Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/610 E. 2019/302 K. 09.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/610 Esas
KARAR NO : 2019/302
DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/06/2018
KARAR TARİHİ : 09/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 20.12.2010 tarihinde 5 yıl süreli olarak … Bayilik sözleşmesinin imzalandığını, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında her husus sözleşmeye uygun olarak devam etmekte iken …. Noterliğinin 12.09.2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile “Görülen lüzum üzerine” denilerek herhangi bir açıklama yapılmadan sözleşmenin feshedildiğini bildirildiğini, söz konusu fesih bildirimi müvekkili şirkete 17.09.2013 tarihinde tebliğ edildiğini, sözleşmenin tebliğden itibaren 30 gün geçerli olacağını ifade edildiğini, söz konusu fesih bildiriminde feshe ilişkin herhangi bir sebep gösterilmemiş olup ayrıca davalı şirketçe 01.10.2013 tarihinde ekranların kapatılması suretiyle davacı şirketin faaliyetine son verilmesi nedeniyle 30 günlük fesih bildirim süresinin de beklenildiğini, ilgili fesih bildiriminden önce de davalı şirketçe müvekkili şirkete herhangi bir konuda uyarı, bildirim veya ihbarnamede gönderilmiş olmayıp doğrudan sözleşmenin feshi yoluna gidildiğini, davalı şirketin sözleşmenin feshine ilişkin tüm iddialarının doğru olduğu kabul edilse dahi fesih sürelerine uyulmaması gerek taraflar arasındaki sözleşme gerekse borçlar kanunu anlamında feshi haksız kıldığını, bu sebepten dolayı feshin haksız fesih olduğunu, dosya ile bağlantılı …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada ve alınan tüm bilirkişi raporlarında söz konusu sözleşmenin haksız fehedildiğini, bu suretle müvekkili lehine TTK 121. madde, 122. madde ve 123. madde hükümlerine göre tazminat tespit edildiğini ancak TTK 123. madde hükmüne göre taleple bağlılık ilkesi gereği dava dilekçesinde herhangi bir talep olmadığını ifade edilerek bu aşamada tazminat belirlenmiş olup ancak talep olmadığı gerekçesi ile toplam alacak miktarına dahil edilmediğini, taraflar daha sonra dosya ile bağlantılı …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında bilirkişi raporları doğrultusunda anlaşmış müvekkili yan tazminatını alarak ilgili davadan feragat edildiğini, davaları ile irtibatlı …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında müvekkili yan davaya cevap dilekçesinin 3. sayfasında söz konusu feshin taraflarınca alınan ticari bir karar ile uygulanan bölgesel yapılanma projesi kapsamında fesih edildiğini, davalı şirketin beyanları doğrultusunda ve fesih ihbarından da görüleceği üzere fesih tarihi itibariyle müvekkili şirket açısından ve müvekkili şirket kusurundan kaynaklanan bir sebeple sözleşmenin feshedilmediğinin açıkça görüldüğünü, davalı tarafından yapılan yanlış bir anlaşma olacak ki sözleşme feshedildikten ve müvekkili şirketin faaliyetine son verildikten sonra feshe dayanak bulma ve müvekkili şirkete kusur atfedebilme açısından …. Noterliğinin 31.12.2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile müvekkili şirketin 01.10.2013 tarihine kadar müvekkili şirketin sorumlu olduğu alt bayileri mağdur ettiğini, sözleşme hükümlerine aykırı davrandığını ve alt bayilerin primlerini ödemediğinin bildirildiğini, davalı tarafın bu beyanının tamamen müvekkili şirkete kusur atfedebilme amaçlı olduğunu, sözleşmenin 01.10.2013 tarihinde feshedilmesinden 3 ay sonra 31.12.2013 tarihinde feshedilmiş olan sözleşmenin fesih sebebini taraflarınca alınan ticari bir karar ile uygulanan bölgesel yapılanma projesi kapsamında fesih edildiği beyanını alt bayileri mağdur ettikleri ve hedef gerçekleştirme oranlarını yakalayamadıkları gerekçesine dayandırmaya çalışmak olduğunu, müvekkili şirket ile ilgili dava dosyasına sunulan 120 adet alt bayiye ilişkin cari hesap mutabakat formlarında da görüldüğü üzere müvekkili şirketin alt bayilere herhangi bir borcu bulunmadığını, sözleşmenin feshine ilişkin sebeplerin fesih tarihinden önce oluşmuş olması gerektiğini, sözleşmenin feshi tarihinden sonraki dönemlere ilişkin alt bayi borçları olduğu kabul edilmiş olsa dahi feshe gerekçe teşkil etmeyeceğini, davalı tarafın dosya ile bağlantılı …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında müvekkili şirket ile aralarında ki sözleşmenin haklı olarak feshedildiği yönünde mahkemede kanı oluşturmak amacıyla ve müvekkili şirketin başarısız ve çok küçük ölçekli bir şirket olduğu yönünde yanıltıcı beyanlarda bulunduğunu, mahkeme dosyasına sunulan ödüllere ilişkin fotoğraflardan da açıkça görüleceği üzere müvekkili şirketin 2012 yılı Türkiye kapsamında toplam hedef gerçekleştirme şampiyonu ödülünü ve kendi bölgesinde gönderilmemiş ve eksik evrakı en az olan … Dağıtım Merkezi ödülünü davalı şirket yetkilileri tarafından alındığını, söz konusu bu ödüllere ilişkin belgelerde ilgili mahkeme dosyasına ibraz edildiğini, söz konusu ödüllerden de görüleceği üzere müvekkili şirkete davalı tarafından bildirilen hedeflere ve talimatlara uyduğunu, müvekkili şirketin taraflar arasında ki sözleşme hükümlerine ve talimatlara uygun davranması nedeniyle müvekkili şirkete sözleşmenin feshi hususunda herhangi bir kusur atfedilemeyeceğini ve sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedildiğini, ayrıca davalı tarafça gösterilmiş olan hedeflerin gerçekleştirilmemiş olması sözleşmenin feshine hiçbir şekilde dayanak teşkil etmeyeceğini, hedef gerçekleştirme oranlarının bayi ve alt bayilerin davalı tarafından kazanacakları primlere dayanak teşkil ettiğini, yani ilgili bayiler söz konusu bu primlere göre davalı şirketten prim tahsil ettiğini, bayi ve alt bayiler bu hedefleri ne kadar fazla gerçekleştirirlerse o kadar fazla prim elde edebildiğini, davalı tarafından tek taraflı olarak belirlenen hedefler gerekçe gösterilerek sözleşmenin feshedilmesinin mümkün olmadığını, aksi halde hedeflerini gerçekleştiren bayi ve alt bayilere de ekstra getiriler veya lehine olanaklar sağlanması gerektiğini, bu durumda örneğin davacı şirket 2012 yılı Türkiye Hedef gerçekleştirme şampiyonu ödülü alması dolayısıyla ekstra olanaklar ve kazanımlar sağlaması gerektiğini,
Davalı tarafça sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonrası için sözleşmenin 20. maddesi hükmüne göre rekabet yasağı anlaşması yapılması nedeniyle müvekkili şirket aynı faaliyet kolunda faaliyette bulunamadığını, bu nedenden dolayı TTK. 123 madde hükmü uyarınca davalı tarafın rekabet sınırlaması dolayısıyla acenteye uygun bir tazminat ödemesinin şart olduğu da kanun hükmü ile belirlendiğini, 123. madde (1) Acentenin, işletmesine ilişkin faaliyetlerini, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonrasr için sınırlandıran anlaşmanın yazılı şekilde yapılması ve anlaşma hükümlerini içeren ve müvekkil tarafından imzalanmış bulunan bir belgenin acenteye verilmesi gerekir. Anlaşma en çok, ilişkinin bitiminden İtibaren iki yıllık süre için yapılabilir ve yalnızca acenteye bırakılmış olan bölgeye veya müşteri çevresine ve kurulmasına aracılık ettiği sözleşmelerin taalluk ettiği konulara ilişkin olabilir. Müvekkilin, rekabet sınırlaması dolayısıyla, acenteye uygun bir tazminat ödemesi şarttır. (2)Müvekkil, sözleşme ilişkisinin sona ermesine kadar, rekabet sınırlamasının uygulanmasından yazılı olarak vazgeçebilir. bu hâlde müvekkil, vazgeçme beyanından itibaren altı ayın geçmesiyle tazminat ödeme borcundan kurtulur.(3)Taraflardan biri, diğer tarafın kusurlu davranışı nedeniyle haklı sebeplerle sözleşme ilişkisini feshederse, fesihten itibaren bir ay içinde rekabet sözleşmesiyle bağlı olmadığını diğer tarafa yazılı olarak bildirebilir.(4)Bu maddeye aykırı şartlar, acentenin aleyhine olduğu ölçüde geçersizdir.
Taraflar arasında ki sözleşmenin REKABET YASAĞI başlıklı 23. maddesinde;
23/1)… şirketinin yazılı onayı olmadıkça, … Bayisi, Sözleşme’yi imzalamakla sözleşme konusu faaliyeti yapmak zorundadır.
23/2)… Bayisi ve ortakları ve ortaklarının ikinci derecede dahil olmak üzere akrabaları veya … Bayisi’nin veya ortaklarının veya ortaklarının ikinci derecede dahil olmak üzere akrabalarının ortak oldukları bağlı işletmeler Ulaştırma Bakanlığı ile Lisans Sözleşmesi yapamayacağı gibi, Bakanlık’tan Lisans ve Ruhsat alan kişi veya kuruluşlara (menkul kıymetler borsasına kote edilmiş hisse senetlerinin iktisabı hali hariç olmak üzere) ve rakip operatörlerin hatlarını satan işletmelere ortak olamaz, iştirak edemez, onların yönetiminde yer alamaz, onlara danışmanlık hizmeti veremez.
23/3)…’dan yazılı onayı olmadıkça, … Bayisi ve ortakları ve ortaklarının ikinci derecede dahil olmak üzere akrabaları veya … Bayisi’nin veya ortaklarının veya ortaklarının ikinci derecede dahil olmak üzere akrabalarının ortak oldukları bağlı işletmeler bu sözleşme süresince, sözleşme konusunda diğer Telekomünikasyon İşletmecileriyle Türkiye genelinde veya Türkiye’de belirli bir bölgede münhasır yetkili olarak veya münhasır yetkili olmaksızın distribütörlük veya … bayilik sözleşmesi,bayilik sözleşmesi veya diğer distribütörlerle Türkiye’de belirli bir bölgede münhasır olarak veya münhasır yetkili olmaksızın … bayilik sözleşmesi, bayilik sözleşmesi akdedemez, söz konusu diğer işletmecilere ait ürün ve hizmetler ve iş ve işlemlerle ilgili olarak Türkiye genelinde veya Türkiye’de belirli bir bölgede münhasır yetkili olarak veya münhasır yetkili olmaksızın distribütör veya bayi olarak uğraşamaz.
23/4)Kendisine verilen hakların tüm know-how ve ayırt edici özelliklerini korumak amacıyla, bayi bu sözleşmenin sona ermesinden itibaren 1 yıl süreyle yukarıdaki 23.3 maddesine tabi olmaya devam edecektir.
23/5)… Bayisi, …’dan yazılı onay almak ve yürürlükteki kanun ve mevzuatlardaki yükümlülükleri yerine getirmek şartı ile …’nın hisse sahibi olduğu veya …’ nın hissesine sahip olan kuruluşlar ile işbirliği yapabilecektir.
Hükümlerine amir olduğunu, söz konusu sözleşme maddesinden de görüleceği üzere müvekkili şirketin sözleşmenin sona ermesinden itibaren 1 yıl süre ile Türkiye genelinde ki diğer Telekomünikasyon işletmecileri ile münhasır yetkili veya münhasır yetkili olmaksızın distribütörlük, … bayilik, bayilik veya diğer distribütörlerle münhasır yetkili veya münhasır yetkili olmaksızın bayilik sözleşmesi akdedemeyeceği kararlaştırılmış ve bu surette rekabet yasağı anlaşması yaptığını, müvekkili şirket ortakları ve ikinci derece dahil akrabaların diğer Telekomünikasyon şirketleri ve Distribütör şirketlerle hiçbir surette ifade edilen distribütörlük ve bayilik sözleşmesi imzalamadığını ve faaliyette bulunmadığını, ayrıca bu husus davalı tarafından bildirilecek Telekomünikasyon şirketleri ile Distribütör şirketlerden de sorulabileceğini, müvekkili şirket ortakları ve 2. derece dahil hısımları taraflar arasında ki sözleşme hükmüne riayet ederek aynı faaliyet kolunda faaliyette bulunmadığını, Bu nedenle taraflar arasında ki Rekabet yasağı anlaşması dolayısıyla bilirkişiler marifetiyle hesaplanacak tazminatların ödenmesi gerektiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 62.000,00 TL bedelli söz konusu davada müvekkili şirketin rekabet yasağı anlaşması nedeniyle ödenmesi gereken tazminatların sözleşmenin feshedildiği 17.09.2013 tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında imzalanan 22.11.2017 tarihli sulh ve ibra protokolü kapsamında davacı şirketin huzurdaki davayı ikame etme hakkı ve yetkisi bulunmadığından huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, davacı şirket ile müvekkili şirket arasındaki uyuşmazlık tarafların bir araya gelerek imza altına aldıkları 22.11.2017 tarihli sulh ve ibra protokolü ile sona erdiğini, protokolün 4.1 nolu maddesinde;“ … …, Av. …’nin sulh ve ibra protokolü imzalamaya ve işbu protokolde belirtilen meblağı tahsil etmeye yetkili olduğunu, Av. …’nin ahzu kabza yetkisi olduğunu, kabul, beyan ve taahhüt etmiştir. …, burada belirtilen 2.300.000,00-TL tutarındaki meblağın; …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. ve … E. sayılı dosyalarına konu ettiği tüm taleplerini ve bu taleplere ilişkin faizi, vekalet ücretini ve yargılama giderlerini kapsadığını gayrikabili rücu kabul, beyan ve taahhüt eder. Ayrıca … burada belirtilen meblağ dışında … nezdinde hiçbir hak ve alacağının kalmadığını; her ne nam adı altında olursa olsun herhangi bir alacak, vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinde bulunmayacağını, …’yı ibra ettiğini, gayrikabili rücu kabul, beyan ve taahhüt eder.” şeklindeki ifadelerle, davacı şirketin …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve … Esas sayılı dosyalarındaki haklarından feragat ettiğini, ayrıca müvekkili şirket nezdinde hiçbir hak ve alacağının kalmadığını kabul ederek, müvekkili şirkete ibra ettiğini, davacı şirket, her ne kadar daha önce ikame ettiği …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında talep etmediği bir alacak kalemini işbu dava ile talep ettiğini iddia etmekte olup ve diğer davalar yönünden gerçekleştirdiği feragat işleminin huzurdaki davayı etkilemeyeceğini ima etmekte ise de bu husus tamamıyla basiretli bir tacir gibi hareket etme yükümlülüğüne aykırılık teşkil etmekle birlikte açıkça kötüniyetli bir yaklaşım teşkil ettiğini, davacı şirket, yargılama esnasında alınan bilirkişi raporunda, rekabet etmeme sebebiyle tazminat hesabının yapıldığından bahsetmekte, ancak taleple bağlılık ilkesi gereği ilgili tutarın tazminat hesaplamasına dahil edilmediğini, davacı şirketin, bayilik sözleşmesinin tarafı olarak – sözleşmenin feshedildiği tarih itibariyle – rekabet etmeme yükümlülüğü sebebiyle ödenmesi gerektiğini iddia ettiği tazminat talebi hakkı olduğunu bilmesi ve buna ilişkin bir kayıt koyması beklenirken, bu yönde herhangi bir kayıt koymayarak devam eden süreçte huzurdaki davayı açması kötüniyetli bir yaklaşım olduğunu, sözleşmenin feshi tarihinde (17.10.2013) doğduğu iddia edilen bu hak, dört yıl sonra imza altına alınan 22.11.2017 tarihli Sulh ve İbra Protokol’ünde herhangi bir şekilde belirtilmemiş olup, imzalanan protokole herhangi bir ihtirazi kayıt konulmadığını, müvekkili şirkete açık ve net bir şekilde her türlü hak ve alacaktan ibra edildiğini, bu kapsamda, davacı şirketçe yapılan feragat ve ibra işlemleri nedeniyle davacı şirketin huzurdaki davayı açma hususunda herhangi bir hak ve yetkisi bulunmadığından huzurdaki davanın ibra sebebiyle reddinin gerektiğini, davacı şirket “sona erdirdiği uyuşmazlıklara” yönelik beyan ve iddialarda bulunduğundan, işbu iddialarının mahkemece dikkate alınmamasının gerektiğini, şartlarını taşımayan belirsiz alacak davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı şirketin dava dilekçesinde, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporları ile rekabet etmeme yükümlülüğü sebebiyle talep edebilecekleri tazminat miktarının hesaplandığını belirtmiş olup ancak huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edildiğini, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesi mümkün olmadığından davanın reddi gerektiğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 107. maddesinde; “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” şeklinde düzenlenmiş olup, davacı şirketin davaya konu bayilik sözleşmesine konu iş için ne kadar masraf yapmış olduğunu tam ve kesin olarak belirleyebileceğini, buna ilişkin tüm bilgi ve belgelerin kendi uhdesinde olduğunu, aksi durumun “basiretli tacir” kurumuna halel getireceğini, ayrıca … Grup Şirketleri aleyhine karşı ikame edilen bir davada, … Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından, 13.02.2017 tarihli … E. … K. sayılı kararında, dava konusu masrafların belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı ifade edildiğini,”Davacı açmış olduğu davada davasını kısmi dava mı belirsiz alacak davası mı olduğuna ilişkin herhangi bir beyanda bulunmamış, mahkememizce 28.11.2016 tarihli celsede HMK m. 119/2 uyarınca bir haftalık kesin süre verilerek, davanın kısmi dava mı belirsiz alacak davası mı olduğuna ilişkin beyanda bulunması için süre verilmiş, davacı vekili mahkememize vermiş olduğu beyan dilekçesinde davasının belirsiz alacak davası olarak açtıklarını beyan etmiştir. Dava dilekçesinde davacının belirtmiş olduğu maddi vakıalar değerlendirildiğinde davacının davalıdan ödenmeyen prim alacaklarını, haksız fesih sebebiyle uğradığı zararı talep etmiş olup, davacının alacaklarını ve zararını belirletebilecek durumda olduğu HMK nun 107. Maddesinde belirtilen belirsiz alacak davası açma koşulları oluşmadığı anlaşılmakla davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.” şeklindeki kararlardan ve hükümlerden de anlaşılacağı üzere, dava konusu miktarların belirsiz alacak davası olarak açılamayacağının açık olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini, davacı şirketin … Bayiliği sözleşmede belirtilen sürelere uyulmak suretiyle feshedildiğini, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında imzalanan 20.12.2010 tarihli … Bayilik sözleşmesi, müvekkili şirketin satış departmanı tarafından alınan ticari karar neticesinde uygulanan bölgesel yapılanma projesi kapsamında …. Noterliği’nin 12.09.2013 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile taraflar arasında akdedilen … Bayilik Sözleşmesinin 37.3 nolu maddesi kapsamında 30 gün önce bayiye bildirimde bulunmak ve ilgili fesih ihtarnamesinin karşı tarafa (bayiye) tebliğinden sonra 30. günün sonunda geçerli olacak şekilde feshedildiğini, ilgili ihtarnamenin 17.09.2013 tarihinde davacı şirket yetkili çalışanına tebliğ edildiğini ve taraflar arasında akdedilen sözleşmesi 17.10.2013 tarihi itibariyle sona erdiğini, davacı şirketin müvekkili şirket tarafından fesih konusunda hata yapıldığını, bu sebeple 17.09.2013 tarihli fesih ihtarnamesinden sonra gönderilen …. Noterliği’nin 31.12.2013 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacı şirkete kusur atfedilmeye çalışıldığını iddia ettiğini, davacı şirket her ne kadar dava dilekçesinde alt bayi primlerinin ödendiğini belirtmekte ise de bu hususun gerçeği yansıtmadığını, saha satış yöneticileri, davacı şirketin alt bayilere ve satış noktalarına ödemesi gereken Ağustos ve Eylül 2013 dönemine ilişkin prim hakkediş ödemelerini yapmadığını, alt bayilerin ekonomik açıdan mağdur olduğunu, bu mağduriyetin ise sahada huzursuzluk yarattığını müvekkili şirkete iletmiş olup alt bayilerce müvekkili şirkete gönderilen ve … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında da mübrez olan şikayet dilekçeleri incelendiğini ve bu sebeplerle müvekkili şirketçe …. Noterliği’nin 31.12.2013 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edildiğini, bu durumun davacı şirketin, sözleşme yükümlülüklerinin devam ettiği zaman zarfında yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmediğini, davacı şirketin bayilik sözleşmesinin feshedilme sebebi hedef gerçekleştirmeleri olmadığından davacı şirketin hedef şampiyonu olması yönündeki beyanları huzurdaki dava açısından herhangi bir sonuç doğurmadığını, davacı yanın … Bayilik Sözleşmesi müvekkili şirket tarafından alınan karar ve taraflar arasında akdedilen sözleşmenin ilgili maddesi uyarınca belirlenen sürelere uyulmak suretiyle feshedildiğini, davacı şirketin, bila tarih dava dilekçesinde 2012 yılında hedef şampiyonu olduğunu, hedeflerin müvekkili şirket tarafından tek taraflı olarak belirlendiğini bu sebeple de müvekkili şirket tarafından yapılan feshin haksız olduğunu iddia ettiğini, öncelikle davacı şirketin çelişkilerle dolu beyanlarının tarafınca anlaşılamadığını ve kabul edilemeyeceğini, müvekkili şirket tarafından tek taraflı olarak belirlenen hedeflerin ne denli zor olduğunu ve haksız feshe sebebiyet verdiği belirtilmişken öte yandan 2012 yılında hedefleri gerçekleştirip şampiyon olduğunu belirten bir bayinin neyi amaçladığının anlaşılamadığını, taraflar arasındaki … Bayilik sözleşmesinde öngörülen rekabet yasağı süresi sona ermiş olup, davacı şirketin aynı faaliyet kolunda faaliyette bulunamadığı iddiası gerçeği yansıtmadığını, ayrıca davacı şirketin bu tazminata hak kazanabilmesi için iyiniyetle hareket etmesi gerektiğini, 20.12.2010 tarihli … Bayilik Sözleşmesinde rekabet yasağı süresi, sözleşmenin sona ermesinden itibaren 1 yıl olarak belirlendiğini, müvekkili şirket tarafından keşide edilen ve taraflar arasındaki … Bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini bildiren …. Noterliği’nin 12.09.2013 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi ise, ekindeki tebliğ şerhinden de okunacağı üzere 17.09.2013 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiğini ve taraflar arasında akdedilen sözleşmesi 17.10.2013 tarihi itibariyle sona ermiş olup, davacının müvekkili şirketin faaliyet kolunda iş yapamadığı iddiaları gerçeği yansıtmadığını, davacı şirketin haksız rekabet süresi ile bağlı olduğu dönemde, gerçekten de müvekkili şirketin işkolunda faaliyette bulunup-bulunmadığının tespiti için ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasını talep ettiğini, ayrıca müvekkili ile davacı arasında geçerli bir rekabet yasağı anlaşması bulunmadığını, Türk Ticaret Kanunu’nun 123. maddesi gereğince rekabet yasağı anlaşmasının geçerli olabilmesi için uygun bir tazminatın ödenmesi gerektiğini, ancak davacı bu bir yıllık süre zarfında ne aynı sektörde çalışacağı için bir tazminat talebinde bulunmuş ne de bu hususta bildirim yaptığını, taraflar arasında imzalanan 22.11.2017 tarihli Sulh ve İbra Protokolü uyarınca davacı şirketin huzurdaki davayı ikame edebilme hak ve yetkisi olmadığından davanın reddini, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin rekabet yasağı maddesi gereğince TTK’nun 123/1. maddesi uyarınca davalı tarafça ödenmeyen tazminatın sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren işleyecek faiziyle birlikte davacıya verilmesi istemine ilişkindir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … ve … esas sayılı dosyaları celp edilmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının dava dilekçesinde TTK’nun 123/1. maddesine dayalı tazminat talebi bulunduğu, yargılama sırasında davacı vekilinin 07.12.2017 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiklerini bildirdiği, mahkemenin vaki feragat nedeniyle davanın reddine karar verdiği görülmüştür.
Dosya öncelikle dava şartları bakımından ele alınmıştır.
Dava şartları HMK’nun 114. maddesinde düzenlenmiş olup maddenin 114/1-ı bendinde derdestlik, 114/1-i bendinde kesin hüküm dava şartı olarak sayılmıştır.
Mahkememizce dosyanın kesinleşip kesinleşmediği konusunda müzekkere yazılmış, 08.04.2019 tarihli müzekkere cevabı ile …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının, karar taraflara tebliğ edilmediğinden kesinleşmediği hususu bildirilmiştir.
Dava şartları bakımından yapılan inceleme neticesinde; …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası henüz kesinleşmediğinden hala derdest olduğu anlaşılmıştır. Nitekim …. Asliye Ticaret Mahkemesince feragat nedeniyle davanın reddine dair hüküm kesinleşmediğinden kesin hüküm dava şartı dikkate alınmamış olup derdestlik dava şartına dayanılarak dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
K A R A R: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının derdest olması nedeniyle HMK’nun 114/1-ı maddesi gereğince dava şartı yokluğundan DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 1.058,81-TL harçtan 44,40-TL’in mahsubu ile artan 1.014,41-TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/04/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza