Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/617 Esas
KARAR NO : 2023/350
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan), Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/07/2018
KARAR TARİHİ : 04/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan), Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar Vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün (Kapatılan-Şişli …İcra Müdürlüğü)… Esas sayılı dosyası ile haksız yere başlatılan Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yolu İle Takip’ten dolayı; müvekkilinin kefil olarak imzası olmaması ve açıkça görüldüğü üzere imzanın müvekkilinin kardeşi diğer borçlu …’e ait olduğundan bahisle davalıya karşı takibe konu herhangi bir borcunun olmadığının tespiti ile neticede takibin müvekkili yönünden iptaline, müvekkili adına kayıtlı iken dava konusu takip aşamasında hacizli olarak müvekkili …’ya satış yolu ile devredilen ve akabinde İstanbul …İcra Dairesinin…Esas sayılı dosyası üzerinden cebri İcra yoluyla satılarak paraya çevrilen gayrimenkulün satışından elde edilen 40.000,00-TL’nin faizi ile birlikte istirdatı ile öncelikle gayrimenkulün satışı sırasında malik bulunan davacılardan …’ya iadesine, mümkün olmaması durumunda davacı …’e iadesine ve davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Vekili cevap dilekçesinde özetle; Takip tarihinden 12 yıl sonra kötü niyetle ikame edilen huzurdaki davaya konu çek aslı bulunamadığından inceleme fotokopi üzerinden yapıldığını, yapılan incelemede çek üzerindeki imzanın … eli ürünü olmadığı kanaatine varılmışsa da yapılan inceleme yetersiz olduğundan tespitin kabulü mümkün olmadığını, takip dosyasında …’nın borçlu sıfatı bulunmadığını, borçlu olmayan bir kişinin menfi tespit ya da istirdat davası açması mümkün olmadığını, … ise borcu ödeyen kişi olmadığından istirdat davası açma hakkı bulunmadığını, taşınmaza haciz işlemi başladıktan sonra taşınmazı 3. Kişiye devrettiğini, davacı İhsanın borçlu Kemal’den taşınmaz hissesini devraldığında 01.02.2013 tarihinde hisse üzerinde 9 adet haciz bulunduğunu, davacı taşınmazı devraldığı tarihte zaten üzerinde hacizler olduğunu bildiğini, davacı İhsanın ihale bedelinin kendisine ödenmesini talep edemeyeceğini, üzerinde 9 adet takyidat bulunan bir taşınmaz hissesini bilerek muvazaalı olarak aldığını, davacının davasını ihale bedeli olan 80.000.-TL’nin yarısı üzerinden ikame ettiğini, oysa bahse konu ihale üzerinden satış masrafları, taşınmazın emlak borcu, harçların düştüğünü, müvekkiline 64.080.-TL reddiyat yapıldığını, bu nedenle davacı İhsanın, taşınmaz hissesine düşen tutar en fazla 32.040.TL olabileceğini, davacının bugüne kadar imza itirazında bulunmayıp 12 yıl boyunca beklemesinin sebebinin, kardeşi hakkında sahtecilik sebebiyle suç duyurusunda bulunmalarının önüne geçmek olduğunu, ceza zamanaşımı dolduktan sonra dava açıldığını, izah olunan nedenlerle, davanın usulden reddi gerektirecek sebeplerin mevcut olduğundan ve davanın esasına ilişkin alınan bilimsel olarak da güvenilirliği bulunmayan imza incelemesi raporunun huzurdaki davaya katkısı olmayacağını, davacı …’in ödemiş olduğu herhangi bir borç bulunmadığı dolayısıyla kanunun istirdat davası için aradığı şartlar gerçekleşmediği ortada olduğundan, dava dilekçesine borçlu olmadığını dahi iddia etmeyen …’nın da takibe konu borcu bildiğini, kabul ve ikrar ettiği resmi senet ile sabit olduğundan ödeme emrinin tebliğinden itibaren 12 yıl sona açılmış olan bu mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, TAHKİKAT VE GEREKÇE:
Dava; davacı … aleyhine başlatılan takipte borçlu olunmadığının tespiti ve hacizler nedeniyle satılan taşınmaz bedelinin davacılara iadesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraf delilleri ve icra dosyaları ile davacı …’in imzaya esas belge örnekleri alınarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Kurulundan alınan raporda özetle;” İnceleme konusu senet fotokopisindeki borçlu imzaları ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir bakımından uygunluk ve benzerlikler saptanmadığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla kuvvetle muhtemel …’in eli ürünü olmadığı hususlarını bildirir KANAAT RAPORUDUR.” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Bilirkişiler… ve … tarafından hazırlanan 13/12/2022 tarihli raporda özetle; “1. Tarafların her ikisinin de iddiaya konu senedi defter ve belgelerine işlemedikleri, ibraz edecek belge bulunmadığını beyan etmeleri üzerine yasal defterler üzerinde inceleme yapılamadığı,
2. Taraflar arasında bir ilişki bulunduğuna yönelik tek belgenin takibe konu senet olduğu, mezkur senede göre …’in senede konu borca kefil olarak göründüğü,
3. Senette yer alan imzanın …’e ait olmadığının kabulü halinde -takdir tamamen Sayın Mahkemeye ait olmak üzere- davacı … Çevil kefaletinin muteber olmadığı, davaya konu senet ile senede konu borca kefaletinin muteber olmadığı ” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Davacı vekilince, davacı … aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün (Kapatılan-Şişli …İcra Müdürlüğü) … sayılı dosyası ile başlatılan takibe dayanak senette kefil imzası bulunmadığından bahisle borçlu olunmadığının tespiti istemi ile 02.07.2018 tarihinde eldeki davanın ikame edildiği, dava dilekçesinde açıkça imzanın davacının kardeşi olan …’e ait olduğunun belirtildiği, davacı aleyhine başlatılan takip dosyasının incelenmesinde esasının 2006 yılına ait olduğu ve diğer davacı …’ın takipte borçlu görünmediği, davacı … tarafından 2013 yılında hacizli bir şekilde devralınan taşınmazın cebri icra yoluyla 03.07.2017 tarihinde davalıya devredildiği, bu durumda esasen borcun davacı … tarafından ödenmediği, takibin durdurulması talepli açılan davanın da yine 2006 esaslı olduğu ve davacı tarafça takip edilmemesi nedeniyle 06.04.2007 yılında açılmamış sayılmasına karar verildiği, takibe konu senet aslı, dava-takip tarihi arasındaki süre de nazara alındığında bulunamadığından imza incelemesinin senet fotokopisi üzerinden yapılarak imzanın davacı …’e ait olmadığı yönünde rapor tanzim edildiği, TMK 2 de ”Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.
”hükmünün yer aldığı, tüm bu veriler ışığında somut olaya bakıldığında davacı tarafça dava dilekçesinde ikrar edildiği üzere takibe konu senedin dava dışı …’e ait olduğunun davacı tarafça bilindiği, yine takibin 2006 yılı esaslı olmasına rağmen 12 yıl sonra eldeki dava ikame edilerek senet aslı üzerinde inceleme yapılması ve delillere erişilmesi imkanının ortadan kalkmasına sebebiyet verildiği, davacı …’ın taşınmazı hacizli olarak devraldığı ve cebri icra yoluyla 2017 yılında satışının gerçekleştiği, tüm bu süreçler devam ederken dava açmayan davacının satıştan sonra dahi dava açmak için 1 yıl beklediği, bu hususun da davalının, dava dışı …’in muhtemel ceza yargılaması için geçecek zamanaşımı süresinin dolmasının beklendiği yönündeki beyanlarını doğrular nitelikte olduğu, senelerce yapılan işlemlerin tamamı bilgisi dahilinde olan davacının senet aslının da kaybından ve takipten 12 yıl sonra dava açmasının kabul edilebilir bir açıklamasını da sunmadığı ve davacının TMK 2 uyarınca hukuk düzenince korunmayacağı, yine davacı …’ın takip borçlusu olmadığı ve davacı …’in de takip dosyasına ödeme yapmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın TMK 2 uyarınca REDDİNE,
2- Davacı tarafça peşin yatırılan 683,10 TL harçtan, alınması gereken 179,90 TL karar-ilam harcının mahsubu ile bakiye 503,20 TL harcın talep halinde davacıya İADESİNE,
3- Dava ret ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına
4- Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yerolmadığına,
5- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/07/2023
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır