edilen yer olarak fonksiyon değişikliği yapıldığını, iskân ve ruhsat işlemlerinin bitme aşamasına geldiğini, müvekkilinin sırf anlaşılan hizmet bedelini ödememek için başka bir firma ile anlaştığını iddia ettiğini, tarafların, … Ada … Parsel ve …Ada…Parsel”ler ile ilgili yapılacak olan plan tadilatı, legand değişikliği, fonksiyonunun T2’ye çevrilmesi, planlara (1/5000 ve 1/1000) işlenmesi, iskanın alınması ve ilgili kurumlardan otel ruhsatlarının çıkarılması amacıyla protokol akdettilerini, protokolün konusu nun T3, yani ev pansiyonculuğu fonksiyonunda olan taşınmazın fonksiyonunun T2’ye çevrilerek otel ruhsatının alınabilmesi olduğunu, dilekçe kapsamına bakıldığında davacının gerek protokol gerekse ek protokol ile kendisine verilen sürede üstlendiği edimi yerine getirmediğini açıkça ikrar ettiğini, buna rağmen kendisine 500.000 USD ödenmesini talep etmekte bir beis görmediğini, davacının, mal sahibi müvekkilinin ısrarı ile kusurlu inşaat faaliyetlerinin giderilmesi, iskân ve ruhsatların çıkarılması için davacının uygun gördüğü mimarlara vekaletname verildiği iddiasının da tamamen gerçek dışı olduğunu, aksine, davacının, protokole konu …, … Mah. … Meydanı Sok. … Ada … parsel ve 1 parselde yer alan taşınmazın otel olarak kullanılabileceğini, bunun için gerekli tüm işlemleri yapabileceğini iddia ettiğini ve müvekkili ile ilk olarak 21/06/2013 tarihinde, 01/04/2014 tarihi itibariyle geçerli olacak bir kira sözleşmesi imzaladığını ancak 01/04/2014 tarihine kadar gereken işlemlerin yapılamadığını, bunun üzerine tarafların 29/12/2014 tarihinde, taşınmazın otel olarak kullanılabilmesi amacıyla plan tadilatı, legant değişikliği, fonksiyonun T2’ye çevrilmesi, planlara işlenmesi, iskân alınması ve ilgili kurumlardan otel ruhsatlarının alınması konulu Protokol’ü imzaladıklarını ve davacının tüm bu işlemleri 30/01/2015 tarihinde biteceğini taahhüt ettiğini ancak bu işlemlerin süresinde tamamlanmadığını ve müvekkilinin bir ek protokol ile davacıya ek mehil verdiğini, davacının bu kez protokole konu işlemleri 31/01/2016 tarihine kadar bitireceğini taahhüt ettiğini, ek protokolde belirtilen süreyle paralel olarak tarafların kira sözleşmesine ek bir mutabakatname ile kira başlangıç tarihini 01/02/2016 olarak değiştirdiklerini, bunun sebebinin ise davacının üstlenmiş olduğu otel ruhsatlarını taahhüt ettiği süre içinde alamaması olduğunu protokollerde üstlenilen esas edimin taşınmazların fonksiyonunun T3’ten T2’ye çevrilmesi ve akabinde otel ruhsatının alınması olduğunu, davacının, hukuken imkânsız olduğunu bilmesine rağmen …Ada … ve 1 parselde yapılacak plan tadilatı, legant değişikliği, fonksiyonun T2’ye çevrilmesi, planlara 1/5000 ve 1/1000 işlenmesi, iskân alınması ve ilgili kurumlardan otel ruhsatlarının çıkarılmasını taahhüt ettiğini, kendisine verilen sürelerde bu taahhütlerini hiç veya gereği gibi yerine getirmediğini, taşınmazların T3 fonksiyonunda kaldığını dava dilekçesinde de açıkça ikrar ettiğini beyanla davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava kambiyo senedine dayalı takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti, birleşen dava icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce asıl davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davalı tarafından davacı aleyhine 30/09/2015 vadeli ve 60.000 TL bedelli iki adet senet dayanak yapılmak suretiyle asıl alacak 120.000 TL, işlemiş faiz 21.782,47 TL, komisyon 360 TL olmak üzere toplam 142.142,47 alacağın tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, davacı tarafından …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibine itiraz davası açıldığı, Mahkemece 31/07/2017 tarihli karar ile, davanın 5 günlük hak düşürücü süreden sonra açılmış olması sebebiyle davanın reddine karar verildiği, dosyada haciz işlemlerinin yapıldığı, birleşen davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesi ile; davacı tarafından davalı aleyhine 500.000 USD asıl alacak, 80.975,32 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 580.975,32 USD alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliği ile davalının 16/07/2019 tarihli dilekçesi ile tüm borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davacı tarafından arabuluculuk kurumuna başvurulduğu, taraflar arasında anlaşma sağlanamadığına dair 24/12/2019 tarihli arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği ve birleşen davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflarca sunulan protokol ve diğer deliller incelenmiş, kurumlar nezdinde bulunan delilleri celp edilerek dosya, ticari defter ve belgeleri de incelenmek suretiyle iddia ve savunma kapsamında rapor tanzim edilmek üzere oluşturulan bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. Bilirkişi heyeti 13/05/2019 tarihli raporunda özetle; taraflar arasında 29/12/2014 tarihli protokol ve bila tarihli ek protokol imzalandığını, davacı tarafından incelemeye ibraz edilen ticari defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulmuş olduklarını, asıl davaya konu senetlerin işletme defterlerinde kayıtlı olmadıklarını, davalıdan tahsil edilen tutarlar ile dava dışı mimarlara ödendiği beyan edilen bedellerin de defterlerinde kayıtlı olmadığını, davalı tarafından incelemeye sunulan ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduklarını, davalı tarafından davacıya iş avansı olarak yapılan 120.000 TL ödemenin defterlerinde kayıtlı olduğunu, defterlerde davalıya yapılmış başka bir ödemenin kayıtlı olmadığını, davalı tarafça sunulan ödeme makbuzlarına göre davacıya 3/12/2016 ve 24/02/2017 tarihlerinde toplam 50.000 USD ödeme yapıldığını, davalı tarafından dava dışı … Ltd. Şti.’ye ödenen 22.500 USD’nin makbuzunun sunulduğunu ve 04/02/2016 tarihli bir tutanakta davacının 46.000 TL aldığını beyan ettiğini ancak paranın kimden alındığının belirtilmediğini, taraflar arasında imzalanan 29/12/2014 tarihli protokole göre yapılacak işin; davalının mülkiyetinde bulunan İstanbul İli, Fatih İlçesi, …ada 1 ve … parsel sayılı taşınmazların plan tadilatı, legant değişikliği, fonksiyonunun T2’ye çevrilmesi, planlara 1/5000 ve 1/1000 olarak işlenmesi, iskan alınması ve ilgili kurumlardan otel ruhsatlarının çıkarılması olduğunu, davacı tarafından işlerin 30/08/2015 tarihine kadar yapılacağının taahhüt edildiğini, taraflar arasında imzalanan ek protokol ile sürenin 31/01/2016 olarak uzatıldığını, taraflar arasında imzalanan protokolde, davalı tarafından davacıya 120.000 TL avans ödemesi, devamında işlerin bitirilmesi ile de 500.000 USD ödeme yapılacağının taahhüt edildiğini, davacıya yapılan 120.000 TL avans ödemesinin güvencesi olarak, davacı tarafından 30/09/2015 vadeli ve her biri 60.000 TL olan iki adet senet tanzim edilerek davalıya teslim edildiğini, protokollerde işin bitirilmesi ile avans olarak alınan 120.000 TL’nin işverene iade edileceği ve karşılığında verilen iki adet toplam 120.000 TL bedelli senetlerin iade alınacağının, iade işleminin gerçekleşmemesi halinde ise senetlerin icra takibine konu edileceğinin taraflarca kabul edildiğini, davacı tarafından davalıdan alınan 120.000 TL tutarındaki avansın davalıya iade edilmemesi sonucunda, avans ödemesinin güvencesi olarak davalıya verilen iki adet senedin takibe konulduğunu, davacının protokoller çerçevesinde, davalıya ait 155/1 ve 155/20 nolu parsellerle ilgili olarak bir takım çalışmalar yaptığını, plan tadilatı, Iegant değişikliği vs. konularında … Belediyesi, Tapu ve Kadastro, Kültür ve Tabiatı Koruma Kurulu gibi kuruluşlar nezdinde bir takım girişim ve çalışmaları olduğunu, konut alanında kalan parsellerin bulunduğu bölgenin önemli bir kısmının imar durumunun konut alanı olması nedeniyle T2 fonksiyonuna çevrilemediğini, ev-pansiyon olarak tadilat projesi yapıldığını, bina … tasdiki aşamasına kadar gelindiğini ancak yapı kullanma izin belgesinin alınamadığını, davacının işlerle ilgili olarak davalıdan toplamda (avanslar dahil) 166.000 TL ve 50.000 USD tahsilat yaptığını, davalı şirket tarafından davacıya keşide edilen… Noterliği’nin, 22/06/2017 tarihli ve 8092 yevmiye sayılı ihtarname tarihinden sonra, parsellerle ilgili kalan işlerin bitirilmesi için dava dışı … … Ltd. Şti ile anlaşma yapıldığını ve işbu şirket tarafından yapılan işler karşılığında 24/07/2017 tarihinde 22.500.00 USD ödeme yapılmış olduğunu, söz konusu iki parselle ilgili yapılacak iş ve işlemler karşılığında davalı tarafından davacıya 500.000 USD ödeneceğinin kararlaştırılmış, protokol konusu işlerin davacı ve dava dışı … … Ltd. Şti. tarafından bitirilmiş ve işlerin bitirilmesinde dava dışı … … Ltd Şti’ye 22.500 USD ödeme yapılmış olması karşısında, 500.000 USD – 22.500 USD =477.500 USD’lik kısmın davacı tarafından bitirilen iş olarak değerlendirilebileceğini, sonuç olarak davalı tarafından icra takibine konu edilen 120.000 TL bedelli iki adet senedin davalının, davacıya yaptığı 120.000 TL’lik avans ödemesinin güvencesi/teminatı karşılığında düzenlenerek verildiğini, hukuki takdirin Mahkememize ait olduğunu tespit ve mütalaa etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, taşınmazlara otel ruhsatı verilip verilmediği, bu şekilde faaliyete geçip geçmedikleri hususunda …Belediye Başkanlığı’na yazılan müzekkere cevabı da değerlendirilmek suretiyle mimar bilirkişi eklenen bilirkişi heyetinden, davacı tarafından yapılan işlerin tespiti, hangi seviyede yapıldıkları hususunun denetime elverişli şekilde tespiti için ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti 06/02/2020 tarihli ek raporunda özetle; tarafların iş ilişkisinin …. Noterliği’nin18/07/2013 tarihli vekaletnamesi ile (veya daha önceki tarihte) başladığını, ayrıca davalının maliki olduğu 155 ada, 1 ve 20 sayılı parseller üzerindeki iki binanın, davacının ortağı olduğunu beyan ettiği şirkete otel olarak kullanılmak üzere kiralandığını, böylece taraflar arasında kiralayan, kiracı ilişkisinin mevcut olduğunu, taşınmazların T3 (imar planında bir ticaret bölgesini tanımlar) lejantından, çıkarılarak T2 lejantına (imar planında bir diğer ticaret bölgesini tanımlar) katılmasının söz konusu olmadığını, davalı vekilinin bilirkişi raporunu itiraz dilekçesinde, bu konuda davacının bilgi sahibi olduğunu ve bu hukuki imkansızlığı bildiği halde müvekkili şirkete bildirmediğini beyan ettiğini, Mimar … tarafından hazırlanan projelere bağlı olarak; 155 ada, 20 sayılı taşınmaz için 11/10/2010/9227 sayılı; 1 sayılı parsel için de 01/04/2011/13 sayılı Yapı Ruhsatı düzenlendiği gözetildiğinde, her iki taşınmaz açısından ve imar mevzuatı yönünden olabilecek/olmayabilecek uygulamaların neler olduğunun davacı tarafından bilinmediğinin hayatın olağan akışı ile örtüşmeyen bir olgu olarak görüldüğünü, protokolde “… A. …’in protokolde sıralanan işlerin takibini yapacağı ve tamamlayacağı….” nın kaydedildiğini, protokolde sıralanan işlerin çok büyük kısmının imar mevzuatı, dolayısı ile İnşaat Mühendisi, Mimar ve Şehir Plancısı mesleğine mensup kişiler tarafından gerçekleştirilmesi söz konusu olan işler olduğunu, nitekim, teknik yöndeki mesleki hizmetlerin gerçekleştirilmesi amacı ile taraflarca zorunlu olarak mimarlardan veya mühendislerden hizmet alındığını, davalı şirketin, 29/12/2014 tarihli protokolde yapılacak işlerin kapsamı dikkate alındığında; protokolün bir “Hizmet Sözleşmesi” olduğunu, protokol tarihinden çok önce Mimar … tarafından 1 ve 20 sayılı parseller için düzenlenen projeler, yapı ruhsatları ve bu işlemler ile ilintili imar uygulamaları kapsamında davalının, mülk sahibi sıfatı ile bilgi sahibi olmamasından söz edilmesinin mümkün görülmediğini, yanı sıra, davacının da, anılan binalarda konaklama hizmeti veren kiracı şirketin (… Ltd Şti, tasfiye sonrası … otelcilik Ltd Şti) ortağı olduğu gözetildiğinde, dava sırasında ileri sürdüğü, …-yapı ruhsatına yakırılıkların varlığını, 20 sayılı parseldeki binanın bodrum katında ve arka cephesinde, horasan harçlı ve yaprak tuğla örgülü tonoz, kemer biçimli pencere, beşik tonozlu çatı ve benzeri gibi eski eser niteliği taşıyan yapısal unsurların bulunması ve buna bağlı geniş ve karmaşık bürokratik işlemlerin yapılacağını, protokol öncesi yerel belediye tarafından iki binada yapılan inceleme sonrası tespit edilen … ve yapı ruhsatına olan aykırılıkların varlığı ile buna bağlı yapı tatil tutanaklarını ve belediye encümen kararlarını bilmemesinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle taraflarca protokoldeki tarihlerin bu hususlar gözetilerek belirlenmiş olduğunu, davacının, protokollerde sıralanan işleri, anılan tarihlerde tamamlayamadığını, davalının, 31/01/2016 tarihinden sonra da, davacıya ödemeler yaptığını ve protokolleri yürürlükte tuttuğunu, davacının, 12/06/2017 tarihinde, protokol tarihinden 896 gün sonra azledildiğini, 29/12/2014 tarihli protokolde sıralanan hizmetlerin/işlerin bedelinin “götürü” olarak kararlaştırıldığını, yasa hükmü gereği, ücretin götürü şekilde (sabit fiyatla) kararlaştırıldığı bir hizmette; yüklenicinin, yapılacak hizmetleri kararlaştırılan bedelle (500.000 USD) yapmak, işverenin de belirlenen götürü bedeli ödemek zorunda olduğunu, bu husus ise tarafların İş hayatındaki deneyimleri vc bilgi birikimleri içinde olduğunu, götürü bedel ile üstlenildiği görülen hizmetlerin birer, birer ayrılarak ve parça, parça, adeta sözleşmede her biri için “birim hizmet bedeli/ücreti” belirlenmiş gibi tek tek ücretlendirilemeyeceğini, davalı vekilinin sadece … bedelinin hesaplanması isteminin, götürü hizmet bedeli kavramı ile çelişki oluşturduğunu, bilirkişi heyetince bu yönde bir … hizmet bedeli hesaplamasına girilmediğini, götürü bedel ile yapımı kararlaştırılan hizmetler bütününde davacının, protokol tarihi ile azil tarihi arasındaki dönemi kapsayan işler/işlemler, hizmetler ile protokol ile yüklendiği işlerin bütünü oranlanarak, edimlerini hangi oranda ifa ettiğinin belirlenmesi ve ifa edilen hizmetler ile 500.000 USD götürü hizmet bedeline bağlı olarak da hak ettiği hizmet bedelinin hesaplanması gerektiğini, hizmet bedelinin içinde KDV’nin de yer aldığını, diğer taraftan, meslek odalarınca hesaplanacak … hizmet bedelinin kesin bir bedel olmadığını, hesaplanabilecek tutarın “asgari ölçüdeki mesleki hizmet bedeli” olduğunu, … müellifi meslek insanlarının mesleki birikimleri, yıllara dayanan deneyimleri ve … tasarımına yönelik yetenekleri ile ilintili olarak da asgari ücretin dışında ve çok daha yüksek parasal tutarda mesleki hizmet bedeli talep edebileceklerini, davacı tarafından gerçekleştirilen hizmet oranının takdiren %25 olarak belirlendiğini, buna göre davacının hizmet bedelinin 125.000 USD olduğunu, yapılan ödemelerin bir kısmının Türk Lirası, götürü hizmet bedelinin ise USD bazında belirlenmiş oluşu dikkate alındığında Türk Lirası ödemelerin, ödeme tarihlerindeki efektif döviz satış kuru üzerinden USD’ye çevrildiğini, bu bağlamda davalı şirket tarafından yapılan ödeme toplamının 116.260,85 USD, davacının hizmet bedelinin 125.000 USD olduğunu, bu tutarlar gözetildiğinde, tarafların birbirlerine borcunun bulunmadığını tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, bilirkişi heyetine otelcilik ve sözleşmeler konusunda uzman bilirkişiler eklenmek suretiyle asıl davada taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilmesi ile birleşen davada takip tarihi itibariyle davacının alacaklı olup olmadığı, varsa alacağının miktarının tespiti amacıyla heyetten ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti 04/02/2021 tarihli ek raporunda özetle; taraflar arasında imzalanan protokolde yer alan toplam 500.000 USD bedelin protokole konu … İlçesi, … Mahallesi, … … Sokak, 155 ada 1 ve 20 parsellerde bulunan ve imar planında konut alanında kalan taşınmazların otel olarak kullanılabilmesi için özellikle T2 fonksiyon değişikliği yapılması ve bu netice alınıncaya kadarki işlemlerin yapılması ve giderlerinin karşılanması için belirlenmiş bir bedel olduğunu, bu kapsamda sözleşmenin hem vekalet, hem eser sözleşmesine özgü unsurlar barındırdığını, tarihi yarımadada koruma amaçlı imar planında konut alanı yoğun olup ticari alanların daha az olduğunu, her ne kadar önceki raporlarda T2 fonksiyon değişikliğinin mümkün olmadığı belirtilmiş ise de, yasal prosedürler içerisinde her zaman için imar planı değişikliklerinin yapılabileceğini, taraflar arasında belirlenmiş bedelin, herhangi bir …, ruhsat, yapı kullanma belgesi alınması için değil, taşınmazların plan tadilatı, legant değişikliği, fonksiyonunun T2’ye çevrilmesi, planlara 1/5000 ve 1/1000 olarak işlenmesi, iskan alınması ve otel ruhsatlarının çıkarılmasının karşılığı olarak belirlendiğinin değerlendirildiğini, oysa önceki raporlarda da belirtildiği üzere imar planı, legant değişikliğinin yapılmadığını, taşınmazların bulunduğu alanın fonksiyonunun ticari alan olarak çevrilmediğini, bunun neticesi olarak da … onayı, ruhsat ve yapı kullanma belgesinin alınamadığını, davacının taahhüdünü yerine getiremediğini ancak bu durumun davacıdan kaynaklanmadığını, her iki taşınmazın bulunduğu alanda ticari alan olarak imar planı değişikliği yapılmamasından kaynaklandığını, buna göre protokol konusu işin davacı tarafından üstlenildiği şekilde ifa edilmesinin imkansız olduğunu, bu durumun da sözleşmenin geçersizliğine yol açacağını, tacir olan tarafların bu imkansızlığı bilmediklerinin düşünülemeyeceğini, sözleşmenin geçersizliğinin ileriye etkili olarak sonuç doğuracağını, bu şekilde tarafların sözleşme süresi boyunca ortaya çıkan sonuçlardan sorumlu olduklarını, her ne kadar protokolde ücret götürü olarak belirlenmiş ise de davacının taahhüt edilen sonucun gerçekleşmesi için yaptığı işlemlerin bedelini ve masraflarını talep edebileceğini, davalı tarafından davacıya toplam 116.253,65 USD ödendiğini, davacının talep edebileceği ücret konusunda takdirin mahkememize ait olduğunu ve davacının asıl davaya konu kambiyo senetleri nedeniyle borçlu olmadığını, ayrıca bilirkişi Fatma Yelda Uras heyetten ayrık olarak davalının, davacıya USD bazında ödediği116.253,65 USD dışında başka bir borcunun olmadığını mütalaa etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Fatih Belediye Başkanlığı’ndan dava konusu taşınmazlarla ilgili 29/12/2014 tarihi ve sonrasında imar durum değişikliği yapılıp yapılmadığı, iskan ve otel ruhsatı almasının mümkün olup olmadığı, bunun için imar değişikliği yapılmasının gerekip gerekmediği ve taşınmazların imar plan notlarına pansiyonculuk ve konaklama hizmetlerine uygun oldukları hususunun işlenip işlenmediği sorulmuş, gelen cevapta taşınmazlar için yapı kayıt belgesine istinaden … Hiz. Tur. Ve Tic. Ltd. Şti. adına 22/07/2020 tarihinde otel olarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlendiği bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; taraflar arasında, davacı tarafından, davalıya ait … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada … ve … parsel sayılı taşınmazların plan tadilatı, legand değişikliği, fonksiyonunun T2’ye çevrilmesi, 1/5000’lik ve 1/1000’lik planlara işlenmesi, iskanlarının alınması ve otel ruhsatlarının çıkarılması konulu 29/12/2014 tarihli protokolün imzalandığı, davacının söz konusu işlemleri 30/08/2015 tarihine kadar tamamlamayı taahhüt ettiği, söz konusu işler ve yapılacak masraflar için davalının 120.000 TL avans ve iş bitiminde 500.000 USD ödemeyi taahhüt ettiği, protokolde davalı tarafından avans olarak ödenecek 120.000 TL karşılığında davacının, davalıya 2 adet senet vereceği, taahhüt edilen işlerin tamamlanması halinde avansın iade edileceği, aksi halde davalı tarafından senetlerin tahsile konulacağının kabul edildiği; taraflar arasında imzalanan bila tarihli ek protokolde, davacı tarafından taahhüt edilen işlerin yerine getirilmediği, davalının, davacıya 120.000 TL avans ödemesi yaptığı, bu ödemelerin davalıya iadesinin gerektiği ancak davacı tarafından işlerin yapılması için ek süre talep edildiğinden davacıya 30/01/2016 tarihine kadar ek süre tanındığı, bu süre sonunda davacı tarafından işlerin tamamlanmaması halinde asıl protokolün 31/12/2015 tarihinde kendiliğinden sona ereceği, davacının senet bedellerini vadelerinde ödemekle yükümlü olduğu, davalının senetleri icra takibine konu etmekte serbest olduğunun imza altına alındığı, davalı tarafça davacıya gönderilen 22/06/2017 tarihli Noter ihtarnamesi ile protokol konusu işlerin yapılmadığı ve yapılan ödemeler nedeniyle davacının sebepsiz zenginleştiğinden bahisle ödenen tutarın 3 gün içerisinde iade edilmesi aksi halde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiği, davacı tarafından davalıya iddialarının kabul edilmediği hususunda 11/07/2017 tarihli cevabi ihtarnamenin gönderildiği, davalı tarafından 15/07/2013 tarihli vekaletname ile davacının, 16/08/2014 tarihli vekaletname ile dava dışı …, … ve …’ın vekil tayin edildikleri, davacı tarafından vekaleten… ve …’ın 29/12/2014 tarihli vekaletname ile davalı adına vekil tayin edildikleri, davalı tarafından davacıya öncelikle banka havalesi ile 120.000 TL avansın, akabinde 50.000 USD ve 46.000 TL’nin daha ödendiği, 120.000 TL avans ödemesinin teminatı olarak davacı tarafından asıl davaya konu 30/09/2015 vade tarihli ve 60.000 TL bedelli iki adet senedin davalıya verildiği, taraflarca verilen vekaletnameler ile protokol kapsamında, dava dışı mimarlar … ve … tarafından bir takım başvuru ve işlemlerin yapıldığı ancak protokol konusu olan taşınmazların plan tadilatı, legant değişikliği, fonksiyonunun T2’ye çevrilmesi, planlara 1/5000 ve 1/1000 olarak işlenmesi, iskan alınması ve otel ruhsatlarının çıkarılması işlerinin yapılmadığı, davacı tarafından alınan avansların iade edilmediği, davalı tarafça bu nedenle senetlerin takibe konulduğu hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık olmadığı, taraflar arasında düzenlenen asıl ve ek protokol kapsamında davacının işi 30/01/2016 tarihine kadar tamamlamaması halinde aldığı avansı iade etmeyi, aksi halde davalı tarafından senetlerin takibe konu edileceğini kabul ettiği ve davacının üstlendiği işi 30/01/2016 tarihi itibariyle yapamadığı, avans iadesini de gerçekleştirmediği, bu nedenle senetler nedeniyle borçlu olduğu, taraflar arasındaki ilişkinin vekalet ilişkisi olduğu, vekalet sözleşmesinde vekilin borçlarının TBK’nın 506, 507 ve 508. maddelerinde; vekalet verenin borçlarının ise 510. maddesinde ” vekalet veren, vekaletin gereği gibi ifası için vekilin yaptığı giderleri ve verdiği avansları faiziyle birlikte ödemek ve yüklendiği borçlardan onu kurtarmakla yükümlüdür. Vekil, vekaletin ifası sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini vekalet verenden isteyebilir. Ancak vekalet veren, kusuru bulunmadığını ispat ederek bu sorumluluktan kurtulabilir.” şeklinde düzenlendiği, buna göre vekilin verdiği avanslar ile yaptığı masrafları, ayrıca bir ücret belirlenmesi ve vekalet görevinin gereği gibi tamamlanması halinde, bu ücreti de vekalet verenden talep edebileceği, her ne kadar bilirkişi raporunda davacı vekilin üstlendiği işlerin yerine getirilmesinin imar planı değişikliği gerektirmesi sebebiyle imkansız olduğundan bahsedilmiş ise de, Fatih Belediye Başkanlığı tarafından gönderilen yazı cevabına göre taşınmazlar için davadan sonra dava dışı bir şirket adına otel ruhsatının düzenlendiği, dolayısıyla davacı tarafından yapılacak iş için hukuki ve fiili bir imkansızlığın bulunmadığı, davacı vekilin, vekaleti kapsamında üstlendiği işi yerine getirmediği, bu nedenle protokolde belirlenen 500.000 USD’yi talep edemeyeceği, her ne kadar davacı, dava dışı mimarlara ödeme yaptığını beyan etmiş ise de bu hususta defterlerinde bir kayıt olmadığı gibi bir ödeme belgesi de sunmadığı, yine masraf yaptığına dair bir beyan ve delil de sunmadığı, bu nedenle davalıdan herhangi bir talepte bulunamayacağı anlaşılmakla asıl ve birleşen davaların reddine, asıl davada takip durdurulmadığından davalının şartları oluşmayan tazminat talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın Reddine,
2-Asıl davada davalının şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine,
3-Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davanın reddine,
4-Asıl davada karar ve ilam harcı 59,30 TL’nin peşin alınan 2.427,45 TL harçtan mahsubu ile kalan 2.368,15 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Asıl davada davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Asıl davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 15.350,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında karar ve ilam harcı 59,30 TL’nin peşin alınan 32.795,31 TL harçtan mahsubu ile kalan 32.736,01 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
8-Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
9-Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 116.025 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabuluculuk ücreti olarak Hazine tarafından karşılanan 1.320 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
11-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/07/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır