Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/605 E. 2018/1182 K. 25.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/605
KARAR NO : 2018/1182
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2018
KARAR TARİHİ : 25/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde; davacılardan … Ltd Şti’ye ait, diğer davacı … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç 21/03/2004 tarihinde trafik kazası yapıldığını, … isimli kişinin yaralandığını, kazaya uğrayan … trafik kazasına istinaden tazminat davası açtığını ve kazandığını, müvekkilleri kaza sebebiyle mağdura yaklaşık 300.000,00-TL tazminat ödemek zorunda kaldıklarını, oysa mevcut tazminatın poliçe limitleri kapsamında olan kısmını davalıların ödemesi gerektiğini, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dosya karar aşamasında iken dosyada usulen eksiklik olduğunu farkettiğini ve davanın açılmamış sayılmasına kararını vermek zorunda kaldığını, müvekkilinin maliki olduğu araç davalı … tarafından mecburi trafik sigorta poliçeleri ile diğer davalı … şirketi tarafından da kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, mahkeme sonucunda verilen tazminatı da ödemediklerini, oysa mevcut zararın poliçe limitleri kapsamında sorumluluğunun davalılara ait olduğunu, müvekkilin ödemiş olduğu tazminatın poliçe limiti kapsamında davalılardan ayrı ayrı müteselsilen kaza tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile müvekkillerine ödenmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı itirazlarının olduğunu, olayın 21.03.2004 tarihinde meydana geldiğini ve davanınn 28/03/2014 tarihinde açıldığını, motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşına uğradığını, mali sorumluluk poliçesinde ” manevi tazminat talepleri ” özel şart ile poliçe teminatı içerisinde alınmadığından manevi tazminat talebinin reddini, müvekkili şirket dava açılmasına sebebiyet vermediği için yagılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf yükletimesini talep etmiştir.
Davalı … vekili; zamanaşımı itirazlarının olduğunu, olayın 21.03.2004 tarihinde meydana geldiğini ve davanınn 28/03/2014 tarihinde açıldığını, davacılar davalarını ispat edemediklerin, davanın usul, yasa ve içtiatlara aykırı olduğunu, davanın reddi ile mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep edermiştir.
Mahkememizin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda; davacının davasının kısmen kabulü ve kısmen reddine karar verilmiş, kararın davalı … AŞ. vekilinin temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın … Esas ve … Karar sayılı 04/04/2018 tarihli bozma ilamı ile;
“..1086 sayılı HUMK’nın 388. maddesi (6100 sayılı HMK m. 297) uyarınca mahkeme kararında, iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde, hüküm sonucu kısmında da, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Aynı Kanunun 389. maddesinde de “Verilen karar ile iki tarafa tahmil ve bahşedilen vazife ve haklar şüphe ve tereddüdü mucip olmıyacak surette gayet sarih ve açık yazılmalıdır” hükmüne yer verilmiştir (6100 sayılı HMK m. 297 ve 298). Belirtilen madde hükümlerine göre hakim gerekçeye uygun karar vermek zorunda olup gerekçe ile hüküm birbirine uygun olmalıdır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, 30.12.2014 tarihli kararın gerekçe kısmında “…davalı … A.Ş’nin 41.735,02 TL ve işlemiş faizinden sorumlu olacağı, davalı … A.Ş’nin ise ihbar tarihinden itibaren davacılara 15.000,00 TL miktardan sorumlu olacağı, … A.Ş’nin ise kasko sigorta poliçesi primi ödenmediğinden davacılara karşı herhangi bir sorumluluğu olmadığı bilirkişi raporlarınca da tespit edildiğinden davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” şeklinde yazıldıktan sonra , “ Davacının davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile; 41.735,02 TL’nin davanın ihbar tarihi olan 31/05/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 15.000,00 TL’nin davalı … A.Ş’nin davanın ihbar tarihi olan 31/05/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” şeklinde yazılarak hüküm fıkrası oluşturulmuştur. Bu bakımdan kararın gerekçesi ile hükmü arasında çelişki ve tereddüt ortaya çıkmasına neden olup HUMK’nun 388 ve 389. (6100 sayılı HMK m. 297 ve 298) maddelerine aykırı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, işbu dosya Mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında; davacıların; …’a velayeten … ve … olduğu, davalıların ise; … Ltd. Şti ile … olduğu, ihbar olunan tarafın ise; … AŞ olduğu, dava tarihinin 23/05/2005 olduğu, 22/07/2010 tarihinde davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalılar tarafından temyiz edilmesi neticesinde Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığının … Esas ve … Karar sayılı ilamında hükmün onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava; Borçlar Kanunu’nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK m. 54) gereğince bedensel zarara uğranılması nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı taraflar her ne kadar zamanaşımı itirazında bulunmuş iseler de; … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyasına konu tazminat tutarının … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile dava dışı kazaya uğrayan … vekiline 14/07/2011 tarihinde ödendiği, dolayısıyla zamanaşımı alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlayacağından ve ödemenin yapıldığı tarih itibariyle eldeki davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla davalıların eldeki davanın zamanaşımına uğradığına ilişkin savunmalarına itibar edilememiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası arasına ve hükme esas alınan 31/10/2013 tarihli bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere; Davalı trafik sigortacısı … A.Ş. tarafından tanzim edilen Karayolları ZMMS kapsamında; kazaya karışan araç işletenine karşı somut olayda sorumlu olduğu tutarın maluliyet/işgücü kaybı tazminatı tutarı 40.000,00-TL+tedavi giderleri tutarı olmak üzere 1.735,02-TL=41.735,02-TL olduğu anlaşılmıştır. Kasko sigortacısı … AŞ’nin ise; primi ödenmeyen ve iptal edilen … nolu … sigorta poliçesi kapsamında davacılara karşı bir sorumluluğunun bulunmadığı anlaşıldığından bu davalı aleyhine açılan davanın reddine, davalı … A.Ş. aleyhine açılan davanın ise; kısmen kabulü ile kısmen reddine karar vermek gerekmiştir.
Somut olayda sigorta ilişkisi açısından sigortalı aracın işleten sıfatını taşıyan … Ltd. Şti.’nin taraf olabileceği, diğer davacı …’a karşı davalı … A.Ş.’ nin sorumluluğu bulunmadığı, bu sebeple davacı … yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun’un; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde değişiklik yapan 59. maddesinde; “Trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı” düzenlemesine; Kanun’un geçici 1. maddesinde ise; “Bu Kanun’un yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …’nın yükümlülüklerinin sona ereceği” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenlemeler ile trafik kazasından kaynaklanan ve KTK’nun 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri bakımından, trafik sigortacısı ile sorumluluğunu üstlendiği araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu son bulmuştur. Ancak; Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı Kanun ile değiştirilen 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesi kapsamında, tüm tedavi giderlerinden değil, ancak söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri, 6111 sayılı Kanun kapsamında değildir. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam etmektedir. Bu sebeple somut olayda bilirkişi raporu ile hesap edilen 1.735,02-TL tedavi giderlerinden de davalı … A.Ş.’ nin sorumlu olduğu anlaşılmış, buna ilişkin aşağıdaki hükmü kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE;
Davacı … tarafından açılan davanın reddine,
Davalı … A.Ş. aleyhine açılan davanın reddine,
41.735,02TL tazminatın dava tarihi olan 24/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … A.Ş’den tahsili ile Davacı … LTD. ŞTİ.’ye verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.850,91-TL ilam harcından peşin alınan 968,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.882,01TL ilam harcının davalı … A.Ş’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 968,90-TL peşin harç ve 25,20-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 994,10-TL davalı … A.Ş’den tahsili ile Davacı … LTD. ŞTİ.’ye verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.940,85-TL vekalet ücretinin davalı … A.Ş’den tahsili ile davacı … LTD. ŞTİ.’ye verilmesine,
5-Davalı … AŞ, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Göre hesaplanan 6.590,85-TL ücreti vekaletin davacılardan tahsili ile davalı … AŞ’ye verilmesine, (davacı …’ın 4.940,85 TL’lik kısımdan, davacı … LTD. ŞTİ.’nin 1.650,00 TL’lik kısımdan sorumlu olmasına)
6-Davalı … AŞ, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Göre hesaplanan 6.590,85-TL ücreti vekaletin davacılardan tahsili ile davalı … AŞ’ye verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 165,60-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 43,79-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına; arda kalan 121,81-TL’nin davalı … A.Ş’den tahsili ile Davacı … LTD. ŞTİ.’ye verilmesine,
8-Davalı … AŞ tarafından sarf edilen 35,00-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 25,75-TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına; artan 9,25-TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde temyizi kabil olmak üzere yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/12/2018

Katip …

Hakim …